Yağ yakan Türk kahvesinden çikolatalı buzlu kahveye Dünya Kahve Günü'ne özel tariflerimiz var
Bugün 1 Ekim Dünya Kahve Günü… Dünyanın her yerinde milyonlarca insanın vazgeçilmez içeceklerinin başında gelen kahve aslında gelişimi günden güne devam eden dev bir kültür. Biz de sizin için bu kültürü biraz daha yakından tanıyalım dedik ve Caddebostan’da bulunan Olmadık Kahveler atölyesinin baristası Özge Kara’yla bir araya geldik. Özge’den kahve yapımıyla ilgili birçok püf noktası öğrendim. Üstelik yağ yakan kahveden sıcaklarda içip ferahlayabileceğiniz soğuk karışımlara birçok da tarif aldım. İşte hem evde yapacağınız kahveleri lezzetlendirecek, hem de dışarıda içtiğiniz kahvelerin tadını daha iyi anlamanızı sağlayacak incelikler…
Ankara’da kurulan, oradan İstanbul’a da uzanan Olmadık Kahveler, klasik bir üçüncü nesil kahveciyle bir tasarım mağazasının karışımı aslında. Mekanın menüsü de biraz öyle oluşmuş. Hem caffe latte, americano gibi çok klasik kahveler, hem de Olmadık Kahveler baristalarının ortaya çıkardığı farklı lezzetler mevcut. Zaten Özge de yaptıkları işi baristalık kadar ar-ge çalışması olarak da nitelendiriyor.
Ben de Özge’den bu ar-ge çalışmaları sonucu ortaya çıkmış birkaç tarif aldım. İlki bir klasiğin güncel yorumu, ikincisi görüntüsü de nefis bir soğuk kahve, üçüncüsü ise kahvesiz bir meyve kokteyli…
BU TÜRK KAHVESİ METABOLİZMA HIZLANDIRIYOR
Özge’den aldığım ilk reçete hem Türk kahvesini lezzet olarak farklılaştırıyor hem de içenin metabolizmasını hızlandırıyor. İkisi bir arada yani…
Türk kahvesini sade içen çok ama içine illa biraz şeker ekleme ihtiyacı hisseden de çok. Özge’den öğrendiğim bu kahve ise şekersiz yapılıyor ama içindeki minik dokunuşlar sayesinde sade kahve kadar baskın bir lezzeti de olmuyor.
Üstelik yine bu dokunuşlar sayesinde içeni tok tutuyor ve metabolizmayı hızlandırıyor. Peki bu hem leziz hem de sağlık deposu kahve nasıl yapılıyor? Bir fincan kahve için gerekli malzemeler şöyle:
Yarım tatlı kaşığı kadar Hindistan cevizi yağı
1,5 tatlı kaşığı Türk kahvesi
Yarım tatlı kaşığı kadar toz tarçın (çubuk tarçın da olur)
İlla tatlandırmak isterseniz bir-iki damla bal
Tüm malzemeleri kahve makinesine ya da cezveye aktarıyoruz. Üzerine de 1 fincan su ekleyip karıştırıyoruz ve her zaman yaptığımız gibi kahvemizi pişiriyoruz. Hafif tarçın hafif Hindistan cevizi aromalı kesinlikle şeker aratmayan nefis yağ yakan bir kahve çıkıyor ortaya. Ben şahsen çok beğendim lezzetini…
Bu arada “Her zaman yaptığımız gibi” dedim ama Özge’nin sadece bu kahve için değil, genel olarak kahve yapımı için altını çizdiği, çok sık yapılan bir hata var: Asla kahveyi asla tamamen kaynatmayın, 96-97 dereceye geldikten sonra ocaktan alın. (Aynı şey çay için de geçerli hatta…)
Kahve makineleri genel olarak bu dereceyi tutturacak şekilde tasarlanıyor ancak cezveyle kahve yapıyorsanız da fokur fokur kaynayana kadar beklememek, sonradan su eklenen kahvelerde de suyu 100 derecedeyken kullanmamak, lezzet seviyesini artırmak için dikkat edilmesi gereken noktalar.
Buna örnek olarak mangal kahvesini vermek de mümkün. Mangalda kahve hem bir anda ısınıp kaynamıyor, hem de çok yüksek sıcaklıklara ulaşmıyor. Bu nedenle de sıcaklık ayarını tutturmak daha kolay oluyor.
SOĞUK KAHVECİLER, MUTLAKA DENEYİN
“Ben kahvemi soğuk severim” diyenler için de bir tarifimiz var. Bu kahve için ihtiyaç duyacağınız malzemeler ise şöyle:
8-9 yaprak taze nane
2 kare beyaz çikolata
1 shot espresso
7-8 küp buz
1 çay bardağı yağsız süt
Öncelikle nane yapraklarımızı avcumuza alıp iki elimizin arasında ezerek patlamalarını sağlıyoruz. Böylece nanenin yağı ve kokusu içeceğimize daha rahat geçiyor. Ancak ellere dikkat, biraz fazla şevkli vurursanız avuçlarınız kızarabilir.
Beyaz çikolatayı incecik rendeliyoruz. Patlattığımız naneleri çikolatayla birlikte shaker’a alıyoruz.
Bu arada espresso hazırlıyoruz. Onu da shaker’ın içine ekliyoruz. Son olarak 3-4 küp buzu da shaker’a koyup karıştırıyoruz. Ardından nane yapraklarını süzüp kahvemizi bardağa aktarıyoruz. Ama iş bununla bitmiyor.
Yağsız sütü ya french press’le ya da aynı shaker’la iyice köpürtüyoruz. Kalan buzları bardaktaki kahveye ekleyip en sonunda da üstünü süt köpüğüyle tamamlıyoruz. Minik bir nane yaprağıyla da süsleyip keyfini çıkarıyoruz. İçi naneli, dışı bitter’le kaplı meşhur bir çikolata vardır, aynı ona benziyor tadı.
Bu kahveyi yaparken de espresso hazırlamanın inceliklerini öğrendim Özge’den. Özellikle endüstriyel kahve makineleri söz konusu olduğunda, toz kahvenin hazneye iyice sıkışması gerekiyor ki içinden su homojen bir biçimde geçsin, kahvenin her tarafından aynı lezzet elde edilsin. Dahası kahvecilerde gördüğümüz endüstriyel kahve makineleri 25-30 saniyede ortalama 30 mililitre kahve yapacak şekilde tasarlanıyor. Bu da suyun akış hızının ve gücünün sabit olmasını sağlıyor.
Evde moka pot kullananlar için böyle bir süre standardı olup olmadığını sordum, “Kişi onu damak zevkine göre zaman içinde kendisi keşfetmeli” dedi Özge.
Bir diğer püf noktası da kahveyi shaker’da dümdüz aşağı-yukarı sallayarak çalkalamak yerine havada 8 çizer gibi karıştırmak. Malzemelerin lezzetinin birbirine daha homojen bir biçimde karışması böyle mümkün olabiliyor. Yağsız süt kullanılmasının sebebi ise bu sütün yağlısına göre daha kolay köpürmesi. (Ancak köpüğü de daha hızlı sönüyor.)
SERİN SERİN İÇİN, İÇİNİZ FERAHLASIN
Son olarak bir de içimizi ferahlatacak bir tarif istedim Özge’den. Yazın sonu yaklaştı ama özellikle gündüzleri hava sıcaklığı yüksek seyrediyor. Böyle zamanlarda canınız soğuk ve kolay bir içecek çekerse, bu içecek için ihtiyaç duyacağınız malzemeler şöyle:
Yarım taze şeftali
5-6 adet taze fesleğen yaprağı
1 büyük çay bardağı limonata
5-6 küp buz
3 parmak kadar yoğun gazlı maden suyu
Maden suyu haricindeki malzemelerin hepsini blender’da bir araya getirip yüksek ayarda buzlar iyice kırılana kadar karıştırıyoruz. Ancak dikkat edilmesi gereken iki nokta var. Birincisi buzlar tamamen erimemeli. İkincisi de fesleğenler iyice kıyılmalı ki salata yermiş hissi yaratmasın. Daha sonra bardağın dibine maden suyunu doldurup üzerine blender’daki karışımımızı ilave ediyoruz. Üzerini de fesleğen yapraklarıyla süsleyip afiyetle içebilirsiniz.
Ben denedim enfes oluyor. Size de taze şeftaliler bitmeden mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Afiyet şeker olsun...