Brüksel’deyim.
Havalimanında.
Pasaport kontrolü...
AB üyesi ülkelerin vatandaşları kendilerine ait kapıdan şakır şakır geçiyor, AB üyesi olmayan ülkelerin vatandaşları, yani biz, kuyrukta kuzu gibi duruyoruz, suratsız polisin keyfini bekliyoruz.
Önümde biri var.
Ünlü politikacımız.
Yanında monşer kılıklı biri.
Yal“takla”nma meşhurmuş.
Fış’takla fış’takla...
Kos“takla”nmış padişah.
Memleket takla’makan ya...
Toplayın ahaliyi, beni sevip sevmediklerini kanıtlamak için takla atsınlar, göreyim bakiim demiş.
Ters takla.
Güvercin takla.
11 işçi çadırda yanarak, 5 işçi deniz bisikletiyle boğularak ölmüştü, Elazığ’da 6 işçi konteynerle uçarak öldü. Çadır tutuklandı, deniz bisikleti aranıyor, konteyner gözaltında.
*
“5” şehit verdik.
E ölenle ölünmüyor tabii... Bi vatandaş İçişleri Bakanımıza, sizi gördüğüme çok sevindim deyince, yapma yahu, nerden bileyim sevindiğini, takla at da göreyim bakiim dedi. Vatandaş, takla atmasam göbek atsam olur mu deyince, çal davulcu dedi, “5” dakka göbek atıldı.
*
Brunei Sultanı geldi.
Babam gitti.
99 gün sonra...
Annem peşinden.
Götürüp yanına koyduk.
Koynuna.
Yağmurda sırılsıklam ıslanmış... Gecenin ayazında sokak lambasının ışığında titreyen sahipsiz köpek
yavrusu gibi hissediyorum kendimi.
Biraz kuruyayım...
Öyle geleyim.
İsim-Şehir-Hayvan
Tiyatro oluyor.
Kabare.
Tiyatro İstanbul’da.
Tiyatro İstanbul...
Ankara Hukuk ve London
School of Economics’ten sonra Paris Başkonsolosluğu ve İzmir Milletvekilliği yapan, Devlet Tiyatroları’nda senelerce baş dramaturg ve genel sekreter olarak çalışan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Belediye Tiyatroları’nın genel sanat yönetmenliğini üstlenen, 1994’te, kendi sahnesini kuran, Türk Kadınlar Birliği tarafından Yılın Kadını seçilen, yaşayan efsane Gencay Gürün’ün tiyatrosu... Hayatımda aldığım en büyük ödül.
Doğrusunu isterseniz, üç büyük özel tiyatrodan daha gelmişti aynı teklif... Doğan Kitap’tan piyasaya çıkan İsim-Şehir-Hayvan’ı tiyatro haline getirmek istiyorlardı. Günlük köşe yazılarından tiyatro olur mu kardeşim dedim... Orasına sen karışma dediler. Allah Allah filan derken, Emin Hamarat telefon etti. Tiyatro İstanbul’un müdürü. 13 senedir Gencay Gürün’le birlikte çalışıyor. Buluştuk. Az sohbet. Resmen ruh ikizi. Sonda söyleyeceğini en başta söylüyor. Tam kafama göre... Pat diye, bana borcun var dedi. Hayırdır? Ankara’da turnedeyken, imza günüme gelmiş, uçağa yetişecek, kuyruktan sıra gelmemiş... E şimdi imzalayayım... Yok öyle dedi. Gencay Hanım’ın selamı var, kitabı komple bize vereceksin.
“Bunlar öbürlerinden çok fena geri kalmış” dedikleri şehir sayısı kaçtı?
36.
2009.
Teşvik paketi açtılar.
“Bunlar öbürlerinden çok fena geri kalmış” dedikleri şehir sayısı kaçtı?
49.
2012.
*
1993...Kenan Evren’in yağlıboya tablosu, Kenan Evren Lisesi Vakfı’nın gecesinde açık arttırmayla satıldı, 10 bin lirayla başladı, arttıran arttırana, rekor kırıldı... 110 milyon liraya Koç Grubu’nda kaldı.
*
1993...Kenan Evren, Marmaris’te sergi açtı, bi tablosu 500 milyon liraya Nuh Çimento tarafından satın alındı. Ancak, Nuh Çimento hangi tabloyu satın aldığını bilmiyordu, hatta, sergiyi bile gezmediler, tabloları görmediler! Kenan Evren’in röportajda anlattığına göre “hangisini isterseniz, onu verin” dediler. Kenan Evren de “anne sevgisi” isimli tablosunu verdi. Kenan Evren “o kadar para etmediğini ben de biliyordum ama, ne yapayım, sanatsever, hayırsever insanlar işte” dedi.
*
1997...Kenan Evren, Ankara’da sergi açtı, “hamamda kızlar” isimli tablosu, kimliği açıklanmayan bi müteahhit tarafından 600 milyon liraya satın alındı. Kenan Evren’in “hamamda kızlar”ı Hürriyet’in tatil ekinde yayınlanan “bayram hamamları” fotoğrafından arakladığı iddia edildi. Kenan Evren “ne yapsaydım yani, kızları hamama götürüp, öyle mi resim yapsaydım” dedi.
*