Karantina günlerinde yaptığımız semt turlarında beni en çok Karaköy şaşırttı. Salgını en az hasarla atlatıyor gibi. Diyeceksiniz ki ‘Orası darbeyi pandemiden önce almıştı zaten’... Haklısınız ama bazı özel sokakların, köşelerin küçük masalı, şirin atmosferi kendini koruyabilmiş. Hâlâ yapılabilecek bir sürü şey var. Tabii yüklenmeden, azar azar...
#YazarTürkiye’de günün 24 saatinde su dışında belki de en çok içilen içeceklerin başında çay geliyor. Birçok mekânda yemeklerin ardından müşteriye sormadan bir bardak çay masaya ikram olarak getiriliyor. Ancak bir bardak çay deyip geçmemek gerekiyor. Çünkü kahvehanelerde bir bardak çayı 1 TL’ye içebilirken, lüks bir restoranda aynı büyüklükte bir çay içmek için 25 TL ödemeniz gerekebilir.
#GazetehaberleriBu yıl 29’uncu kez caz severlerle buluşacak Akbank Caz Festivali’nin programı açıklandı. 17-27 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek festival, aralarında Art Ensemble of Chicago, Louis Sclavis Quartet, Mats Eilertsen Trio, Yonathan Avishai Trio, Jakob Bro Trio feat. Joey Baron, Thomas Morgan. Charles Lloyd Sky Trio’nun da olduğu 130’dan fazla yerli ve yabancı sanatçıyı ağarlayacak.
#29. Akbank Caz FestivaliTamirane’den teklif geldi: Ünlülerle halka açık sohbetler yapıyorlarmış, böylece Anadolu’da ödeneği kesilen üniversite konservatuvarlarına müzik enstrümanları yolluyorlarmış. Hemen kabul ettim... Nazım, Yeşim Salkım’a geçti. İşte 50’sine sağlam merdiven dayanış bir müzisyenle o sohbetten bende yer edenler....
#Savaş Özbey21 Mart’a dört gün kaldı. Yani gün ve gecenin eşitleneceği, sonra da hayatımızda ışığın, karanlıktan daha çok yer tutacağı döneme. Buzlarımız yavaş yavaş çözülecek; kışlık giysilerimizden, kabuklarımızdan çıkacağız ve sıcak günlere hazırlanacağız.Bahar geliyor! Çiçekleriyle, renkleriyle, sesleriyle bizi yaza hazırlayacak bahar... Sadece tabiat mı? Kent hayatı hareketleniyor; sokaklar, semtler, mekânlar şenleniyor; festivaller, konserler, açık havada spor ve yarışlar başlıyor. Sadece biz mi? Doğa uyanıyor, hayvanlar canlanıyor, Anadolu en güzel yeşiline bürünüyor. Sadece Türkiye mi? Seyahat edilecek yerler, keşfedilecek maceralar, tanışılacak yeni insanlar, kültürler de kendilerini bu cümbüşe hazırlıyor.Şimdi uyanma, gerinme ve ciğerlerimizi temiz havayla doldurma vakti.Sadece bedenlerimizi mi? Zihinlerimizi de sanat, yeni fikirler ve yeni umutlarla gençleştirme zamanı.Yaşasın bahar ve kalplerimizi her seferinde aşkla dolduran coşkusu!
#YazHybrid adında gencecik ve heyecanlı insanların kurduğu bir ajans, İstiklal Caddesi’ndeki Çiçek Pasajı’nı yeniden eski günlerine döndürmek için kolları sıvadı. Önümüzdeki cuma şehrin gelecek vaat eden genç aşçılarının mezeleri ve Gaye Su Akyol’un şarkıları eşliğinde bir parti yapılacak. Biletler şimdiden tükendi. Benzer etkinlikler yıl boyu sürecek. Ne güzel değil mi? Ama ben karamsarlık kartımı çıkarmak istiyorum.
#MEKANKonser, sinema, tiyatro, sergi... Bir süredir ülkedeki etkinlik haberleri bunlarla sınırlı değil. 90’lı yılları hatırlatan sayı ve çeşitlilikte stand-up gösterileri, yeni nesil sahneleri ele geçirmiş durumda. Peki kim bu gençler? Bize bu türün kapılarını açan Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Ata Demirer gibi öncülleriyle benzer ya da onlardan ayrışan yönleri neler? Ne anlatıyor, kimlere hitap ediyorlar? Türkiye’de seviye atlayan yeni güldürü kültürünü mercek altına aldık.
#Cem YılmazEndişe, heyecan ve belirsizliğin her yanımızı sardığı zor bir dönemden geçiyoruz. Hangi alanda yazarsak yazalım içimizde bir boşluk var. Ama bir yandan da biliyoruz ki bu girdaba kendimizi kaptırmamalı, hayatı normal akışına döndürmeliyiz. Bugünkü ajandamızda, kapandığına çok üzüldüğüm bir restoran ve çok etkilendiğim bir sergi var...
#Kelebek