Bugünlerde başınızı göğe kaldırın, ağaçlara bakın, seslere kulak kabartın; kentin insanlar için olduğu kadar kuşlar için de bir toplanma merkezi olduğunun farkına varacaksınız. Ama birçoğunu bir arada görmek istiyorsanız o zaman gelin, ‘İstanbul’un Kuşları’ kitabı rehberliğinde bir yolculuğa çıkalım...
#‘İstanbul’Un KuşlarıDoğa Koruma Merkezi, Antalya ve Muğla’daki orman yangınlarıyla birlikte biyolojik çeşitliliğin ve çok sayıda türün popülasyonunun zarar gördüğünü açıkladı. Ekolog Dr. Uğur Zeydanlı, “Sadece ağaç dikmeye odaklanmak yapılabilecek en büyük yanlış olur. Bölgede ‘ekosistem onarımı’ yapılmalı” diye konuştu.
#Orman YangınıZengin bitki örtüsüyle çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Hatay'da, bu yılki gözlemlerde objektiflere takılan "Tepeli arı şahini" ve "Kıyı çamur çulluğu" ile kentte kayıt altına alınan kuş türü sayısı 372 oldu.
#Hatay2019’da Dünya’nın bir yıllık kaynağını 29 Temmuz’da tüketmiştik. Bu yıl salgın nedeniyle bu tarih 22 Ağustos’a kaydı. Türkiye’nin karnesiyse maalesef pandeminin olumlu etkilerine rağmen endişe verici... Ülkemiz 26 Haziran’dan itibaren önümüzdeki yılın kaynaklarını kullanmaya başladı. Maaşı bitirdik, kredi kartından yiyoruz.
#GazetehaberleriÇakırlar, yaban kazından diğer yırtıcılara kadar her kuşu avlayabiliyor. Ve şimdi onları tanımanın tam zamanı. Eylül boyunca sürecek kuş göçü sırasında Doğa Derneği’nin sayımlarına siz de katılabilirsiniz. En güzel adres ise İstanbul’daki Çamlıca Tepesi.
#KUŞDünyada bir yıl içinde göç eden kuş sayısı 50 milyarı buluyor. Bunların 2.1 milyar kadarı yılda iki defa Anadolu’yu kullanarak Avrupa ile Afrika arasında gidip geliyor. İstanbul’un ise göç yolculuğunda çok önemli bir rolü var. “Bize de bu olağanüstü göç yolculuğuna tanıklık etmek düşüyor” dedik ve Türkiye’deki kuşbilimin duayeni Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu’nu yanımıza alarak İstanbul’da kuş gözlemine çıktık.
#TrabzonBu yıl baharın yoğun yağışlarla başlaması Avrupa’nın en zengin florasını coşturdu. Türkiye’nin farklı bölgelerindeki doğa harikaları, son yılların en zengin, en renkli görüntülerine sahne oluyor. “100 Doğa Harikası” adlı kitabı geçtiğimiz günlerde yayımlanan Atlas Dergisi fotoğrafçılarından Yıldırım Güngör, mayıs ve haziranda görülmesi gereken 10 yeri yazdı.
Doğa Derneği, Türkiye’nin doğal hazinesini tespit etmeyi, envanterini tutmayı ve bu hazineyi korumak için çalışmayı amaç edinmiş bir sivil toplum kuruluşu. Bu derneğin girişimiyle, 2004’te 14 bilim adamının geliştirdiği "Önemli Doğa Alanı" kavramıyla ilgili bir makale, ABD’de BioScience Dergisi’nde yayınlandı. Bu yöntem, nesli tükenmek üzere olan ve dünyanın başka bir noktasında bulunmayan canlı türlerini araştırarak yeryüzünün en hassas ve en benzersiz doğal alanlarını belirlemek için kullanılıyor.
Doğa Derneği beş yıl önce kuruldu ve önce Türkiye’nin korunması gereken 305 doğa alanının haritasını çıkardı. 2010 sonuna kadar bu alanlardan 100’üne ulaşmayı hedefledi. 2003’te bunlardan ilki olan Şanlıurfa-Birecik’te "Sıfır Yok Oluş" kampanyasını başlattı. Şimdi 20 noktada sürdürdüğü çalışmaların amacı, buradaki doğal hazineleri koruma altına almak, bir yandan da kırsal gelişim hamlesi yaratmak.
İstanbul, yırtıcı kuşların Avrupa’daki en büyük göç yollarından biri. Her yıl iki kere gerçekleşen göçler ilkbaharda Sarıyer sırtlarından izlenebiliyor. Doğa Derneği ve Doğa Turizm, bu yıl ilk kez "Sıfır Yok Oluş" kampanyası dahilindeki "İstanbul’un Kartalları" projesinde, sizleri göç eden yırtıcı kuşlar ve leyleklerle buluşturuyor.
“Kuşların Büyükelçisi” olarak anılan Ege Üniversitesi (EÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Tabiat Tarihi Uygulama Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Mehmet Sıkı, küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak bazı kuş türlerinin kışladıkları yerlere gitmesinin bu yıl gecikebileceğini bildirdi.