Paylaş
Hiç hazzetmediğim sıcakların ve suç ortağı nemin sopa olup adam dövecek seviyeye ulaştığı günlerde kendimi 80 yılı devirmiş 7 Gün dergilerinin sayfalarına attım...
Sedat Simavi’nin yayınladığı, kadrosunda Halide Edip’ten Reşat Nuri’ye, Hüseyin Cahit’ten karikatürist Ramiz’e dönemin “yıldız” isimlerini barındıran “7 Gün”, devrinin çok ilerisinde, mükemmel bir dergidir.
1937-1939 yılları arasındaki sayıların sayfalarına sığındım ki mesela o yıllarda meşhur “Çalıkuşu”, henüz tefrika edilmekte; siz hesabını yapın...
“Salı günleri çıkar her şeyden bahseder haftalık resimli mecmua” sloganıyla döneminin en popüler dergisine dönüşen 7 Gün ciltlerinden sizin için de bayramlık bir “paket” hazırladım; umarım gününüzü biraz olsun renklendirir...
EDEBİYAT AKADEMİSİ KURULSAYDI
21 ŞUBAT 1939 tarihli 7 Gün, biraz da “emrivaki” yaparak o günlerde tartışılan “Edebiyat Akademisi”nin karar mekanizmasında hangi isimlerin yer alması gerektiğini dönemin meşhur kültür edebiyat insanlarına sormuş...
Ankete katılan simalar 10’ar kişilik listeler hazırlamış. Aralarında Vâlâ Nurettin gibi “Ben böyle bir akademiye muhalifim dediysem de anketçi arkadaşın ‘İlla bir liste ver üstad’ baskısına dayanamadım” diyenler de bulunduğunu belirtmeliyim.
Neticede aralarında Peyami Safa, Nadir Nadi, Nizamettin Nazif, Ercüment Ekrem, Celal Esat Arseven, Yusuf Ziya Ortaç, Şükûfe Nihal gibi isimlerin bulunduğu isimler adaylarını sayıp dökmüş.
“On altı edip ve mütefekkirin listesinden çıkan neticeye göre” kurulması hayal edilen Edebiyat Akademisi’ne şu isimler seçilmiş. Bu arada gayet isabetli bir şekilde bu akademinin hiç kurulmadığını da belirteyim.
OYLAMA SONUÇLARI
Kadük kalan Edebiyat Akademisi yönetim kuruluna seçilenler ve aldıkları oy sayıları şöyle:
Hüseyin Cahit (13)
Peyami Safa (12)
Reşat Nuri (11)
Falih Rıfkı (10)
Yakup Kadri (9)
Fuad Köprülü (9)
Halit Ziya (8)
İbrahim Alâettin (7)
Faruk Nafiz (7)
Hüseyin Rahmi,
Yahya Kemal,
İsmail Habip (5)
YAKUP KADRİ’YE SORMUŞLAR: KİMLERİ BEĞENİRSİN?
8 ŞUBAT 1938’de derginin muhabiri Hikmet Münir, o dönem Prag’da elçilik görevinde olan Yakup Kadri’yi İstanbul’da yakalamış ve “Yakub Kadri ile bir saat” başlıklı bir röportaj yapmış...
“Bir Sürgün” adlı romanıyla o günlerde epeyce tartışmayı ateşlemiş olan Yakup Kadri, “Memleketimizde bir edebi cereyan görüyor musunuz?” sorusuna şu cevabı vermiş:
“Memlekette belli başlı bir edebi cereyan müşahade etmiyorum. Mamafih, her istihale devrine mahsus (geçiş dönemine özgü) bugünkü edebi kargaşalığın içinde bazı simalar gözüme çarpıyor. Mesela şiirde Necip Fazıl ile Nâzım Hikmet birbirine taban tabana zıt iki sanat telâkkisini temsil etmekle beraber, bize yeni ve orijinal bir ahenk getirmişlerdir...”
Yakup Kadri ayrıca eleştirmen olarak Nurullah Ataç’ın yanı sıra “şayanı takdir” gençler arasında Sabahattin Ali ve Sait Faik’i de sayıyor...
84 YILDIR 10 BİN ADIM DİYORLAR
7 GÜN’ün spor sayfasında 30 Ağustos 1938 tarihli “Günde kaç adım yürümeli?” başlıklı bir haber, 2021 itibarıyla devam eden tartışmadaki popüler “10 bin adım” cevabını destekliyor:
“Amerika’da umumi sıhhat ve beden tenasübü ile meşgul olan bir cemiyet vardır... O birlikçe son neşredilen istatistiğe nazaran medeni bir insan iş hayatındaki yorgunluğunu ve masa başındaki ataletini gidermek üzere behemahal 10.000 adım yürümelidir...”
Küçük bir kutu şeklinde değerlendirilen haberde Amerika’da en az yürüyenlerin 6 bin adım attığı, en fazla yürüyenlerin ise 12 bin adım atan “ev ve çarşı hizmetlerine bakan kimseler” olduğu da belirtilmiş. Yani kafalar yine biraz karışıkmış...
Paylaş