Tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Türkiye toprakları, her bir köşesinde eşsiz hazineler barındırıyor. Bunlardan en dikkat çekenleri ise yüzyıllar öncesine ışık tutan yer altındaki büyüleyici yerler… CNN Travel de bu adreslere dikkat çekti ve ülkemizde keşfedilmeyi bekleyen 7 öneride bulundu. İşte o adresler...
#Seyahatİstiklal Caddesi üzerine 1894 yılında inşa ettirilen Rumeli Han’ın restore edilmesiyle altındaki gizli tünel gün yüzüne çıkmıştı. Yakın tarihte keşfedilen gizemli tünel, ziyaretçilerin uğrak adreslerinden biri haline geldi.
#İstiklal Caddesiİstiklal Caddesi üzerine 1894 yılında inşa ettirilen Rumeli Han’ın restore edilmesiyle altındaki gizli tünel gün yüzüne çıkmıştı. Yakın tarihte keşfedilen gizemli tünel, ziyaretçilerin uğrak adreslerinden biri haline geldi.
#İstanbulBaşta James Bond olmak üzere Hollywood yapımlarında kullanılan kıyafetlere eli değmiş, İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in ağırladığı 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün personeli için fraklar hazırlamış. Mağazasının girişindeyse en özel müşterileri Mustafa Kemal Atatürk’ün aileye hediye ettiği şapka sergileniyor. Dördüncü kuşak terzi, smokin sihirbazı Levon Kordonciyan’la buluştuk, şık olmak isteyen beyler için tüyolar aldık...
#SmokinHayatta en sevdiğim yer hep İstiklal Caddesi oldu. Taksim’den aşağı kaptırdım mı, içimi heyecan kaplar, o hava, o renk cümbüşü kalp atışlarımı hızlandırırdı. Beyoğlu’nun karnavalımsı ortamında, insanlar kaybolur, eşitlenir ve her seferinde yeni bir maceraya atılırdı. Biliyorum, pek çoğunuz için de öyle, Beyoğlu canımızı yakan, kişisel bir mesele. 2000’lerin ortasındaki ‘altın yıllar’da burası Avrupa’nın en gözde semtlerinden biriydi. Newsweek dergisi “Cool İstanbul: Avrupa’nın en havalı kenti” kapağıyla çıktığında, kimsenin umurunda olmamıştı. Bundan şüphemiz yoktu ki... Ve başrolde Beyoğlu vardı. Peki sonra ne oldu? Sert bir düşüşe geçti. Sokaktaki masaların kaldırılması, sembol mekânların kapanması, Gezi olayları ve terör saldırılarından sonra bir süre hayalet şehre dönüştü. Batılı turist kayboldu, boşluğu Arap turist ve mülteciler doldurdu. Meyhaneler kebapçı, barlar nargileci oldu. Sokakta Türkçeden çok Arapça duyulmaya başladı. Ve ayağını kesen kesim, “Beyoğlu bitti, Ortadoğululaştı” noktasına geldi. Bu doğru mu? Yaşanan dönüşüm ne ve arkasında ne var? Açık bir kafayla gittik, haftalarca çalıştık... Esnafla, tarihçilerle, mimarlarla, sanatçılarla konuştuk. Ara Güler’e de kulak verdik, İranlı sokak müzisyenlerine de... Beyoğlu Belediye Başkanı’yla Tarlabaşı’ndaki lüks inşaatları da gezdik, tam dibindeki mültecilerin gecekondularına da konuk olduk...En önemli şey kulak vermek, anlamak ve şehir hakkına sahip çıkmak... Beyoğlu’nun kaderi Türkiye’nin de kaderi. Dört gün sürecek yazı dizimiz hafta içi Hürriyet’te devam edecek. Haydi, hep beraber Taksim’den aşağıya bir süzülelim...
#BeyoğluTÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan kamuoyunda yaratılan, “TÜSİAD’a başkan bulunamıyor” algısından uzun süredir rahatsızdı. Bunun için de ilginç bir formül buldu. Kendisi gibi güçlü bir ismin başkan olduğu ve yönetimde eski başkanlardan oluşan ailelerin yer aldığı bir sistem üzerine anlaşıldı. Ancak planlar daha ilk gece altüst oldu.
#Jale ÖZGENTÜRKGezi Parkı protestolarında TOMA’nın önüne yatarak çevik kuvvetin çalışmasına engel olduğu iddia edilen ve hakkında görevli memura mukavemet etmek ve izinsiz gösteri yapmak suçlarından 7 yıla kadar hapis istenen bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek, “Polis beni dövdü, hakaret etti. Ellerimde bayraklarla ıslanmış vaziyette yolun ortasına oturup bir sigara yaktım. Hatta bu şekilde fotoğraflarım da var. Bunu eylem olarak yapmadım. O anki psikolojiyle sinirlendiğim, darp edildiğim için yere çöktüm. Asıl mağdur benim” dedi.
Gezi eylemleri sırasında gözaltına alınıp ‘halkı isyana teşvik etmek’ suçlamasıyla tutuklananlar isyanlarını Metris Cezaevi’nde ziyaretlerine gelen CHP milletvekillerine anlattılar. Bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek, cezaevine girince eşi ve 5 çocuğunun aç kaldığını belirtirken, Atatürk’lü Türk bayrağının aleyhine delil yazılmasına tepki gösterdi.
Onat Kutlar, “Tuncel’in suratına insan saatlerce bakabilir” demiş. Ben de baktım yüzüne ve o çizgileri derinleştiren yılları mutlu geçirmiş bir sanatçı gördüm. Her ne kadar insanlar, onu son dönemde Asi dizisindeki Cemal Ağa olarak tanıyorlarsa da o Yılmaz Güney’in Umut, Sürü, Duvar’ı ve diğer filmleri ile tanınmayı yeğliyor. Yaşı 73 olsa da o hayallerini, yaşam zevkini kaybetmemiş.
ISTANBUL - Swedish photographer Alexander Berg, the initiator of the One Shot project, is in Istanbul for his 'One Shot Istanbul' project as part of the Contemporary Istanbul Art Fair. The project consists of images taken with a large-format camera in just one frame, on just one sheet of film, with only one shot per subject