İstanbul'un en yenileri

Yılı noktalarken şehirdeki gastronomik yatırımlar hâlâ devam ediyor. Yerli ve yabancı markaların girişimleri İstanbul’un turistik ve ekonomik gücünün kanıtı gibi. İşte İstanbul’da ziyaret ettiğim yeni mekânlara dair gözlemlerim.

Haberin Devamı

İSTANBUL İÇİN BİR KAZANIM

İstanbulun en yenileri

Londra’da en sevdiğin mekânların başında Picadilly caddesinde bir mabed gibi saklanmış Maison Assouline isimli yüksek tavanlı kitap evi vardır. İçinde beyaz ceketli garsonların hizmet ettiği bar ve kafesi de olan bu mekânı andıran bir konsept artık Four Seasons Hotel Bosphorus’ta.

Assouline Lounge ismiyle açılan mekân, Assouline Türkiye tarafından basılan 10 kitaptan esinlenmiş bir menü ve kokteyl serisi sunuyor.

“Bosphorus Private” kitabından ilhamla hazırlanan balık–ekmek, “Dolce Vita” kitabı esintisi taşıyan pizzetta ve ikonik “Turquoise Coast” kitabının uzantısı bir levrek tabağı mevcut. Bebek’te mağazası olan yayınevinin bu açılımı için markanın Türkiye isim sahibi İrem Kınay’a tebrikler. İstanbul kitap, kültür ve lezzetin buluştuğu markalı bir mekânı çoktan hak ediyordu.

Haberin Devamı

AVRUPA’DA BİR MEYDAN TADINDA

İstanbulun en yenileri

Şehrin gastronomi hayatına dair bir yeni haber de Cem Mirap’tan.

Lucca efsanesinin yaratıcısı Cem Mirap İstinye Park’ın yeni restoran alanında Cantinery zincirinin amiral gemisi denilebilecek yeni bir şubesini açtı.

İnşaat zamanı da gezdiğim proje, Mirap’ın anlattığıyla birebir uymuş. Aslında İstinye Park’ın bu yeni yemek katına açıkçası pek de alışamamıştım.

Cantinery, Bodrum’dan getirdiği limon ağaçları, Akdeniz mimarisindeki bar alanı ve cadde üstü masalarının yarattığı Avrupai meydan hissiyle alışveriş merkezindeki bu yeni alana sıcaklık katmış. Üst katındaki teras ve özel yemek bölümü de kapalı etkinliklikler için bir alternatif olmuş.

Servis ve yemeklere gelecek olursak... Belçika’da üretilmiş çiçek desenli tabaklar hoşuma gitti. Cantinery’nin imza yemekleri yine burada da mevcut.

Özellikle safranlı risotto ve patlıcan milanese tarifini beğendim. Tatlılardan ise ayvalı panna cotta favorim oldu.

Haberin Devamı

Tatlının, çocukluğumuzun dondurmacılarındaki metal kaplarda sunuluyor olmasını da ayrıca hoştu. Kokteyllerden ise ‘sütlaç’ isimli viski tabanlı tarif kış ayları için önerim.

BOĞAZ’DA YENİ BİR ALTERNATİF

İstanbulun en yenileri

Son alarak Tarabya’da açılan Kaicy’den bahsedeyim. Gamze Cizreli’nin ustalık eseri niteliğindeki mekân Tarabya Big Chefs’in bir bölümünün bu yeni restorana tahsisiyle hayat bulmuş.

İlk duyduğumda Kayısı kelimesinin modern bir yorumlaması sandığım mekân ismini aslında Antakya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen ve üzerinde “Kaicy” yazılı bir Roma mozaiğinden alıyor.

Yunan dilinde “Ne dilersen sana da aynısını dilerim” anlamına geliyor.

Antakya’dan Halep’e, Beyrut’tan Kudüs’e kadar uzanan bu kadim coğrafyadan lezzetler sunan mekânın girişinde ilk dikkatimi çeken ise sanatçı Nahide Büyükkaymakçı’nın dev çiçekler şeklinde tavanda yer alan cam eseri oldu.

Haberin Devamı

Mekânın özellikle teras alanında bir Bebek Otel elektriği aldım diyebilirim.

Zaten Kaicy’ye dair ön gördüğüm Tarabya ve civarındaki Boğaz hattı semtlerin kitlesini kendine çekeceği, yoğun trafikte Etiler, Bebek, Kuruçeşme mekânlarına gitmekten yorulmuş zümre için iyi bir alternatif hatta ilk seçeneklerden biri olacağı yönünde.

 

Yazarın Tüm Yazıları