Yeni kuşaklar eski kuşakları okuyor mu?

TEK kitaplık saltanat adlı dünkü yazımda; Amerika'da kuşaktan kuşağa okuma sürekliliği zincirini ortaya koyan bir araştırmaya yer verdim.

1813 yılında yayınlanan Jane Austen'ın Pride and Prejudice'ı hálá satılıyor ve okunuyor.

Bizde yapılacak bu tür bir araştırma, okur profilini ve tercihlerini göstermesi açısından yayıncılara da yardımcı olacaktır.

Bizdeki durum nedir? Bir yıl içinde bu sınıfa giren kitaplar ne kadar satıyor?

Yayınevlerinden aldığımız rakamlara göz atalım:

Ateşten Gömlek - Halide Edip Adıvar - 2798

Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin - 15.000

Bereketli Topraklar Üzerinde - Orhan Kemal- 1500

Devlet Ana - Kemal Tahir - 2100

Yaban - Yakup Kadri Karaosmanoğlu - 12.000

Tutunamayanlar - Oğuz Atay - 5700

Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar - 3000

Değerlendirme, karşılaştırma birimimiz tek kitap olduğundan Yahya Kemal Beyatlı'nın, Názım Hikmet'in, Sait Faik Abasıyanık'ın toplu satış rakamlarını dışarda bıraktım. Yukarıdaki örneklerde de bir yazarın diğer kitaplarının satışını göz önünde bulundurursanız, toplam yükseliyor.

Tek kitapla yıllardır satanlar listesinde bulunan tek edebiyatçı, Hasretinden Prangalar Eskittim'le Ahmed Arif.

AMERİKA'
yı, yaşam biçimiyle, birçok özellikleriyle örnek alıyoruz, hatta bazı konularda taklit ediyoruz. Dileğim, kitap okurluğu konusunda da örnek almamız.

Dünkü örneklerde görüldüğü gibi, yeni kuşaklar, eski kuşakların önemli kitaplarını okuyor. Hiç kuşkusuz burada best-sellers olgusu en önemli seçim yönlendiricisi.

Kuşaklar arası edebi diyalog, dünün eserleriyle bugünün eserleri arasında süreklilik bağını kuruyor.

Yapılacak araştırmada birçok adın satış rakamlarının ortaya çıkarılması gerekiyor:

Ahmed Midhat Efendi'nin kitaplarının çoğunun tükendiğini söyledi bir arakadaşım. Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf ve daha birçok edebiyatçının kitaplarının alım oranı nedir?

Kitapları bulunmuyor, tükendi, bir daha basılmıyor diye bir gerekçe yok Amerika'da.

Bütün kitapseverlerle birlikte düşünelim, İlhan Tarus'un, Mehmet Seyda'nın, Fahri Celál'in kitaplarını okuyamazsınız, çünkü yıllardır basılmıyor.

Book'taki araştırmanın sonundaki bir not, Türk sineması romanımıza ilgisiz yazıma bir göndermeyi zorunlu kılıyor.

Yüzüklerin Efendisi sinemaya aktarıldığı için çok satıyormuş.

Sinema-kitap ilişkisine de açıklık getiriyor.

* * *

OKUMA sürekliliğini çok sık yazmalıyız.
Yazarın Tüm Yazıları