5 Mayıs 2011
Şifre rezaleti, eşref-i mahluk, çılgın proce, iyilik yap Bin Ladin’i denize at filan derken, ıskaladık, koyamadık... Bugün koyayım. *
Karşılarına biz de koyarız.
Beş bin genç koyarız.
On bin koyarız falan.
*
Geçiniz azizim...
Bi kişi koy yeter.
*
Obama ile McCain
Merkel ile Steinmeier
Sarkozy ile Royal
Zapatero ile Rajoy
Papandreu ile Karamanlis
Yorgo ile Kosta yani.
*
Seçim yaklaşırken çıktılar “er meydanı” televizyona, canlı yayında yüzleştiler, kora kor... “Ulusal egemenlik” seyretti, kıyasladı, hangisi altı okka, tarttı, kararını ona göre verdi.
*
Taaa Nijerya abi...
Ribadu ile Shekarau
İkisi de siyah ama...
Ak’la kara belli oldu!
*
Demokrasi’de vaziyet böyleyken, ileri demokrasi’de niye geri?
*
Hatırlayın...
Bizde de böyleydi.
*
Turgut Özal, Necdet Calp, Turgut Sunalp, hani şu meşhur köprüyü satarım sattırmam efsanesi, çıkmadılar mı TRT’de birbirlerinin karşısına? Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, en vurdulu kırdılı dönemde, oturmadılar mı delikanlı gibi aynı masaya yan yana? Masa yuvarlak, laflar oy sandığı gibi köşeliydi, adı üstünde açık oturumdu,
açık açıktı.
*
Dallas’ı bekler gibi bekliyorduk, ki, Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den fazla izleniyordu.
*
Bilahare, demokrasiye hizmet eden bu gelenek, özel kanallara taşındı. Amansız rakip olan Tansu Çiller’le Mesut Yılmaz çıktı, çatır çatır... Naz yapmadılar. “O varsa, ben de varım” diyorlardı. Üstelik, o kadar “adalet”liydi ki, “aman hükümeti kızdırmayalım” diye tırsılmıyor, Osman Pamukoğlu’na Numan Kurtulmuş’a Yalçın Topçu’ya Namık Kemal Zeybek’e Masum Türker’e uygulandığı gibi ambargo uygulanmıyor, seçmene saygı duyuluyor, yüzde bir’den az alan Doğu Perinçek bile dahil ediliyordu lider tartışmalarına.
*
2002... Deniz Baykal ile Tayyip Erdoğan “birebir” katılmadı mı, değerli ağabeyim Uğur Dündar’ın seçim arenasına canlı yayında?
*
E n’ooldi sana...
N’ooldi boyle?
*
Bu teknoloji çağında, ahaliyi otobüslerle meydana taşıyıp miting müsameresi yapmak, herkesin başucunda dijital çalar saat varken, sahurda davul çalmaya benziyor... Geçiniz.
*
Hani millete gitmek istiyordunuz da, öbürleri kaçıyordu... Hadi buyrun.
Oturma odalarımızda bekliyoruz.
Yazının Devamını Oku 4 Mayıs 2011
Gâvur İzmir’in Bizans konsolosuyuz ya...
Herkes soruyor:
Orda n’ooluyor?
*
AKP geçen hafta “2 Mayıs”ta İzmir’e yönelik projelerimizi açıklayacağız dedi... “2 Mayıs”ta İzmir Büyükşehir Belediyesi basıldı.
*
Olan bu.
Yazının Devamını Oku 3 Mayıs 2011
ABD’nin en tehlikeli teröristi Bin Ladin, yakalandı. Türkiye tarafından tufaya getirilerek paketlenen Bin Ladin, gözlerine koli bantı yapıştırılıp, Amerikalı subaylara teslim edildi. Özel uçakla ABD’ye götürüldü, San Fransisco körfezindeki Alcatraz Adası’na yerleştirildi. *
Amerikan ahalisi “bu herifi niye besliyoruz” diye mırın kırın etti, ancak, Türkiye’nin “aman ha, kılına zarar gelmesin, kullanın, faydalanın” şartıyla ABD’ye teslim ettiği ortaya çıktı. Kerizlendiğinin farkına varamayan Obama “bunu niye bize verdiler, hâlâ bilemiyorum” dedi.
*
Bin Ladin güya idama mahkûm edildi. Ahalinin gazı alındı. Akabinde, AB’ye uyum çerçevesi ayaklarıyla ABD’de
idam cezası kaldırıldı. Nezle bile olmasın diye, tam teşekküllü hastane tahsis edildi. AB tebrik
etti, en geç 356 sene sonra ABD’nin AB’ye alınacağını açıkladı.
*
Tora Bora dağlarındaki kampındayken bol bol röportaj yapıp, sempatik gösteren Amerikalı yurtsever (!) gazeteciler, bu sefer, Bin Ladin’i Alcatraz Kuşçusu ilan etti. Yüreği insan sevgisiyle dolu bu masumun, insanlık dışı şartlarda yaşadığını yazdılar. Hatta bi tanesi “Bin Ladin’i maaşa bağlayıp, Miami Paşası yapalım” dedi. Bunun üzerine Alcatraz Adası tepeden tırnağa tefriş edildi, voleybol sahası tesis edilip, avukatlarına sıfır kilometre gemi alındı.
*
(Ki, lodosta Alcatraz’a gitmekte zorlanıyorlar,
çok ayıp oluyordu.)
*
Derken, açılım yapmaya karar verdi Beyaz Saray... Wikileaks belgelerine
göre, Ku Klux Klan’ı MHP’nin kurduğu, Kennedy’i de İsmet İnönü’nün vurduttuğu açıklandı. Hollywood starlarını Camp David’de toplayan Obama, inanmayanın iki cihanda lekeli olduğunu söyledi.
*
Ve, Bin Ladin’le müzakereler başladı. “Biz görüşmüyoruz, iftiradır, alçaklıktır, şerefsizliktir, CIA görüşüyor” denildi... CIA’in Profesör
Mehmet Haberal’a bağlı olduğu
iddia edildi.
*
Rocky dağlarında barınan Bin Ladincilere üstü açık limuzinlerle zafer turu attırılıp, siyasete girmeleri rica edildi. Buna mukabil, Bin Ladin’i teslim alma terbiyesizliğini gösteren Amerikalı subayların
evleri basıldı, alayı teröristlikten tutuklanıp, Sing Sing’e tıkıldı.
*
General Motors’un eski Başkanı, “dipfrizdeki mcdonalds’a cola açmam” dedi.
*
Bin Ladincilerin Arizona’da özerklik ilan etmeye kalkışması üzerine, ahali Ohayo falan oldu, seçim yasağı getirildi. Ancak, geçmişti Kolorado’nun pazarı, sür eşşeği Nevada’ya... Nebraska Alabama ve Dakota’da Tommiks’lere saldırıldı, Washington’da sağa sola ateş suyu fırlatılıp, New York’ta cam çerçeve indirildi. E haliyle, anında tornistan yapıldı, “hay Allah evraklara eksik bakmışız, özür dileriz, affedersiniz, pardon” denilerek, “sehven yasak” kaldırıldı.
*
Sayın Bin Ladin’in önce Florida’da villaya çıkıp, bilahare, başkanlığa aday olması bekleniyor.
Yazının Devamını Oku 1 Mayıs 2011
Bizim basını pek alakadar etmiyor ama, Avrupa’nın en prestijli uluslararası spor olaylarından biridir, Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu... 24 Nisan’da başladı, bugün tamamlanıyor. *
Start’ı veren Cumhurbaşkanımız, “Ülkemiz için olağanüstü tanıtım bu, dünyanın her tarafında seyrediliyor, Eurosport mesela, her gün 1.5 saat, 8 gün boyunca Türkiye’yi gösterecek” dedi.
*
Haklı.
*
Birinci etap, AKP’li belediyenin kapsama alanındaki Sultanahmet’te başladı, CHP’li Beşiktaş’tan, CHP’li Ataşehir’e geldi, CHP’li Kadıköy’de bitti.
*
İkinci etap, CHP’li Aydın’ın CHP’li Kuşadası’ndan başladı, Demokrat Partili Davutlar ayrımından, CHP’li Söke’yi geçip, CHP’li İzmir’in CHP’li Selçuk kavşağından, CHP’li Akbük’e ulaştı, CHP’li Didim ile CHP’li Koçarlı ayrımından dönüp, CHP’li Bafa’ya doğru devam etti, CHP’li Milas, ver elini CHP’li Muğla’nın Demokrat Partili Bodrum’u, MHP’li Ortakent’i geçip, CHP’li Turgutreis’te bitti.
*
Üçüncü etap, CHP’li Güllük’ten başladı, CHP’li Milas, CHP’li Yatağan’ı geçip, CHP’li Muğla’ya ulaştı, önce Demokrat Partili Ula kavşağı, sonra CHP’li Gökova kavşağından dönüp, CHP’li Marmaris’te bitti.
*
Dördüncü etap, CHP’li Marmaris’in MHP’li Fethiye ayrımından başladı, CHP’li Akyaka, Demokrat Partili Ula, CHP’li Akçay’ı geçip, referandumda hayır diyen Denizli sınırlarına girdi, MHP’li Pamukkale’de bitti.
*
Beşinci etap, MHP’li Pamukkale’nin CHP’li Antalya kavşağından başladı, CHP’li Acıpayam, Saadet Partili Gölhisar’ı geçip, MHP’li Korkuteli kavşağından, MHP’li Kemer ayrımına döndü, MHP’li Fethiye’de bitti.
*
Altıncı etap, MHP’li Fethiye’nin CHP’li Antalya istikametinden başladı, CHP’li Kalkan, CHP’li Kaş’ı geçip, Demokrat Partili Demre kavşağından döndü, referandumda hayır diyen Finike’de bitti.
*
Yedinci etap, MHP’li Kemer’den başladı, CHP’li Göynük, CHP’li Konyaaltı, MHP’li Beldibi’ni geçip, CHP’li Muratpaşa’nın Lara kavşağından döndü, CHP’li Manavgat’ta bitti.
*
Sekizinci ve son etap, bugün, CHP’li Manavgat’tan başlayıp, CHP’li Mersin yolundan, CHP’li Akseki kavşağına ulaşacak, başkanı seçimden sonra AKP’ye transfer olan ANAP’lı Alanya’da sona erecek.
*
Turu orda bitirmeseler, MHP’li Adana, referandumda hayır diyen Hatay diye gidiyor.
*
Avrupa’nın en prestijli spor olaylarından biridir, Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu... Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, “ülkemiz için olağanüstü tanıtım”dır.
*
AKP startta selam verdi.
Yolda yok.
Alanya Belediye Başkanı’nı seçimden sonra transfer etmeseydi, finiş’te de yok.
*
Muhalefet olmasa, ülkemiz için tanıtım yapamayacağız demek ki.
Yazının Devamını Oku 30 Nisan 2011
Star Haber’de söylemiştik.
Bi de yazarak verelim.
*
Şifre var, faydalanan yoksa...
Bu ne?
*
Yazının Devamını Oku 29 Nisan 2011
Prens Çarls’la Leydi Dayana’nın oğlu Vilyım, sıradan vatandaş Keyt’le evleniyor... Tören sabahın köründe, 9’da başlıyor, nikâh 11’de, kına gecesi yok, damadın halasından bilezikkkk filan da yok, takan takmış zaten, gerdek işinin çoktan halledilmiş olduğu tahmin ediliyor.
*
Başka ne tahmin ediliyor?
*
Bahis siteleri birbirinden enteresan iddialar koydu, ahali şakır şakır para yatırıyor.
*
“Gelinliği hangi terzi dikti?” iddiasının seçenekleri arasında, Valentino, Armani, Marchesa, Matthew Williamson, Bruce Oldfield, Vera Wang, Carolina Herrera, Oscar de la Renta, Dior, John Galliano bulunuyor... Chanel 1’e 33’ken, Amanda Wakeley 1’e 4 veriyor.
*
Yazının Devamını Oku 28 Nisan 2011
Yunanistan’da Korint Kanalı var. Haybeden 400 kilometre yol yapıp Mora Yarımadası’nın etrafından dolaşacağına, zırt diye, Ege Denizi’nden Adriyatik’e geçivermeni sağlar.
Rusya’da Volga-Don Kanalı var. Volga ile Don nehirlerini öpüştürür, böylece, arasında denizyolu irtibatı olmayan Hazar Denizi’yle Karadeniz’i birbirine bağlar.
Almanya’da Kiel Kanalı var. Git babam git, taaa Danimarka’nın etrafını dolaşacağına, kestirmeden, Kuzey Denizi’nden Baltık Denizi’ne geçersin.
Finlandiya’da Saimaa Kanalı var.
Deniz gibi kullanılan ama, eskiden denizle irtibatı olmadığı için oturma odasındaki küvet gibi duran Saimaa Gölü’nü Finlandiya Körfezi’ne bağlar.
Kanada’da Welland Kanalı var.
Bizim oturma odasındaki leğen gibi duran Van Gölü’nün benzeri Ontario Gölü’nü, Erie Gölü’ne bağlar, oradan Atlas Okyanusu’na yol açar... Böylece, deniz ebatındaki göllerinde anca sandalla kefal tutacağına, vızır vızır tanker dolaştırırlar.
Panama Kanalı malum...
Zart diye Atlas Okyanusu’ndasın, zort diye Pasifik Okyanusu’nda.
Süveyş Kanalı desen...
Antalya’dan demir alıp, boydan boya Akdeniz’i geçip, Atlas Okyanusu’nun dibine kadar inip, Afrika kıtasının altından kıvrıla kıvrıla dolanacağına, tereyağından kıl çeker gibi Kızıldeniz’e süzülürsün. İster Aden’e git, ister Basra’ya.
Ya bizimki?
Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayacakmış iyi mi...
Arada irtibat yoktu çünkü.
Arazileri çılgın’casına kapatan ileri görüşlü (!) arkadaşlarla, memlekete boru döşeme uzmanı olan müteahhitlerin cebi arasında güzel bi kanal olacak sanırım...
Yırtarım semtleri
cüzdanlara sığmam, taşarım
kükremiş sel gibiyim
İstanbul’u çiğner, aşarım
hangi çılgın bana zincir vuracakmış?
Şaşarım.
E adını koyalım.
Arap’ınki Süveyş...
Bizimki olsa olsa, söğüş kanalı.
Yazının Devamını Oku 27 Nisan 2011
Eşref-i mahluklarla dolaşan eşref-i mahluk hakları ödüllü başbakanımızın esfel-i safilin’e benzettiği eşref-i mahlukat anıtı, infaz edildi. Eşref-i mahluk odaklı anayasa hazırlayan arkadaşlar, darağacı kurup eşref-i mahlukat’ın boynuna halat doladı, önce boğup, sonra testereyle gırtlağına dalarak, kafasını koparttı. Hani sık sık “eşref-i mahlukluk öldü mü be abi” filan denir ya... Sizlere ömür. Merhumun cesedini dinamitle havaya uçurarak ortadan kaldırabilirlerdi ama, eşref-i mahlukluğa sığmaz, eşşek-i mahlukluğun alemi yok diye, öyle yapmadılar. Kadavrasını matkaplarla delik deşik edip, alttan alttan kazmalarla girişiyorlar eşref-i mahlukat’a, dizlerine dizlerine... “Canlı” yayında gördüğüm kadarıyla, gözleri oyulmuş, sağ kaval kemiği kırıldı kırılacak, sol kolu da dirsekten kopmak üzere... (Kan man akmadığı için minik eşref-i mahlukların seyretmesinde sakınca yok, ancak, testislerin burularak kopartılma
anının sansürlenmesinde fayda var...) İnfazı seyretmeye koşan eşref-i mahlukların kafasına eşref-i mahlukat’ın organları düşmesin diye, idam sehpasının etrafı kordona alındı... Ki, aman diim eşref-i mahlukat çırpınırken eşref-i mahluklara bi zarar vermesin. Elleri ayakları, memeleri baldırları filan, parça parça 18 parçaya ayrılacak, dörtkollu vinçlerle cenaze kamyonlarına yüklenip, doooğru belediyenin morguna defnedilecek.
*
- Nasıl bilirdiniz?
- Eşref-i mahlukattı garibim, yazık oldu.
- Bi daha düşünün isterseniz, çıkışta avanta helva dağıtılacak...
- Helal olsunnn!
- Gömün.
*
Aynı dakikalarda...
Eşref-i mahlukat anıtı infaz edilmesin derken, eşref-i mahluk müsveddesi esfel-i safilin tarafından karnına tırtıllı bıçak saplanan eşref-i mahluk, hastanede basın toplantısı yapıyordu. Karaciğeri yırtılmış, onikiparmak bağırsağı delinmiş, damarlarını zor dikmişler. Eşref-i mahlukat anıtını esfel-i safilin’e benzeten eşref-i mahluk hakları ödüllü başbakanımıza sitem etti. Lafı eşref-i matbuat’ın linç çığlıklarına getirip, eşref-i mahlukluğumdan utandım dedi.
Yazının Devamını Oku