Abdulkadir Selvi: Yeni 15 Temmuzlar olmaması için

Güncelleme Tarihi:

Abdulkadir Selvi: Yeni 15 Temmuzlar olmaması için
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2021 07:00

27 Mayıs gecesi darbeciler Çankaya Köşkü’nü basınca Cumhurbaşkanı Celal Bayar, tabancasını çekip direnmek istemiş ama “Çok kan dökülür” endişesiyle silahı kendi şakağına dayamıştı.

Haberin Devamı

22 Şubat 1962’de Talat Aydemir’in darbe girişimi sırasında Fethi Gürcan, Çankaya Köşkü’nün etrafını sarmıştı. Cumhurbaşkanı Gürsel, Başbakan İnönü ve bakanlar toplantı halindeydi. Gürcan, “Çankaya’nın etrafını sardım, hepsini ele geçirip hesaplarını göreceğim” mesajı gönderdi. Aydemir “Benim onlarla hesabım yok” deyince kuşatmayı kaldırdı. Aydemir’in darbe girişimi o andan itibaren başarısız oldu.

27 Nisan e-muhtırasından kısa bir süre önceydi. Erdoğan, Başbakanlık konutunda bir medya patronu ile sohbet ediyordu. Askerin rahatsız olduğu konuşuluyordu. 28 Şubat’ta askerin Erbakan’ı istifaya zorlamasına sıra geldiğinde, Erdoğan, “Böyle bir şeye kalkışırlarsa Erbakan gibi olmam. Yaptıklarına pişman ederim” demişti.

Darbelerde kırılma anları var. Yukarıdaki çarpıcı iki örnekle ona dikkat çekmek istedim.

Haberin Devamı

27 NİSAN RUHUYLA

15 Temmuz’un ilk provası aslında 27 Nisan e-muhtırasının verildiği gece yaşandı. Aslında 15 Temmuz direnişinin temeli de 27 Nisan gecesi atıldı. 27 Nisan’da muhtırayı tersine çeviren Erdoğan, darbecilere karşı ilk ilk raundu almıştı. 15 Temmuz’da da darbeyi püskürttü.

15 Temmuz gecesi Hande Fırat’la FaceTime yayını yaptığımız Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında darbeye direneceğini ilan ettiği anda “Tamam” dedim. “Darbeciler şimdi kaybetti.”

15 Temmuz’da darbeciler ne zaman başarısız oldu diye sorarsanız Erdoğan direneceğini ilan ettiği anda derim.

Çünkü Erdoğan darbeye karşı direnince millet de onun arkasından geldi. Erdoğan direnmese tarih farklı yazılırdı.

15 TEMMUZ DESTANI

15 Temmuz’un kahramanlık boyutu elbette ki çok büyük. 15 Temmuz bir demokrasi destanı. Çünkü ilk kez bir darbe girişimi millet tarafından önlendi. Bir millet çıplak elleriyle tankları durdurdu. Ölümü öldürdü. O nedenle 15 Temmuz’un demokrasi mücadelemizde yeri çok büyük.

Ama artık 15 Temmuz’u sadece bir kahramanlık öyküsü olmaktan çıkarmalıyız. Artık başka 15 Temmuz’lar yaşanmasını istemiyorsak, 15 Temmuz nasıl oldu ve ne yapmalıyız sorusuna kafa yormalıyız.

27 Mayıs’tan sonra çaba göstermediğimiz için yeni darbeler oldu. 27 Mayıs bir devrim olarak kutsandığı için yeni darbelerin anası oldu. 12 Mart ve 12 Eylül onun çocuğu olarak doğdu.

Haberin Devamı

NAZMİYE DEMİREL’İN DEDEKTİFLİĞİ

12 Eylül’den önce darbe yapılacağı söylentisi yoğunlaşınca Başbakan Demirel, nabız yoklaması için Nazmiye Hanım’ı general eşlerinin çaylı buluşmasına göndermişti. Nazmiye Hanım, “Her şey normal görünüyor” demişti. Demirel, Cumhurbaşkanıvekili İhsan Sabri Çağlayangil’i de Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in ağzını yoklaması için görevlendirmişti. Çağlayangil de anormal bir durum fark etmemişti. 12 Eylül’den sonra Çağlayangil bu olayı sorduğunda Kenan Evren, “Size yönetime el koyacağız mı diyecektim” karşılığını vermişti.

DARBELER VE MİT

Demirel yıllarca, “Başbakan’a bağlı olan MİT darbeyi haber vermedi” dedi. Bırakın darbeyi haber vermeyi, 12 Mart’ta MİT Müsteşarı Fuat Doğu arayıp Başbakan Demirel’in istifasını istemişti. 12 Eylül’ün darbe planı ise MİT’in uçağıyla askeri birliklere ulaştırılmıştı.

Haberin Devamı

15 Temmuz’da ise Kara Havacılık’ta bir pilotun MİT’e sığınıp darbe ihbarında bulunması, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Genelkurmay Karargâhı’na gitmesi FETÖ’cülerin gece 03’te başlayacak darbeyi öne çekmelerine neden oldu.

Daha önceki darbelerin aksine MİT, 15 Temmuz’da darbecilerle iş birliği yapmadı. Tam aksine direndi. 15 Temmuz gecesi darbecilerin vurduğu ilk yer MİT oldu.

Ama ne MİT, ne Polis İstihbarat, ne de Jandarma İstihbarat bir kısmı Genelkurmay’da bir kısmı Ankara’daki villalarda hazırlanıp, onay için ABD’ye gönderilen darbe planlarından haberdar oldu. Hiçbir yerden bir haber alınamadı mı?

Darbelere karşı çok ağır bedeller ödedik. Başbakan asıldı bu ülkede. Ama darbeleri önlemek için ne yapmalıyız, hangi mekanizmaları oluşturmalıyız, nerelerde zafiyetimiz var diye yeterince çalıştığımızı zannetmiyorum.

Haberin Devamı

HER ZAMAN BİR ERDOĞAN ÇIKMAYABİLİR

Her zaman bir Recep Tayyip Erdoğan çıkmayabilir. Her zaman bir lider darbelere karşı direnemeyebilir. Her zaman bir FaceTime yayınıyla halkına ulaşamayabilir. O nedenle darbelerle mücadele konusunu artık kahramanlık destanlarının ötesine taşımalıyız. O nedenle artık darbelerle mücadele konusunda bir hafıza oluşturmalı, bir mekanizma kurmalıyız.

DEMİREL’İN TESPİTİ

1) Demirel, “MİT her sabah gelir, Başbakan’a, Afrika’daki Zulu kabilesiyle Lulu kabilesi arasındaki çatışmayı haber verir fakat az sonra gerçekleşecek darbeyi haber vermez” demişti. MİT eski MİT değil. Darbecilerin emrindeki MİT değil, darbelerle mücadele eden MİT var. Ancak biz neden darbelerin istihbaratını önceden haber alamıyoruz sorusu üzerine düşünmeliyiz.

DIŞ BAĞLANTISI

Haberin Devamı

2) 15 Temmuz’un en önemli eksiği dış bağlantısının ortaya çıkarılmamış olmasıydı. Darbenin lideri Pensilvanya’da olmasına rağmen, darbe planlarının Adil Öksüz tarafından Pensilvanya’ya götürülüp, 24 saat önce Türkiye’ye getirilmesine, 15 Temmuz gecesi Akıncı’daki FETÖ’nün asker imamlarının Pensilvanya ile canlı bağlantıda olmasına rağmen dış bağlantısını tam olarak ortaya koyamadık.

Şu unutulmamalı. Hiçbir savaş bir öncekinin benzeri olmaz. Hiçbir darbe de bir öncekinin tekrarı olmaz. 15 Temmuz gösterdi ki artık darbe yapmaya kalkışanlar halk ne der sorusunun cevabını iyi düşünmeli. Belli ki 15 Temmuz’da FETÖ’cüler halkı hesabı katmamış. Ama bizim de bundan sonra bir darbe girişimi olursa onun 15 Temmuz’un benzeri olmayacağını aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.

GENELKURMAY’IN ÖNÜNDE

15 Temmuz’da tankların Boğaz Köprüsü’ndeki görüntülerini TV’lerde gördüğüm anda ilk iş olarak Genelkurmay’ın önüne gitmiştim. Bunda “Darbe gecesi Genelkurmay’ın ışıkları yanıyordu” haberleriyle yetişmiş bir Ankara gazetecisi olmamın etkisi vardı. Genelkurmay’ın etrafında askerler ve onların etrafındaki halkada ise polis araçları vardı. Ama bir yandan da trafik akıyordu. Oradan Hürriyet Genel Yayın yönetmeni Sedat Ergin’i arayıp, “Genelkurmay’da bir karışıklık yaşanıyor. Emir komuta zincirinde bir müdahaleye benzemiyor. Daha çok bir kalkışma gibi duruyor” demiştim. Bir gazeteci olarak artık Genelkurmay’ın ışıkları yanıyor mu diye koşup gitmek istemiyorum. Onun için 15 Temmuz’da verilen mücadeleyi unutmayalım. Unutturmayalım. Ama yeni 15 Temmuz’ların olmaması için gerekli mekanizmaları oluşturalım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!