Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER

Böyle seçime gidemezsiniz

Okurlarımız, ‘‘Böyle seçime gidilir mi?’’ diye tepkilerini aktarıyorlar. Türkiye en bunalımlı günlerini geçiriyor.

Ortalık toz duman, kimse ne yapacağını bilmiyor.

Bırakın Suriye'yi, kasetleri, Çakıcı'yı, Susurluk'u; cumhuriyetin 75. yılında siyasal yaşamımızdaki tıkanıklığa bir bakalım...

Anayasa'daki değişiklikler yapılmadan...

Her siyasetçinin şikâyetçi olduğu Seçim Yasası değiştirilmeden...

Barajlar, yeniden düzenlenmeden (Aslında her partinin korkusu)...

Yurtdışındakilere oy kullandırmadan (Anayasa'da hüküm var, ama yasal düzenleme hâlâ yapılmadı)...

Siyasi Partiler Yasası değişmeden (Sendika ve meslek örgütü temsilcileri, görevlerini sürdürürken aday olamıyorlar)...

Seçime mi gidilecek...

1991 ve 1995'te de aynı şeyler tartışıldı... Sürekli bu sıkıntılar gündeme geldi, o günden beri hiçbir adım atılmadı.

Hemen bütün liderler, geçmişte altyapısı hazırlanmadan seçime gidilmesine karşıydılar. Şimdi ise koro halinde 'Hemen seçime gidelim' diyorlar.

Meclis, 18 Nisan'da seçim kararı aldığına göre, neden bu tarihe kadar mevcut sıkıntıların giderilmesi için hareket edilmiyor?

Aslında hiçbirinin işine gelmiyor. İki ayağı bir pabuca sığdırmak istiyorlar. Çünkü, önseçim kimsenin işine gelmiyor.

En iyisi 'baskın seçim!'...

Aralıkta seçim olursa, propaganda süresi kısılacağından, önseçime zaman yok denilerek, adaylar merkezden belirlenecek. Liderler 'gücünü' gösterecek.

Adaylık için istifa etmesi gerekenler hemen istifa edeceklerinden devlet kadroları boşalacak, işler yürümeyecek.

Okurumuz Bekir Arda, en doğru soruyu soruyor:

‘‘Anayasa ve seçim yasalarında gerekli değişiklikler gerçekleştirilmeden yapılacak bir seçimden bugünü bile aratacak bir sonuç çıkmayacağını kim garanti edebilir?’’

Bu furyada ülkeyi düşünen kim?

Kötü örnek...

DAHA önceleri zevkle izlediğimiz Levent Kırca ve ‘‘Olacak O Kadar’’ ekibini artık ailecek izleyemez olduk. Levent Kırca ekibinin tüm esprileri cinsellik üzerine. Bayağı el-kol hareketleri, Oya Başar'ın her fırsatta 'verme', Levent Kırca'nın 'koyma' muhabbetleri. Kırca'nın artık ucuzluğa kaçtığı, sırf ticari gayeyle TV dizisi yaptığı açıkça görülüyor.

Son olarak Sayın Işılay Saygın'la ilgili parodilerini de tamamen cinselliğe dayandırmalarını üzülerek izledik. Bir bakanı reyting amaçlı bayağı esprilerle küçük düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.

Levent Kırca'dan daha kaliteli yapımlar bekliyoruz.

Av. Ahmet Güven ÖZKAYA-İZMİR

Ilıcak'tan açıklama

NAZLI Ilıcak, ‘‘Ilıcak, hangi şiiri okudu?’’ yazısını yanıtlıyor: ‘‘Herhalde Tevfik Fikret'in şiirini ben yazdım diyecek kadar megaloman veya zekâ özürlü değilim. O tarihte Yassıada'da bulunan babama gönderdiğim mektuplarda çeşitli şiirler yazdığımı söylerken, elbette o şiirlerin benim tarafımdan kaleme alındığını ileri sürmedim. Bir gün Namık Kemal'den, bir gün Tevfik Fikret'ten, bir gün Mehmet Akif'ten şiirler yazıyordum.

Miting meydanında şairlerin ismini saymaya gerek yoktu.

Aynen şöyle söyledim: ‘‘Mektupta yazdığım şiirleri hep kesiyorlardı, eline ulaşmıyordu.’’

Arife tarif ne hacet, elbette ki kendi şiirlerimi gönderiyorum demek istemedim. Ben şair değilim ki, şiir yazıp babama göndereyim. Bırakınız bu yaşta yazmayı, 16 yaşında o üslupla öyle şiir yazılabilir mi?’’

RESMİ kurumlara işleri için dilekçe gönderen bazı vatandaşlar özensiz davranıyor. Örneğin, adreslerini, telefonlarını, varsa fakslarını yazmıyorlar. Bu nedenle anlaşmazlıklar uzuyor, zaman kaybına yol açıyor. İnsanlarımız da çağdaş gereklere özen göstermelidirler.

Mehmet ERGÜN-Kartal Belediyesi

ANKARA Cumhuriyet Liseliler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Hüsnü Çubukçu'nun çağrısı: Lisemizin kuruluşunun 39. yıldönümü olan 7.11.1998 Cumartesi günü saat 09.30'da Anıtkabir'i ziyaret edip, 11.00'de okulumuzda bir araya geleceğiz, akşam da Kavaklıdere Hotel Houston'da yemek yiyeceğiz. Mezunlarımıza duyurulur. (Dernek: 0312-213 16 15)

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Türk ekonomisi mafya tarafından yönetiliyor.’’

(Türkiye Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen)