İlk durağımda Arnavutluk vardı. Tiran’ın, İşkodra’nın sokaklarında dolaşırken kendimi zaman tünelinde geçmiş yıllara doğru yolculuk ederken buldum. Aynı duyguyu Kosovada’da yaşadım. Bize benzeyen, bizi seven, dilimizi anlayan bu insanlar, mekanlar, sokaklar bana çok keyif verdi. Özellikle yemekleri, köftelerinin ve böreklerinin lezzeti damağımı çatlattı. Balkan ülkeleri hem vize istemiyor, hem çok yakın. Uçağa atladığınızda bir saat sonra orada oluyorsunuz. Uzun bir hafta sonunda Balkanlar’da yapacağınız bir gezi sizi çok mutlu edecektir.
Şimdi gezmek zamanı. Geziler artık dijital fotoğraflar ve avuç içine sığacak kadar küçük kameralarla ölümsüzleştiriliyor. Ama onlar gördüklerini çekiyorlar. Ya o an sizin hissettiklerinizi, duygularınızı kim kayıt altına alacak? Tabii ki siz. Tek yapacağınız şey bir defter ve kalem almak ve her akşamüstü, yaşadığınız günü sayfalara aktarmak. Büyük gezginlerin, yazarların çoğu böyle yapmış ve ortaya çok önemli eserler çıkmış.