Bu dünyada hâlâ çok iyi insanlar var. 1985 yılında meslek lisesinden mezun oldum. 89 yılında meslek lisesinde öğretmenlik yapmaya başladım. 10 ayrı okulda görev yaptım. Bu uzun süre zarfında hiç rapor almadım. İdarecilik yaparken yıllık 30 günlük izin haklarımın yüzde 99’unu da kullanmadım. İşim, dersim olsun ya da olmasın her gün 9-11 saat okulda bulunuyorum.
#Meslek LisesiTürk töresinde yemeğin yeri çok büyüktür. Doğumdan ölüme sosyal hayatın hemen her safhasında mutfak kültürü insanlara eşlik eder. Maddi ve maddi olmayan kültürü birleştiren bazı eski Türk yemekleri ve yemek etrafında teşekkül eden geleneklerimiz bulunmaktadır. Bunların çoğu kaybolmuş ve kaybolmakta olan Türk kültür yadigârlarıdır. Yerlerini şehir yaşantısının ve sanayileşmenin getirdiği, birazda zorunlu olarak benzi solmuş sandviç, tost hamburger… gibi yemekler almıştır. Heyecanlı aceleci bir hayat tarzının getirdiği, ayaküstü yenen yemeklerin, eskisi ile kıyaslanması mümkün değildir. Türk töresinde yemeğin yeri çok büyüktür. Sosyal hayatın hemen her safhasında, sosyal münasebetlerin çoğunda, yemek işin esası olurdu. Doğumlar, sünnet düğünleri, düğünler, bayramlar, yağmalı toylar, (Türk hükümdarları ve beylerinin bayramlarda ve düğünler gibi çeşitli vesilelerle sofralar kurdurup, halkı yedirip içirdikten sonra takımlarını yağmalatmaları. Bu gelenek İslami dönemde de devam etmiştir.) imece toplantıları ve ölüm hadiseleri hep yemekle bir arada yapılmaktaydı. Geleneklere göre sofralar hazırlanır, yemekler çıkarılır; bütün oymak, boy ve köy halkı birlikte yer, birlikte eğlenir veya birlikte acıyı paylaşırdı. Anadolu’da hala bu gelenekler yaşamaktadır.
#Türk Yemekleri‘Özgür ve büyük bir roman’ düşüncesiyle başladığı serisini bugün çıkan ‘Sus Barbatus! 3’le noktalayan Faruk Duman, “Edebiyatımızın büyük geleneğinde büyük bir ağaç var, ta ‘Dede Korkut’tan, o büyük, olağanüstü Yunus’tan bu yana büyüyen bir ağaç. Barbatus’umuz o ağacın bir dalı oluyor. Dolayısıyla en büyük etkiyi halk edebiyatından alıyor” diyor.
#Sus Barbatus! 3Sosyolog-gazeteci Can Kozanoğlu, özellikle ‘Cilalı İmaj Devri’yle, bir dönemin ruhunu yakalamış; ünlülere, topluma bakma biçimimizi değiştirmişti. ‘Pop Çağı Ateşi’, ‘İnternet, Dolunay, Cemaat’ ve ‘Yeni Şehir Notları’ da 1990’lı yıllardaki hayatımıza ışık tuttu.Ama Türkiye’nin bambaşka bir seyir aldığı 2000’li yıllarda Kozanoğlu sessizdi.Bu yılların kitabını yazmadı, bu dönemin adını koymadı. Sonunda yıllarca omuz omuza habercilik yaptığı Mirgün Cabas’la bir araya geldiler.Ve Can Yayınları’ndan nefis bir söyleşi kitabı çıkardılar.‘Bıçkın ve Ağlak: Yeni Türkiye’nin Hikâyesi’ 2000’li yıllarımızın çarpıcı ve son derece eğlenceli bir analizi.Keyifle izliyorum... Sevgili Mirgün, gazeteciliğinin üzerine lezzetli bir yazarlık üslubu ve birinci sınıf mülakatçılık ekliyor.Ben de -ondan izin alarak- kısaca araya girmiş gibi oldum.Ama ne yapayım? Türkiye’de kaç Can Kozanoğlu var ki!
#Uğur Mumcu24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Türkiye’nin dört bir yanında farklı öğretmen hikayeleri geliyor. Bunlar arasında köy okullarında öğretmenliğin yanı sıra soba yakıp öğrencilerini bekleyen de var, önce aileleri okula alıştırıp sonra çocukları eğitime kazandıran da var.
#ÖğretmenMinik Alperen’in, kreşin servis aracında 9 saat unutularak hayatını kaybetmesi Türkiye’yi isyan ettirdi. Çocukların emanet edildiği servis araçlarının güvenilirliği tartışılıyor. Öte yandan, 3 yaşındaki Alperen Sakin’in ölümüyle ilgili ihmaller, sorumluların verdiği ifadelerle ortaya çıktı. İfadelerden anlaşılan bir başka acı gerçek ise okulda 2-3 yıl önce yine bir öğrencinin unutulup sonradan fark edilmesi oldu.
#GazetehaberleriADALET VE KALKINMA PARTİSİ (AK PARTİ) MANİSA MİLLETVEKİLLERİ VE ADAYLARI MANİSA İLÇELERİNDE TEŞEKKÜR TURLARI YAPIYOR. AK PARTİ 265. DÖNEM MANİSA MİLLETVEKİLLERİ SELÇUK ÖZDAĞ, RECAİ BERBER, UĞUR AYDEMİR, MURAT BAYBATUR VE İSMAİL BİLEN İLE BİRLİKTE MİLLETVEKİLİ ADAYLARI GÜZİDE İÇEN KASAP, ERGÜN KARAOĞLU, OZAN ERDEM VE NEVZAT BÜKÜM, AKHİSAR'DA AK PARTİ İLÇE TEŞKİLATI KADIN KOLLARININ ORGANİZE ETTİĞİ AŞURE ETKİNLİĞİNE KATILARAK PARTİLİLERLE BULUŞTU.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Nevruz Bayramı’nda düzenlenen MHP 11. Olağan Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşmada “AKP-PKK koalisyonu, Nevruz’u bölücülüğün günü haline getirmektedir. Nevruz kirletilmekte, hain pazarlıklara paravan yapılmaktadır. Türkiye’yi bölmek için yola çıkan hıyanet cephesini buradan uyarıyoruz. Hain hesapları, sinsi tuzakları Erdoğan, Davutoğlu ve militanlarının başına yıkarız” dedi.
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, bedelli askerliğin sık uygulanacak bir şey olmadığını söyleyerek, “Vatandaşlarımız bedelli hakkını iyi kullansın” dedi. Yüzde on barajı ile ilgili Anayasa Mahkemesi üzerinden bir tartışmaya girmem diyen Davutoğlu, “Kendine güvenen bir parti olarak barajdan korkmadık. Barajın arkasına da saklanmadık. Samimilerse konuşulur yeni bir formül neyse uygulanır. Biz her fikre açığız” diye konuştu. Paralel yapının cemaat özelliğini kaybettiğini söyleyerek, “Paralel yapı cemaat mi diye sorarsanız, cemaat değil. Cemaat yapısını kaybettiler. Biz ne görünmez muhalefete ne de görünmez hükümete izin vermeyiz” dedi.
Raşit Bağzıbağlı, üç kuşaktır giyim işinde olan Bağzıbağlı ailesinin genç prensi. Giydirdiği ünlüler, Türkiye’de Nurgül Yeşilçay’dan yurtdışında Paris Hilton’a kadar uzanıyor. Eylül sonunda dünyanın en prestijli hazır giyim moda haftalarından biri olan Tranoi’de Türkiye’yi temsil edecek. Kendisiyle bu organizasyonun detaylarını ve önümüzdeki kışın trendlerini konuştuk.
Sokakta öpüşmeyen tecavüzcüler’ başlıklı bir yazı yazdı. <BR>Yazıya vuruldum.<BR>“O pislik heriflerin hapishanede gebermesini istiyorum!” diye başlıyordu.<BR>The Accused / Sanık filmden bir alıntıyla.<BR>Güney Afrikalı romancı dostu Verenia Keets ile arasında geçen bir konuşmayı aktarıyordu.<BR>Yazı, Türkiye’deki kadına yönelik şiddetle ilgiliydi.<BR>“İki kişinin sokakta küçücük bir veda öpücüğü vermesi tepki toplamıyor mu?” diye soruyordu Verenia ona, “Evet” yanınıtı alınca da “Ama yetim yurdundaki çocuklara veya savunmasız genç kızlara tecavüz edilince kimse kılını kıpırdatmıyor. Haksız mıyım?”<BR>“Haklısın” diyordu, “En son geçen ay, 16 yaşındaki bir kıza tecavüz eden dört uzman çavuş serbest bırakıldı. Tecavüzcülerden biri 25 Haziran’da tutuklandı.”Sokaklarda öpüşenleri ahlaksızlıkla suçlayan, linç etmeye kalkan ama küçücük kızlara tecevüz edilenler serbest bırakıldığında kılını kıpırdatmayan bir toplum hakkında doğru tespitleri yapan bu adamı tanımak istedim.<BR>
Cumhurbaşkanının Meclis açılışındaki konuşması, Başbakan'ın Kongre konuşmasından farklıydı. Biri damardan siyaset yaptı, diğeri bir "Cumhurbaşkanı" gibi konuştu. Aralarındaki görüş ayrılığını, farklı dünyaların insanları olduklarını gösterdiklerini söyleyenler var. Bu iddialar ne oranda doğrudur, gelin tartışalım.
Türk futbolunda yaklaşık 1 yıldır devam eden Şike Soruşturması'nın 22. duruşması bugün sona erdi. Mahkeme Heyeti, sanıkların son savunmalarını aldıktan sonra ara kararını da açıkladı. Karara göre, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım Fenerbahçe Asbaşkanı İlhan Ekşioğlu, Giresunspor eski Başkanı Olgun Peker ve menajer Yusuf Turanlı için tutukluluk durumunun hukumle birlikte yeniden incelenmesi gerekçesiyle tahliye taleplerinin reddine karar verildi. Mahkeme heyeti şike davasına yönelik nihai kararını ve tahliye taleplerini kesin hüküm ile birlikte pazartesi günü açıklayacak.
Futboldaki şike davasında aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 9’u tutuklu 93 sanık hakkında açılan davanın 17. duruşması Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. Eskişehirspor eski futbolcusu Ümit Karan mahkemede bir itirafta bulundu. Karan, "Sezer'e pas vermek istemedim, Belki de Trabzon'a gol atmak istemedim. Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını istemiyordum" dedi. Duruşma, yarın yarım gün (öğlene kadar) yapılacak.
AZINLIK okulları yanında, cins ayrımcılığına dayanan medrese-mektep ikilemi üzerine kurulan Osmanlı eğitim sistemi Tevhid-i Tedrisat ile yıkılırken; üreten, ürettikçe kendi varlığını algılayan, yaparak yaşayarak öğrenme teknikleri üzerinden ve kendine bilimsel dayanaklar oluşturan Cumhuriyet eğitim sistemi ortaya çıktı. Bu yeni sistem en güzel meyvelerini de Köy Enstitüleri ile verdi.
Time dergisi her yıl dünyanın en etkili 100 kişisini sıralayan bir liste yapıyor... Listeye liderler, bilim insanları, sanatçılar, düşünürler, din adamları giriyor. Peki Türkiye’de yaşayan en etkili isimler kimler? Yoğun gündemde hayatımıza kimler yön veriyor? 4 YÜZ, ‘Türkiye’nin en etkili 10 ismi kim’ sorusunun cevabını aradı. Enis Berberoğlu, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin ve Ahmet Hakan’ın kalemlerinden, sonuçları çok konuşulacak, çok tartışılacak bir liste ortaya çıktı