Kalıcı makyaj son derece doğal bir görünümle, yüzdeki kontrastları artırır, hatları belirginleştirir, bazı kusurları giderir. Gündelik yaşamda ve her şart altında bakımlı görünmeyi sağlar.
Kalıcı makyaj tutkusunun tarihi eskilere mi dayanıyor?
Çağımızın özgür ruhlu genç kadınları, çantalarındaki aynaya ve allıklara bağımlı olmayı tercih etmiyor. Ne makyaja ne de kuaföre vakit ayırmaktan hoşlanmıyorlar.
Kalıcı makyaj, her şart altında bakımlı olmak isteyenler için biçilmiş bir kaftan. Bu isteğin 5000 yıl önce bile olduğunu biliyor musunuz? Eski Mısırlıların kalıcı makyaj yaptıklarını duymuş muydunuz?
Kalıcı makyajın tıbbi adı “intradermal pigmentasyon’’dur. Bu uygulama bir tür dövmedir. Ancak kalıcı makyajda kullanılan makineler dövmeden farklıdır, ayrıca iğneler çok incedir ve mürekkep yerine pigment enjeksiyonu yapılır.
Abartılı güzellik kalıcı makyaj ile olmaz
Kalıcı makyaj gözlere, kaşlara, dudaklara uygulandığında onları sadece belirginleştirir. Normal makyaj gibi abartılı değildir. Yüzdeki ifadeyi netleştiren bir çerçevedir. Ayrıca cildin yüzeyine yapılmaz. Deri altına pigment (renk hücreleri) enjekte edilerek yapılır. Bu pigmentler derinin altında kaldığı için soluk ve mat görünür. Bu pastel görüntü kalıcı makyaja yumuşacık bir doğallık verir.
Kimler kalıcı makyaj yaptırmalıdır?
Bir pikniğe giderken, spor yaparken, bir akşam yemeğine veya partiye gideceğiniz zaman, her defasında farklı makyaj yapmak gerekir. Artık işe giderken veya zamanınız çok kısıtlı olduğunda da soluk görünmek zorunda değilsiniz.
Spor yaparken nasıl makyaj yapmalısınız?
Makyajınız kibar ve sade olmalı. Bu durumda fondöten kullanılmaz. Çünkü terlediğiniz zaman fondöten sorun yaratır. Kirpiklerinize suya dayanıklı bir rimel, dudaklarınızın korunması için de parlatıcı veya açık renkte bir ruj sürün. Bu hafif makyaj spor yaparken bozulmaz ve size taze bir görünüm kazandırır.
İlk buluşmaya giderken nasıl makyaj yapmalısınız?
İlk buluşmada trendleri boş vermek ve mümkün olduğunca sade olmak daha doğrudur. Bahsettiğim, ‘makyaj yapmayın’ anlamına gelmemelidir. Aksine çekici bulduğunuz noktalara olabildiğince daha fazla vurgu yapmalısınız. Dudaklarınıza güveniyorsanız, kırmızı rujunuzu sürün; iltifatları daha çok gözleriniz alıyorsa, bol maskara ve gölgelerle onlara daha çok anlam ve derinlik katın.
İşe giderken nasıl makyaj yapmalısınız?
İşe bakımsız ve soluk bir yüzle gidemezsiniz. Ama makyaj yapmak için yataktan bir saat önce kalkmak da herkese uygun değil... İnsan erken kalksa bile, sokağa çıkmadan önce yapması gereken birçok şey sırada bekler. Hem size vakit kaybettirmeyecek hem de gün boyunca bakımlı görünmenizi sağlayacak sade bir makyaj için;
Kalıcı makyaj yaptırırsanız bu süreyi daha da kısaltabilirsiniz. Ayrıca gün boyunca olduğu gibi plajda bile makyajlı görünebilirsiniz.
Her gün sayısız olay gerginliğe, paniğe, üzüntüye, tepkilere neden olur. Stresin nedenlerini sıralamak çok kolay ama tahribatını atlatmak ne yazık ki çok zor!
Stres altındayken vücudumuzda neler olur?
Stres altındayken hormon seviyeleri yükselir, gözbebekleri büyür, kalp daha hızlı çarpmaya başlar, kan basıncı artar, kaslar sertleşir ve karaciğer enerji sağlamak için molekülleri şekere çevirmeye başlar. Bu durum ciltte, özellikle burun ve çenede kızarıklığa neden olur. Derken bu kızarıklıklar kaşınmaya başlar ve daha sonra yara haline gelebilir. Yoğun stres, alerjik reaksiyonları da beraberinde getirebilir. Ayrıca ter bezlerinin de fazla çalışmasına neden olur. Avuçlar ve koltuk altı soğuk soğuk terler. Kimilerinin saçlarında kepek sorunu başlar. Bu tatsız kepekler, adı “seboreik dermatit” olan, bir saç derisi hastalığına yol açabilir.
Strese dur demek mümkün mü?
Her şeyde olduğu gibi önce çok istemeniz gerekir. Sonra da hızlıca bir eylem planına geçilmelidir. Psikiyatriste gidin, spor ve meditasyon yapın, en önemlisi olaylara bakış açınızı değiştirin. Önerilen sayısız seçenekten hangisini isterseniz yapın ama stres yapmayın! Yaşamdaki stres kaynaklarından tam anlamıyla kurtulmak imkansızdır. Onlar hep orada olacaklar. Biri giderken diğeri gelecektir. Ancak tavsiyelere kulak kabartırsanız ve isterseniz kendinizi stresten korumanız mümkündür. Çağımızın günah keçisi strese neden bulmak çok kolayken yarattığı tahribatı atlatmak, ne yazık ki o kadar kolay değil…
İşte sizi stresten arındıracak bazı öneriler
Göz altı morlukları için ne yapabilirsiniz?
Göz altı morluklarına salt kozmetik bir sorun olarak bakmak eksik bir yaklaşım olacaktır. Sağlığınızla ilgili her türlü ihtimalin üzerine gitmeniz ve tedavi olmanız gerekmektedir. Geriye kalanlar da kozmetik olarak çözümlenebilir veya en azından daha kötü olması engellenebilir. Bunun için;
- Yeteri kadar su içmeye çalışın.
- Sabah yüzünüzü soğuk suyla yıkayın.
- Gözlerinizin altına en az 30 faktör bir güneşten koruyucu sürmeden sokağa çıkmayın.
Tüketiciyi gençleştirecek, güzelleştirecek, bütün rüyalarını gerçeğe dönüştürecek o birbirinden şık ürünlerle dolu rafların, vitrinlerin ve etrafında fır dönen ürün temsilcilerinin arasında başı döner insanın. Birçok kadın doldurduğu kozmetik çantasını evde fazla göze çarpmadan açmaya çalışır.
Cildinizi en iyi kendiniz tanırsınız!
Kozmetik ürünleri seçerken yaşanan psikolojik karmaşadan daha önemlisi bilgi sorunudur. Hepsi iyi güzel ve olağanüstü sıfatlarla sunulsa da, kişinin kendisine en iyi gelecek ürün hangisidir? Bu konuda net bir görüşe sahip olmak önemlidir. Satıcılar da insanların aklını karıştırırlar.
Ürünleri kullanmak için mi yoksa süs olsun diye mi alıyorsunuz?
Kozmetik ürünler, çoğu zaman banyolardaki raflarda aksesuar olarak kalırlar. Alışveriş yaparken insanın kendini kaybetmemesi gerekir. Yaşam tarzınıza uyan ürünler vardır, uymayan ürünler vardır. Cildinizi tanıyın ve gerçekten ihtiyacınız olan, kullanacağınız ürünleri satın alın. Böylece hem yapacağınız alışveriş bütçenizde gedik açmaz, hem de iç huzuruyla kendinize bakacağınızdan emin olursunuz.
Birçok kozmetik ürün üç yıl kadar bozulmadan dayanır. Ancak evimize baktığımızda üç yıldan çok daha önce satın aldığımız ve hiç kullanmadığımız birçok ürün görebiliriz. Tabii karşıdan seyrettiğimiz bu şık şişelerin, cilt bakımına hiçbir katkısı olmaz. Arada bir değil, ancak düzenli kullanıldıkları zaman yararı olur. Satın aldığınız bazı ürünleri kullanmıyorsanız, hiç olmazsa buzdolabında saklayın.
Kullanım dozları nasıl olmalıdır?
Kozmetik ürünleri gerektiğinden daha fazla miktarda ve daha sık kullanmanın bir yararı yoktur. Cildi yeteri kadar korumak veya nemlendirmek için ürünleri ölçülü kullanmak gerekir.
Unutmayın, saçlarınız doğal tellere sahiptir ve bunlar sağlığınızın ve iyi olmanızın yansımasıdır. Eğer vücudunuza iyi bakmazsanız, saçlarınız istediğiniz gibi sağlıklı ve bakımlı olmayacaktır. Bunun için vücudunuza iyi bakmalı ve sağlıklı beslenmelisiniz.
Yapmanız gerekenler
- Önce kendinizi sonra saçlarınızı şımartın.
- Onları ovalamayı ihmal etmeyin.
- Saçlarınıza tarz yaratın.
- Saçınızın ihtiyacı olan besleyici maddeleri sağlayın.
- Önce kendinizi sonra saçlarınızı susuz bırakmayın.
Saçlara doğal bakım için işte öneriler
Cilt bakımı için pahalı kozmetiklere ihtiyacımız olduğunu sanmayın. Daima elimizin altında bulunan en sıradan malzemeler bazen harikalar yaratır. Özellikle bal ayrıcalıklı bir maddedir. Cildimizin ihtiyacı olan her şeyi içinde barındırır. En yararlı vitaminler, mineraller, mikro besin maddeleri, enzimler ve organik asitlerle doludur. Son derece zengin bir glikoz, fruktoz, magnezyum, potasyum, kalsiyum, sodyum, demir, fosfat, B1, B2, B6, B3, B5, C vitaminleri, çinko ve iyot deposudur. Bu besleyici maddeler deriyi güçlendirir ve yumuşatır.
Bal doğal bir nemlendiricidir
Öte yandan balın başka bir özelliği de nem tutucu bir madde olmasıdır. Cildimize bal sürdüğümüzde hem var olan nemi korur hem de dışarıdan nem toplayarak cilde verir. Bu nedenle bal maskeleri cildi gerginleştirir, esnekliğini artırır ve ince kırışıkları hafifletir. Kan dolaşımını uyardığı için cilt tonunu geliştirir. Bal eskiden yaralara sürülürdü. Çünkü bal sayesinde tahriş olan deri kurumazdı. Bandaj değiştirmek ağrısız ve kolay olurdu. Ama daha da önemlisi, cilt ile temas eden balda, glikoz oksidaz yavaş yavaş hidrojen perokside dönüşerek etkili bir dezenfektan oluşturur.
Bal cildi yatıştırır
Bal cildimizi nemlendirir, kendini yenilemesine yardımcı olur, besler, yatıştırır, gerginleştirir, kan dolaşımını uyarır ve iltihaplanmaları giderir. Bir cilt maskesinden daha fazla ne bekleyebiliriz ki...
Mucize etkili ballı maskeler
Balı daha pek çok madde ile karıştırmak mümkündür. Avokado, kil, sirke, elma, muz ve zencefil vb. Bal cildimize o kadar yararlıdır ki bizi asla düş kırıklığına uğratmaz.
D vitamini nasıl ortaya çıkar?
D vitaminin %80’ni güneş ışınları ile açığa çıkar. Özellikle Mart ve Ekim ayları arasında kalan dönem en uygun dönemdir. Bu bahsedilen aylar arasında en az 15 dakika güneşlenmek vücudunuz için faydalıdır. D vitamini, yağda çözünen bir vitamindir. Çoğu zaman “güneş ışığı vitamini” olarak da adlandırılır. D vitamini aktif formuna dönüşürken iki aşamalı bir süreç geçirir. İlk olarak, karaciğerdeki kalsidiol depolama formunda oluşturulur. Daha sonra, böbreklerdeki aktif formuna dönüştürülür. D vitamini kalsiyumun normal emilimine, kas ve kemiklerin normal fonksiyonlarının korunmasına katkıda bulunur. Kuvvetli kemiklerin gelişmesi için böbreklerden ve bağırsaklardan fosfor ve kalsiyum emilimini düzenler.
D vitaminin faydaları nelerdir?
D vitaminin vücutta kemik ve kas metabolizması dışında başka fonksiyonları da vardır. Kalp, beyin, meme, prostat gibi pek çok organda D vitamini reseptörleri bulunur. Son yıllarda depresyon, kalp, diyabet, bazı kanser hastalıklarında D vitamini eksikliğinden şüphelenilmeye başlandı.
Evde kaldığımız günlerde güneş dışında D vitaminini nereden alabiliriz?
D vitamini içeren besinleri sık tüketerek vücudumuza takviye yapabiliriz. Bu besinler:
Çoğu D vitamini takviyesinin etiketinde listelenen bileşen D3'tür. D2 vitamini bitkiler tarafından üretilirken, D3 vitamini ise cildiniz tarafından yapılandırılır.
Koronavirüs için D vitamini takviyesi almalıyız!