Namussuzca ahlaksızca

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, bir paylaşım yapmış.

Haberin Devamı

Özetle şunları söylüyor paylaşımında:

*

CHP içinde Özgür Özel’le ilgili çeşitli ithamlarda bulunanlar var. Bu ithamlar, namussuzca ve ahlaksızca. Koltuk hırsları, partili kimliklerinin önüne geçenler yapıyor bunu. Parti içinde bazı kişilerin de bunlara ayak uydurduğu görülüyor.

*

Nedir, ne oluyor” falan derken internette dolaşıma sokulan bir iddiayı gördüm.

İçinde Özgür Özel’in de, CHP’li bir kadın belediye başkanının da olduğu bir dizi belaltı iddia.

*

Söz konusu kadın belediye başkanı da açıklama yaptı. “Kanser oldum. Kemoterapi alıyorum. Bu alçaklar bana iftira atıyor. Hepsiyle hesaplaşacağım” falan diyen bir açıklama.

Bütün bu olup bitenlerden benim anladığım şudur:

*

Henüz ortada seçimin ucu bile görünmemişken bunlar yaşanıyorsa...

Önümüzdeki süreçte CHP içindeki güç mücadelesi, gitgide daha çok çirkinleşecek.

Demek ki...

Haberin Devamı

Bel altı, bel üstü falan demeden dalacaklar birbirlerine.

Namussuzca ahlaksızca

BAKAN BEY’İN CEP TELEFONUNDA EN ÇOK BAKTIĞI HARİTA

DÜN sabah Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile buluşup sohbet ettik.

*

Sohbetin ortasında “Benim cep telefonumda en sık başvurduğum harita Karayolları haritasıdır” dedi.

Önce telefonunda açtı gösterdi haritayı.

Ardından da kağıttaki haritayı masaya serdi.

*

Ne var Karayolları haritasında?

Mevcut yollar var, başlanan projeler var, planlanan yollar var.

Her şey en ince ayrıntılara kadar haritada işlenmiş.

Bakan Uraloğlu, “Her gün bu haritayı incelerim. Bu harita bizim her şeyimiz. Her şeyi buradan takip ederiz” diyor.

*

Haritanın 2002 versiyonunda 6.100 km bölünmüş yol varken...

Bugünün haritasında 29.500 km bölünmüş yol var.

Bakan Uraloğlu, “Türkiye, karayolları sorununu büyük ölçüde halletmiş durumda” diyor.

Namussuzca ahlaksızca

SERENAY’IN EVİ

BİR Ortadoğu dergisine evinin kapılarını açmış Serenay Sarıkaya. Evin fotoğraflarını incelediğimde şöyle sonuçlara vardım:

*

Haberin Devamı

Namussuzca ahlaksızca

- Evde her şey öyle muntazam görünüyor ki... İhmal edilmiş şıklıktan haberi yok.

- Gri ağırlıklı bir ev. Daha doğrusu grinin elli tonu ağırlıklı.

- Salondaki koltuğun leopar desenli oluşu akla ilk olarak Seda Sayan’ı getiriyor.

- Tüllerle çevrili yatak odası ise Bali taraflarından bir otelin odası gibi.

- Deli fişek bir sanatçı evinden ziyade ağırbaşlı bir opera sanatçısı evine benziyor.

- Tamam, intizamsızlık bocalatır insanı. Ama fazla intizam da boğar adamı. Bu evin sorunu ikincisi.

Namussuzca ahlaksızca

MİDEN BULANMASIN SAĞLIĞIN BOZULMASIN

SUCUK mu alacaksın? Bir restorandan yemek mi söyleyeceksin? Bir köfteciye mi gideceksin? Canın manda yoğurdu mu çekti? Sabah kalkıp Sarıyer börekçisinden börek mi yiyeceksin?

*

Haberin Devamı

Bu eylemlerden herhangi birini yapmadan önce...

Tarım ve Orman Bakanlığı sitesindeki şu iki bölüme mutlaka tıklayın:

*

BİR: Sağlığı tehlikeye düşürecek gıdalar.

İKİ: Taklit ve tağşiş yapılan gıdalar.

*

Tıklama yapıp gereğini yerine getirmezseniz...

Hem mideniz bulanır hem de sağlığınız bozulur.

*

NOT: Tağşiş” kelimesi, hayli yabancı geliyor hepimize. Anlamı şu: “Bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma.

Namussuzca ahlaksızca

İRAN’LA İLGİLİ TUTUMUM

İRAN’ın beğenmediğim tarafları çok.

Mezhepçi yayılmacılık heveslerini falan kıyasıya eleştiriyorum.

*

Ancak “İsrail mi? İran mı?” İkilemiyle karşı karşıya kaldığımda...

İsrail barbarlığı karşısında anında ve net olarak İran’dan yana olurum.

Haberin Devamı

ÇOK İDDİALI KONUŞMAYACAKSIN

- “İsrail, Nasrallah’ı asla öldürmez” diye iddialı bir çıkış yaparsın... Ertesi gün Nasrallah öldürülür.

- “İran, İsrail’e asla karşılık vermez” dersin. Ertesi gün İran, İsrail’e füze yağdırır.

- “İran halkı kesin rejime karşı ayaklanacak” dersin. Ertesi gün on binlerce İranlı Hamaney’in hutbesini dinler.

- “İsrail, Lübnan’a kesin kara harekâtı yapacak” dersin. Ertesi gün sadece hava harekâtı görürsün.

- “İsrail, bu işi bitirir abi” dersin. Ertesi gün bir bakmışsın ki İsrail’in ayağı tökezleyivermiş.

*

Ortadoğu tuhaf bir coğrafyadır.

Hiçbir zaman çok kesin, çok net cümlelere gelmez.

Söz konusu Ortadoğu’ysa... Çok iddialı konuşmayacaksın.

Haberin Devamı

IVIR ZIVIR ŞEYLER

- “Sopranos” dizisini izlemek çok zararlı. Sürekli deniz ürünlü makarna yemek istiyorsun, daima pizza söylemek durumunda kalıyorsun.

- Şöyle gürül gürül mont giyilecek, kazak giyilecek zamanlara kavuşacağımız günler gelsin artık.

- “Eminem” diye bir şarkıcı var ya... İşte o şarkıcının kızı hamileymiş, yakında “dede” olacakmış “Eminem”. Yaşlandığımız hiç bu kadar yüzümüze vurulmamıştı.

*

- Çatal bıçakla lahmacun yiyen birini gördüm geçen gün. Ve şunu anladım: Lahmacun kadar çatal bıçağa yakışmayan başka bir yiyecek yoktur.

*

- Bizim evin altına “EspressoLab” açıldı. Beyazların yöresinde nasip arayan bu mekânın elitist tarafları hiç yok. Sınıflar üstü takılıyor ve hiç kasmıyor. Bazıları gıcık oluyor ama ben pek seviyorum bu halini “EspressoLab”ın.

Yazarın Tüm Yazıları