6 Şubat depremleri nedeniyle bu yıl ülkece yastaydık. Yaza doğru canlanmaya başlayan kültür-sanat ve spor etkinliklerinde bir arada olmak bir nebze de olsa iyi geldi. Sinemaya gittik; ‘Hayat’, ‘Tanrının Unuttuğu Yer’ gibi başyapıtları izledik. Konserlere, festivallere katıldık; Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için özel bir şov hazırlayan Edis’le coştuk. Tiyatroyu da ihmal etmedik, Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay’ın 20 yıl sonra ‘Kel Diva’da buluşmasına tanık olduk. Brieflyart’taki sergisini gezerken değerli sanatçı Şenol Yorozlu’nun kısa bir süre sonra aramızdan ayrılacağı aklımıza bile gelmedi. Canımız evde oturmak istedi, açtık Murathan Mungan’ın ‘995 km’sini okuduk, Mert Demir’in ‘Ateşe Düştüm’ şarkısıyla hüzünlendik. Akşam olunca Gallada’da güzel bir yemek yiyip arkasından Frankie’de müzik dinledik. İstanbul Modern’in önünden geçerken Renzo Piano imzalı binasını hayranlıkla inceledik. Bu arada spordaki başarılarımız bizi mutluluktan ağlattı. Antalya yine tatil için ilk tercihimiz oldu. Barbie çılgınlığı modayı esir alırken herkesin dilinde iklim değişikliği vardı… Ve elbette bir de şu soru: “Yapay zekâ dost musun, düşman mısın?”
#Melis YılmazSöz konusu kişisel bakımsa artık kadın-erkek fark etmiyor; herkes cilt, saç sağlığına özen göstermeye, yaşlanma etkilerini yavaşlatmaya çalışıyor. Kozmetik dünyası da son yıllarda erkeklere yönelik seçeneklerini arttırıyor. Bazı markalar üniseks bakım ürünleri sunsa da pek çoğu erkeklerin cilt yapısı ve hormon dengesini dikkate alarak ürünlerini tasarlıyor. Biz de jürimize en etkili erkek bakım ürünlerini sorduk.
#Cilt20 yıllık Elgiz Müzesi, 11 yaşındaki İzmir Arkas Sanat Merkezi’nden gelen ‘Doğa, Bahçeler ve Düşler’ sergisiyle gündeme umut, renk, güzellik ve sanat aşılıyor. Bu verimli değiş tokuşun ikinci perdesi ise 26 Mart’ta Elgiz’den Arkas’a taşınacak ‘Mitler ve Hayaller’ sergisiyle açılacak.
#Doğa, Bahçeler Ve DüşlerDoğa ile sürekli bir etkileşim içerisinde olan insan, bu uyum sayesinde varlığını sürdürebiliyor. Arkas Koleksiyonu’ndan eserlerle oluşturulan “Doğa, Bahçeler, Düşler” sergisi de; doğa, bahçe ve insan arasındaki bütünlüğü sanat aracılığıyla yeniden gündeme getiriyor. Arkas Sanat Merkezi’ndeki sergi, 16. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan döneme ait doğayı yücelten çalışmalara yer veriyor.
#İzmirSanat, insanlık tarihinin ortak kültürel mirasıdır. Medeniyetlerin seviyesi sanat ile ilişkilerinin düzeyi ile doğru orantılıdır. Resim sanatının ise apayrı bir yeri vardır. Evrensel bir dildir. Ünlü ressamlardan biri olan Paul Cezanne merak konusu olan sanatçılardandır. İşte, Paul Cezanne kimdir, hayatı, eserleri ve konu hakkında çok daha fazlasını sizler için derledik.
#Paul Cezanne Kimdir?Sanat, insanlığın ortak dilidir. Medeniyetin ölçüsü ve kültürün önemli bir parçasıdır. Sanat içerisinde resim sanatının özel bir yeri bulunmaktadır. Müzik gibi resim sanatı da evrenseldir. Bazı sanatçılar ve eserler ise insanlığın ortak değeri kabul edilmektedir. Claude Monnet de merak edilen ressamlar arasında bulunmaktadır. İşte, Claude Monnet kimdir, Claude Monnet ve yapıtları, hayatı ve konu hakkında çok daha fazlasını sizler için derledik.
#Claude Monet Kimdir?Empresyonizm bir diğer adı ile izlenimcilik, 19.yy’ın ikinci yarısı ve 20. yy.’ın başlarında Fransa’da başlayarak daha sonra diğer ülkelere yayılan resim sanatının ismidir. Empresyonizm nedir? Özellikleri nelerdir? İşte, tüm detaylar.
#Empresyonizm Nedir?Türkiye’de taklit pazarının büyüklüğü 20 milyar dolara ulaştı. Piyasada ciddi bir istihbarat ağı var ve sahte ürün yakalatanlar parça başına 1 dolar alıyor. Türkiye, taklit ürünlerde dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldi. Dünyada 350 milyar dolar, Türkiye’de ise 20 milyar dolarlık taklit ürün pazarı var. Yurt dışı gümrüklerde yakalanan 70 milyar dolarlık taklit ürünün yüzde 5’i yani 3.5 milyar dolarlık ürünün çıkış noktası Türkiye... Hal böyle olunca markaların taklitle mücadelesinin bedeli de büyük oluyor. Tescilli Markalar Derneği (TMD) Başkanı Tahsin Özlenir, avukatlık bürolarının özel istihbarat birimleri kurduğunu ve yakalanan mallarda parça başına 1 dolar alındığını söyledi.
Kendisine ‘Avrupa’nın Noel Başkenti’ sıfatını yakıştıran Strazburg bu hafta da yeni yıl coşkusunu yaşıyor. İkinci Dünya Savaşı sonunda Fransa’ya katılana kadar defalarca Alman egemenliğine giren şehir çift kültürlü yapısını yaşamın her alanında sergiliyor: Parke taş döşeli yayalaştırılmış sokaklar, kanallar, kısmen ahşap evler, lezzet mekânları, sanat müzeleri, gastronomik cennete ya da butik otele dönüştürülmüş tarihi yapılar… Tüm bu zenginliğiyle yıl boyunca görülmeye değer.
#Seyahat