GeriSeyahat Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Birbirinden güzel şehir ve kasabaların yer aldığı Alsace Bölgesi’nde bir taraftan ışıltılar ve süslemeler içerisinde gezerken, diğer taraftan Alman ve Fransız sentezi yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz. Seyahatiniz sırasında kendinizi bir masalın baş kahramanı hissedebilirsiniz. Alman ve Fransız etkilerinin bir arada yaşandığı Alsace bölgesini gezmek istiyorsanız, şimdi tam zamanı. İşte size Strasbourg ve Colmar gezi rehberi…

Kendimi yine “Acaba bir sonraki gezimi nereye planlasam?” düşüncesiyle haşır neşir bulduğum bir kasım akşamıydı. İnternetten haritamı açmış, Avrupa kıtasına zoom’lamış ve gidilecek keyifli rotaları araştırmaya başlamıştım bile. En önemlisi gezi arkadaşım da hazırdı. Fransa’nın Alsace bölgesinde yer alan Strasbourg ve Colmar’a gidiyorduk!

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Alsace rotası için en uygun ulaşım İsviçre’nin Basel şehrinde bulunan, üç ülkeye de (Fransa – Almanya ve İsviçre) çıkışı olan Basel Mulhouse Freiburg Havaalanı oluyor. Bu havaalanının Fransa Mulhouse çıkışından çıkıp, önce otobüs ile 10 dakikada St.Louis garına, oradan da trenle Alsace rotasında belirlediğiniz şehir / kasaba ve köylere gidebiliyorsunuz. St.Louis’den Colmar yarım saat Strasbourg ise 1 saat sürüyor. Alsace rotasında ulaşım o kadar kolay ki aynı gün içerisinde birden fazla köy kasaba bile gezebilirsiniz. Ama benim duraklarımdan  biri Strasbourg gibi Avrupa açısından önemli bir şehir ve Alsace rotasindaki en büyük yer olduğu için ve malesef toplamda gezime 3 gece 4 gün ayırabildiğim için toplam 2 durak belirleyebildim ve 4 günde bu iki durakta doya doya vakit geçirdik.

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Gezimize ilk olarak Avrupa’nın noel başkenti (capitale de Noël) ve Avrupa Birliği’nin Brüksel’den sonraki ikinci başkenti olan Strasbourg’dan başladık. Burada en az iki tam gün geçirmek gerekiyor ki hem noel pazarlarında doyasıya dolaşılsın, hem de şehir ve nehir turu tamamlanabilsin. Şehir küçük olduğu için ilk başta hemen gezilir gibi bir düşünceye kapılabilirsiniz, yalnız şehrin güzel noktaları bu kadar fazla olunca ve noel süslemelerine dalıp her noktada fotoğraf çekmeye başlayınca saatlerin nasıl geçtigini anlamıyorsunuz.

Avrupa’nun en eski ve en büyük noel pazarları Strasbourg’da bulunuyor ve şehrin tamamında 8 farklı yerde noel pazarı var. Yolumuz düştükçe bir çoğunu gezdik ve Alsace yemeklerinden tattık, örneğin Choucroûte (lahanalı, etli ve sebzeli bir Alsace yemeği, orjinalinde sosis ve sarküteri ile servis ediliyor ancak tercihe göre et ve balık ile de yiyebilirsiniz), Tarte flambée (ince pizza gibi yufka üzerine çeşitli malzemelerle servis ediliyor) ve Baeckoffe (istediğiniz türden et ve yanında patates) bence gitmişken denenmeli.

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Favori noel pazarlarım; Notre Dame Kathedrali’nin yanında kurulan, Place Kleber’de kurulan ve Place Broglie’de kurulan pazarlar oldu. Otelimizde merkezde olduğu için, çoğuna gece gündüz demeden gittik. Place Kleber’de noel pazarının yanında yıllardır kurulan devasa boydaki noel ağacı gezginlerin akınına ugradı.

Şehirde dolaşırken öncelikle görkemli Notre Dame Kathedrali’ne girdik. Kathedral gerçekten çok büyüleyici ve şehrin en uzun yapısı. Romanesk ve gotik mimarı özelliklerini taşıyor. İçerisinde hala çalışmakta olan ve Prag’dakine benzer astronomik bir saat bulunuyor. 24 Aralık akşamı denk gelirseniz, noel gecesi olduğu için kapısında uzunca bir kuyruk oluyor ve içerde koro eşliğinde şarkılar söylenip çeşitli ritüeller gerçekleştiriliyor.

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Avrupa Birliği binalarını yani Avrupa Parlamentosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi’ni Rhone nehri turu esnasında dışardan görmek mümkün. Tramvay veya otobüsle de gidebilirsiniz. Bu binaların mimarisi, Strasbourg’un genel mimarisinin tam tersine biraz soğuk bir yapıya sahip.

Gezimize en çok merak ettiğimiz mimarinin en renklendiği bölge olan La Petite France’ı (Küçük Fransa) gezerek devam ettik. Kanalların kenarındaki tarihi evler kartpostaldan fırlamış gibi. Köprülerden geze geze ve yüzlerce fotoğraf çeke çeke bu bölgeyi de tamamladık. Burası Strasbourg’un beni en etkileyen bölgesi oldu. Küçük cafeler bu bölgede yoğunlaşıyor, kahvenizi ve bretzel’inizi elinize alıp gezinize keyifle devam edebilirsiniz. Petite France bölgesinden biraz daha ileride Barrage Vauban da görmeye değer. Burası 17. yüzyılda yapılmış bir köprü, aynı zamanda bir baraj ve gece ışıklandırması harika oluyor!

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Alsace bölgesinin sembolü leylek olduğu için, şehrin içinde ve Rhone nehrinde bir sürü leylek görmeniz mümkün. Aynı zamanda besleyebilirsiniz de. Hediyelik eşya satan dükkanlara girdiğinizde bol bol leylek motifi göreceksiniz, birşeyler almadan çıkmak mümkün değil.

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Güzel Alsace yemeklerini yiyip bölgenin ambiyansını da yaşamak istediğim için önceden küçük çaplı bir restoran araştırması da yapmıştım. İlk akşam Le Tire-Bouchon’da, ikinci gün öğlen ise  Le Gruber’de yemeğimizi yedik. Bu iki restoran yanyana ve kathedrale çok yakın, Rue du Maroquin üzerinde yer alıyor. Özellikle atmosferinden dolayı Le Gruber’i şiddetle tavsiye ederim. Bunların dışında gün içerisinde şehri gezerken bir çok alternatif de bulmak mümkün. Dikkat edilmesi gereken nokta, 24 Aralık ve 25 Aralık tarihleri için mutlaka önceden rezervasyon yaptırmanız lazım. Yoksa yer bulamama ihtimaliniz oldukça yüksek.

İki günlük Strasbourg gezimizi tamamladıktan, noel pazarlarını gezdikten ve La Petite France bölgesi masalını yaşadıktan sonra şimdi sıra Colmar’da. Strasbourg’dan trenle yarım saatlik bir yolculuk ile Colmar’a geliyorsunuz. Colmar’da seçtiğimiz otel garın hemen karşısındaki Best Western Grand Hotel Birstrol idi. Eşyaları otele bırakıp Avenue de la Republique üzerinden 10 dakika kadar yürüyerek Colmar’ın renkli sokaklarına, noel pazarlarına ve şirin köprülerine geliyoruz.

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Colmar, oldukça küçük ve çok renkli bir Alsace kasabası. Açık hava müzesi tadında diyebilirim. Sokaklarında keyifle dolaşıp büyülü ortamda kendinizi kaybedebileceğiniz bir yer. Bir tam günde her yerini gezebilmek mümkün. Eğer noel zamanı gitmezseniz, buraya günübirlik de gelebilirsiniz.

Avrupa’nın en renkli seyahat molası: Strasbourg ve Colmar

Kathedral Meydanı (Place de la Cathédral), şehrin merkezi oluyor. Önemli müzeler de bu meydanın etrafında toplanmış durumda. Biz bu meydanı ve kathedrali gördükten sonra doğru La Petite Venise (küçük Venedik) bölgesine keşfe çıktık. Burası Strasboug’daki La Petite France bölgesinin küçültülmüş versiyonu diyebilirim. Bu bölgede çok eğlenceli bir noel pazarı da mevcut. Ayrıca çok da nefis waffle yapıyorlar. Colmar gezisinde zamanın çoğu bu bölgede geçiyor. Akşam yemeğinizi kesinlikle bu bölgede yemelisiniz. Fransa’da çok fazla Michelin yıldızlı restoran bulmak mümkün. Bizde önceden araştırıp rezervasyon yaparak JY’s (Jean-Yves Shillinger) restoranda akşamımızı geçirdik, farklı güzel alternatifler de var tabii.  Dönüşte Colmar garından trene binerek St.Louis’ye, oradan da otobüsle Basel havaalanına geliyorsunuz. Rüyadan uyanış tam da bu aşamada oluyor. Bu sene noel pazarları 24 Kasım – 24 Aralık arası açık olacakmış. Tarih yaklaşıyor, meraklısına duyrulur.

Fotoğraflar: Selva ADAK KOÇAK 



Buraları görmeden "Türkiye'de yaşıyorum" demeyin!

False