Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2001 00:00
YAVUZ Kocamer'in ‘‘Ülkemizde bir kent’’ (6.8.2001) başlıklı yazısı Posta Gazetesi'nde yayınlandığı günden beri bir ibret belgesi olarak masamızın üzerinde duruyor!Kocaömer, her pazartesi Posta'ta 'Çengelli İğne' isimli köşesinde, engelli insanlarımızın sorunlarını dile getiren yazılar yazıyor. Bu kadarla da kalmıyor. İşini gücünü bırakıp biri Türkiye'de, diğeri Almanya'da kurduğu iki vakıfla engelli insanlarımızın yaşamlarını kolaylaştıracak, onların mutluluğunu sağlayacak maddi-manevi elinden ne geliyorsa yapıyor.Ama son olay, Kocaömer'i bezdirmiş, mutsuzluğa sürüklemiş. İbret belgesi olarak tanımladığımız olayı, Yavuz Kocaömer isim vermeden anlatıyor:Ülkemizin bir kentinde bir avuç gönüllü insanımız, Türkiye'de benzeri bulunmayan bir 'Bedensel Engelli Karma İlköğretim Kurumu' yapmak üzere harekete geçer. Yabancı dil eğitimi de verecek olan bir ilköğretim kurumu, kapalı bir spor salonu ve kapalı bir yüzme havuzundan oluşan projelerine destek arayışı için yola çıkılır. Önce bir Batı ülkesinin Kültür Bakanlığı ile temasa geçilir. Burada büyük ilgi gören girişimleri, projelendirme aşamasından itibaren yardım ve destek sözü alırlar.Bunun üzerine Türkiye'de projenin gerçekleştirileceği ilin valisini ziyaret edip amaçlarını anlatırlar. Bu, 14 bin metrekarelik, 10 trilyona çıkacak bir projedir. Gönüllü girişimciler, valiye istediklerini şöyle iletirler:‘‘Okulu bitirip, Milli Eğitim Bakanlığı'na devredelim. Burada engelliler için yapılacak kapalı yüzme havuzu ve kapalı spor salonunu, öncelik okula olmak üzere tüm engellilerin kullanımına açalım ve bunun işletmesini de 25 yıllığına vakıf olarak üstlenelim. Ayrıca da burada vakfımızın bir merkezi olsun. Okulun ihtiyaçlarına desteğimizi sürdürelim.’’BU NE BİÇİM SÖZVali ‘‘Olur’’ der, destek sözü verir. Protokol hazırlanır, imza aşamasına gelindiğinde destek, kösteğe dönüşür! Vali, ‘‘Siz önce bu okulu yaptırın, her şeyi bitirip bize teslim edin. Sonra bir ek protokol yapalım’’ der. Bunun üzerine düş kırıklığı içinde İl Milli Eğitim Müdürü'ne gidilir. Müdür de vali gibi konuşur, 'Ek protokol'den söz eder... Önlerinin kesildiğini gören, umutsuzluk içindeki gönüllü girişimcilere İl Eğitim Müdürü daha sonra ne önerir tahmin edemezsiniz!‘‘Sayın valimizi bir öğle yemeğine davet edin, orada kendisini ikna edin.’’İnanılır gibi değil. Ancak, Türkiye'nin bir ilinde yöneticiler böyle de, başkentindeki en yetkili ve sorumlu kişileri farklı mı?Yavuz Kocaemir bu olayı köşesinde açıkladıktan sonra kendisini yetkili hiç kimse aramamış. En azından valinin kim olduğu merak edilmez mi? Hayır, Ankara'nın gündemine böyle konular girmez...Batı ülkelende bu tür örnek girişimler, sivil toplumdan da devletten de büyük destek görür. Gönüllüler el üstünde tutulur. Bizde mi? Ulusal duyarlık işte böyle olur.Akşener'e garip bakışDYP Genel Başkanı Çiller'le, geçen cuma günkü söyleşimizde yerimizin darlığından yayınlayadığımız birkaç soru ve yanıtı şöyle:- Sayın Çiller, büyük kongreniz ne zaman?- Üç ay kadar sürecek Erzurum, Urfa, Adana, Mersin, Gaziantep, İç Anadolu, Trakya ve Karadeniz'i içine alan bir gezi turum var. Altı ay içinde de kongrelerimiz başlayacak, Büyük Kongre ise yılbaşından sonra.- Kongrede yeni isimleriniz olacak mı?- Açıklayınca göreceksiniz, ama şimdiden deklare edilmesinden çekiniyoruz. Ama bunlar 'A Takımı' gibi değil, tabanla bütünleşen kişiler olacak.- Meral Akşener'i alacak mısınız?Bir an gözlerini üzerimize dikiyor, neden sonra gülümsüyor, ardından helikopterden aşağıya doğru bakıyor. Soru yanıtsız kalıyor.Çiller'in, Ufuk Söylemez'den başka üzerine çizik attığı hiç kimseyi geri almadığı bilindiğinden Akşener'e kapılar kapalı galiba.Futboldaki gibi siyasetçinin de yedeği olmalıSİYASETLE futbol arasındaki farkı
Fenerbahçe-Samsunspor maçını izlerken çok açık şekilde fark ettik. Neden mi? FB'li Serhat yedeği başka futbolcu olduğu için bu maçta tüm hünerlerini dört dörtlük gösterirken, takımının galibiyetinde başrolü oynayan futbolcu konumundaydı.Ama ülkemizdeki siyasi partilere ve onun liderlerine baktığımızda ‘‘Bizim yedeğimiz yok, biz ne dersek o olur’’ esprisi içinde hareket etmelerini yadırgıyorum. Çünkü eğer onların da yedeği olsaydı siyasi partilerde demokrasi güzel işlerdi. Şimdi ise genel başkanın buyrukları ön planda oluyor.
Seçim kanunu ve siyasiler partiler kanunu günün koşullarına göre hazırlanıp çıktığı zaman sorunlar çözülür diye düşünüyorum.AB öncesi siyasi parti liderleri de özveride bulunup halkın istediği seçim yasası ile siyasi partiler yasasını çakırsınlar da anlayalım 'demokrat' olup olmadıklarını.Lütfü ÖZCANER EDİRNEKandıramazlarORTADA fol yok yumurta yok ama bazı liderler yarın seçim olacakmış gibi konuşmaya başlıyorlar. Söylenenler yıllardır aynı ağızlardan defalarca duyduğumuz laflar, yani hep kandırmaca, aldatmaca, yönlendirme sözleri... TV'de Sayın Çiller'i izledik, partisi iktidardayken yapamadıklarının ezikliği içerisinde hükümeti sert bir dille eleştiriyordu. Eleştirsin bakalım, zaten en başarılı oldukları konu kendilerinden olmayanları karalamak. Sayın Çiller şöyle bir laf etti: ‘‘Biz iktidara gelince ilk yapacağımız iş mali af çıkarmak olacak.’’Söyleyecek kelime bulamıyoruz. Çiller hükümette görev aldı; aldı da ne yaptı? TBMM'de koltuk hesabına dayanan aklanmalar, paklanmalar vicdanlardaki şüpheleri silmiyor. Hükümet 10 yıldır sorumsuz bir savurganlıkla boşaltılan devlet hazinesini toparlamak için vergi mükelleflerinin yıllanmış borçlarını toplamaya çalışırken, muhalefetteki bir parti liderinin vatandaşı kandırmaya hakkı var mı?Efendim vatandaş artık bu aldatmacaları yutmuyor, boş laflara kulakları tıkalı.Fahir TANER-TEKİRDAĞMESAJ THY, 65 yaş üstü indirimli biletlerinde eziyet çektiriyor. Normalde káğıt üzerinde var olan bir hakkı kitabına uydurup uygulamadan kaldırmış bulunuyor. İndirimli biletlere haftalar boyunca rezervasyon yaptıramıyorsunuz. THY bu aldatmacadan vazgeçip, bizlere bu eziyeti çektirmese daha iyi olmaz mı?Dr. Ahmet KANDEMİR MECİDİYEKÖYKARAYOLLARI'na... Otoyol gişelerinden geçişlerde makbuz veriliyor, 3000 TL, 6000 TL gibi... Halbuki gerçekte alınan ücretler 3 milyon, 6 milyon... Bu bilgisayar programının hatası mıdır? Yoksa, örneğin 3 milyon ödediğimiz bir geçişte 3000 TL'lik fiş verildiğine göre, 2700 TL'lik hesap hangi kayda giriyor? Veya girmiyor mu?Hasan MERAL KÜÇÜKÇEKMECE
button