×
Spor ve sanat bir kentin lokomotif gücü olmalı
Paylaş
Birçok konu başlığında olduğu gibi sporda da makule, normalleşmeye ihtiyacımız var. Benim gibi sporsever birisi bile bu gergin ortamdan etkileniyor. Ki… Tribünlerdeki tansiyonu herkes çok iyi biliyor.
Özellikle futboldaki gerilimin artık sonlanması gerekiyor.
Hafta sonu oynanan maçlar orada kalmıyor; bir hafta boyunca yaşananlar, söylenenler yorumlanıyor, konuşuluyor.
Bunun böyle gitmeyeceğini herkes görüyor.
Peki ne yapmak lazım; bu gidişata nasıl son verilecek?
İzmir önemli bir zirveye ev sahipliği yapacak; Salı günü
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası birlikte bu organizasyonu gerçekleştirecek.
Zirvede olimpik sporculardan spor yazarlarına milli voleybolculardan Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş gibi efsane teknik direktörlere kadar çok sayıda isim İzmirliler ile buluşacak.
Bu zirve hazırlıkları yapılırken; Başkan Cemil Tugay ve İZTO Başkanı Mahmut Özgener ile sohbet ettik.
Tugay’ın geniş perspektifteki görüşü İzmir’in sadece futbolda değil; sporun her alanında öncü bir şehir olması...
Ve ağırlıklı olarak spor yapılan bir kent olarak İzmir’in anılması...
O yüzden bundan sonraki yıllarda spor yapmaya teşvik edecek adımlar atacak.
Bunu önemsiyorum çünkü bir kentin yükselişinde sporun itici gücü olduğunu çok iyi biliyorum.
Dünyada güzel örnekler var; bu kentlerin markalaşmasında sporun ve sanatın önemli payları olduğu bir gerçek...
Üstelik sportif başarılar kadar kentin spora, sanata uyumlu olması da ayrı bir değer...
O yüzden Cemil Tugay’ın bu bakış açısını destekliyorum.
Zirvenin diğer önemli partnerine gelince...
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener uzun bir süredir kentteki uyumu, birlikteliği, beraber iş yapma kültürünü önemseyen, destekleyen işler yapıyor.
Sadece odayı değil; diğer odaları da, yerel yönetimleri de, sivil toplum örgütlerini de projelere dahil ediyor.
Bu kentte bir sinerji de yaratıyor.
Üstelik Futbol Federasyonu Başkanlığı gibi zor ama Türkiye için önemli bir görevi de yapmış biri...
Özgener’in başkanlığında futbolun daha istikrarlı olduğunu söyleyebilirim.
O yüzden bu zirvenin verimli geçeceğini düşünüyorum.
Tabii devamını da yapmak gerekir.
Çünkü konuşulup kalmadan; hayata geçecek projelerle, fikirlerle toplumsal konuları bir başka yere taşıyabiliriz.
Fiyatlar artacak
beklentisi hala
devam ediyor
Türkiye İstatistik Kurumu Eylül ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Veriler yıllık enflasyonun yüzde 50'nin altına gerilediğine işaret etti. Bu iyi haber... Yıllık enflasyon üç yılın ardından ilk kez politika faizinin altına geriledi.
Ancak rakamlar beklentilerin de çok altında kaldı.
Eylül enflasyonu 2.97 oldu.
Yani hedefin hala iki katı seviyesinde...
Fiyatlar artacak beklentisi halen devam ediyor.
Hizmet enflasyonunu besleyen beklenti hala çok yüksek olduğuna göre mücadelenin kararlılıkla sürmesi gerekiyor.
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’in meclis konuşmalarını dikkatle izliyorum. Her toplantıda ayrı bir konuya dikkat çekiyor ve çoğu zaman öneriler getirerek ekonominin fotoğrafını çekmeye çalışıyor.
Piyasa dostu bu yaklaşımın önemli olduğunu düşünüyorum.
Mahmut Özgener; son Meclis toplantısında önemli bir uyarıda bulunmuştu.
“Faiz konusunda ihtiyatlı hareket edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyon yüzde 1.5 seviyesinin altına düşmeden ve 2025 asgari ücret artışının söz konusu hedefi destekleyeceğine emin olunmadan faiz indirimine gidilmemesi gerektiğine inanıyoruz...”
Bu kadar iyi adım atılmışken; faiz indirimi konusunda biraz daha zamanımız var gibi gözüküyor.
Erken bir seçim olur mu?
Bazı konular konuşulmaya başlandı mı; devamı da gelir. Bu konulardan biri de erken seçim meselesi… Türkiye aslında seçimlerden yeni çıktı. Önümüzde üç buçuk yıllık seçimsiz bir zaman var. Türkiye gibi ülkelerde bu çok değerli bir zaman... Çünkü seçim baskısıyla bazen yanlış, eksik kararlar alınabiliyor. Türkiye gibi büyük ülkelerin yapısal sorunlarını çözmek için de zamana ihtiyaç var. Ama son günlerde erken seçim konusu daha çok konuşulmaya başlandı. Erken derken; çok erken bir seçimden bahsedilmiyor.
2027’nin herhangi bir diliminde olacak bir seçime CHP’nin onay vermesi zor gibi gözüküyor. O yüzden 2026’nın son çeyreği daha çok konuşuluyor. Ama bunun olgunlaşması ve kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… Erken bir seçimde Erdoğan yeniden aday olabiliyor, zamanında yapılacak bir seçimde ise anayasaya göre aday olamıyor. Türk siyasetinde 24 saatin bile uzun olduğunu düşünecek olursak; seçimle ilgili tartışmaları daha çok yapacağımız şimdiden belli...
Serin çatılar şehrin
ısısını düşürür mü?
Euronews’te okudum.
Şehirlerin daha serin kalması için bilim insanları yeni çareler arıyor.
Yeni bitmiş bir çalışmadan söz ediliyor ve güneş panellerinin enerji üretirken sıcaklıkları da düşürebileceği ortaya çıkmış.
2018'in rekor kıran sıcak yazı sırasında Londra'daki çatıların bazıları beyaza boyanmış.
University College London (UCL) ve Exeter Üniversitesi'nden araştırmacılar, Londra'nın açık renkli çatılardan olması halinde şehrin yaklaşık 0.8 derece kadar soğuyabileceğini söylüyorlar.
Bir dereceden bile az bu soğumanın şehri kurtarabileceğini unutmayın.
Çalışmanın yazarları, Londra'nın tüm çatılarının güneş panelleriyle kaplanmasının, enerji üretirken aynı zamanda ısıya bağlı ölümleri azaltmaya da yardımcı olacağını söylüyor.
2023'teki rekor kıran yazı takiben 2024 yazı, kayıtlardaki en sıcak yaz oldu. Kentsel ısı adası olarak bilinen bir etki şehirleri daha da sıcak hale getiriyor.
Bizim şehirlerimizde de bu denemeye değmez mi?
Paylaş
