Yılmaz Özdil

Örtün lan şu perdeleri

16 Nisan 2011
Böyle olacağı belliydi aslında... “Kanuni”nin tivi dizisine “istemezük” demişlerdi, baktılar ki laftan anlamıyorlar, “Genç Osman”ın tiyatrosundan “katli vacip” çıktı. *
Aç babam aç, ha bire açılım yaptılar...
Tiyatroyu kapatıyorlar.
*
(İspiyonlamış gibi olmayayım ama, Hamlet’te de cinayet işleniyor, çoluk çocuğa kötü örnek oluyor, yasaklayın gitsin anasını satayım... Othello zaten şerefsiz, seks meks gırla.)
*
Senfoniye gelince...
*
Başbakan’ın biri, şu “Bitmeyen Senfoni” niye yıllardır bitmiyor kardeşim diye merak etmiş ve bak bakayım şu işe diyerek, Kültür Bakanı’na talimat vermiş... Kültür Bakanı, bizzat yerinde incelemiş, raporunu sunmuş: “Altı tane obuacı var, 40 yılda bir zortluyorlar, sonra boş boş oturuyorlar, bunların işten atılması lazım. Şef denilen adamı suçüstü yakaladım, bi şey çalmıyor, beni görünce değnekle havada ıslık çalmaya çalıştı, sanki çocuk kandırıyor, kimin torpiliyle işe sokulduğunu araştırıyorum. Piyanocuyu takdir ettim, plaket verdim, hem bi kişi, hem de masraf olmasın diye sandalyede bile oturmuyor, tabureyle idare ediyor. 18 tane kemancı saydım, hepsi aynı hareketi yapıyor, lüzumsuz israf, bence iki tanesi yeter. Sordum soruşturdum, 16’lık notalarla çalıyorlarmış, 8’lik neyimize yetmiyor? Ben denettim, bi fark görmedim, gayet güzel oluyor. 16’lık çalanlara haybeden maaş ödemenin manası yok, asgari ücretliler aynı işi görür. Kemanın büyüğünü çalanlar gıy gıy sürtüyor, sonra onlar duruyor, üfleyenler vort vort aynısı tekrarlıyor. Halbuki hepsi aynı anda çalsa, iki saatlik konser, bir saate iner. Böylece, hem bilet fiyatları yarı yarıya ucuzlar, hem de salonda elektrik tasarrufu sağlanmış olur. Bestekârı maalesef lakayıt bi adam, kendi konserine bile gelmemiş. Tenzip buyurursanız, gerekli kaydırmaları yapıp, bitmeyen senfoniyi seçime kadar bitiririz. Arz ederim.”
*
Ya sinema?
*
Titanic’in kaptanı Türk’müş... Kafadan buzula girdiklerinden haberi olmayan ve hâlâ lay lay lom dans eden ahaliyi güverteye toplamış, “Size bi iyi, bi de kötü haberim var” demiş. “Önce iyi haberi ver” deyince bizim ahali... “Cümleten kutlarım, 11 dalda Oscar alıyoruz” demiş!
Yazının Devamını Oku

Mastırşef

15 Nisan 2011
Françis’e acemi diyorlar ama...<br><br>Mastırşef mübarek. *
“Türkiye patlıcan ülkesi” dedi.
*
Ukrayna, portakal devrimi.
Gürcistan, gül devrimi.
Kırgızistan, lale devrimi.
Tunus, yasemin devrimi.
Mısır, zaten adı üstünde.
*
Bizimki ne olmuş oldu böylece?
Patlıcan devrimi.
*
Bu saatten sonra kimse çıkıp da, “muz cumhuriyeti” diyemez artık bize.
*
Hükümet mesela...
İmambayıldı.
Çankaya?
Hünkârbeğendi.
*
CHP-MHP desen...
Musakka’cı.
Vay efendim imambayıldı’da kıyma bile yokmuş da, bu iş zeytinyağlı olmazmış filan.
*
(Siyah Türk’üz, Beyaz Türk’üz diye, renkli demeçler verirken, zart diye üstü çizilen mebuslarımızın suratı? Mor.)
*
BDP, oturtma...
En son polise oturttular.
*
(İnsanın yazarken bile ağzı sulanıyor... Sanırım o nedenle, hamarat Sabahat’ın parmaklarını yedi o emniyet amiri.)
*
İmralı aşçısı ise, millete nasıl hazmettiririz diye kendisine akıl danışan takunyalılara, tarif yazdırıyor ha bire... Beni buradan çıkarıcan, çıkarmazsan, döşücem mayını, pat’lıcan.
*
AB’cidir topan...
Şerefli basınımız, sofraya oturacağını zanneden ahaliyi iştaha getirmek için şapırdata şapırdata yazar durur: Belki yarın, belki yarından da yakın, Brüksel lahanasının yerini alacak, topan patlıcanım.
*
Öküzün bile yemediğini gençlerimize yedirmeye çalışarak, kibar kibar, “Şifre var ama, sehven, işgüzarlığımıza geldi, özür dileriz, affedersiniz, pardon” diyen ÖSYM Başkanı Profesör “Ali” Demir, ne pişirmeye çalışmış oluyor? Alinazik.
*
Tufaya getirilen gençlerin “Şifrecinin canı can da, benimki patlıcan mı?” diye sorması ondan.
*
Alinazik rezaleti itiraf ettiğine göre... Tatmin olanlardan, avanta bulgur-makarna yerine, hangi yemeği bekliyoruz şimdi? Kızar’tma.
*
Gak dedi, şak şak şak.
Guk dedi, şak şak şak.
Şakşuka değil de, nedir bu şekerim?
*
Neyse ki, imambayıldı yerine karnıyarık’la ekürisi cacık’ı ikram etmediler Françis’e... Maazallah, “Türkiye hıyar ülkesi” de diyebilirdi.
Yazının Devamını Oku

Mebuslarımızı tanıyalım (2)

14 Nisan 2011
Çok değerli mebuslar seçeceğiz 12 Haziran’da... Nesrin Altın, Satılmış Külçe, İsa Gümüş, Osman Zümrüt, Sadık Yakut, Sayın Elmas, Ali Mücevher, Necdet Kuyumcu, Kadri Zengin. *
Mümtaz Maden... Pelin Bakır, Ömer Çelik, Metin Demir, Ferhat Tunç, Ziya Cevherli.
*
Uyarmadın demeyin, şu mebuslarımızla dalaşmamakta fayda var: Musa Çakı, İbrahim Bıçak, Mihrimah Satır, Mustafa Balta, Suna Pala, Kenan Tetik, Ali Külhan, Fevzi Yarbaş, Abdurrahman Kızgın, Osman Barut, Yunus Karabela.
*
Ali Çaldır, Ünal Kaçır, Murtaza Yetiş... Örtülü ödeneği kime teslim edeceğimiz şimdiden belli: Hüsamettin Emanet ve Ebubekir Gizligider.
*
Doğasever bir meclisimiz olacak: Sami Gonca, Hüseyin Filiz, Bahri Yaprak, Cemil Çiçek, Hakkı Fidan, Emine Ağaç... Necla Gül, Sevda Mazı, Nafiye Kayın, Zeynep Kavak, Musa Çam, Hakan Çınar, Ömer Selvi, Mahmut Turunç, Mehmet Sümbül, Aslan Karanfil.
*
Aynı zamanda hayvansever bir meclis... Şenol Sığırcık, Ali Turna, Abdülmüslim Kalkan, Hüseyin Yunus, Hüseyin Arı, Musa Atmaca, Muzaffer Aslan, Mehmet Kartal, Fahrettin Akbaba, Yusuf Mercan, Şerif Ceylan, Selçuk Samur, Kürşat Koç, Yaşar Karagöz, Gülizar Karaca, Ali Boğa, Cahit Kaplan, Nihan Turna, Lütfiye Kurt, Sermin Balık, Hamit Kuş... Kaz bile güdemez bunlar demeyin sakın; Burhan Kuzu, Baki Çoban, Sinan Güden var.
*
Murat Araç, Buket Teker, Gülten Sürücü, Berkant Ezer, Hakkı Beşkazalı’ya dikkat... Mehmet Uçak, Füsun Vapur, Şükrü Yolcu... Işıl Durak, Cemal Bekle, Haydar Durgeç.
*
Filiz Korkunç.
Fazilet Çığlık.
*
Meclis lokantasında görmek istediğimiz mebuslarımız şöyle: Sabri Kuşkonmaz, İsmail Bakla, Gülten Ciğer, Orhan Simit, Erdoğan Acur, Ahmet İyimaya, Nihat Çavdar, Nesrin Tatlıelma, Osman Kayısı, Mehmet Armut, Arif Üzüm, Oktay Fındık, Mehmet Ali Susam, Nurettin Nebati, Şaban Arpa, Orhan Tatlı, Mualla Kaymak, Oktay Ekşi, Sadık Acı, Bahattin Şeker, Şenol Bal, Cihan Şerbet, Ömer Tabak, Zeynep Çanak, Şevket Kazan, Levent Eyipişiren... Yemeğin üstüne, Cihan Kahveci ve İsmet Su tabii... Belgin Tok.
*
Melek Beyaz, Orhan Ak, İdris Kara, Levent Sarı, Yurdagül Kırmızı, Münire Yeşil, Nazım Maviş, rengarenk... Sadık Boya.
*
Demokrasi tıraşına gelince... Nurten Bıyık, Lale Karabıyık, Semiha Palabıyık, Neriman Posbıyık, Pınar Topsakal, Avni Kabasakal, Sabit Köse, Hikmet Kirpiksiz, Erdoğan Tüysüz, Kamil Tarak, Emine Ayna, Şule Tıraş, kambersiz düğün olmaz, Recai Berber.
*
Yüksel Duymaz, Şükrü Görmez, Nihat Altıparmak, Ülkü Kambur, Nurhan Çolak, Müşerref Aksak, Ramiz Topal, Suat Kolukırık... Bozmayın moralinizi, Abdurrahman Kırıkçı da aday.
*
Levent Hekim, Oktay Terzi, Fevzi Bakkal, Bekir Kasap, Sebati Manav, Mehmet Celep, Murat Muhtar, Osman Kaptan, Arzu Kahya, Çağlar Marangoz.
*
Seçkin Akdeniz, Mustafa Karadeniz, Dursun Güney, Emrah Doğu, Hanefi Batı... Lale Çayır, İlknur Çimen, Nilay Pınar, Fatih Dere, Mustafa Irmak, Erdoğan Toprak, Mehtap Düzova, Veysel Dağ, Metin Yanardağ, Gülay Dalyan, Yüksel Orman, hepsi güzel yurdumun güzel insanları... Hakkı Köylü, Mehdi Eker, Halil Ürün, Vahit Kiler de orada.
*
Levent Dakika, Cihan Gün, Çilo Ay, Kerim Yıldız, Hurşit Güneş, Raşit Dünya.
*
Sırma Doğru, Orhan Düzgün, Meral Uslu, Hüseyin Efendi, Günay Temiz, Cahit Pak, Fatma Yatkın, Muzaffer Uyar... Gülşen Ilık, Devrim Serin, Zübeyir Uysal, Ethem Hırçın, Sadık Durmaz, Osman Durmuş, Mustafa Hamarat, Yaşar Kalender.
*
Cemal Tanık, Adem Karakol, Burak Cop, Fikret İp, Muzaffer Cellat... “Masum” Türker, Davut Savcı, Pınar Ergenekon.
*
İbrahim Felek’se...
Egemen Bağış da var.
Bayram Kızılay da.
*
Fatma Abla, Tacettin İkiz, Hüseyin Dede, Mehmet Torun, Beyler Koca, Münevver Bekar, Murat Öksüz, İbrahim Yetim... Caner Okuldaş, Nihat Komşu, Nuri Dost, Nalan Yar.
*
Hamdi Konuk,
Mehmet Geldi.
Hüseyin Üzülmez.
Ahmet Takmaz.
*
Yeni mecliste hava nasıl olacak derseniz... Bazen Alper Bahar, bazen Hanife Yaz, genellikle Sinan Poyraz, İsa Bora, Mehmet Karayel, Hatice Fırtına, Arif Bulut, Mehmet Ayaz, Selma Kış, Özkan Kar, Bülent Buz... Kenan Şimşek, Hami Yıldırım, Muzaffer Çakar, Mutlu Gürler.
*
Eksen kayması meselesine gelince... “İnanç” Bilgi, “Yasin” Şener, “Ramazan” Özkan, “Mümin” Baştürk, “Mevlüt” Ayçiçek, “Cuma” Dağlı, “Hacı” Dursun, Ejder “Oruç”, Ayşenur “İslam”, Ahmet “Kul”, Emin “Dindar”, Abdülbari “Melek”,  İbrahim “İmam”, Ali “Adak”, Serkan “Bayram”, Mehmet “Kavuk”, Nesrin “Ulema” mebus adaylarımız arasında.
*
Güya türban girmiyor ama...
Recep “Peçe” girerse şaşırmayın.
*
Tevfik Tiryaki.
Süha Çinçin.
Ali Ayık bu arada.
*
İshak Bıdık, Mustafa Bodur, Güzide Uzun, Ethem Kalın, Muharrem İnce, Aydan Geniş, Hasan Gürbüz, Mert Dolgun, Ahmet Semiz, Abdullah Tombul, Erkan Şişman.
*
Eyüp Dalgın.
Ruhi Açıkgöz.
*
Berna Ergen, Kamer Genç, Atilla Kart, Ali İhtiyar...
Ahmet Yeni, Beril Eski.
Yılmaz Bayat.
*
Haydar Baş, Şener Kafa, Seyfettin Kol, Şaban Dişli... Murat Gülmez, Muammer Güler.
*
Türabi Kayan.
Oğuz Oyan.
Hayrettin Dayanan.
Benden söylemesi...
Ahmet Kaymaz.
*
Global bir meclis aynı zamanda... Arap Karadurmuş, Cezayir Genç, Mahmut Çerkez, Ayşena Çin, Hüseyin Bağdatlı, Sabri Cezayirli, Mehmet Siyam, Caner Seylan, Erkan Dinar, Mehmet Tatar, Meral Venedik, Emine Balkan, Murat Kosova... Cengiz Atlas, İsa Elçi.
*
Vakıf Orhan, İhsan Kulüp, Kemal Dernek... Ender Serbest, Suna Yasak.
*
Filiz Akın, Iğdır adayı.
Doğan “Nayır” var!
Nolamaz yok.
*
Nihad Matkap, Selami Çekiç, Figen Alçı, Tuncer Usta, Tülay Çırak.
*
Mesut Kibar, Seniye Nazik, Mesut Sevimli, Ünal Şirin, Ülker Güzel, Şefik Çirkin... Hakan Şık, Birsen Süslü, Cenk Küpeli, Serkan Kumral, Erdem Esmer... Hamit Cilalı, Tayyar Parlak.
*
Özay Dilber.
Şahin Kalça.
Osman Bak.
*
Bayram Zırh... Mebus olmadan dokunulmazlığı bulunan tek aday.
*
Mehmet Yavaş, Cüneyt Çabuk, Coşkun Gündüz, Gökhan Günaydın, Turhan İçli, Onur Bayar, Sendal Üşen, Hasan İşgüzar.
*
“Deniz” Gerçek, Kemal “Derin”, Salih “Dal”, Faruk “Vurgun”, Yasemin “Cankurtaran”...
*
Ahmet Türk.
İbrahim Türkiş.
*
Askersiz olmaz elbet... Hatice Bölük, Tugay Ordu, İsrafil Kışla, Bilal Topçu, Mustafa Süngü, Meral Er, Beşir Çavuş, Ali Asker.
*
Nevin Hedef, Nabi Avcı, İhsan Oturak, Ayfer Döşeme, Hayati Samut, Salih Şen.
*
Çok uzattık...
Ebru Yeter.
Yazının Devamını Oku

Mebuslarımızı tanıyalım

13 Nisan 2011
Başlamadan önce... “Sen adamın kralısın, kasım kasım Kasımpaşalısın” şarkısıyla Grammy’i hak eden dümbelekçi Balık Ayhan’ın mebus adayı yapılmamasını protesto etmek için, hepinizi saygı duruşuna ve 10 saniye sessizlik eylemine davet ediyorum.

*

 

 

 

*
Oturabilirsiniz.
*

Yazının Devamını Oku

Nefer

12 Nisan 2011
- Beyfendi, hayırlı uğurlu olsun, partiden sızan kulislere göre adaylığınız kabul edilmiş... - Genel başkanımın teveccühünü emir telakki ederim. Beklenti içinde değildim. Aday olmasaydım da, canla başla çalışırdım. İster cephede, ister nöbette, partimin neferiyim. Mevzubahis partimse, gerisi teferruattır. Bana ihtiyaç varsa, demokrasi için, millet için varım.
*
- Beyefendi, kulis dedikoduymuş, twitter’a düşen bilgilere göre, adaylığınız kabul edilmemiş...
- Dağdan gelip bağdakini kovuyorlar kardeşim. Çeteleşme var. Ne idüğü belirsiz üç günlük adamlar, partiyi ele geçirdi. Sen kim, parti kim be! Bu kafayla seçim kazanmaları imkânsız. Yıllarımı verdim ben bu partiye, vefasızlar, haram olsun. Bu çatı altında bi saniye bile durmam artık.
*
- Beyfendi, twitter mesajı çakmaymış, feysbuk’a yazılanlara göre adaylığınız kabul edilmiş...
- Yapma yav! Liyakata önem veren, sözünün eri genel başkanıma inancım tamdı, mert liderime şükranlarımı sunarım. Makamlar gelip geçici, partim bakidir. Birlik zamanı, el ele gönül gönüle verme zamanı. Aday olamayan arkadaşlar kırılmasın, küskünlüğe yer yok. İbadetimiz milletimiz. Şu andan itibaren hepimize düşen, uykuları kazaya bırakıp, gece gündüz demeden çalışmaktır.
*
- Beyfendi, feysbuk sahte çıktı, entivi canlı yayında verdi, galiba isminizin üstü çizilmiş...
- Çizmezlerse hatırım kalır. Bırak bunlarla aynı listede bulunmayı, bunlara selam vermeyi bile zul addederim. Zibidilerin aday olmak için kimlerin poposunu öptüklerini gayet iyi biliyoruz biz. Utanmaz herifler mahvettiler partiyi. Aha şuraya yazıyorum, barajı bile geçemez bunlar. Kadir kıymet bilmeyen bu millete de müstahak zaten. Beter olsunlar.
*
- Beyfendi, entivi yanılmış, siyenen son dakka verdi, adaylığınız tamam, hem de birinci sıraymış...
- Deme! Öbür partiye bağlılıklarımı sunduğum yolundaki iftiralara gülüp geçiyorum. Kirli ayak oyunlarında bulunmadık, bulunmayacağız. İkbal beklentim asla olmadı, makam mevki derdim yok. Gökkubbe yarılsa, burdayım. Aday olamayan arkadaşların partimiz aleyhine atıp tuttuklarını üzülerek müşahede ediyorum. Gün, birlik günü.
Biz bir aileyiz, gayemiz milletimiz. Gelin, dirayetli genel başkanımızın şefkatli kanatları altında partimizi yüceltelim. Temsil görevi bana bahşedilen milletimin yanındayım, sorulmadık hatır, girilmedik gönül bırakmayacağım, saygılar sunarım.
*
- Beyefendi, yüksek seçim kuruluna verilen listede bulunmadığınız anlaşıldı...
- Bunların alayının...
Yazının Devamını Oku

Demokrasi tıraşı

10 Nisan 2011
Bi yasama dönemi daha sona erdi.

Güya 550 mebus seçtik; Yunanistan, Belçika ve Finlandiya, üçünün toplam nüfusu kadar, 24 milyon bardak çay içildi. Lokantasında etli türlü bir lira, hindi dolma iki lira, kuzu tandır dört lira, pilav elli kuruş olduğu için, dört milyon kişi yemek yedi, Norveç kadar... (Peynir tabağı bir lira, tabak hariç.)

Tıraştırmacı gazeteci olarak, tıraş’taki yasama faaliyetleri de gözümüzden kaçmadı tabii...

Efendim, yüce meclisimizde emektar berber vardı, Hüseyin, demokrasimizi 30 sene tıraş etti, eski dönemlerde mebuslarımız genellikle kel olduğu için, bir berber yetiyordu. ANAP geldi, gördüler ki, saç 3 lira, sakal 1.5 lira, fön avanta, dışarda 20 lira, e devletin malı deniz diyerek, eşi-dostu getirmeye başladılar. Baktılar ki, Hüseyin kendini jiletlemek üzere... Plan Bütçe Komisyonu’ndaki müzakereler neticesinde, oybirliğiyle takviye kararı aldılar.

Demokrasimizin poposu için 5’er bin dolardan 575 tane ceylan derisi İtalyan koltuk yaptıran Meclis Başkanı Kalemli, demokrasimizin tıraşı için Başbakan Mesut Yılmaz’la istişarelerde bulundu. Başbakan “Berna’yla istişare et” diyerek, eşine havale etti. Berna Hanım’la yapılan iştişareler neticesinde, Başbakan’ın küçük oğlu Hasan’ın berberi Ahmet, işe alındı. Bi tane de İtalyan berber arandı ama, bulunamadı, Kocaeli seçim bölgesinden Ekrem işe alındı, etti üç.

Böylece, Hüseyin, Ahmet, Ekrem koalisyonu kuruldu. Hüseyin’in tek başına iktidarı sona ermişti ama, tarife aynı kalmıştı. Orduevindeki tıraş daha ucuz olduğu için, asker bu iktidar değişikliğine ses çıkarmadı. Demokrasi tıraşı uyumlu şekilde devam etti. 2003’e kadar.

AKP geldi, bürokrasideki istenmeyen kılları cırt diye sökmek için, zart diye kanun çıkardı, kamudaki emeklilik yaşını 65’ten 61’e indirdi. Bürokrasi sinekkaydı hale gelmişti ama, Hüseyin 63 yaşındaydı, usturayı yedi, emekli edildi. Berber sayısı tıraşlanınca, kriz çıktı, Plan Bütçe Komisyonu’ndaki müzakereler neticesinde, oybirliğiyle takviye kararı alındı.

Meclis Başkanı Bülent Arınç’tı, gideyim de yengeye sorayım filan demedi, iştişare mistişare yapmadan, kafadan, kendi berberi Mümtaz’ı işe aldı. Peşine, Cemal’i aldı, etti dört berber.

Hüseyin demokrasiyle sandığa gömülmüştü ama, fiyatlar yerinde kalmıştı. Asker, Arınç’a kıl olmasına rağmen, orduevi tarifesini göz önüne alarak, muhtıraya gerek olmadığı kanaatine vardı. Ancak... Kontr-muhtıra yedi! Bi emekli albay, Meclis’e başvurdu, “Orduevi berberlerinde ayrımcılık yapılıyor, yanlışlıkla berber koltuğuna oturduğumuzda, hemen bir er koşuyor, burası generallere ait diyor, ağrıma gidiyor” dedi. Meclis Dilekçe Komisyonu, bu hayati şikâyeti derhal işleme aldı, manşet yapılmak üzere yandaş medyaya servis edildi.

Yazının Devamını Oku

Seçimi kim kazanır?

9 Nisan 2011
Oy pusulası belli oldu.

Şıklar şöyle...

*

1, AKP
2, DP
3, EDP
4, CHP

Yazının Devamını Oku

Gidişat

8 Nisan 2011
Diyanet tarafından kurayla hacca gönderilen talihli hacıların, kurayı şifreleme yöntemiyle kazandıkları ortaya çıktı sayın seyirciler...

Tombalacı usulü çift torba yöntemini tetkik eden cumhurbaşkanı, “Ben tatmin oldum” dedi. Üst üste 29’uncu kez kurayı kazanmayı başardığı için “Biz kaçın kurasıyız” diyen Rizeli hacı, ermiş ilan edildi. Ancak 35 senedir kuyrukta bekleyen Konyalı hacı adayı, bu seneki hacılıkların iptali için Danıştay’a başvurdu. Konyalı adayın davayı geri çekmesi için, hükümet tarafından avanta umreye gönderileceği açıklandı.

*

Milli Piyango çekilişinin 9’unda tarikatçıların, 19’unda cemaatçilerin, 29’unda liboşların kazandığı ortaya çıktı sayın seyirciler... “Acemiliğimize geldi” diyen piyango müdürü, ayın 39’unda yetmez ama evet’çiler için özel çekiliş yapılacağını duyurdu. “10 senedir amorti tutturamadık kardeşim” diyen İstanbul Barosu avukatları, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Soruşturmanın selameti için, Sayısal Loto ve Şans Topu’nun soruşturmayı yürüten polislere ayrıldığı ifade edildi. Emniyet’ten yapılan yazılı açıklamada “Biz tatmin olduk” denildi.

*

Gazi Koşusu’ndaki şifreleme, normalde sonuncu olması gereken “mod medyan” isimli İngiliz tayının “Ben dümen yapmam abi” diyerek, hodri meydan çekmesi ve açık ara birinci gelmesiyle skandala dönüştü sayın seyirciler... “İnsanlar kolay da, beygirleri ikna etmek zor” diyen Jokey Kulübü, bundan böyle sadece jokeylerin koşturulacağını duyurdu. Son ayakta altılısı yatan YÖK Başkanı, “Bilimsel olarak tatmin edici buldum” dedi.

Yazının Devamını Oku