Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 34 Türk askerinin Suriye’nin İdlib bölgesinde bir hava saldırısında şehit edilmesinin ertesi günü 28 Şubat 2020 tarihinde olağanüstü gündemle toplandığında, bütün dikkatler Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’nun yapacağı konuşmaya çevrilmişti.
#YAZARGeçtiğimiz perşembe günü İdlib’in güneyindeki Balyun’da 33 Türk askerinin Rus ve Suriye uçaklarının beş saate yayılan bir dizi saldırısına hedef olup şehit olmasının yarattığı büyük kırılmanın ilk önemli sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin o gece yarısından itibaren Esad rejimi ordusuna vermeye başladığı ağır karşılık olmuştur.
#YAZARHer şey büyük bir iyimserlikle başlamıştı. Türkiye, Rusya ve İran, 4 Mayıs 2017’de imzaladıkları Astana Mutabakatı ile Suriye’de dört ayrı güvenli bölge ilan etmişler ve bu bölgelerde kurulacak çatışmasızlık düzeninin esaslarını karara bağlamışlardı.
#YazarÖNCE hiç uzatmadan yalın bir ifadeyle karşımızdaki durumun adını koyalım. Türkiye ile Suriye, yaşanan son gelişmelerle birlikte bugün İdlib’de açık bir askeri çatışma içindedirler. Rusya da sahada Suriye’nin askeri müttefiki olduğu için -ikinci derecede- bu sıcak çatışmanın tarafı haline gelmiştir.
#YazarlarBugünkü yazımıza eşlik eden haritayı geçen aralık ayından bu yana gazetedeki grafiker arkadaşımız Faruk Kutlu ile birlikte -ucu açık bir şekilde- oluşturmaktayız. Haritadaki farklı renklendirmeler Esad rejiminin İdlib vilayetinde güneyden kuzeye doğru silahlı muhalefet karşısındaki alan kazanımlarını göstermeyi amaçlıyor.
#YazarTürkiye ile Rusya arasındaki ilişkinin seyrinde iki ülke arasında birçok alanda gerçekleştirilen yakın işbirliği ve Libya krizinde olduğu gibi yürütülen önemli ortak diplomatik hamlelere karşılık, bu sürece tümüyle ters giden, rahatsız edici bulduğum bir yöneliş de var. Türkiye’nin bu ülkeyle ilişkilerini doğru bir şekilde okuyabilmek için Rusya’nın sergilediği bir davranış kalıbını bütün çıplaklığıyla ortaya koymamız gerekiyor. Şöyle anlatalım:
#YAZARHatay’ın yanı başındaki İdlib’de yaşanan krizin zorluğu bir bakıma Suriye iç savaşının bu vilayetin demografisini dramatik bir şekilde değiştirmiş olmasından kaynaklanıyor. Sünni ağırlıklı bir nüfusa sahip olan İdlib vilayetinde 2011’de iç savaş başladığında yaklaşık 1.5 milyona yakın insan yaşamaktaydı. 2020 yılına geldiğimizde İdlib’in nüfusu BM’nin resmi rakamlarına göre 3 milyonu geçmiştir.
#YazarBirleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA), geçen çarşamba günü yayımladığı İdlib’e ilişkin ‘durum raporu’, kış mevsiminin zor iklim koşulları altında Türkiye’nin Hatay sınırının hemen yanı başında yaşanan büyük bir insani felakete dikkat çekmeyi amaçlıyor.
#YazarANKARA cephesinde dikkatlerin önce Fırat’ın doğusunda yürütülen ‘Barış Pınarı harekâtı’na, ardından Doğu Akdeniz’deki deniz sınırları ve Libya’ya kaydığı bir sırada, Hatay’ın doğusundaki İdlib yeni bir sıcak krizin odağı olarak bir kez daha Türkiye’nin gündemine yerleşiyor.
#YazarlarCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence arasında önceki akşam yapılan görüşmelerde Suriye’nin kuzeydoğusunda barışçı bir çözüm çerçevesinin ortaya çıkması memnuniyetle karşılanmalıdır. Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakatın ne anlama geldiği konusunda ana başlıklar halinde şu gözlemleri öne sürebilmek mümkündür:
#YazarTürkiye’nin 9 Ekim Çarşamba günü Fırat’ın doğusunda Suriye sınırı boyunca Barış Pınarı harekâtını başlatmasından bu yana bir haftayı geride bıraktık. Suriye jeopolitiğini ve bu çerçevede Ortadoğu’daki güç dengelerini altüst eden harekâtın bu kısa süre içinde yol açtığı ilk sonuçları, tetiklediği yönelişleri ana başlıklar halinde şöyle özetlemek mümkün:
#YazarDün akşam saatlerine doğru bu yazıya başlamak üzere bilgisayarın başına oturduğumda, Türkiye-Suriye sınırı boyunca Fırat’ın hem batısı hem de doğusunda sahada sürekli gelişmekte olan, bazı noktalarda güç dengesinin netleştiği, ancak bazı noktalarda işlerin ne yöne gideceği hususunda ucu açık görünen, çok sayıda aktörün elinde silahla sahada olduğu son derece gerilimli, çekişmeli bir tablo vardı.
#YazarlarTürkiye ile ABD, Suriye’de Fırat’ın doğusunda dün sabah 7’nci ortak hava devriyesi yaptı. Bu devriyeye de daha önceki 6 devriyede olduğu gibi ikisi Türk Hava Kuvvetleri, ikisi de ABD Hava Kuvvetleri’ne ait 4 helikopter katıldı. Akçakale’de kurulu Müşterek Harekât Merkezi’nden saat 10.30’da kalkan helikopterler önce Tel Abyad’ın merkezi ile biraz güney kırsalına indikten sonra doğuya doğru yöneldi.
#Gazetehaberleri