Bereketli Antalya hem tarımı, hem iklimi, hem de hiç şüphesiz ki tarihî mirası itibarıyla dünyanın mümtaz bir parçasıdır. Ukrayna - Rusya Savaşı sonrası 200 bin tane ne idüğü belirsiz Rus ve Ukraynalı, şehri istila etti. Kiralar arttı, daha doğrusu arttırıldı. Belek bölgesi, zaten karışık bir mimariyle örtülmüş vaziyetteydi. Şimdi batı bölgesinde de garip manzaralar görülüyor. Tarımsal alanlarda, arazi sahipleri olarak Batı Avrupalılar var, örneğin İngilizler; aldıkları gibi satıyorlar. Sorunların artık ciddi olarak ele alınması lazım. Çok çabuk heba edilebilir bir zenginlik. Geleceği harcama hakkımız yok.
#AntalyaÜlkemizde pek yanlış kanaat ve slogan vardır: “Namütenahi zenginlikleri olan, gümrah; yani bereketli bir ülke.” Bu tamamıyla yanlıştır. Türkiye’nin ne Kuzey Avrupa ülkeleri kadar bereketli ve gümrah ormanları vardır ne de ABD ve Avrupa’daki birçok ülke kadar zengin su kaynakları bulunur. Türkiye’nin yaylaları, ormanları, bozkırı hepsi planla kullanılır. Ziraatta iyi planlama yapmadığımız ve menfaat sahipleri bunu dinlemedikleri için Çukurova tarımı batmıştır. Dolayısıyla bereketin ortasında aç kalmak istemiyorsak birtakım planlamalara dikkat etmeli, bazı tedbirler alarak arazi ve kıyı yağmasını önlemeliyiz.
#TürkiyeKıyılar tamamen işgal edilmiş. Yanına şezlongunu veya uzanacağı hasırı alıp gitse bile yayılacağı yer bulamayanlar var ve bulan da terk etmesi için ikaz ediliyor. Kıyı canavarları türemiş. Hepsinin cesaret aldığı da yetkililerin göz yumduğu kaçak otel kıyıları. Bu konuda Sayın Bakan Mehmet Özhaseki’den etraflı kararlar ve çözümler bekliyoruz.
#Mehmet ÖzhasekiGalata Projesi maalesef çok müsrif bir kullanımdır. Kıyının bir köşesine sığınıp etrafı seyredecek gençleri, talebeleri, orta şeker insanları sıkıntıya soktular. Bu yetmezmiş gibi o dar alanın önüne bile bir nehir ziyafet gemisi monte edildi. Bu meseledeki en büyük rezalet bu lokanta gemisini işleten şirketin bir de rıhtımı kendine “özel” diye ayırması, halkın geçişini engellemesi. Bu haydutlukların bitmesi lazım. Kıyıları mümkün mertebe halkın gezebilmesine açmalıyız.
#GalataportSafranbolu Türkiye’nin İtalya’sıdır. Sakinleri baba konaklarında ve evlerinde oturmayı bir asalet ve görkem sorunu olarak ele alırlar. O yüzden de bugünlere kadar ulaştılar. UNESCO 17 Ağustos 1994’te burayı dünya varlığına dahil etti. Lütfen fazla tahrip etmeden Safranbolu’yu bol bol gezmeye çalışalım.
#SafranboluSon dönemin turizm politikası, İspanya’nın çoktan terk ettiği bir “kale turizm tesisleri”ne dönüşmüştü. Birileri gelip otel kuruyor, manzarayı kapatıyor, sıkılmadan kıyıları da kapatıp çeviriyor. İleriki Türkiye bugünkü gibi bilinçsiz olmayacak ve bu binalar yıkılacak. Fakat tahrip ettikleri tabiat o kadar çabuk düzelemeyecek.
#TurizmKapadokya bölgesine ilk kez 60 yıl önce ayak bastım. Oraya her sene birkaç tur yaptıkça bölgeyi daha çok tanıdım; ucu bucağı olmayan bir yerdi. Bölge çok ilginç bir büyüme içinde. Nüfusunun çok arttığını söylemek mümkün değil. Turist sayısında da kontrol sağlanırsa gelecek buranındır. Ama tabii çevrenin korunması en önemli nokta. Bu bölgenin tarihi Anadolu’ya ışık tutuyor.
#AnadoluII. Osman’ın, eski kurumların yerine alternatif yenilerini kurmadan işe girişmesi ve sesini yükseltmesi bir sabah isyan kalabalığının karşısına çıkmasına sebep oldu. Padişahı bin bir hakaret ve edepsizce taciz ile tahtından indirip Yedikule zindanlarına kapatıp katlettiler.
#II. Osman1952’de babasının ani ölümü üzerine tahta geçen Kraliçe II. Elizabeth, hükümdarlığının 70. yılını kutluyor. Cip kullanmayı seviyor, atlarla ilgileniyor, bitkileri seviyor. Fransızca aksanı düzgün. Zaman zaman cumhuriyetçiliğin bile kuvvetlenme eğilimi gösterdiği Birleşik Krallık’ta her şeye rağmen İngiliz monarşisinin kendine has âdetlerini ve saygınlığını koruduğu söylenebilir.
#Kraliçe II. ElizabethAlman turizm seyahat acenteleri başkanı bir toplantıda “Alman turistler buraya tarih ve tabiat satın almaya geliyor. Tahrip edilmiş bir tabiat ve saygısızca silueti silinen bir tarihi eser Türkiye’deki turizm kapasitemizi düşürür” demişti. Bu doğru bir sözdü. Türkiye tabiatını iki önemli unsur yok ediyor; birincisi, etrafı kirleten ve tahrip eden sanayi tesisleri getirdikleri gelirden çok hayat tarzında büyük facialar yaratıyorlar. İkincisi sınırsız ve şuursuz şehirleşmedir.
#TurizmDünyanın hiçbir yerinde bir bölgeyi beslemeye başlayan turizm gibi endüstrinin dayandığı bitki örtüsü veya panorama, tabii ve tarihi kalıntılar ve görünümler yok edilmez, çünkü arkası geliverir. Size açık söyleyeyim: Göreme ve Kapadokya denen vadi halen güzel ama 1970’lerdeki gibi değil artık... Eski ve dolma yakışıksız yapılar çıkmaya başladı. Böyle giderse ömrü çok uzun olmaz. İstanbul’un da bu hale gelmesi 60 yıldan beri yönetenlerin suçudur. Bari hiç değilse Suriçi İstanbul’unu sakinlerine bırakınız, yani İstanbul’un sahiplerine...
#YazarlarEski TBMM Başkanı İsmet Sezgin, dün devlet töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Kocatepe Camisi’ndeki cenaze namazında Sezgin’in kızlarıyla birlikte kadınlar da saf tuttu. Başbakan Yıldırım, “İsmet Abi” dediği Sezgin için, “Ciddi ama çatık kaşlı olmayan bir siyasetçiydi” diye konuştu.
#İsmet SezginGerçek adı Perihan Benli’ydi... Ancak Türkiye onu Zeki Müren’in taktığı “Romalı” lakabıyla tanıdı. Bir döneme damgasını vuran ünlü soprano, oyuncu ve ressam Romalı Perihan, 5 Mayıs’ta hayatını kaybetti. Organizatör Erkan Özerman, “efsane”nin ardından duygusal bir yazı kaleme aldı.
#Romalı PerihanParis Champs Elysees Bulva-rı’ndaki Paris Turizm Müşavirliği Ofisi’nin “Yunus Emre Kültür Merkezi Vakfı”na dönüştürülmesi kararı, Kültür Bakanlığı’nı, Dışişleri ve Maliye bakanlıklarıyla karşı karşıya getirdi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Ofisi boşaltmamız mümkün değil” dedi.