Yasemin Fatih Amato

Soya ürünlerini tüketmek bize ne fayda sağlar?

17 Temmuz 2021
Son yıllarda Akdeniz Mutfağını, Uzak Doğu'nun uzun ve sağlıklı yaşam sırlarını, muhtelif tohumların, otların, ağaçların, baharatların yararlarını yeniden keşfetmeye başladık. Keşfettiğimiz en değerli ürünlerden biri de soya fasulyesi oldu. Asya ülkelerinde pirinç kadar değerli olan soya, 5000 yıl kadar önce Doğu Asya ovalarında fark edilmiş. Ondan sonra da neredeyse kutsal bir tohum haline gelmiş. Bu ülkelerde yaşlılık hastalıklarına ve kansere daha az rastlandığı bir gerçek. Bunun nedenlerinden birinin, soya tüketimi olduğu düşünülüyor. Bu durum ortaya çıktığından beri, batıda soya ürünleri dikkatle inceleniyor, antiaging kapsamında değerlendiriliyor, standartları belirleniyor. Bu amaçla kurulmuş, ASA (American Soy Association) ve daha birçok araştırma merkezleri var.

Soyanın bilinen faydaları

- Kasları güçlendirme, yağları eritme

100 gram soya fasulyesinde, 40 gram protein bulunuyor. Hatta granüle edilmiş bazı soya ürünlerinde, protein oranı % 50-55 kadar. Aynı miktar ette 18 gr, balıkta 25 gr, yumurtada 12 gr, peynirde 25 gr, sütte 5 gr. protein var.

Proteinlerin; kasların oluşmasında, hücre yenilenmesinde, sindirim ve solunum sisteminin çalışmasında, belirli hormonların üretilmesinde ve enerji kaynağı olarak, yaşamsal bir önemi var. Soya proteininden, özellikle vücuttaki kas kütlesini arttırmak ve yağları eritmek için yararlanılıyor.

- Tümör oluşumunu yavaşlatma-geciktirme

Soya ürünleri çok zengin bir izoflavon içeriğine sahiptir. İzoflavonlar kadınlık hormonu olan östrojen çok benzeyen özellikler taşırlar. Bu izoflavonlar (genistein- daidzein) hormonal kökenli hastalıkların ve tümörlerin ortaya çıkmasını önler. Genistein, tümörlerin büyümesine neden olan “tyrosin kinase” adlı bir proteini bloke eder. Mercimek, bezelye ve kabak çekirdeğinde de izoflavonlar var ama soya kadar zengin değildirler.

- Kolesterol ve kalp hastalıklarını azaltma

1999 Yılında FDA, soya ürünlerinin kalp hastalıklarını ve kötü kolesterol olarak bilinen LDL’yi düşürdüğünü kabul etti. Yapılan bir çalışma, 9 hafta süre ile günde 25 gram soya proteini alan insanların, LDL seviyelerinde ortalama % 5-% 11 düşüş olduğunu gösterdi. Hiç de azımsanmayacak bir etki!

Yazının Devamını Oku

“Güzellik yastığı” ile kırışıklıkları önlemek mümkün müdür?

30 Haziran 2021
Biz kadınlar, hiç istemediğimiz ama her aynaya baktığımızda gözümüze batan, zamansız ve yersiz kırışıklıklarla savaşmanın her zaman yeni yollarını arıyoruz. Yüz egzersizlerinden, kremlere ve tedavilere kadar her şeyi denemekten sıkılmıyoruz.

En son trend de yastık ile karşımıza çıktı. Yastık bizim için sıradan bir uyku partneri değil aslında, belki de en az 7-10 saat birlikte zaman geçirdiğimiz sırdaşımız.

Sabahları yüzünüzde oluşan dikey çizgilerin sebebi nedir?
Sabah kalktığınızda özellikle de yan uyuyan biriyseniz yüzünüzde dikey çizgi ve kırışıklıkları fark etmişsinizdir. Bu çizgilerin sebebinin her gece yan yatıp yüzünüzü ezmeniz olduğunu biliyor musunuz? Uyuma şeklini değiştirmezseniz eğer belirli bir süre sonra botoks ve dolgular eskisi kadar hızlı yanıt veremeyecektir. Botoks; mimik kırışıklarını önlemek için yüz kaslarını dondurur. Ancak yan yatarken veya yüz üstü yatarken cilt deformasyonuna ve bükülmesine karşı hızlı cevap veremez. Kafa ağırlığı ortalama 5 kilogramdır ve tüm bu ağırlık yüz derisini yastığa bastırır. İşte botoks bu etkiyi maalesef her gece engelleyemez.

Sadece güzellik için midir?

Yazının Devamını Oku

Saçlarımız dökülmek zorunda mı?

18 Haziran 2021
Saç dökülmesi, bir ölçüye kadar normal kabul edilir. Dikkat ederseniz, saçlarınızın her zaman biraz döküldüğünü fark edersiniz. Çünkü yeni canlı saçların çıkması için ölü saç tellerinin dökülmesi gerekir.

Her gün 50-100 tane kadar saç teli dökülebilir. Ancak saçlar tutam tutam ellerinize gelmeye başlarsa, doğrudan doğruya, doktora başvurmanız gerekir.

Normal saç dökülmesi nasıl olur?

Ortalama olarak günde 50- 100 tel saç dökülebilir. Bu sayı yaşa, kişinin genetik yapısına, ırksal özelliklerine göre değişim gösterir. Günde 100 telden fazla saç dökülmesi veya yeni çıkan saçların eskisine göre daha cansız ve ince olması bir sorun olarak kabul edilebilir. Tüm canlılar gibi saçlarımız da doğar büyür ve büyümesi durunca ölür (dökülür). Kafamızdaki saçların yaklaşık yüzde 90'ı büyüme evresindedir. Bu dönem bir ile altı yıl arasında değişir. Geri kalan saçlar ise duraklama evresindedir ve bu evrede dökülür.

Saçların %90’ı, 2- 5 yıl süreyle devamlı uzar

Bir genelleme yaptığımızda kişide ortalama 1.000.000 saç teli bulunur. Sarışınların saçları biraz daha daha fazla, kızıl saçlar ise daha seyrektir. Öte yandan, saçların yaşamı tekdüze değildir; uzayıp güçlendiği sonra dinlendiği periyodik süreçler vardır. Saçların %90’ı, 2- 5 yıl süreyle devamlı uzar. Sonra birkaç gün ara devrede kalır ve bunu takip eden dönemde 2- 4 ay kadar dinlenir. Bu süre içinde, saçın cansızlaştığını ve uzamadığını fark ederiz. Keyfimiz kaçar, moralimiz bozulur, losyonlara, doğal yağlara başvururuz. Halbuki hiçbir şey yapmasanız bile, bu süre dolduğunda saç yeniden aktif döneme geçer ve yeni saç telleri fışkırmaya başlar. Bu arada eski saçlar da dökülür.

Saçlarınız neden dökülmeye başlar?

Yazının Devamını Oku

Bisiklete binmek için en güzel zamanlar

8 Haziran 2021
Bilirsiniz, her çocuk bir gün iki tekerlekli bisiklete binmeyi hayal eder. Biz de onların bu işi düşmeden başarabilmesi için canla başla yardımcı oluruz; arkalarından tutarız, onları yüreklendiririz, düşecekler diye ödümüz patlar ama eninde sonunda aynı yürümeyi öğrendikleri gibi bir gün bisikletin de kontrolünü ele alırlar.

Bunu ilk başardıklarında biz de en az onlar kadar seviniriz, çocuklarımızı gururla alkışlarız! Bisiklete binme becerisi, yürümekten sonra ikinci büyük denge başarısıdır çocukların gelişiminde. Yalnız denge değil tabii, aynı zamanda kasları gelişir, özgüvenleri artar.

Peki bisiklet sürmek çocuklarda ne fayda sağlar?

- Kardiyovasküler kasların çalışmasını sağlar

Düzenli olarak bisiklete binmek kardiyovasküler kasları çalıştırır ve çocuğun kilosunu üzerinde etkili olarak ideal kiloya ulaşmasına yardımcı olur.

- Kas kütlesi oluşturur

Bisiklete binmenin bacaklar için iyi bir egzersiz olduğu bilinmesinin yanı sıra tüm vücudu güçlendiren bir etkisi de vardır. Yavaş ve istikrarlı bir şekilde kasları güçlendirir.

- Stresi hafifletir

Bisiklete sürmenin, enerjilerini şarj etmelerine yardımcı olabilir. Okulda geçen uzun bir günün ardından bisiklete binmek, çocukların streslerini hafifletmelerine ve mutlu hissetmelerine yardımcı olur.

Yazının Devamını Oku

Ödemden bitkisel kür ve çaylarla kurtulmak mümkün mü?

29 Mayıs 2021
Ödem, vücuda alınan sıvı ile vücuttan atılan sıvı arasındaki dengenin bozulması sonucu meydana gelir. Ödemin kendisi zararlı değildir, ancak altta yatan farklı bir durumun işareti olabileceği için, kişinin bir doktora görünmesi gerekir.

Sebep ne olursa olsun, basit yaşam tarzı değişiklikleri ve ev tedavileriyle ödem semptomlarında bir miktar rahatlama sağlanabilir.

Erkeçsakalı
Halk dilinde keçi sakalı olarak bilinen bu bitki, doku ve damar büzücü etkilerinden dolayı selüliti azaltıcıdır. Doğu Anadolu ve Karadeniz yaylalarında görülen ve aktarlarda da satılan erkeçsakalı çiçeği, selülite çözüm için suyla kaynatıp içilmelidir.

Enginar yaprağı
Yeteri kadar enginar yaprağı ince ince kıyılıp suda haşlanır, demlendikten sonra süzülür. Aç karnına, çoğunlukla sabah saatlerinde iki-üç bardak içilirse selülitlerde azalma olduğu görülecektir.

Yeşil çay
Antioksidan deposu olarak bilinen yeşil çay, metabolizmayı hızlandırarak, yağ oluşumuna bağlı olarak ortaya çıkan selülitlere etki eder. Yeşil çay ile birlikte zencefil, limon karışımı günlük olarak alınırsa selülite etkisi daha hızlı olacaktır.

Biberiye

Yazının Devamını Oku

Kristal dolgu ile "V etkisi"

24 Mayıs 2021
Medikal estetik sektörüne farklı soluk kazandıran yeni jenerasyon dolgu Hidroksiapatit, dünyada 1990’ların başından beri kullanıyor ve son derece iyi sonuçlar veriyor. Diğer dolgu maddelerinden farklı olarak derideki kolajen miktarını artırmasıyla biliniyor.

Kolajen derimize esneklik ve dolgunluğu veren yapı taşıdır. Hidroksiapatit kolajenin yeniden oluşumunu tetiklemektedir. Böylece vücudumuzda tetiklenen yeni kolajen oluşumu ile doğal bir yeniden yapılanma sağlanır. Bu sayede diğer dolgu maddelerine oranla daha doğal bir görünüm kazanılmış olunur.

Hidroksiapatit güvenilir midir?

Yapılan klinik çalışmalara bakıldığında Hidroksiapatit'in üst düzeyde güvenilir bir ürün olduğu ortaya çıkmıştır. 2004 yılında "CE" ve 2006 yılında "FDA" onayı alan bu ürün, klinik ve güvenlik çalışmalarında yaklaşık 25 yıllık bir veriye sahiptir.
Hidroksiapatit'in deneyimli hekimler tarafından uygulanması son derece kolay ve ağrısız olup yaklaşık 15 dakika sürmektedir. Öğlen arası uygulamalar olarak bilinen bu tarz uygulamalar, çok ince uçlu iğneler ile yapılıp sonuçlar anında görülmektedir. Kişinin yüzünde 5-10 yıllık gençleşmeler ile sonuçlanmaktadır. Ayrıca ürün doğal kolajen oluşumunu sağlayarak sonuç verdiği için kişinin mimiklerini ve doğal görünümünü herhangi bir şekilde etkilememektedir.

"V etkisi"

Pek çok kadın sorunun farkında… Cildinizi genç tutmak için çok özenli davrandınız ama artık günlük kremler, düzenli egzersizler, sağlık diyetleri, içilen litrelerce su yetersiz kalmaktadır. Makyaj da artık yaşlanma izlerini ortadan kaldırmaya yetmemektedir.

Cildin yenilenmesini sağlayan hücre bölünmesi yirmili yaşlarımızın sonlarına doğru yavaşlar. Cilt nemini ve esnekliğini kaybeder. İlk olarak göz ve ağız etrafında ince çizgiler belirmeye başlar. Artık yüz eskiden olduğu gibi gergin ve pürüzsüz değildir.

Yazının Devamını Oku

Ramazan’ın son günlerinde nasıl beslenmeli, nelere dikkat etmeliyiz?

7 Mayıs 2021
Son yılların modası, zayıflamak umuduyla oruç tutmak. Şunu söylemeliyim ki, bu sadece bir hayal! Kilo vermek bir yana, Ramazan düzeninde kilo almamak için bile, her zamankinden daha dikkatli olmak lazım. Uzun süre aç kaldığımız zaman, vücudumuz kendini savunmak için enerji üretmekten vazgeçer ve yediğimiz her lokmayı yağ olarak stoklamaya başlar. Buna bir de zengin iftar sofraları eklenince sonuç baştan bellidir!

Oruç tutmak tek boyutlu bir olay değildir. Manevi ve sosyal yönü var, iradeyi sınıyor, insanın özgüvenini artırıyor. Gelgelelim, bu iradeyi iftar ve sahur sırasında da korumak gerek. Dikkat edilmezse, oruç tutmak; kalp ve damar hastalıklarını, diyabeti, mide ve sindirim sorunlarını tetikleyebilir, su ve kas kaybına yol açabilir dolayısıyla sağlığınızın bozulması ile sonuçlanabilir. Kilo kaybı ise neredeyse imkansız sayılır. Oruç tutmak tek boyutlu bir olay değildir. Manevi ve sosyal yönü var, iradeyi sınıyor, insanın özgüvenini artırıyor. Gelgelelim, bu iradeyi iftar ve sahur sırasında da korumak gerek. Dikkat edilmezse, oruç tutmak; kalp ve damar hastalıklarını, diyabeti, mide ve sindirim sorunlarını tetikleyebilir, su ve kas kaybına yol açabilir dolayısıyla sağlığınızın bozulması ile sonuçlanabilir. Kilo kaybı ise neredeyse imkansız sayılır.

Ramazan’da kiloyu korumak mümkün müdür?
Bunun için, yediklerimize çok dikkat etmemiz gerekir. Orucu bozduğunuzda ilk önce su içmeli, ağır yemeklerden kaçınmalı ve lokmalarınızı iyice çiğneyerek yutmalısınız. Ayrıca yemeklerde katı yağ, unlu-yağlı soslar kullanmamaya, donmuş veya toz haline getirilmiş katkılı yiyeceklerden kaçınmaya özen göstermeliyiz.

İftar için örnek bir menü vermek gerekirse;

Yazının Devamını Oku

3 yeşilin mucizesi

28 Nisan 2021
Geleneksel mutfakların otantik kaynaklarını incelediğimiz zaman, farklı kültürlerin kendi coğrafyalarına uygun, gayet sağlıklı beslenme alışkanlıkları yaratmış olduğunu görüyoruz. Bunlar, kar gibi beyaz ekmeğin, rafine şekerlerin, patates cipsi, hamburger, ketçap ve mayonezin, dolayısıyla şişmanlığın dünyanın dört bir yanına yayılmasından çok önceydi.

Son yıllarda Akdeniz Mutfağını da, Uzak Doğu'nun uzun ve sağlıklı yaşam sırlarını da; muhtelif otların, ağaçların, baharatların gizemlerini de yeniden keşfetmeye başladık.

Antioksidan madde kaynağı, yeşil çay

Uzak Doğu kültüründen öğrendiğimiz en değerli ürünlerden biri, yeşil çaydır. Bu çayın, İ.Ö. 800’ lü yıllarda Çin’e giden rahipler tarafından Japonya’ya taşındığı söylenir. Yeşil çay da, dünyada bilinen en güçlü antioksidan madde olan, EGCG (epigallocatechin gallate) bulunur. EGCG’nin antioksidan etkisi; C vitamininden yüz kat, E vitamininden 25 kat daha güçlüdür. Uzmanlar, günde birkaç fincan yeşil çay içmenin; virüslere karşı direnci arttırdığını, kanseri önlediğini, kolesterol, kan şekeri ve tansiyonun dengelenmesinde çok yardımcı olduğunu ve yaşlanma hızını azalttığını belirtiyorlar. Yeşil çay deri yüzeyine sürüldüğünde temel dokuları UV ışınlarından, dolayısıyla yaşlanmaktan ve kanserden korumaktadır. Ayrıca antienflamatuar etkisi de kanıtlanmıştır ve morarmalara, ödemlere karşı etkilidir.

Omega 6 kaynağı, soya fasulyesi

Asya ülkelerinde pirinç kadar değerli olan soya proteini, her derde deva sayılan bir üründür. Soyanın da antioksidan içeriği son derece zengindir. Özellikle kalp hastalıklarını ve kemik erimesini önlemesi ile ünlüdür. Soya kadınlık hormonu olan östrojeni dengeler, hormon düzensizliklerini giderir, menapoz semptomlarına yardımcı olur. Soya fasulyesi, soya sütü, soya filizi, soya yağı ve soya sosu Omega 6 bakımından cömert, mutlaka tüketilmesi gereken gıdalardır.

Yazının Devamını Oku