Akademik hayat birçok süreci yapısında barındırır. Her aşaması akademik yolda yürüyen bilim yolcularını ayrı bir olgunlaşma sürecine yönlendirir. Yüksek lisans eğitimiyle başlayan heyecan, umut ve azim dolu bu süreç birçok sorumluluğu yükler bilim insanlarının omuzlarına. Her bir süreç bir sonraki süreç için altyapı ve çalışma ortamı oluşturur. Yapılacaklar listesi zihinlerinde akademik çalışmaların göbeğinde bulur bilim yolcuları kendilerini. Akademik hayata yeni adım atmış genç filizler güzelliklerle dolu bu serüvene başladığı andan itibaren bilim okyanusuna derin dalışlar yapar ve bilimin rengarenk dünyasında güzel bir yer edinebilme fırsatı yakalarlar. Akademisyen olma hedefi toplumun geniş kesimi tarafından benimsendikçe akademik yolda yürüme azmi, sevgisi ve üretkenliği doğrusal olarak artmış olur. Akademisyenlik sadece bir meslek değil aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Akademik çalışmaları hayatının bir parçası olarak gören her bilim insanı için başarı kaçınılmaz olur.
#Konuk YazarYıllar boyunca onu beyaz perdede her gördüğümüzde saçtığı ışıltıyla kalplerimizi çaldı. Bununla da yetinmeyip dünyanın en tanınmış oyuncularından biri olmasına rağmen sürdürdüğü mütevazi hayat ve yardımseverliğiyle de takdir topladı. Yıldız oyuncu yakın zamanda sinema salonlarına dönmeye hazırlanırken büyük bir sürprizle karşılaştı.
#Keanu ReevesProf. Dr. Sezgin Bakırdere’nin kimya alanında yaptığı akademik çalışmaları, İngiliz Kraliyet ailesi tarafından desteklenen The Royal Society of Chemistry (Kraliyet Kimya Topluluğu) tarafından “Fellow Member” (danışman üye) unvanıyla taçlandırıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bakırdere, analitik kimya alanında yaptığı uluslararası çalışmalar nedeniyle bu unvana layık görüldü. Onun bu başarısına en çok sevinenlerden biri de 2022 Liselere Geçiş Sistemi (LGS)’de 500 tam puan alarak şampiyonlar arasında yer alan kızı Bengisu Ece Bakırdere oldu.
#Kraliyet Kimya TopluluğuMüsilaj içinde yaşayan Marmara balıkları yeni bir tip salgını dünyaya taşırken, kirliliğin zirvesi Ergene Çayı, Marmara ile birlikte Karadeniz’i yok etmek ve Ege’yi de mahvetmek üzere! Korona salgınında Çin’i gösteren yargılayıcı parmaklar, bu kez Türkiye’ye yönelecek gibi. Yani, biz kendi denizimizi hasta ettik, şimdi o bütün dünyayı hasta edecek!
#BURSAİstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)’in 17’inci dönem başkanlığını yürüttüğü Kimya Sektör Platformu (KSP) bünyesinde gerçekleştirilen “2021 Türkiye Kimya Sektör Şurası”, Kimya Sektör Platformu (KSP) Başkanı ve İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in ev sahipliğinde dijital platformda yapılan açılış konuşmalarıyla başladı. Şura’da konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Kimya sektörü ekonomimizin harcı” dedi.
#İKMİBGıda israfı halen dünya gündemindeki büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Türk bilim insanlarının nano teknoloji ile geliştirdiği yeni bir ürün ise umut verici. Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde geliştirilen ürün gıdaların raf ve saklama ömrünü uzatabiliyor. Ürünün yakında ticarileşmesi gündemde…
#GazetehaberleriOxford Üniversitesi tarafından yayımlanan ‘Bilim Kadınları-Düşünceler, Zorluklar ve Sınırları Aşmak’ kitabında Türkiye’den de üç bilim insanı yer aldı. Prof. Dr. Sezer Şener Komşuoğlu, Prof. Dr. Gülsün Sağlamer ve Prof. Dr. Ayhan Ulubelen 18 ülkenin içerisinde Türkiye’yi temsil etti.
#Oxford ÜniversitesiBursa'da faaliyet gösteren Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencileri tarafından "Milli Kalkan: Sodyum Pentaborat Projesi" kapsamında geliştirilen radyasyondan korunmaya yönelik materyal, Dünya Liselerarası Proje Yarışması'nda kimya dalında ikinci seçilerek, NASA ödülüne layık görüldü.
#AbdBilkent Üniversitesi Yerleşkesi'ndeki Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Enstitüsünde tıp, eczacılık, DNA analizi gibi pek çok stratejik araştırmada kullanılan biyosensör cihazı, tamamen yerli kaynaklarla geliştirilip dünya standartlarında ticari ürüne dönüştürüldü.
2002 ve 2003 yıllarında yapılan iki araştırma kendilerine uzun süre östrojen ve progesteron takviyesi uygulanan kadınlarda meme kanseri, kalp hastalıkları ve felç gibi sorunlara daha sık tanık olunduğunu ortaya koymakla birlikte, bunun nedeni konusunda herhangi bir açıklama getirmiyordu.