"Hücrelerimizin uç kısımlarında 'telomer' diye bir parça var. Yaşamı uzatmak, bu telomerin uzatılmasını engellemekten geçiyor. Bunun tamamen gerçekleşeceğine, ölümsüzlüğün olacağına inanmıyorum ancak gelecekte insanlar 200 yıl yaşayacak"
#Uzun YaşamKocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (KÖGEM) Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz, kanserin bir çok çeşidinin, bir kök hücre hastalığı olduğu konusunda çok ciddi kanıtlara ulaştıklarını belirterek, "Biz kanser kök hücrelerini nasıl öldürmemiz gerektiğini önce laboratuvarda sonra hayvanlarda öğreneceğiz. Daha sonra da insan çalışmalarına geçeceğiz. Bu sanıyorum önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde gerçekleşecek" dedi.
#KanserKocaeli Üniversitesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (KÖGEM) Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz, kök hücre ve hücresel tedavi yöntemlerinin geleneksel tıp yöntemlerileriyle tedavi edilemeyen birçok hastalık için rutin bir tedavi protokolü haline geleceğini belirterek, Türkiye'nin dünyada ses getirecek çalışmalara imza atması için büyük bir merkeze ihtiyacı olduğunu söyledi.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde (KOGEM) yapılan bir çalışmayla, bir tür kemik iliği kanser türü olan “plazma hücre kanseri” olgularından hücreler elde edilip embriyon dönemine dönüştürerek bu hastalığın oluşma mekanizması tespit edilecek.
Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOGEM) Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz, bir organın kendi kök hücrelerini alarak aynı organı tedavi etmek amacıyla kullanılmasının yeni ve çok başarılı bir yaklaşım olduğunu belirterek, “Kalpteki ölü dokuyu canlandırmada kalpten alınan kök hücreler işlev görebiliyor” dedi.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde (KÖGEM) kurulan onkogram laboratuvarı ile teşhisi aynı olsa bile moleküler olarak kişiden kişiye farklılık gösteren kanser türlerinin tedavisinde kullanılacak en uygun ilaç belirlenebilecek.