Google, malum, internet arama motoru... “Google trends” diye şahane bi istatistik hizmeti var. Aradığın kelimeyi yazıyorsun, tıklıyorsun, yıllar içindeki aranma sayısını şak diye gösteriyor.
*
Anahtar kelimemiz: Şike.
*
Hadi lütfen, geçiverin bilgisayarın başına, önce google’a, sonra google trends’e girin, şike yazıp, sorgulayın.
*
2004, 2005, 2006, tık yok.
Poyrazköy sanıklarından binbaşıyla koramiralin avukatı, duruşma sırasında mahkeme başkanından söz istemiş, “müsaadenizle televizyon muhabirine evlilik teklif ediyorum” demiş, mahkeme başkanı “talebiniz kabul edilmiştir” deyince, televizyon muhabiri “sertifikalı tektaş alırsa, evet diyorum” demiş, sanıklar alkışlamış,
genç çifti tebrik etmişler filan.
Ben de tebrik ediyorum.
Çünkü...
Damadı internet sitelerindeki ufak tefek haberlerden tanıyorum, müthiş açıklamalar yapıyor, sahte deliller, çakma belgeler, yalancı şahitler, normalde ortalığın ayağa kalkması lazım, o kadar enteresan “söz”ler söylüyor... Bırak manşeti, birinci sayfaya girdiğini bile görmedim.
“Söz”lendi...
Ana Haber’de yayınladılar.
E hâlâ, vay efendim sansür varmış da, tutuklu subayların sesini kimse duyurmuyormuş, haber yapılmıyormuş falan deniyor... Siz ne biçim kurmaysınız kardeşim, kafayı çalıştırın biraz.
Ancak, kendi içinde tam vaktinde kaos çıkarmasına rağmen, köşeye sıkışan hükümeti yeteri kadar rahatlatamadığını fark eden ana muhalefet partisi, genel sekreterin de derhal görevden alındığını, süt işi uzarsa, parti yönetiminin toptan bırakacağını duyurdu sayın seyirciler...
Yalaka gaztecilerin bile süt skandalının peşini bırakmadığını, bakanlarımızı terlettiklerini anlayan ana muhalefet partisi, telaşa kapıldı, “boşverin sütü mütü, bizim genel başkan istifa ediyor, koşunnn” diyerek, gaztecilere cepten mesaj gönderdi sayın seyirciler...
Hükümetin kabaran sütü, üflene üflene söndürülürken, maalesef, kredi notumuz söndürüldü, enflasyon kabardı. Derhal devreye giren ana muhalefet partisinin hizipleri, sütün psikolojisini aslında ana muhalefet partisinin bozduğunu açıkladı. Ana muhalefet partisinin bi mebusu ise, son kullanım tarihi geçmiş sütleri Mustafa Kemal’in emriyle İsmet İnönü’nün kutuladığını söyledi sayın seyirciler...
Hükümetimiz 53 kuruştan içirirken, ana muhalefet partisine mensup İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin aynı sütü 37 kuruştan içirdiğinin ortaya çıkması üzerine, derhal hukuki mücadele başlatan ana muhalefet partisi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu ve haksız rekabet soruşturmasının selameti için parti üyeliğini askıya aldı sayın seyirciler...
Flaş... Flaş... Flaş...
Senelerdir ana muhalefet partisinin genel merkez binasında yaşayan kedi Şero, süt zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldı! Patisinde serumla süt dökmüş kedi gibi canlı yayına katılan Şero, “abi bunlardan hayır yok,
bari gideyim de hükümetin avanta sütünü kapayım dedim, başıma bunlar geldi, galiba siyaseti bırakıcam” dedi sayın seyirciler...
Serumla ayılttılar.
*
Aşırı doz’dan diyen var.
Sanırsın damardan bastılar.
*
Halbuki...
Muhsin Ertuğrul
Bedia Muvahhit
Vasfi Rıza Zobu
Hazım Körmükçü
Cahide Sonku
Feridun Karakaya
Şaziye Moral
- Kimin bu?
- Müdürün.
- Fabrika kimin?
- İşçilerin.
*
İki ay sonra Rus heyeti iadeyi ziyarete gidiyor. Benzer büyüklükte fabrika. Otoparkı hınca hınç dolu. Rengarenk, gıcır gıcır otomobiller, iğne atsan yere düşmez.
Katlanmak mı daha soylu...Zalim kaderin yumruklarına?Diretip...Dur, yeter demek mi?
*
Ölmek, uyumak.Ama...Rüya görebilirsin uykuda.O fena.İşte bu düşüncedir...Felaketleri yaşanır kılan.Yoksa...Kim katlanır zamanın kırbacına?Zorbanın kahrına...Hakaretine...Gururunun çiğnenmesine?Adaletin bu kadar yavaş.Yüzsüzlüğün...Bu kadar hızlı yürümesine?İyi insanın...Kul olmasına kötülere...Kim katlanırdı?Korkmasaydı!Ve, bunları düşündükçe...Ödlek olup çıkıyoruz hepimiz.Çünkü, bulandırıyor...Endişenin soluk gölgesi.Yürekten gelenin doğal rengini.
*
400 sene önce yazmış adam.
*
Katlanmak mı daha soylu?
Cumhurbaşkanımızla el sıkıştı.
Ürdün’e dönmeden istifa etti.
Başbakanımız Libya’dan ödül aldı, Kaddafi’yi linç ettiler. Cumhurbaşkanımız Mısır’a gitti, Mübarek’i kafese koydular. Başbakanımız Saakaşvili’yle kucaklaştı, Rusya Gürcistan’a daldı. Cumhurbaşkanımız Yemen’e gitti, Yemen’de iç savaş çıktı. Başbakanımız Lübnan Meclisi’nde konuştu, ertesi gün Lübnan işgal edildi. Suudi Kralı Türkiye’ye geldi, Cumhurbaşkanımızla Başbakanımıza madalya taktı, turp gibiydi, felç oldu, aylarca ABD’de hastanede yattı, zor düzelttiler. Başbakanımız Suriye Başbakanı’yla baraj temeli attı, adam iki gün sonra istifa etti. Afrika açılımı yaptık, ne Tunus kaldı kardeşim, ne Fildişi Sahili, alayı birbirine girdi. El Beşir, Çankaya Köşkü’nde yemek yedi, Sudan resmen ikiye bölündü, görüldüğü yerde tutuklanması için Birleşmiş Milletler tarafından aranıyor. Arjantin Devlet Başkanı Türkiye’ye geldi, gelmeden önce 100 bin dolarlık seyahat harcırahı çalındı, geçen ay kansere yakalandığı açıklandı. Cumhurbaşkanımız Güney Kore’ye gitti, Kuzey Kore 50 sene sonra Güney Kore’ye füze fırlattı. Başbakanımız Irak’a gitti, henüz Irak’tayken, meclis basıldı, hükümet rehin alındı, 45 kişi öldü. Beşar Esad’la kucaklaştık, Suriye karıştı. Yunanistan Başbakanı’nı Erzurum Kış Olimpiyatları’na davet ettik, halk ayaklanması çıktı, hükümet düştü. Polonya’yla irtibat kurduk, devlet başkanının uçağı düştü. 2010’u Japon Yılı ilan ettik, 2011’de dümdüz oldular, nükleer santral bile patladı. Cumhurbaşkanımız Endonezya’ya ayak bastı, yedi şiddetinde deprem oldu, tsunami alarmı verildi. Haiti’de deprem oldu, Başbakanımız ilk yardım elini uzatan biz olduk dedi, Haiti Başbakanı istifa etti. Başbakanımız film çekimi için gelen Nicholas Cage’le tanıştı, amcanız nasıl filan diye hal hatır sordu,
ülkesine döner dönmez tutukladılar... Romanya Başbakanı geldi, anlaşmalar imzaladık, gidince istifa etti. İspanya Başbakanı’yla medeniyetler ittifakı kurduk, İspanya Başbakanı siyaseti bıraktı. Silvio ayvayı yedi. Portekiz Başbakanı, NATO zirvesi için Lizbon’a giden Cumhurbaşkanımızı karşıladı, sonra gitti kendi cumhurbaşkanına istifasını sundu. Ukrayna’yla vizeleri kaldırdık, Ukrayna Başbakanı tutuklandı. Kosova sokaklarına Başbakanımızın fotoğrafları ve hoş geldiniz pankartları asıldı, Başbakanımızın Kosova’ya inmesinden 12 saat önce Kosova Hükümeti düştü. Cumhurbaşkanımızın Hollanda’ya gideceği açıklandı,
Hollanda Prensi çığ altında kaldı, komaya girdi, Cumhurbaşkanımız Hollanda’ya gitti, madalya takıldı, Hollanda Hükümeti istifa etti.
Hal böyleyken, Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimini kimin kazanacağı merak ediliyor.
Umarım kaybeder ama...