15 Mart 2007
* RUMUZ: Ayşegül-AdanaSevdiğiniz kişiyle ilgili endişeleriniz haksız sayılmaz. Fakat aranızda astrolojik açıdan uyumlu olduğunuz gözüküyor. Fakat sabırlı olmalısınız. Çünkü o bir değişim süreci içinde bulunuyor ve geriliminin en yüksek olduğu dönemde. Böyle bir zamanda ona karşı anlayışlı davranacak olursanız, ilişkiniz istediğiniz yönde gelişebilir. Aslında sözünü ettiğiniz olaylar ilişkinizin aşama yapma zamanı geldiğini gösteriyor. Beraberliğinizi ya evlilikle noktalayacak veya ayrılacaksınız.
* RUMUZ: Su perisi
Sizin farklı bir Oğlak olduğunuzu söylemeliyim. Ay, Uranüs ve Venüs kavuşum konumundayken doğmuşsunuz. Bu durum sizin farklı duygulara sahip biri olmanıza neden olduğu gibi aniden başlayan ve biten aşklar yaşamanıza da neden oluyor. Son derece yaratıcı ve özgür duygularınız yüzünden çevrenizin sizi anlamaması doğal. Şu sıralarda aşk potansiyeliniz uyanmış. Karşı cinsin ilgisini her zaman olduğundan daha fazla hissetmenizin nedeni bu. Mart’ın sonlarına doğru aşık olacağınız kişiyle karşılaşabilir ve hatta bu kişiyle aniden evlenebilirsiniz. Sözünü etmiş olduğunuz olaylar sizin korkularınızdan kaynaklanıyor. Ancak bu sene korkularınızdan uzaklaşacak ve isteklerinizi gerçekleştirebilecek duruma geleceksiniz. Yükselen burcunuz Yengeç.
* RUMUZ: Terazi-Başak
Terazi ile Başak burcu arasındaki ilişki oldukça ilginç. Özellikle Başak Kadını ile bir Terazi erkeğinin ilişkisi, Başak kadını isterse evliliğe dönüşebilir. Tabii bu evlilik Terazi’nin özgürlüğü kısıtlanmadığı sürece devam edecektir. Astrolojik açıdan sizin aranızda kuvvetli bir çekim olduğu gözüküyor. Fakat ona karşı biraz daha ilgili davranmalı ve duygularınızı belli etmek için gayret göstermelisiniz. Onun doğum haritasında Venüs-Satürn arasındaki sert etkileşim duygularını ortaya koymasının kolay olmadığını gösteriyor. Bu nedenle sizin davranışlarınız onun için çok önemli. Hem size güvenmesini sağlamak için gayret göstermeli, hem de duygularınızı ona anlatmalısınız. Böylece ilişkinin istediğiniz yönde gelişmesini sağlayabilirsiniz.
Yeni atılımlar
Meydana gelen olaylar gelişmelerin yönünün değiştirebilir. Fikirlerin değişeceğini işaret eden gökyüzünün konumu ilginç çözümlerin üretileceğini ve girişimlerin başarılı olacağını gösteriyor. Büyük organizasyonların tasarlanması, uluslararası ilişkilere yönelik farklı bir iletişim ağı oluşturmak ve yeni atılımlarda bulunmak mümkün. Hem aşk, hem de parasal açıdan beklenen gelişmeler oluşmaya başlıyor. Endişelerden uzaklaşmak, korkulan durumun fırsata dönüşmesini sağlayacak.
Yazının Devamını Oku 14 Mart 2007
Zodyak’ın son burcu olan Balık tiplerinin başkaları tarafından anlaşılması mümkün olmayan özellikleri vardır. Hatta kendisi de kendini anlayamaz. Fakat kendinin dışındaki hemen herkesi anlayabilir. Çünkü burçlar kuşağının son burcu olması, bütün burçların özelliklerinin bilgisini içinde barındırmasına neden olur. Ayrıca, şayet ’karma’ya inanıyorsanız, yani tekrar doğmak ve her doğuşta başka özellikler kazanmak gibi bir fikir size yatkın geliyorsa, o zaman Balık burcu son burç olduğu için diğer bütün burçların tecrübelerini yaşamış oluyor ve diğer burçların özelliklerini de kendi içinde barındırıyor demektir. Fakat, en fazla gösterdiği özellik, en belirgin olandır ve bu durum kişi hakkında fikir verir. Balıklar açısından bu açıklama en mistik olanıdır. Bir de doğa açısından inceleyecek olursak, durumun bundan çok farklı olmadığını anlayacaksınız. Tabii bu işi çözmek için doğayı iyi tanımak gerekiyor. En azından balıkları...
Balık burcu tipleri tıpkı denizlerde yaşayan balıklar kadar çok çeşitlilik gösterir. Okyanusların en dibinde karanlık sularda yaşayan ve gün ışığına çıkmayan balıklar, nehrin üzerinde sıçrayanlar, korunmalı bir biçimde akvaryumlarda yaşayanlar... Köpekbalığından yunuslara, kaya balıklarından balinalara ve aklınıza gelen ne çeşit balık varsa, Balık burcu tipleri de benzer şekilde çeşitlilik gösterir. Durum böyle olunca da tanıdığınız bir Balık, diğer bir Balık’a benzemeyecektir. Tabii ortak özelliklerinin dışında. Bütün balıklar kaygan ve kıvraktır. Ve suyun hassasiyetine sahiptir.
Balıklar’ın hepsi suyun gizemini bünyelerinde barındırırlar. Kimi bu taraflarını açıkça ortaya koyarken kimileri de büyük bir ustalıkla gizler. Fakat Balık tipleri son derece gizemli bir çekiciliğe sahiptir. Normal yürüyüşleri bile dans ediyor izlenimi uyandırabilir. Zaten dünyanın ünlü dansçılarının büyük bir bölümü Balıktır. Balık olmasa bile mutlaka Balık etkisinde doğmuştur.
Müzik, dans ve sanat. Bir Balık tipini tarif etmek için bu üç kelime yeterli. Çünkü, Balık’ın müzisyen, dansçı, ressam veya sanatın herhangi bir alanında çalışması gerekmez. O doğuştan sanatçıdır. Başka her şeyi yapabilir. Reklamcı, işletmeci, mühendis, doktor olabilir. Hatta iyi cerrahların kuvvetli Balık etkisi aldığını söyleyebilirim. Aklınıza gelebilecek her türlü iş kolunda Balıklar’a rastlayabilirsiniz. Üstelik hemen her alanda çok başarılı olabilir. Çünkü sanatçı ruhunu yaptığı işe yansıtır. Şayet yansıtamazsa hasta olur. Fakat yürürken bile dans eden bir Balık mutlaka sanatçı yönünü göstermeyi başaracaktır.
Rüyalara dikkat
Kuzey Ay Düğümü ile Uranüs arasındaki etkileşim ilginç karşılaşmalar olabileceğini ve özellikle kaderi olayların meydana gelebileceğini işaret ediyor. Oğlak burcunda ilerleyen Ay, sabahın erken saatlerinde Uranüs-Ay Düğüm arasındaki etkileşimi harekete geçirecek. Bu sabah geçmiş ve geleceğe ait ilginç rüyalar görmüş olarak uyanabilirsiniz. Özellikle Balık, Başak, Oğlak, Yengeç, Boğa ve Akrep burcunun ikinci 10 günlük devresinde doğmuş olanlar etkilenecekleri düşler görebilecekleri gibi kaderlerindeki kişiyle de karşılaşabilirler.
Yazının Devamını Oku 13 Mart 2007
Uyum sağlama yeteneği en yüksek olan varlığın insan olduğunu biliyor muydunuz? Çünkü doğanın en zeki varlığı insan ve değişen koşullara uyum sağlayabilmek, zekanın işareti.
Değişen koşullara uyum sağlamayı başaran insan, gelişim süreci içinde bu yeteneğini unutmuşa benziyor. Ancak çok sert koşullar ve hayatı tehdit eden durumlar ortaya çıktığı zaman derinlere gömülü yetenekleri uyanıyor.
Aklıyla hükmettiği ve keskin çizgilerle belirlediği dünyanın kendisini zorlamaya başladığı noktada kişi de dünyayı ve kendisini zorlamaya başlıyor. Taa ki, aklın değerleri ile dünyanın değerlerinin çatıştığı noktada çarpışmalar yaşanmaya başlayıncaya kadar...
Dünyanın döngülerine uyum sağlamayı bilen insan, zaman içinde geliştirdiği aklının hükümranlığına kapılıyor ve içsel bilgisinden uzaklaşıyor. Ve işte bu noktada akıl ile doğanın savaşı başlıyor.
Savaşı kimin kazanacağıyla ilgili bahse girmeye bile gerek yok. Aklını geliştiren insan, savaşın uzun sürmesine neden olabilir ama savaşı kazanacak olan doğadır. Ve zaten insan da doğanın bir parçasıdır. Ve nihayetinde kendi doğasını hatırlayanlar, direnç göstermekten vazgeçip uyum sağlamayı bileceklerdir.
Kendisiyle barışık olanların böyle bir savaşa girmeyeceklerini hatırlatmaya gerek yok. Savaşa girenler ise kendileriyle barış yapıncaya kadar geçen süreç içinde şüphesiz kendilerini keşfedecekler fakat bu keşif yolculuğu fena halde yıpratıcı olabilir.
Halbuki kendisiyle ilişkisi kuvvetli olanlar, aklın hükmettiği öngörüleri bir de içine danışarak daha yüksek bir öngörüye ulaşabilir ve döngülerin geçiş zamanlarını en iyi şekilde kullanabilir.
Geçiş zamanları tıpkı geceyle gündüzün arasındaki alacakaranlık dönemleri gibidir. Gündüzün bitmek üzere olduğunu işaret eden alacakaranlık bizi geceye hazırlar. Gözlerimizin geceye uyum göstermesini sağlar ve uyum sağlayanlar geceyi de yaşamayı bilirler. Gecenin bitmekte olduğunu bildiren şafak vakti, güneşin parlak ışıklarına uyum göstermemiz için bir hazırlıktır ve bu hazırlığı yapanlar gündüzü de keyifli yaşarlar.
Karanlığın içinden aniden doğan kuvvetli bir ışık gözlerimizi kör eder ve günün parlak ışığından alacakaranlık olmadan karanlığa geçmek tüm dengemizi bozar. İşte bu nedenle geçiş dönemleri çok önemli zamanlardır. Uyum sağlamak için bir fırsattır. Sonraki zamanın hazırlığıdır. Bu hazırlığı yapanlar başarılı olacaktır. Altın Işık Astroloji ve Bilimsel Araştırmalar Derneği için yapmakta olduğum salı toplantılarının bu akşamki konusu "Uyum Sağlamak". İlgilenenler 0216 450 48 10’dan bilgi alabilirler.
Korkular uzaklaşıyor
Astrolojik açıdan ilginç gelişmelerin meydana geleceği bir gün. Radikal değişikliklere zorlayan olaylar farklı gelişmelerin meydana geleceğini ve hayalleri gerçekleştirmek için kuvvetli arzular uyanacağını işaret ediyor. Bazı girişimler büyük bir macera olarak düşünülebilir ancak maceraya atılmak için uygun koşullar meydana gelecek. Hem aşk, hem finans konularına yönelik ortaya çıkan fırsatlar, korkuların uzaklaşmasına yardımcı olacak.
Yazının Devamını Oku 12 Mart 2007
İnsanlığın evrimi devrelerle doludur. Bireysel olarak yaşadığımız dönemler kimi zaman parlak, kimi zaman karanlık olmuştur. Ama en karanlık zamanlar da bile ışık vardır.
Görmeyi bilenler için! Ve bilenler, karanlık gecenin sabahında doğacak ışığı beklemeyi bilirler. Bilmeyenler ise, karanlık olduğunu gördüklerinde hayatlarının kalan kısmını karanlıkta geçirecek zannederler. Ve tabii bu duruma katlanamayıp depresyona girerler. Yani sağlıkları bozulur.
Halbuki hiçbir hál, hiçbir durum daima aynı şekilde devam etmez. Karanlık geceyi gündüzün aydınlığı kovar. Ve aydınlığı da karanlık gece takip eder. Ve insanlığın evrimi de benzer bir süreçten geçer. Fakat, her karanlık gecenin ardından doğan gün beraberinde değişimi de getirir. Yani insan, hiçbir zaman yeni güne aynı şekilde uyanmaz. Zaten güneş de her gün aynı yerden doğmaz. Fakat, biz insanlar bunu pek bilmeyiz. Ve kendimizin hep aynı kaldığını zannederiz. Olayların aynı şekilde devam edeceğini sanırız. Taa ki bizi sarsacak ve derinden etkileyecek bir durumla karşılaşıncaya kadar.
Beklemediğimiz bir durumla karşılaşınca sarsılırız. Aslında ortaya çıkan durumu önceden bilsek ve beklesek bile yine sarsılırız. Kimimiz sarsıntıya kapılır, kimimiz ise bunun geçici olduğunu bilir. İşte önemli olan her şeyin geçici olduğunu bilmenin, değişimin bilinciyle oluşan hál içinde dinginliği koruyabilmek...
Hiçbir şeyin aynı şekilde devam etmeyeceğini bilmek, şuurlu olarak yaşayabilmeyi sağlar. Ne iyi, ne de kötü giden olaylar aynı şekilde devam eder. Ve bunu bilmek hem zihinsel, hem duygusal, hem de fiziksel açıdan kişinin dengede kalmasını sağlar. Güçlü bir biçimde durmasını ve hayatını başarılı bir biçimde sürdürmesine yardımcı olur. İniş çıkışların arasındaki kırılma noktaları büyük bir enerjinin açığa çıkmasına neden olur. İşte bu geçiş dönemleri enerjiyi kullanmayı bilenler için aşama yapma vaktinin geldiğinin işaretidir ve kendisi için yeni bir zamanı başlatabilir.
Aslında geçiş zamanları bir fırsattır. Tıpkı geceyi gündüze ve gündüzü geceye bağlayan alacakaranlık dönemi gibi. Kendinizi gecenin karanlığına veya gündüzün parlak ışığına hazırlayabilirsiniz. Böylece gecenin de, gündüzün de keyfini çıkabilirsiniz. Geçiş anları bir sonraki zamana uyum sağlama zamanıdır. Bu sırada değişen zamanı reddedenler, geçiş anında açığa çıkan enerjiyle bütünleşemeyenler çok fazla zorlanırlar. Bu nedenle gün batarken ve gün doğarken meditasyon yapılır.
Ekip çalışmaları öne çıkacak
Büyük maceralar ve heyecan uyandıran arzuların açığa çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu şimdiye kadar sadece fantezi olarak bakılan olayların gerçeğe dönüşebileceğini gösteriyor. Hem aşk, hem de finans konularına yönelik kararlı çalışmalar yapılabileceği gibi daha önce alınmış fakat uygulanmamış kararlar da gündeme gelebilir. Öğleden sonra yapılacak toplantılar, ekip çalışmaları ve yapılacak organizasyonlar son derece dikkat çekici ve etkileyici olacak.
Yazının Devamını Oku 9 Mart 2007
Son keşifler, bulgular ve araştırmalar öylesine ilginç boyutlar kazandı ki eski tariflerle anlamak artık mümkün olamayacak duruma geldi. Fakat bir türlü uzmanlar bir araya gelip yeni tarifler yapmak için harekete geçmiyorlar. Acaba neyi bekliyorlar diye düşünüyorum. Sanattan bilime kadar her alanda tariflerin yenilenme zamanı geldi. Mesela "Fizikçiler artık, evreni gözleyen kişinin durduğu yere ve zamana bağlı olarak, evrenin kütlesiyle ya da yaşıyla ilgili farklı sonuçlar alınabileceğini kesin olarak biliyorlar." Ama bilimin tarifini değiştirmek için bir şey yapmıyorlar. Acaba neyi bekliyorlar? Ne çeşit bir keşif daha yapılmalı ki, bilimin tarifini değiştirme gereği duysunlar? ".... kişinin durduğu yere ve zamana bağlı olarak" şeklindeki tanımlama bile şimdiye kadar öğrendiklerimizi bir kez daha gözden geçirmemiz gerektiğini işaret ediyor. Çünkü "Budur" diye iddia edilen her şey, kişinin durduğu yere ve zamana bağlı olarak değiştiği sonucuna varıldıysa, artık bu zamana uygun tariflerin de değişmesi gerekiyor.
Yaşadığınız yer, bulunduğunuz konum ve zaman, hayatınız ve geleceğinizi değerlendirmek açısından çok büyük bir önem kazanıyor. Yani, nerede, ne zaman ve ne yapıyorsunuz? İşte bu çok önemli. Çünkü, her yer ve farklı zamanlara göre sonuçlar değişiyor. Aynı şeyi farklı yerlerde farklı zamanlarda yaptığınız zaman başka sonuçlar alıyorsunuz. Ve bunların sonuçları, geleceğinizi farklı etkileyecek demektir. İşte bu noktada astroloji önem kazanıyor fakat astroloji bilim olarak kabul görmüyor çünkü şu andaki bilimin tarifine uygun değil. Halbuki şimdiye kadar bildiğimiz ve kesin gözüyle baktığımız gerçeklere de bir kez daha dönüp bakmak gerekiyor. Çünkü bu zamanın gerçekleri ile geçmiş zamanların gerçekleri de değişmiş olacak.
Bir zamanların gerçekleri bugün için önemini yitirmiş ve başka gerçekler önem kazanmış olacak. Ve olmalı! Hem de bir an önce. Yoksa her şey karman çorman olacak ve içinden çıkamayacağız. Bu durumu bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle açıklamak mümkün. Mesela yeni model gelişmiş bir bilgisayar alıyorsunuz. İçine eski bilgisayarınızdaki programı yüklüyorsunuz ve yeni aldığınız bilgisayar çalışmıyor.
Yeni bilgisayara uyumlu yeni program yazmak gerekiyor. Veya tersini yapıyoruz. Eski bilgisayara yeni program yüklüyoruz ve yine çalışmıyor. Hata veriyor. Biz de şimdi aynı duruma geliyoruz. Bilgiler yenileniyor fakat bilgisayarı yenilemiyoruz ve bilgisayar kaldıramayacak duruma geliyor. Bilgisayarımız çökmek üzere. Ya bilgisayarı yenileyeceğiz veya bilgisayarımızı yükseltip yeni programlara uyumlu hale getireceğiz.
Terslikler azalıyor
Merkür ilerlemeye başladı ve dikkat edilmesi gereken konularda zihin faaliyeti yükseldi. Anlaşmalar, sözleşmeler ve iletişim konularına yönelik gecikmeler ve terslikler de azalmaya başladı. En azından takılıp kalınmış konularla ilgili takıntılardan uzaklaşıp farklı konulara yönelmek mümkün olacak. Daha önce dikkat edilmeyen noktalar da görülmeye başlayacak. Bugün Akrep burcunda ilerleyen Ay, öğleden sonra Satürn ile Neptün arasındaki sert etkileşimi tetikleyecek. Ancak Jüpiter’in uyumlu etkisi sert olayların fırsata dönüşebileceğini gösteriyor.
Yazının Devamını Oku 8 Mart 2007
Bundan tam 150 yıl önce bugün New York’ta tekstil fabrikalarında çalışan 40.000 işçinin kötü çalışma koşulları ve düşük ücrete karşı yaptıkları grev kanlı bitiyor ve büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 129 kişi can veriyor. Bu olaydan 53 yıl sonra 1910’da Danimarka’nın Kopenhag kentinde yapılan kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Parti liderlerinden Clara Zetkin Amerika’da ölen 129 işçinin anısına 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olmasını öneriyor ve oy birliği ile kabul ediliyor. 65 yıl sonra 1975 yılını Dünya Kadınlar Yılı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü iki sene sonra 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını kararlaştırıyor. Böylece 8 Mart 1978 yılından itibaren Dünya Kadınlar Günü kutlanıyor.
Kötü çalışma koşullarının tetiklediği olaylar aslında çok önemli bir sorunun açığa çıkmasına ve böylece kadınların kendilerini göstermelerine neden olmuş. Bunun üstüne insanın aklına hemen "Kadınların kendilerini göstermeye ihtiyaçları var mı?" sorusu geliyor. Dünyanın gelişim sürecine bakacak olursak Ana Erkil toplumdan Ata Erkil topluma geçişle birlikte değişimin sonuçları kadınları gölgeye dönüştürdüğünü anlayabiliriz. Ve şimdi gölgenin yeniden vücut bulmak için verdiği bir mücadele olarak "Kadınlar Günü"nün anlamını kavrayabiliriz. Türkiye Kadınlar Günü’ne ancak 1984’ten bu yana itibar göstermeye başlıyor. Aslında bunu çok fazla önemsediği söylenemez. Anneler Günü ve hatta Sevgililer Günü bizim için daha fazla kutlanmaya değer bulunuyor. Çünkü Türkiye’nin üzerine kurulu olduğu toprakların adı bile "Anadolu". Bizim için anne çok önemli bir kavram ve anne demek, kadın demek. Olimpos’un Tanrıları, Anadolu Tanrıçalarının gözden düşmesi için çok fazla uğraşmak zorunda kalmış ve bu süreç içinde kadınların gölgeye dönüşmesi vakit almış. Yani bizim için kadının etkileyici gücü biliniyor. Bilmekten öte içimizde hissediyoruz. İçsel olarak hissettiklerimizin şuurundayız. Fakat korkular, bildiklerimizi reddetmemize neden olabilir. Ve hatta tamamen unutabiliriz. Bildiğimizi unutsak bile hatırlama şansımız diğer uluslara göre daha kuvvetli. Çünkü dünya tarihine baktığımız zaman daha dün diyebileceğimiz kadar yakın bir geçmişte kurtuluş savaşında kadınlar erkeklerin hemen yanı başındaydı ve tek bir vücut olarak savaşıyordu. Ve bir olmayı başardığımız için savaşı kazandık. Şimdi neden kadınla erkeği ayıralım? Bir olduğumuzu hatırlayabiliriz. Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak bize bu gerçeği hatırlatabilir.
Sorunların üzerine gitmeyin
Bugün geri giden Merkür ilerlemeye başlıyor. Ancak tıpkı geri giden arabanın ilerleyebilmesi için önce durup sonra ilerlemesi gibi Merkür’de önce duruyor. Bugün zihin faaliyetinin belirli konulara takılıp kalmasına benzer bir durum ortaya çıkabilir. Meydana gelen olaylar son derece etkileyici ve durum değiştirici olabilir. Bugün sorunların üzerine gitmeyin ve işlerin hızlanması için üstelemeyin. Akrep burcunda ilerleyen Ay, öğle saatlerinde Mars’ı tetikleyecek ve bilinçaltının derinlerinden yükselen gizli arzular uyanacak.
Yazının Devamını Oku 7 Mart 2007
Hem zihinsel hem de bedensel bütün hareketlerimizin temel kaynağı olan bu enerjinin farkında mıyız? Bunun cevabı tek kelimeyle "Evet". Üstelik şuurunda olmasak bile anlıyoruz. Mesela, bir işe başlarken kendimizi nasıl hissettiğimize bağlı olarak enerjimizin yüksek ya da düşük olduğu sonucuna varabiliyoruz.
Aslında aldığımız gıdaların enerjimiz üzerindeki etkisi hiç de yabana atılmayacak boyutlarda. Doğru beslenme, enerjimizi dengelemek ve yükseltmek açısından çok önemli. Örneğin, aldığınız bitkisel gıdaların tazelik derecesi, o bitkinin titreşimlerinin zayıf ya da güçlü olmasına neden oluyor. Bu durumda çok taze bir sebze yediğiniz zaman almış olduğunuz enerji ile birkaç gün manavda durmuş ya da pişirdikten sonra fazla beklemiş bir sebzenin enerji kalitesi arasında büyük bir fark meydana geliyor. Bunun dışında sebzeler de kendi aralarında farklı titreşimlere sahipler. Örneğin, kırmızı bitkilerden kırmızı rengi açığa çıkaran titreşimler çok daha yoğun bir biçimde yayılmakta. Yeşil sebzeler ise, yeşil rengi oluşturan dalga boyuna sahip. Sizin hangi tür enerjiye daha fazla ihtiyacınız varsa, daha çok o tip bir beslenme uygulamanız, enerjinizi dengelemenize yardımcı olacaktır. Şimdi diyeceksiniz ki, iyi güzel de ben bunu nereden bileceğim? Aslında bilirsiniz. Yani bedeniniz, neye ihtiyacı olduğunu bilir ve sizi uyarır. Ancak, insan kendisini dış dünyanın hengamesine tamamen kaptırmış olduğu için bedenin sesine kulak vermiyor. Canınızın çektiği, içinizden gelen arzular aynı zamanda bedeninizin ilettiği mesajlardır. Tabii bu arada et, süt, yumurta ve benzeri hayvansal gıdalar almanın da sizin ihtiyaçlarınızla bağlantısı oldukça büyük. Mesela karamsar, yaşama sevinci azalmış, içine kapanık bir tutum içinde bulunuyorsanız, mutlaka kırmızı ete ve hayvani gıdalara ihtiyacınız var demektir. Çünkü, hayvani gıdalar ve özellikle kırmızı et, pozitif elektrik yüklüdür.
Pozitif elektrikle yüklendiğiniz zaman maddeyle ilişkileriniz daha güçlü ve yoğun olur. Böylece karamsar duygulardan sıyrılıp mücadeleci bir tutum içine girebilecek enerjiyi kazanabilirsiniz. Şayet kolay sinirlenen, yerinde duramayan, biriyseniz, o zaman hayvani gıdaları ve özellikle kırmızı eti azaltıp bitkisel gıdalara ağırlık vermelisiniz. Çünkü, böyle bir durumda kırmızı et ve hayvani gıdalar sizin enerjinizi fazlalaştırıp daha da gergin biri olmanıza neden olur. Sadece düşüncelerinizi dengelemeniz yeterli değildir. Aynı zamanda aldığınız gıdalarla enerjinizin kalitesini ve düzeyini ayarlayabilirsiniz.
Güçlü arzular uyanıyor
İlişkilerin hareketli olacağı bir gün. Düşünceler derinleşse bile ilişkiler aracılığı ile fikirleri ortaya koymak mümkün olabilir. İletişim ve haberleşme sistemiyle ilgili yöntemlerin geliştirilmesine yönelik araştırmalar yapılacağını işaret eden gökyüzünün konumu istekleri gerçekleştirmek için güçlü arzuların uyanacağını gösteriyor. Baskı yaratan zorlayıcı olayların içindeki fırsatlar ortaya çıkabilir ve şanssızlık olarak değerlendirilen durumlar şansa dönüşebilir.
Yazının Devamını Oku 6 Mart 2007
Terazi burcunda ilerleyen Ay, bugün ilişkilerin son derece hararetli geçeceğini gösteriyor. Gelişmeler son derece zor olsa bile fırsatları içinde barındıracak ve kayıpların ardından büyük kazançlar ortaya çıkabilecek. Yeni isteklerin doğması ve girişimde bulunmak için kuvvetli arzular uyansa da sabırlı olmak gereken bir dönem. İlerleme ağır olabilir ve bu duruma direnç gösterenler kazançlı çıkabilir. Bazı olaylar endişe uyandıracak, fakat bunun sonucunda yeni tedbirler geliştirilecek.
MEKTUPLAR
RUMUZ: Amaç-Üsküdar-İSTANBUL
Yükselen burcunuz Akrep. Şahsiyetinizle ortaya koyduklarınız uyumlu olur ve böylece kendinizden memnun olursunuz. Ancak Ay, Başak burcunda ve Güneş ile sert açı oluşturuyor. Çocukken anneniz ile babanızın arasındaki ilişkiyi gerilimli olarak algılamış ve etkilenmiş olabilirsiniz. Bu durum sizin içsel gerilimler ve duygusal çatışmalar yaşayabileceğinizi gösteriyor. Ancak Uranüs’ün güçlü etkisi, sizin farklı bir anlayışa ve görünüme sahip olmanıza neden olacaktır.
Üstelik şu sıralar büyük değişimler döneminde bulunuyorsunuz. İçinizden yükselen isteklerin gücünü hissedecek, özgür ve yaratıcı bir tavır içine gireceksiniz. Yengeç erkeği ile anlaşırsınız, çünkü erkeği sembolize eden Mars, haritanızda Yengeç burcunda duruyor. Tabii onun doğum anında aldığı etkiler önemli ve doğum zamanı belli olmadığı için daha ayrıntılı bir açıklama yapamıyorum. Fakat genel olarak iyi anlaşabileceğini söyleyebilirim.
n RUMUZ: Yedikule-İSTANBUL
Yükselen burcunuz Başak. Üstelik haritanızda erkeği sembolize eden Mars da Başak burcunda duruyor. Yani siz Başak burcu özelliklerine sahip erkeklerden hoşlanırsınız. Ve bu nedenle sorduğunuz kişiyle aranızdaki uyumluluk yüksek olacaktır. Ancak, siz son derece enerjik ve güçlü bir bedene sahip olmalısınız. Bu nedenle Başak tipleri size çekici gelse bile kendisini gösteren ve enerjisi yüksek erkekler dikkatinizi çeker.
Şayet sorduğunuz kişi aynı zamanda enerjik bir Başak ise aranızda güçlü bir çekim olabilir. Yine de onun doğum zamanını öğrenmeniz ve tekrar yazmanız gerekiyor. Genel olarak Başak burcu erkekleriyle anlaşabileceğiniz söylenebilir.
n RUMUZ: Denge yıldızı
Tam geçiş anında doğmuşsunuz, fakat sizin de öngördüğünüz gibi burcunuz Terazi. Doğduğunuz yıl ve dakikada Güneş, 21 saniye ile Terazi burcuna geçmiş. Bu nedenle burcunuz Terazi. Üstelik, yükselen burcunuzun Terazi olması ve diğer gezegenlerin konumundan dolayı Terazi etkilerini kuvvetli bir biçimde gösterirsiniz. Pluton’un güçlü enerjisine de sahipsiniz. Bu durum sizi hayli zorlayabilir. Kendinizi ortaya koymak yerine gizlemeye yönelik bir tutum izleyebilirsiniz.
Ay’ınız Aslan burcunda sizin duygularınızı öne çıkarmak isteyeceğinize işaret ediyor. Gösterişli olanlardan, eğlenceli ve eğlenmekten hoşlananlardan hoşlanırsınız. Aslında oldukça güçlü etkiler altında doğduğunuz gözüküyor. Yüksek bir potansiyele sahipsiniz. Kendinizi ortaya koyamadığınız takdirde sağlık sorunlarıyla karşılaşma ihtimaliniz var. Ancak Jüpiter’in olumlu etkisiyle sağlık sorunlarınız ciddi boyutlara ulaşmayacak.
Yazının Devamını Oku