Pulitzer Şiir Ödülü’nü kazanan ilk Afrikalı Amerikalı Gwendolyn Brooks tek romanı ‘Maud Martha’da Afrikalı Amerikalıların en koyu ten rengi olanlarından olan karakterinin hayatı boyunca hissettiği ayrımcılığı anlatıyor. 1940’ların Afro-Amerikan günlük yaşamını aktaran, ustaca yazılmış ve zamanla klasikleşecek bir anlatı.
#Gwendolyn BrooksSizin Beyoğlu’nuz nasıl bir yer? Müdavimi olduğunuz mekânlar var mı? Gözünüzün önüne ilk neresi geldi? En son ne zaman gittiniz? Hayatını Beyoğlu’nun tarihini ve önemini anlatmaya adayan mimar ve kent kültürü araştırmacısı Turan Akıncı, “Cumhuriyet’te Beyoğlu” adlı kitabını yayımladı. 1923-2003 arasında bölgedeki yaşamın ve sanat alışkanlıklarının nasıl değiştiğini kaleme alan Akıncı, “Beyoğlu bitti mi” diye soranlara iyimser bir yanıt veremiyor.
#İpek İzciİstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ve Şiir Derneği işbirliğiyle gerçekleşecek, 11. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali 12 Şubat’ta başlıyor. Festivalin bu yıl ki konuk ülkesi Azerbaycan. Festivale 12’si yurtdışından, 11’i Türkiye’den olmak üzere 23 şair ve yazar katılacak.
#EdebiyatUNESCO’yla bağıntılı Avrupa Bilim, Sanat ve Edebiyat Akademisi (Academié Européenne des Sciences, Arts&Lettres/AESAL) şair Ataol Behramoğlu’na ‘Avrupa şiirindeki seçkin yeri ve bu şiire yaptığı katkı’ nedeniyle akademi üyeliği verdi.
#Ataol Behramoğluİstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, mega kentin en büyük iki sorununun derslik ve öğretmen olduğunu, bunların da yavaş yavaş çözüleceğini söyledi. Yelkenci, “Asıl sorunumuz yöntem yani öğrenciye ulaşabilmek. Öğretmen yetiştirme ve müfredat ile ilgili sınırların içinden çıkıp doğru işler yapabilmek için bilim, lisan, müzik ve edebiyat akademisi açıyoruz” dedi.
#İstanbul Milli Eğitim MüdürlüğüAdı Frank Gehry gibi isimlerle yan yana anılan Eric Owen Moss, yaşayan en önemli mimarlardan. Mimardan çok bir sanatçı, hatta filozof havası uyandırıyor insanda. Referansları arasında Henry Moore’un Helmet (Miğfer) heykelini ve Michelangelo’nun Wounded Slave’ini (Yaralı Köle) sayıyor. Yerebatan Sarnıcı’ndaki Medusa sütunundan bahsetmeyi de unutmuyor.
Söylenenlere göre Trump’ın ilk şaşkınlığı geçmiş durumda. “Şimdi artık çılgınlık ve saldırganlık devri geldi” diyorlar. Bu gibi endişeler şüphesiz Beyaz Saray’ın çalışanlarını ve başkanın etrafındaki, bizdeki bakan mesabesindeki sekreterleri ilgilendirir. ABD’nin geleneklerine aykırı şekilde, tam bir “canının istediğini getirip diğerlerini atma” devrinin başlayacağı açık. Trump’ın “dünyaları ben yarattım” diyeceği bu dönemde önemli devletlerle ilişkisi farklı olacaktır. Büyük devletlere karşı diş geçiremeyebilir. Ancak biz, sanırım yeterince büyük olmaktan ziyade önemli ve hacimli bir ülkeyiz. Meseleleri büyütmekten kaçınmak gerek.
#ABD Seçimleri