Yasemin Fatih Amato

Saçlarda PRP tedavisi nasıl yapılır?

5 Eylül 2020
Sağlıklı bir saç kökünün devamlılığını sağlayabilmesi için doğru malzemelerle ve yeteri miktarda beslenmesi şarttır. Saç köklerini besleyen kılcal damarlar kan dolaşımı ile ihtiyaç duyulan yapılandırıcı maddeleri saç köklerine taşırlar.

Günümüzde ne yazık ki saç köklerinin ihtiyaç duyduğu beslenmeye engel olacak pek çok faktör mevcut. Bunları kişisel ve çevresel faktörler olarak ayırabiliriz. Kişisel faktörlerin başında genetik etkenler, dolaşım bozuklukları ve yaşlanma gelirken, çevresel faktörler sigara kullanımı, dengesiz beslenme, kullanılan kozmetik ürünler gibi konularda değerlendirilebilir.

PRP (Platelet Rich Plasma) saç tedavisi nedir?

PRP saç tedavisi, olumsuz koşulların oluşturmuş olduğu saç dökülmesi, yağlanma, kepeklenme gibi problemleri kişinin kendi kanında mevcut olan onarıcı maddelerin saçlı bölgeye transfer edilmesiyle yok etme esasına dayanır. Kanda yer alan ve büyüme faktörü olarak adlandırdığımız bu onarıcı ve yapılandırıcı malzemeler, ayrıştırılıp saçlı deriye mezoterapi ve napaj yöntemi ile enjekte edilir.

Kişiden alınan 10 cc gibi az bir miktar kan, santrifüj cihazına yerleştirilir. Cihazın yüksek devirde çalışması neticesinde elde edilen iki önemli madde olan PRP (Platelet Rich Plasma) ve PPP (Platelet Poor Plasma) açığa çıkarır. Platelet yönünden zengin olan bu maddeler, tam da saç köklerinin ihtiyacı olan yeni hücre yapılandırmasını, verimli kan dolaşımını ve hızlı beslenmeyi sağlar. Bu yapılandırma sayesinde, yukarıda belirttiğimiz nedenlerden ötürü beslenmesi duraksamış ya da tamamen durmuş saç köklerinin yeniden aktive edilmesi sağlanır.

Diğer tedavilerden farkları nelerdir?

PRP tedavisinin şimdiye kadar gerçekleştirilen enjeksiyonlu diğer tedavilere oranla en büyük farkı, etkilerini ilk seansla birlikte göstermesidir. Sağlıklı saçlara ve saçlı deriye sahip olmanın bir göstergesi de tabii ki saç dökülmesinin son bulmasıdır. Ancak, genetik etken gibi bazı saç dökülmesi durumlarında, dökülmenin çok daha ileriki yaşlarda yaşanması da tedavinin amacı kapsamındadır.

Bunu, 2 yılda kaybedilmesi beklenen saçların ömrünü 8-10 yıla kadar uzatmak şeklinde örneklendirebiliriz. Tedavi sonuçlarının ise tatmin edici düzeyde olduğunu

rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu tip tedavilerde, kişinin ihtiyacını belirlemek en önemli konudur. Uygulama bölgesi, kişinin yaşı, sorunu ne kadar süredir yaşadığı vb. pek çok etken dahilinde bir tedavi programı, hekim tarafından oluşturulmalıdır. Ancak genel olarak tedavinin ortalama 3-6 seans şeklinde uygulandığını söyleyebiliriz. Bazı durumlarda, devam (idame) tedavisi olarak bu işlemin 6-8 ay sonra tek seanslık güçlendirme uygulaması önerilebilir. Bu bilgilerin netleştirilmesi ancak muayene sonucu mümkün olabilmektedir.

Yazının Devamını Oku

Ruha detoks yaptırılır mı?

22 Ağustos 2020
Ruh detoksuna öncelikle geçmişi, geçmişte bırakarak başlamak gerekiyor. Geçmişte ne olduysa oldu, artık şu andasınız ve sizi üzen anılarınızı düşünerek bugününüzü mahvetmekten kurtulmalısınız. Hafif bir hayat için önce kendinizi serbest bırakmayı öğrenmelisiniz.

Sizi yoran kişilerden uzaklaşmalı, geçmişte yaşanan olayları tarihin tozlu raflarına koymalı ve mümkünse bir daha düşünmemelisiniz. Bu yüzden meditasyon teknikleri ile amaçlanan temel felsefe zihninizi düşüncelerden arındırmak ve kafanıza takılan sorunları uzaklarda bırakmaktır.

Ruhsal detoks uygulama zamanınızın geldiğini nasıl anlarsınız? 1 - Kendinizi hasta ve güçsüz hissediyor musunuz?

2 - Ruh halinizde sık sık dalgalanmalar oluyor mu?

3 - Saçlarınızda cansızlık, kuruluk ve aşırı dökülme var mı?

4 - Sabahları zor uyanıyor musunuz?

5 - Enerjiniz düşük ve hareket etme isteğiniz az mı?

6 - Konsantre olmakta zorlanıyor musunuz?

7 - Geceleri uykusuzluk çekiyor musunuz?

Yazının Devamını Oku

Cildinize uygun doğru sabunu nasıl seçebilirsiniz?

11 Ağustos 2020
Sabunlanmak, geleneksel bir temizlik yöntemidir. Özellikle vücut temizliği ve ellerin yıkanması için kullanılır. Sabun insana büyük bir güven verdiği için birçoğumuz yüzümüzü sabunla köpürte köpürte yıkamayı çok severiz.

Özellikle ciltleri yağlı ve sivilceli kimi hastalar, yüzlerini kuruturcasına sabunlamayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Oysa ki sabun cildi tüm yağlardan arındırır. Cildin bir miktar da olsa yağa ihtiyacı vardır. Bunun için sebum adı verilen yağlı bir madde salgılar ve sebum gözeneklerden cildin yüzeyine çıkar.

Sebumlardan tamamen kurtulmak mı gerek?

İyi bir yüz temizliği, ciltteki sebumun kirlenen kısmını ve fazlasını arındırır ancak tümünü silip süpürmez. Çünkü en yağlı cildin bile bir miktar sebumun korumasına ihtiyacı vardır. Cildiniz sabunlandıktan sonra kısa bir süre için bile olsa çok kuruyor ve geriliyorsa, kullandığınız sabunun gerekenden sert olduğunu bilmelisiniz. Büyük bir ihtimalle cildinizin doğal pH dengesini bozduğunu söylemek mümkündür.

Öte yandan, sabunladıktan sonra cildiniz arınmıyor ve yağlı kalıyorsa, bu da hayra alamet sayılmaz. Bu durum, sabunun çok yağlı olduğunun ve derinizdeki gözenekleri tıkayacağının belirtisidir.

Sabun çeşitleri nelerdir?

- Deodorant (parfümlü) sabunlar, koku oluşturan bakterileri yok ettikleri için temizlik ve tazelik duygusu verirler. Ancak bu sabunların sadece vücut temizliğinde kullanılması, yüz için akla bile getirilmemesi gerekir. Parfümlü sabunların alerji yapma riski fazladır. 

Yazının Devamını Oku

Sıkça karşılaşılan tırnak rahatsızlıkları ve çözümleri

5 Ağustos 2020
Ayağımız bizi gün boyunca hem yük olarak taşır hem de bir yerden bir yere götürür. Onun önemini ancak yaşanılan rahatsızlıklarla anlamaya başlarız. Hemen hemen herkesin başına tırnak batması ve kırılması gibi sorunlar gelmiştir. Bunun sebeplerini ve çözümlerini merak ettiniz mi?

İşte bu yazıda bu sorulara cevaplar bulmaya çalışacağız.

Tırnak batması

Tırnak batması son derece tatsız bir durumdur. En çok ayak başparmaklarında görülür. İnsanın canını çok acıtır ve bazen de iltihaplanabilir. Bu durumda ayakkabı giymek işkence haline gelir, hatta yalınayak yürümek bile çok sıkıntı verir. Yürümek, terlik giymek bir yana, tırnak iltihaplandığı zaman, durduğu yerde zonklar.

Tırnak batmadan önce bir köşesinde dikensi bir uzantı oluşur. Bu uzantı tırnak köşesindeki deriye batar ve sonra kopar. Matriksten (tırnağın büyümeyi sağlayan kısmı) ayrılan bu tırnak parçası, yabancı bir cisim gibi davranır ve deri buna reaksiyon gösterir.

Tırnak batması genellikle aşağıdaki nedenlerle olur.

Peki, ne yapabilirsiniz?

Tırnak kırılması

Tırnaklarınız sıklıkla kırılıyorsa, sorumlusu periferik dolaşım bozukluğu veya demir eksikliği olabilir. En iyi bilinen dış etkenlerden biri ise ellerin sürekli olarak suyla (özellikle alkali suyla) temas etmesidir.

Yazının Devamını Oku

50 yaş ve üzeri olanlar cilt bakımını nasıl yapmalı?

25 Temmuz 2020
İkinci baharın duygusal anlamda çok güzel ama fiziksel anlamda bir o kadar özen isteyen dönemi… 50’li yaşlara gelindiğinde, saç ve tırnak gelişimi yavaşlar. Azalan yağ (sebasöz) bezlerinden dolayı cilt kurur ve çatlar.

Menopoz sonrası azalan östrojen hormonları seviyesi, cilde dolgunluğunu ve tonunu kaybettirir; belki de kuru, kaşıntılı ve alerjenlere duyarlı bir cilt haline getirir.

Bu döneme özel ürünler

Hayatınızın bu evresinde cildinizin bakımına daha çok özen göstermeniz gerekecektir. 50 yaşı geçkin ciltler çok daha hassas olurlar, incinmeye ve hastalanmaya yatkın hale gelirler. Bu kadarı yetmezmiş gibi, iyileşmeleri de çok daha uzun sürer. Kollar, bacaklar ve yüzde kurumalar başlar. Cilt tipi menopoz ile beraber değişir. Yağlı ve karma ciltler kurumaya, kuru ciltler ise hassaslaşmaya başlarlar. Ellerde ve yüzde cilt lekeleri daha belirgin bir hal alır. Tüm bu değişiklikler açısından kullandığınız bakım ürünlerini gözden geçirmeniz ve bu dönemin ihtiyaçlarını karşılayan yeni ürünlerle değiştirmeniz uygun olur.

Peeling herkes için önemli ama sizin için daha fazla önemli

Yaşlandıkça, vücudumuzun kendini iyileştirme kabiliyeti, cildin 60 günden fazla yavaşlamasıyla azalmaya devam eder. Bununla mücadele etmek ve kuruyan cildin bir kısmını gidermek için glikolik asitli nazik bir kimyasal peeling temizleyici kullanmanız önemlidir. 50 yaş üstü kadınlar, günlük bir temizlik için kuru cilt oluşumunu önleyen tamamen saf ve doğal içerikli bir peeling tercih etmelidirler. Alfa ve beta hidroksi asitlerin güçlü bir kombinasyonu ile formüle edilen günlük temizleyici, ince çizgileri azaltmaya, ten renginin görünümünü aydınlatmaya hiperpigmentasyonu azaltmaya yardımcı olur.

Göz çevresi ihmal edilmemelidir

50’lerde odaklanmanız gereken başka bir alan kesinlikle gözler. Cilt daha kuru hale geldiği için, göz kremi ile başlayarak, cildin göz çevresini mümkün olduğunca nemli tutmanız önemlidir. Yaşlanma karşıtı göz kremleri bu dönemde sizin en büyük yardımcınız olacaktır. Çünkü bu ürünler, şişkinlik görünümünü azaltır, sıkılığını artırır, hücresel onarımı hızlandırır ve cilt hasarına karşı koruma sağlar.

Yaşlanmaya karşı C vitamini

Yazının Devamını Oku

40’lı yaşlarda cilt bakımı nasıl yapılmalıdır?

17 Temmuz 2020
40 yaşında olması gereken ile ilgili belki de özet cümle, biraz daha fazla özen, biraz daha fazla bakımdır. 40 yaşından sonra cildin mikro anatomisinde ve fizyolojisinde değişimler meydana gelmeye başlar.

Deri altında (dermis dokusu) gerçekleşen kolajen üretimi giderek azalır. Cildin üst dokusu (epidermis) gücünü korusa da, iç kısımda bulunup onu destekleyen esnek lifler gitgide zayıflar. Cildin en alt katmanındaki (subkutan doku) yağ kaybı, dıştan bakıldığında yanaklarda ya da çenenin altında çöküntüler şeklinde görülebilir. Bazen de cilt mat veya solgun bir görünüm alır. Bunun nedeni, hücre değişiminin yavaşlamasıdır. 40 yaşına gelindiğinde, tıpkı vücutta olduğu gibi, yüzdeki kaslarda da çökmeler görülür. Peki, tüm bu değişimlere karşı ne gibi önlemler alınabilir?

Cilt yenilenmesi için peeling

40’lı yaşlarda cildin dış katmanı (stratum corneum) daha kalınlaşırken ölü deri hücreleri de daha çok ciltte kalır. Bu sebepten dolayı, peeling (cilt soyma) alışkanlığınız yok ise bile, başlamak için çok önemli bir dönemdir. Peeling, cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırır.

Nemlendirici olmazsa olmaz!

Cildinizi dikkatli bir şekilde temizleyin, tonikle silin ve ardından hafifçe ıslatın. Artık nemlendiricinizi sürmek için harika zemininiz hazır! Doğal bir nemlendirici ürünü cildinize iyice yayın. Boyun, yanaklar, çene kenarları ve göz çevresi olmak üzere bütün yüzünüze uygulayın. Erkeklere tavsiyem, ciltlerine tıraşın hemen ardından ve bundan on dakika sonra olmak üzere, iki kere nemlendirici sürmeleridir.

Göz çevresi bakımı

Özellikle 40 yaşından sonra göz altında oluşan torbalar genellikle yağ değildir. Uzun yıllar göz altındaki kasların kullanımından dolayı, bu kasların güçlenmesi sonucunda oluşan şişkinliklerdir. Göz altındaki koyu morumsu halkalar ise, cildin en şeffaf ve ince derisinin olduğu bu bölgede, kılcal damarların görünmesinden kaynaklanır. Güvenilir bir merkezde, güvenilir bir uzman tarafından, göz altını bir dolgu maddesi ile hafifçe yükselttirmeniz tahmin edemeyeceğiniz kadar olumlu sonuçlar verebilir. Göz altında ince dolgu maddeleri ile yapılacak bir çalışma, bu bölgede bir tabaka oluşturacağı için, kılcal damarların görünmesini önler ve morluğun giderilmesini sağlar. Göz çevresine gelince, su toplamış ve torbalanmış bir haldeyseler, merak etmeyin, bunları da hafifletebilirsiniz.

Çiğ veya kaynamış maydanoz suyu, yeşil çay ve siyah çayla yapılan kompresler, göz çevresindeki yorgunluk belirtilerini sakinleştirir. Yeşil çay ve siyah çayda şişkinlikleri alan hafif kafeinler bulunur. Özellikle yeşil çay hem içildiğinde ödem çözücüdür, hem de haricen uygulandığında şişkinlikleri alır. Böyle malzemeler elinizin altında yoksa, göz çevrenizde bir parça buz gezdirerek de rahatlayabilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

30’lu yaşlarda cilt bakımı nasıl yapılmalı?

7 Temmuz 2020
30’lu yaşlarınızın doyasıya tadını çıkarmayı unutmayın! Harika bir yaş dönemindesiniz. 30’lu yaşlardaki bir kadın her anlamda olgunlaşır ve tabii güzelleşir. Bu keyfin, güzelliğinize gölge düşürecek dış etkenler yüzünden kaçmaması için bazı dikkat etmeniz gerekenler var.

Sivilcelerinizden hala kurtulamadınız mı?
30’lu yaşlarda sivilce problemi hala devam ediyorsa, hemen çözüm yoluna gitmek gerekir. Tedavi edilmeyen sivilcelerin ciltte iz bırakma riski artar. Özellikle ağız çevresinde ortaya çıkan sivilcelerin iyileşmesi ve izinin kaybolması uzun sürer. Bu yaşlardaki sivilce sorunu stresten, temizlik hatalarından veya hormon bozukluklarından kaynaklanabilir. Kendi kendinize çözüm üretmeye çalışmadan önce bir uzmana başvurmanız gerekir. Sebebe yönelik tedavinin yanı sıra, uzmanın önereceği özelliklerdeki kozmetikler de bu sorundan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

Cildiniz kuruysa kırışıklık riski büyüktür

Cildinizi temizledikten sonra aşırı kuruluk ve gerginlik hissediyorsanız, uçuk ve egzama riskiyle karşı karşıyasınız demektir. Özellikle “cildimi kurutursam sivilcelerden de kurtulurum” düşüncesinde olanlar, hatalı hareket ederek ciltlerini tahriş ederler. Bu hatalı uygulama sonucunda nemsiz kalan ciltte zamansız kırışıklıklar ortaya çıkar. Temel olarak iyi beslenip kendini sık kilo alıp vermekten koruyanlar, sırt üstü yatış pozisyonuna dikkat edenler, uyku düzenine özen gösterip stres kontrolünde başarılı olanlar, kırışıklıklara karşı mücadeleye güçlü başlarlar.

Banyo veya duş aldıktan sonra, tam olarak kurulanmadan, tüm cildinize bebe yağı sürün. Nemli cildiniz bebe yağından daha çok yarar görecektir. 

Cildinizi iyi tanıyın

Yüzünüzü temizledikten sonra cildinizde aşırı kuruluk hissediyorsanız, ortada bir sorun var demektir. Bunu test etmek için yüzünüzü yıkadıktan sonra ağzınızı açın. Aşırı gerginlik hissediyorsanız, cildinizi kurutmuş olduğunuza emin olabilirsiniz. Geceleri yatmadan önce doğal bir nemlendirici uygulayın ve masaj yaparak nemlendiricinin cildiniz tarafından tamamen emilmesine yardım edin. Özellikle göz çevresinde, çizgilerin belirdiği yerlerde, kremleri cömertçe kullanın. Ayrıca banyo yaparken ve duş alırken aşırı sıcak su kullanmamaya büyük özen gösterin. Elinizden geldiğince güneşten uzak durmanız da cildinizin nem dengesini korumasına yardımcı olacaktır. Kuruluk, kırışıklık, leke ve kaşıntı gibi cilt sorunlarında güneşin suçu büyüktür.

Yazının Devamını Oku

20’li yaşlarda cildinize nasıl bakım yapmalısınız?

27 Haziran 2020
20’li yaşlar belki de birçok şey için güzel zamanlardır. Peki bu yaşlarda yapacaklarınızın ilerleyen yaşlardaki güzelliğinize etkisi olacağınızı söylesem! Hadi gelin neler yapmanız gerekiyor, onu konuşalım...

Cildinize yatırım yapmanın işte tam zamanı! Bu dönemden itibaren cilt bakımını doğru yapmanız, ileri yaşlarda da harika görünmenin anahtarı olabilir. Bunun için çok basit ama bir o kadar da etkili önlemler almalısınız. İşte dikkat etmeniz gerekenler:

Güneşe dikkat

Akranlarınızın bronz görünme sevdasına siz kapılmayın. Duru, pürüzsüz ve beyaz cildin güzelliği başkadır. Aslında güneş altında saatlerce kalıp, çikolata gibi dolaşma modasının çoktan tarih olması gerekiyor. Çünkü bu dönemde, özellikle cilt tipine uygun koruyucu kremleri kullanmadan güneşlenmek, güneş lekelerine, çillenmeye ve ileride erken yaşlanma belirtilerinden cilt kanserine kadar çeşitli sorunlara yol açabiliyor. Bu risklerden korunmak için kış aylarında bile güneşten koruyucu ürünler kullanmanızı öneriyorum. 

Yağlanma, siyah nokta ve akne oluşumu için yapmanız gerekenler var

20’li yaşlarda, değişen hormon dengeniz sebebiyle cildinizde yağlanma, siyah nokta ve akne oluşumu gibi sorunlar yaşayabilirsiniz. Bu dönemde en sık yapılan hata, ciltteki yağı ve sivilceleri kurutmak için onu aşırı sabunlamaktır. Bir diğer hata ise, siyah nokta ve sivilceleri bilinçsizce sıkmaktır. Kimileriyse, sadece su ile cildinin temizlendiğini sanabilir. Oysa cilt tipinize uygun, temizleyici bir ürün kullanmanız önemlidir. Yağlı ve sivilceli yüzlerde sabah ve akşam düzenli temizlik şarttır. Böylelikle, gözenekleri tıkayarak sivilcelere yol açan siyah noktaların da önüne geçebilirsiniz. Yaz aylarında “oil free” yani yağsız ve güneşten koruyucusu olan hafif nemlendiriciler kullanmalısınız. Kış aylarında ise, AHA, A vitamini ve C vitamini  içeren kremler, sivilce ve sivilce izlerine iyi gelir. Sivilcenin nedenlerinden bir olan ölü deri fazlalığını, haftada bir iki kez yapacağınız peeling ile yok etmelisiniz. Maske olarak, killi veya limonlu maskeler kullanabilirsiniz. Belirli aralıklarla bir uzmana gidip, profesyonel cilt bakımı yaptırarak, cildinizin canlanmasını, tıkanmış gözeneklerin açılmasını sağlayabilir, yeni aknelerin oluşmasını önleyebilirsiniz. Bu tip bakımlar kendinizi daha iyi ve güzel hissetmenizi de sağlar.

Cildiniz kuruysa daha fazla ilgi isteyebilir

20’li yaşlar civarında her cilt yağlı değildir, cildiniz kuru da olabilir. Kuru cildi neme doyurmanız, özellikle de kışın çetin havalarından korumanız gerekir. Kuru ciltlerde sebum, yani doğal yağ salgısı zayıftır. Genellikle ter salgılaması da normalin altındadır. Bu nedenle bu cilt tipi, hassas olmaya eğilimlidir. Cilt yüzeyindeki aşırı kuruluk, cildi bakterilere karşı koruyan asit mantonun dengesini bozar. Hassasiyetin sebebi de budur. Kuru ciltlerde ilk kırışıklar bu yaş döneminde başlar. Düzenli olarak nemlendirici kullanmanız, bol su tüketmeniz ve cildinizi güneşten korumanız, kırışıkları önleme konusunda önemlidir.

Hormonlarınızı takip etmeyi unutmayın

Yazının Devamını Oku