Bir dönem mavi gözleri, kumral saçları ve hiç aldırmadığı kaşarıyla güzelliğin simgesiydi Brooke Shields... Uzun yıllar da bu özelliğini korudu. Yaşadığı aşklar, evlilikler, bekaretini korumak için gösterdiği çaba yıllarca magazin gündeminde ilk sıralarda tuttu onu. <br> <br> Bugün artık 51 yaşında orta yaşlı bir kadın olan Shields, önceki gün New YorK'ta objektiflere takıldı. Hala yıllara meydan okusa da geçip giden zamanın onda da izler bıraktığı dikkatlerden kaçmadı. Shields'ın özellikle boyun bölgesinin yaşını ele verdiği gözlerden kaçmadı.
#Yaşlanan ÜnlülerGrammy adaylığı bulunan caz piyanisti, besteci ve icracı Mehmet Ali Sanlıkol, Türk müziğine sahip çıktığını söyleyenlerin son derece popülist ya da ideolojik bir yaklaşım içinde olduğuna dikkat çekerken, “Türkiye’nin yüzde yetmişi kendi kültürüne ve memleketine yabancılaşmış durumda” dedi.
#BursaEvinin salonunda söylediği şarkılarla parladı. Bu yaz her yerde o ‘çıplak ayaklı’ kızın sesi yankılandı. Bir gece kulübünde şarkıcılık yaparken bir anda herkesin merak ettiği bir isim haline gelen Zeynep Bastık, yaşadığı bu patlama için; “Bir şeylerin daha güzel gideceğini hissediyordum ama bu kadar hızlı olması şaşırttı” diyor. Harbiye Açıkhava konserine hazırlanan Bastık’la herkesin merak ettiği hikâyesini ve hakkındaki eleştirileri konuştuk.
#Zeynep BastıkAltı ay önce büyük bir hata yapmak üzereydim. Beni Zeki Alasya engelledi. Ertem Eğilmez filmi ‘Mavi Boncuk’ efsanesinin kırkıncı yıldönümüydü. Filme yaşam verenlerle konuşmak, hikâyelerini anlattırmak istiyordum. Senaryoda imzası olanlardan Alasya’yla özellikle konuşmam lazımdı. Telefonda birkaç dakika bile yeterdi. Arıyor ama ulaşamıyordum. Setteydi, yoldaydı, dinleniyordu vs… Derken telefonum çaldı, o tanıdık ses “Ben Zeki Alasya, beni aramışsınız” derken gayrı ihtiyari önümü ilikledim. Derdimi anlattım. Hoşuna gitti konu. “Peki” dedim, “Siz ne hatırlıyorsunuz o günlerden?” “Olmaz” dedi. “Eve gel, bu önemli bir mesele, böyle şeyler karşılıklı konuşulur.”
#Zeki AlasyaO, sonradan iade-i itibar yapılan ve tekrar tekrar izlettirilip ezberletilen eski Yeşilçam filmlerinin görünmeyen sesi. O kadar görünmeyen bir sesti ki, yıllarca beyazperdenin karanlık, havasız ve küçücük dublaj odalarından gönderildiğini kimse bilmedi. Oysa dönemin en ünlü kadınlarına o ses hayat, renk verdi, ünlerine ün kattı. Ancak hayatının hiçbir döneminde onların önüne geçmeyi aklının ucundan geçirmedi. Geride, kenarda, gölgede kaldı. Dönemin yapımcıları da, güzel sesi ve yeteneği kadar, bu özelliği yüzünden çok sevdiler onu.
Sadece kalplerin birbirine değdiği naif bir aşk, bir dostluk Selim İleri ve Türkan Şoray’ınki. 20 yıldır ikisinin de yüreği ancak birbirleriyle yatışıyor, huzur buluyor. Her ay yaptıkları buluşmalar bir nevi ruhi detoks seansı. Birbirlerine hálá "siz" diye hitap ediyorlar. Selim İleri "Herkes gırgır geçiyor ama bence ilişkimizin asıl anlamı burada saklı. Birbirlerine siz diyenlerin kalpleri, diğerlerinden çok daha yakın olabilir. Bunun da bir sırrı olduğuna inanıyorum.