Tam ismiyle Provence-Alpes-Côte d’Azur’un kendine has bir çekiciliği var. İnsanı ortaçağda gibi hissettirip o zamandan beri gelen asaletini vakur bir şekilde önünüze seriyor. Başta Van Gogh, Cézanne gibi birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuş kasabaları, lavanta tarlaları, görkemli şatoları, üzüm bağları, Akdeniz lezzetleriyle hem taşralı hem de stil sahibi. Bahar aylarıysa bölgeyi keşfe çıkmanın en güzel zamanı.
#Ebru ErkeMüze ve sanat galerileri, pandemi koşullarına rağmen hayli hareketli bir yılı geride bırakıyor. 2021’in sergilerini Hürriyet Kitap Sanat ekibi ve sanat yazarlarından oluşan 10 kişilik jüri değerlendirdi. Sıralamaya göre yaptığımız puanlama sonucunda, SALT Beyoğlu’ndaki İpek Duben’in ‘Ten, Beden, Ben’ başlıklı sergisi ilk sıraya yerleşti.
#2021'İn En İyi SergileriAkademi’deki hocalık yıllarında Türk resmine damga vuran onlarca sanatçı yetiştiren İbrahim Çallı, bugüne kadarki en kapsamlı sergisiyle İzmir’deki Folkart Galeri’de. Hazırlığı beş yıl süren ‘Türk Resminin Bohem ve Asi Fırçası: İbrahim Çallı’, büyük ustanın öncü portre, nü, ölüdoğa ve manzaraları ile ‘Mevleviler’inden bir seçkiyi arşivsel bir yayın eşliğinde izleyiciyle sunuyor.
#İbrahim ÇallıSonbahar geldi, kültür-sanat sezonu açıldı... Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak şehrin tadını çıkarabiliriz artık. Bakalım bizi ne güzel filmler, oyunlar, sergiler ve konserler bekliyor bu yıl? Alanında uzman gazeteciler okurlarımız için önerilerini paylaştı...
#GazetehaberleriPandemi sezonu, yaz rehaveti derken durağan bir dönem geçiren yayın dünyası sonbaharla başlayan yeni sezona heyecan verici kitaplarla giriyor. Hürriyet Kitap Sanat’ın her sene hazırladığı yeni sezon dosyasında bu kez 29 yayınevinin, önümüzdeki üç ay içinde raflara çıkaracağı yerli-yabancı, edebiyat ve edebiyat dışı kitapları sizi bekliyor. Kitaplığınızı gözden geçirip yeni okumalara alan açmanın tam sırası...
#Yeni Sezonİzmir’deki Folkart Galeri, tamamı orijinal 55 yapıtla Paris Ekolü’nün ‘delişmen’ paleti Fikret Muallâ’yı ağırlıyor. ‘Yalnız ve Yaralı Bir Hayat’ başlıklı sergide, sanatçıya ait elyazması mektup, kitap ve kişisel eşyalar, kişisel ve kurumsal koleksiyonlardan derlenen eserleriyle bir arada görülebilecek.
#Fikret Mualla‘7. Kıta’ temalı 16. İstanbul Bienali ve art arda açılan yeni müzelerle hayli hareketli bir yılı geride bırakırken yılın en iyi sergilerini 11 kişiden oluşan sanat yazarları jürisi değerlendirdi. Jürinin ‘ilk 10 sergi’ sıralamasına göre yaptığımız puanlamanın sonunda, Arter’de açılan Altan Gürman retrospektifi ilk sıraya yerleşti. İşte, 2019’un en iyi 15 sergisi...
#2019 En İyi Sergilerİçinde bulunduğumuz şehri sevmemiz için nedense hep bir yabancının övgüsüne, birkaç hoş sözüne ihtiyaç duyuyoruz. Financial Times’ın “İstanbul’da yaşamak için 5 neden” başlıklı haberiyle de öyle oldu. Gün içinde trafiğine şusuna busuna kızsak da bu şehrin yaşanası olduğuna FT sayesinde ikna olduk.
#Onur BaştürkGökyüzü manzarasına damgasını vuran vinçler Yeni Zelanda’nın en büyük yerleşimindeki hızlı gelişimin kanıtı. Ülkenin 4,5 milyonluk nüfusunun üçte biri Auckland’da yaşıyor. Coğrafyanın ödüllendirdiği, trafiğin cezalandırdığı şehir iki liman arasındaki geniş yarımadada, 50’ye yakın volkanik tepenin üstüne kurulmuş. Batı mendireği tarafındaki Wynyard Quarter’da yeni açılan tiyatro, açıkhava sineması ve restoranların bulunduğu park şehrin prestijini artırdı. Auckland sakin, parklara önem veren bir şehir. Hızla gelişen sanat atmosferi, canlı moda endüstrisi, yerel malzemeleri kullanan şefler şehrin kalitesini de yükseltiyor.
#Aucklandİstediğin kadar ye, iç, dans et, istediğin gibi giyin, kimse kimsenin umrunda değil. Enerji 24 saat hiç dinmiyor. Genç yaşlı bir arada eğleniyor. Dünyada sınırsız özgürlüğün tanımının tam olarak yapılabildiği bir kaç adresten biri. Burası Mikonos, asla modası geçmez. Ada Eylül’de de kalabalıktan resmen yıkılıyor. Her yer özellikle Amerikalı, İtalyan, İngiliz, Alman, Rus ve Arap turistlerle dolmuş taşmış vaziyette.
#MikonosBirleşik Arap Emirlikleri’nin bir zamanlar adından hiç bahsedilmeyen sahil yerleşimi Dubai, şimdilerde farklı ulusların bir arada yaşadığı büyük bir dünya kenti. Birbirinden güzel, halka açık plajları, yeni metro ve tramvay sistemi, Fransızından Japonuna, İranlısından Amerikanına ünlü restoranlarıyla körfezdeki komşularından ayrışıyor. Son yıllarda sanatta öne çıktı. Galerileriyle ünlü semtleri ve hırslı modacılarıyla gözde. Gece eğlence mekânları da uluslararası kalitede.
#SeyahatYıllardır grev ve gösterilerle sarsılan, bakımsız bir kent izlenimi veren Atina yeniden özgüvenini, yaratıcılığını kazanıyor. Genç modacılar, grafik tasarımcıları antik Yunan’ın klasik çizgisini, günümüzün anarşist zekâsını yansıtan yeni mağazalar açıyor. Meydanlardaki yeni restoranlarda Girit sosisi, koyun sütünden yoğurtlu ayva gibi yerel lezzetler sunuluyor. 5 yıl önce hizmete giren Akropolis Müzesi dünya sıralamasında hep en üstlerde… Ulusal Çağdaş Sanatlar Müzesi bu yıl yeni binasına taşınıyor. Kısacası, Atina zor zamanlarda bile ışıldamayı beceriyor.
#SeyahatUzaktan bakıldığında Cartagena’nın silueti yanıltıcı. Karayipler’in üzerinde yükselen beyaz kuleler, kum ve beton yarımadasını olduğundan farklı gösteriyor. Bir milyondan az nüfusuyla Cartagena, Rio de Janeiro’nun veya Los Angeles’ın kopmuş küçük bir parçası gibi. Boca Grande’deki gökdelenlere bakınca kimliğini kaybetmiş bir şehir bekliyorsunuz ama Old City ve Getsemaní bölgeleri hâlâ özünü kaybetmedi. Sokak sanatı, plazalar, meyve satıcıları ve daha birçok şey bu güzel sokaklarda saklı. Marquez’in doğum yeri olan şehir, realizmin de doğduğu yer. Müzeleri, restoranları, begonyaların sarktığı balkonlarıyla büyüleyici...
#SeyahatDoğu ve Batı Almanya’nın birleşmesiyle birlikte tam 24 yıldır ülkenin başkenti olan Berlin, 1990’da rüştünü ispat etti. Bel bağladığı devlet desteğinden sürdürülebilir endüstriye dönüşmeye teşebbüs ettiğinde SoundCloud ve ResearchGate gibi teknolojilere katılmak üzere Google ve Etsy gibi şirketler burada ofis açtı. Böylelikle büyüme fantezisi, aldatıcı bir reklam gibi görünmeden, Berlin’i Avrupa’nın Silikon Vadisi olmaya aday diğer kentlerin arasına soktu. Şehrin Vahşi Batı enerjisi ve tabiatı değişiyor. Başkentin merkezi kabul edilen Mitte, Berlin’de küçük İstanbul olarak anılan Kreuzberg ilçesinin çeperleri ve Neukölnn semti çok hızlı dönüşüyor. Berlin hâlâ efsanevi gece kulüplerine ve sanat olaylarına sahip ama özellikle Mitte’de iki haftada bir yeni bir bar veya restoran açılıyor. Kısacası bu günlerde herkes Berlin’de hoşça vakit geçirebilir.