Güncelleme Tarihi:
Ama o geceyi bir genel yayın yönetmeninin yanında geçirdim.
Hürriyet’in o günkü genel yayın yönetmeni Sedat Ergin’in yanında...
YOLDA GELEN İLK HABER: ‘TUHAF ŞEYLER OLUYOR’
O akşam Ergin’le Les Ottomans Oteli’nin içindeki bir restoranda yemek yedik.
Saat 9’a doğru kalktık.
Aynı sitede oturduğumuz için galiba benim arabamla eve dönüyorduk.
İlk işaret tam Köprü’ye doğru giderken geldi.
Sedat’ı gazeteden arayıp tuhaf şeylerin olduğunu söylediler.
SEDAT ERGİN’LE KÖPRÜNÜN ORTASINDA ŞUNU FARK EDİYORUZ
Köprünün ortasında ise bir şeyi fark ettik.
Biz Anadolu tarafına geçiyorduk ve o istikamette birçok araba vardı.
Ancak karşı tarafta, yani Avrupa tarafına giden hiçbir araba yoktu.
Yaşadığımız siteye geldiğimizde artık olayın rengi belli olmaya başlamıştı.
GAZETEYE DÖNMEK İSTİYORUZ AMA YOL KAPALI VE ÇATIŞMA VAR
Doğruca Sedat Ergin’in evine gittik.
O sırada kızım Gülümsün de oraya geldi.
Sedat’la kısa bir değerlendirme yaptık ve gazeteye gitmeye karar verdik.
Ancak öğrendik ki, köprülerde çatışma vardı ve her ikisi de kapanmıştı.
Karşıya geçme imkânı yoktu.
Ayrıca gitmeye kalkarsak yolda epey vakit kaybedecektik.
Bunun üzerine Sedat evde kalıp gazeteyi oradan yönetme kararı aldı.
SAAT 21, AYDIN DOĞAN’I ARAYIP ŞUNU SÖYLÜYORUZ
Saat 21.15 gibi Sedat’a “Aydın Bey’i arayalım. Bunun bir darbe olduğunu ve grup olarak buna karşı olduğumuzu açıklayalım” dedim.
Sedat da aynı görüşteydi. Sedat sürekli gazetedeki arkadaşlarla konuşuyordu.
Ben o sırada Bodrum’da olan Aydın Bey’i aradım ve bunu söyledim.
“Ben de aynı görüşteyim” dedi.
Bana “Sen Erdoğan Aktaş’ı ara ve çık söyle bunu” dedi.
Hemen Erdoğan’ı aradım ama ulaşamadım.
TAM TELEVİZYONA BAĞLANACAKKEN TRT’DEKİ BİLDİRİ OKUNUYOR
Tam o sırada televizyonda darbecilerin TRT’den zorla okuttukları bildiri başladı.
Buna da tepki gösterdik ve Aydın Bey anında CNN Türk’ü arayıp yayını kestirtti.
Onu izleyen saat sonunda Erdoğan’a ulaştım ve CNN Türk’e çıkıp, “Bunun bir darbe olduğunu ve grup olarak böyle bir darbeye karşı olduğumuzu” en açık dille anlattım.
Yanılmıyorsam o gece televizyonlara çıkıp darbeye karşı olduğunu söyleyen ilk siyaset dışı kişi bendim.
HELİKOPTERLİ DARBECİLER GAZETEYİ BASARAK YAZIİŞLERİNE GİRİYOR
Sonra oturup ertesi günkü gazete için aynı görüşte bir yazı yazdım.
Ancak tam o sıralarda hiç beklemediğimiz bir olay patladı.
Kanal D avlusuna inen iki helikopterden darbeci askerler çıktı ve CNN Türk’le Hürriyet’in yazıişlerine girdiler.
Saat sabahın 5’ine gelmişti ve gazetenin bırakın yıldırım baskı yapmasını, çıkma ihtimali bile kalmamıştı...
GAZETE ÇIKAMAYINCA POSTA GENEL YAYIN YÖNETMENİ’Nİ ARIYORUZ
İşte o sırada aklımıza bir fikir geldi.
Hemen Posta gazetesinin genel yayın yönetmeni Rıfat Ababay’ı aradık.
Posta’nın merkezi Trump binasında olduğu için oraya asker gelmemişti.
“Rıfat sen gazeteyi hazırladın mı” diye sordum.
“Evet hazırladım” dedi.
“Senden ricamız şu. Senin gazetenin tepesine Hürriyet logosu koy. Bir de benim yazdığım yazıyı ekle ve öylece baskıya gönder.”
Rıfat çok pratik bir genel yayın yönetmenidir.
Anında yaptı ve bana geçti.
Evet çok az insan bilir ama 15 Temmuz gecesinin medya tarihinde böyle bir olay da vardır.
Ertesi gün Hürriyet ve Posta’nın yıldırım baskıları aynı gazete olarak çıktı.
Hürriyet’teki arkadaşlar binaya dönünce hemen yeni bir gazete yaptılar ve sonradan bayilere o da gönderildi.
O gün yıldırım baskılarda darbeye karşı çıkan tek veya bir iki yazıdan biri benimkiydi.
HÜRRİYET'E BASKIN ANI
HEP MERAK EDERİM O GECE KİM KİMLE NELER KONUŞTU
Öyle bir geceydi işte...
Her 15 Temmuz günü o geceye dönerim ve bir de şunu çok merak ederim.
Acaba bu ülkede o gece bütün siyasetçilerin, gazetecilerin, işinsanlarının, sanatçıların bütün telefon konuşmaları yayınlansa...
Nasıl bir 15 Temmuz gecesi tarihi ortaya çıkardı...
Benimkinin zabıtları aynen böyleydi...
O GECENİN 2030’DA YAZILACAK TARİHİNE KATKI İÇİN BİR BELGE
Aradan 5 yıl geçti...
O geceyle ilgili olarak en azından kendi vicdanımda rahatım.
Şundan eminim.
O gecenin gerçek tarihi ilerde yazılacak.
Ve o tarihte o geceki telefon konuşmalarının da mutlaka izleri olacak...
Kendi payıma, tarihimizin en kanlı darbe girişiminin ertesi günü Hürriyet’te çıkan yazımı ve o günkü Hürriyet’in Posta ile aynı birinci sayfasını, 15 Temmuz’un müstakbel tarih yazımına katkısı olması için beşinci yıldönümünde bir kere daha yayınlıyorum.
Hande Fırat: 15 Temmuz’un ardından... Hâlâ dışarıdalar... Hâlâ utanmıyorlar... Hâlâ tiyatro diyorlar