Paylaş
Hepsi açık kanallardan aldığım bilgileri, birkaç ufak tefek soru ile desteklemem sayesinde oldu bu.
*
Soçi dönüşü bence en önemli sonuç, dün Hürriyet’in manşetindeki cümleydi.
“İsabetli ve kolay yol...”
Bugün size bu çok önemli manşetin hikâyesini anlatacağım.
*
Düşünebiliyor musunuz, Cumhurbaşkanı Soçi’den dönüyor...
Herkes orada alınan kararları konuşuyor...
Ama Hürriyet manşetine, o kararları değil, bundan sonraki en önemli adımı alıyor...
Doğru bir karar...
*
O nedenle merak ettim.
Bu en önemli soruyu kim sordu?
Uçakta çekilen kareyi önüme aldım, tek tek inceledim.
Tahminde bulundum...
Ama tahminim çıkmadı...
*
O soruyu Kanal D haber sunucusu Buket Aydın sormuş...
Ama sorunun ilginç bir de hikâyesi var... Uçakta kalabalık bir gazeteci grubu bulunuyor.
Soçi-Ankara arası ise sadece bir saat ve gazetecilerin hesabına göre Cumhurbaşkanı ile konuşabilecekleri sadece yarım saat var.
Bunun üzerine iki karar alıyorlar.
*
Birincisi ortak soru hazırlayacaklar... Altı soru hazırlanıyor.
Sonra ikinci kararı alıyorlar.
A330’da soruları kadın gazetecilerin sormasına karar veriyorlar.
Aralarından bir tek erkek çıkıp “Bir soru da ben sorayım” diyor. Ona da bir soru hakkı veriyorlar.
Neticede “Suriye yönetimi ile ilişkiler” sorusunu sormak da Buket Aydın’a nasip olmuş.
*
Peki nedir bu sorunun önemi?
İşte bu soruyla birlikte Cumhurbaşkanı ilk defa, eskisine göre çok daha net biçimde “Suriye rejimi ile” Dışişleri Bakanlığı düzeyinde görüşmelerin başlayacağını bütün dünyaya ilan etti.
Üstelik bunun “en isabetli ve kolay yol” olduğunu söyledi.
Şimdilik “Suriye rejimi” diyoruz ama bilin ki o “Esad rejimi”...
Böylece, Türkiye artık Suriye konusunda Davutoğlu’nun hayal politikasından Erdoğan’ın reel politikasına geçiyor.
A330 KADROSUNDA SORU SORAN TEK ERKEK KİM
Cumhurbaşkanı ile Soçi’ye giden gazetecilerin artık gelenekselleşen fotoğrafına dikkatle bakınca üç yenilik gördüm.
BİR: Bu defa gazeteci kadrosu çok daha kalabalık.
İKİ: Bu defa kareye giren kadın sayısı da daha kalabalık. Fotoğrafta dokuz kadın görünüyor.
ÜÇ: Üç yıl önceki Afrika gezisinden sonra uçakta göremediğim Star gazetesi yazarı Ersoy Dede yine kadroya girmiş.
Daha iki ay önce gazetedeki işine son verilen Ersoy Dede’nin tekrar işe alınmasının nedeni de anlaşıldı.
Benim açımdan önemli olan ise Ersoy Dede o uçaktan renkli gözlemler yazıyordu.
Umarım tekrar başlar.
Ha asıl önemli ayrıntı... Öteki gazetecilerin soru sormasına izin verdikleri tek erkek gazeteci de o oymuş... Tekrar A330 kabinine dönüşü şerefine herhalde...
CUMHURBAŞKANI’NDAN ÇOK DOĞRU BİR KARAR
Beyoğlu Belediyesi’nin eski başkanı Ahmet Misbah Demircan, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Kültür ve Turizm Bakan Yardımcılığı’na atanmış.
Bence çok yerinde bir atama...
*
BİR: Demircan Türkiye’nin hem kültür hem turizm bakımından belki de en önemli ilçesi olan Beyoğlu’nda yıllarca deneyim kazanmış ve başarılı işlere imza atmış bir başkan.
*
İKİ: Türkiye’nin her kesimi ile insani ilişkileri çok iyi olan bir insan.
Belediye başkanlığından ayrıldıktan sonra verdiği veda yemeğindeki katılıma bakan herkes bunu kolaylıkla görür.
*
ÜÇ: Bu dönemde Türkiye için bir şans olan bakan Mehmet Ersoy’la çok uyumlu çalışacaklarına da eminim.
GAZETECİLİK HÂLÂ VAR VE İŞTE SON ÖRNEĞİ BU
New York Times yine harika bir gazetecilik yaptı.
YPG ve ABD’nin kontrol ettiği bölgede IŞİD’cilerin ve ailelerinin tutulduğu kamp ve cezaevine girdi.
Dün oradan harika bir röportaj yayınladılar.
Çok etkileyici fotoğraflar, çok etkileyici bir anlatım.
Ne kadar ilginç ki, o kafa kesen, acımasız IŞİD katillerinin ailelerinin ve çocuklarının dramına yine Batı demokrasisinin bir kurumu olan New York Times sahip çıkıyor.
Ne diyorum...
Özgür bir medya, tarafsız bir adalet ve vicdan herkesin menfaatinedir.
ÖYLE BİR CÜMLE Kİ HERKESİN BİR ‘EVET’İ VEYA ‘HAYIR’I VARDIR
Kafa dergisi bu ay Audrey Hepburn’un “Sabrina” filminde söylediği bu cümleyi poster olarak verdi.
“Bir daha asla ama asla hayattan kaçmayacağım... Aşktan da...”
Film 1954’te çekilmişti...
65 yıldır dünyayı ikiye bölen bir cümle...
Hayatta ve aşkta aradığını bulanların “Evet” dediği...
Hayattan ve aşktan hüsrana uğrayanların ise “Bir daha asla” dediği bir cümle...
Tabii bir de hüsrana uğradığı halde hâlâ arayanlar da var.
U2’nun efsane şarkısındaki gibi...
“Henüz bulamadım... Ama aramaya devam ediyorum...”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş