Trabzon’da bahçelerde, fındık ağaçlarının dallarının kurumasına neden olan, 'Drakula' olarak bilinen 'Turunçgil Uzun Antenli Teke Böceği' ile ilgili mücadele sürüyor. Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Meclis Üyesi İhsan Miraç Emirzeoğlu, “Zararlının popülasyonu belli bir oranda azaltıldı ancak bölgeden tamamen çıkmadı. Kontrol altına alınması ve tespit edildiği yerde ihbar edilmesi mücadele açısından önemli” dedi.
#TrabzonHızla tükettiğimiz doğanın adeta misilleme yaparak pandemiyle birlikte tüm dünyayı eve sokması bir animasyon filmine ilham verdi. Yönetmen Boral Kambay’ın odasına kapanıp ‘stop motion’ yani ‘duraklı çekim’ tekniğiyle çektiği ‘Misilleme’ yurtdışında birçok ödüle layık görüldü. Film, 10 bin fotoğraf karesinden oluşuyor.
#Boral KambayKulaktan dolma bilgiler ve el yordamıyla öğrenilmiş yöntemlerle balın kalitesini anlamak mümkün değil. Üstelik son dönemde renk ve görünüm açısından bala çok benzeyen esmer pirinç şurubu da işin içine girmiş. Konuyla ilgili güzel bir haberse Balparmak firmasından geldi… Laboratuvarlarında bu ince detayları ayırt edebilen bir metot geliştirmiş, hatta patent başvurusunu bile yapmışlar.
#Sahte BalAntalya’da nüfus artış hızının geçen yıl 3 kat artarak binde 14.6’ya ulaştığına dikkati çeken Şehir Plancılar Odası Antalya Şube Başkanı Ebru Manavaoğlu, acilen ulaşımdan barınmaya kent insanının konforlu yaşamasını sağlayacak bir kent vizyonunun oluşturulması gerektiğini söyledi.
#ANTALYAAşırı yağıştan dolayı Kestel, Yenişehir, İznik ve Orhangazi’de sel felaketi yaşandı. Kestel’de canlar yitirildi. Diğer yerlerde ise yerleşim yerleri tarumar oldu, maddi kayıplar yaşandı. Son dönemde de bu tip olayları daha fazla yaşar olduk. Yaşananlar kaderimiz mi? Bunun önüne geçilebilir mi? Konuyla ilgili akademik oda temsilcilerinin görüşlerini aldık. Olayın yaşandığı bölgede de incelemeler yapan akademik oda temsilcileri, dikkat çeken tespitlerini aktardılar. Özellikle doğanın korunması, iklim değişikliği ve planlamaya dikkat çektiler.
#Bursaİstanbul Yerel Yönetimler Sıfır Atık Kongre ve Sergisi’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Dünyanın her yerinde alarmlı bir saatin bizi uyandırmak için çaldığını işitiyoruz. Peki uyanacak mıyız? İşte kendimize sormamız gereken soru bu” dedi.
#Emine ErdoğanBugünlerde yaşadığımız her aşırı hava olayı “eşi ve benzeri görülmemiş” bir doğa olayı olarak değerlendiriliyor. Oysa bu yorumdan önce, geçmiş yıllarda dünyada ve Türkiye’de yaşanmış doğal iklim değişimleri, meteorolojik afetler veya meteoroloji karakterli doğal afetlere göz atmak gerekir.
Yarın 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın düzenlediği Dünya Meteoroloji Günü Etkinlikleri için bugün Afyon’dayım. Bu yıl meteoroloji konusunda vermek isteğim mesajı başlıkta özetledim. Gerçekten ne demek istediğim sizi şaşırtabilir!
Uluslararası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) Türkiye senaryosunda, ülkede yıllık ortalama sıcaklığın ileriki yıllarda 2,5-4 derece artacağı, Ege ve Doğu Anadolu'da artışın 4 dereceyi bulacağı tahmin ediliyor. Senaryoda, ülkenin güneyinin ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşı kalacağı, kuzey bölgelerde ise sel riskinin artacağı ifade ediliyor.
Yaşanan mali kriz, yeni bir çağın habercisi falan değil; sadece, kapitalizmin tarihi gidişatı üzerinde olağan bir durak. Bu krizden sosyalizm çıkacağını, şimdiye kadar alınan önlemlerin sosyalizmi andırdığını sananlar yanılıyorlar. Doğal afetlerin bile küreselleştiği postmodern çağda, felaketlere biraz da özlem duyuyoruz. Çünkü onlar, çağımızda hepten kaybolan “gerçeklik” hissini, bir yudum da olsa bize yeniden tattırıyorlar.
Küresel ısınmanın meydana getirdiği doğal afetler, sadece can kaybı değil, küresel ekonomiye de öngörülemeyen etkilerde bulunuyor. Küresel ısınmanın yıllık ekonomik maliyeti, 10 yıl içinde ikiye katlanarak yıllık 150 milyar dolara ulaşırken bunun sigorta şirketlerine yıllık yükü 40 milyar doları buldu.
Bu sorunun yanıtını 1550-1850 yılları arasında yaşanan Küçük Buzul Çağı'ndaki Türkiye'deki duruma bakarak vermek doğru bir yaklaşım olur diye düşünüyorum. Yaklaşık 150 yıl önce Türkiye ile beraber Avrupa'da hava sıcaklıkları bugüne göre yaklaşık olarak 5 C0 daha düşüktü ve küçük de olsa bir buzul çağı yaşamıştık. Bu tür şiddetli hava olayları ve doğal afetler, ya savaşların kaderini değiştiren ya da salgın hastalıklara, kıtlıklara ve isyanlara neden olan olaylar olduğu için tarih kitaplarında da yer aldı.