21 Şubat 2007
Bir işi başarmak, bir yerden başka bir yere gitmek, yeni bir girişimde bulunmak, hedef belirlemek ve o hedefe ulaşmak için duygulara ihtiyaç var. Duygular, bizi harekete geçiren yapabilme gücümüz. Ama duygularımız aynı zamanda bizi felakete götürebilir. İşte bu nedenle duygularınızı denetlemeyi öğrenmelisiniz. Tabii duyguları denetleyebilmek için, önce duygularınızı tanımanız gerekiyor.
Bundan sonra sizi, ne başarısızlık duygusu, ne korkular, ne de öfke etkisi altına alamaz. Yolunuzdan alıkoyamaz. Hedefinize şaşmaz bir irade ve büyük bir güçle ilerlersiniz. Tabii bu arada bilmek gerekiyor. Kendinize hedef belirlemek ve harekete geçmek için, ne istediğinizi bilmelisiniz. Tıpkı çok sevdiğimiz ve zaman zaman anlattığım karınca hikayesinde olduğu gibi. "Valizini hazırlayan karınca tam yola çıkarken komşuları "Hayrola, nereye gidiyorsun komşu" diye sorarlar. O da "Mekke’ye gidiyorum" der. Komşu; "Orası çok uzak, varamadan ölürsün" deyince bizim karınca "Ölürüm" der. Ve yola çıkar. İşte hedefiniz böylesine açık ve isteğiniz böylesine kararlı olmalı, ki yola çıkabilesiniz. Ve yolunuzda karşınıza çıkan tecrübeleri anlayıp değerlendirebilesiniz. Hedefe ulaşmaktan ziyade hedefinizin olması çok önemli. Hedefiniz olduğu anda önünüzde yol belirir. Hedef yoksa gidilecek yol da yoktur.
Ve başkalarının fikri, sizi yolunuzdan çeviremeyecek kadar güçlü bir isteğiniz olmalı. Güç, korku, endişe ve şüphelerden uzaklaşmayı sağlar. Şimdi karınca hikayesinin devamına gelelim. "Karınca yola çıkar. Yolunun üzerinde mola vermiş bir kervana rastlar. Devenin heybesine tırmanır ve içindeki yiyecekleri yerken o sırada kervan yola çıkar. Kervan tekrar durduğunda heybeden iner ve bakar ki, Mekke’ye gelmiştir." Bu karıncanın hikayesi, hedefe ulaşmak için ne yapmamız gerektiğini açık seçik anlatıyor. Kendisine hedef belirleyen karınca yola çıkarken hedefe ulaşıp ulaşamayacağını düşünmüyor.
Böylece yolunun üzerinde kendisini hedefe götürecek olanlarla karşılaşıyor. Sizin için de böyle değil mi? İsteklerinizle karşılaştığınız sürpriz anları düşünün. Şayet kimsenin yolunuzdan çeviremeyeceği bir hedefiniz varsa, yola çıkmanız yeterli olacaktır. Yolun üzerindeki her şey sizi yolun sonuna yani hedefinize götürür.
Güçlü arzular
Bugün Venüs burç değiştiriyor ve Balık burcundan çıkıp Koç burcuna giriyor. Duyguların cesaretle ortaya konacağını işaret eden gökyüzünün konumu yeni girişimlerde bulunmak için güçlü arzuların açığa çıkacağını gösteriyor. Hem aşk, hem de parasal konulara yönelik gelişmeler umut ve heyecan verici olacak. Cesaret ve güç gerektiren konulara yönelik çalışmalar yeni boyutlar kazanabilir. Daha önce çok istendiği halde bir türlü harekete geçilmeyen konular gündeme gelecek.
Yazının Devamını Oku 20 Şubat 2007
Son 10 yıldır astrolojik işaretler her şeyin değiştiğini gösteriyor. Üstelik bu değişimler öylesine belirgin ve sarsıcı boyutlarda meydana geliyor ki, sadece düşünce ve yaşam biçimimiz değil, mevsimler de değişiyor. İklimin değişeceğinin ilk işaretlerini bundan yirmi beş sene önce bilim insanları ortaya koyuyorlardı.
O zamanlar bu iddialar pek ciddiye alınmamış ve hatta fantastik bir teori gözüyle bakılmıştı. Ağaçların kesilmesi, toprakları ve suları zehirleyen kimyasal atıklar, havayı kirleten gazlar ve nihayetinde tüketmeye dayalı bir medeniyet geliştirmenin sonuçlarıyla karşı karşıya bulunuyoruz. Ve iklim koşullarında meydana gelen değişimin işaretleri karşısında endişelerimiz büyüyor. Geçenlerde bahçemdeki erguvan ağacıyla konuşmuştum, tomurcuklandığını görerek. Ve çiçeklerini açmak için acele etmemesini söylemiştim. Bu sırada erik ağacını unutmuşum. Bembeyaz çiçeklerle donanmış ve ilk kez erik ağacının çiçeklerini görmek beni hüzünlendirdi.
Her zaman içimi coşkuyla dolduran erik ağacının çiçeklerini görmek beni öylesine etkiledi ki, bilincimin derinlerinden "Eyvah!" diye bir ses yükseldi. Hiç bu kadar erken görmemiştim erik ağacının çiçeklerini. Yoksa bu sene erik yiyemeyecek miyiz? Halbuki bu ağacın öylesine lezzetli erikleri olur ki... Sonra diğer ağaçlar, bitkiler hepsi bahar geldi sanıyorlar. Ya hayvanlar ne yapıyor acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Dağlarda, vahşi doğanın içinde yaşayanlar acaba nasıl etkileniyorlar? Kış uykusundan uyandılar mı? Çok önemli bir sorun daha var. Susuzluk. Yağışlar olmayınca, kar ve yağmur yağmayınca ne olacak? Alarm sinyalleri çok önceden çalıyordu ama duymadık ve hiçbir önlem almadık. Şimdi ’Sağır Sultan’ bile duydu ama acaba çok mu geç kaldık? Araştırmacılar geç olmadığını söylüyor.
Hálá önlem alınabilirmiş. Peki, nasıl olacak, diye düşünüyorum. Havanın kirlenmesini nasıl önleyeceğiz? Böylesine alıştığımız rahatlıktan nasıl vazgeçeceğiz? Düşünmeden yaktığımız elektrik, ulaşım ve iletişim cihazları, kullandığımız ürünleri sağlayan fabrikalar ve aklıma gelmeyen daha pek çok şeyden nasıl vazgeçeceğiz? İlkel zamanlara mı döneceğiz? Yoksa havayı kirletmeden enerji elde etmenin yolunu bulup sistemi mi değiştireceğiz?
Yeni atılımlar
Bugün meydana gelen olaylar gizli duyguların açığa çıkmasına ve isteklerin tamamen değişmesine neden olacak. Borçlar ve alacaklarla ilgili sorunlara farklı çözümler bulunabilir. Alım-satım ve emlak konularına yönelik ilginç gelişmelerin meydana geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu yeni atılımlarda bulunmak için güçlü arzuların açığa çıkacağını gösteriyor. Ancak endişeler yüzünden katı tedbirler geliştirilebilir ve harekete geçmek pek kolay olmayabilir.
Yazının Devamını Oku 19 Şubat 2007
Farklı duyguların hepsini bir arada bulunduran Balıklar son derece ilginç ve gizemli bir etkiye sahiptir. Sonbaharın son dönemini yöneten Balık burcu mevsimin değişken özelliklerini sergiler ve zıtlıkları içinde barındırır. Hem kötümser, hem iyimser, son derece acımasız olabileceği gibi aynı zamanda son derece şefkatli olan Balıklar son derece anlayışlı ve algılaması kuvvetli tiplerdir.
Zodyak’ın hiçbir burcu Balıklar kadar çeşitlilik göstermez. Tıpkı denizlerdeki balıklar kadar çeşitlilik gösteren Balık tipleri arasında büyük balinalara, akıllı yunuslara, minik mercanlara, korunmalı ve süslü akvaryum balıklarına rastlayabileceğiniz gibi köpekbalıklarına ve okyanusun derinliklerinde yaşayan ve su yüzüne çıkmayan tiplerine de rastlayabilirsiniz. Böyle bir çeşitliliğe rağmen Balık tiplerinin ortak özelliği son derece kaygan ve elde tutulması zor olması ve gülerken ağlayabilmeleridir. Nedensiz bir biçimde karamsarlaşıp ağlarken aniden değişebilir ve son derece neşeli biri olup çıkabilir. Dışardan bakıldığında narin ve kırılgan görünebilirler fakat ihtiyaç anında son derece sert ve dirençli davranışlarıyla çevrelerini şaşırtırlar. Özellikle mücadele gerektiren zor koşullar oluştuğu zaman beklenmedik bir biçimde ortaya koyduğu dirayet ve güç karşısında geri çekilmek zorunda kalabilirsiniz.
Özellikle Balık kadınları her şey yolundaysa ve mücadele gerektiren bir durum yoksa son derece hoş, nahif ve kırılgan gözükür. Korunmaya ihtiyacı varmış gibi durur ve onun bu duruşu erkeklere çok çekici gelir. Balıklara aşık olmak kolaydır. Hem arkadaş, hem aşık, hem anne, hem baba, hem çocuk duygusunu uyandırabilen Balıklar aynı zamanda zengin hayal gücüyle fanteziler dünyasında müthiş anlar yaşatacaktır. Ne istediğinizi söylemeden anlayan ve şaşırtıcı bir şekilde yapan Balık tipleri aşık oldukları zaman sevdikleri kişiyi uzayın sonsuzluklarına uçurabilir, gerçeklerle gerçek dışı dünyalar arasında dolaştırabilir.
Bir Balık tipine aşıksanız ve onun size olan aşkının sürmesini istiyorsanız ona karşı nazik olmalı ve her fırsatta ilginizi göstermelisiniz. Hediyeler, sürprizler, birlikte yapacağınız tatiller ve ona özel olduğunu hissettireceğiniz davranışlar beraberliğinizin sonsuza kadar sürmesini sağlayabilir.
Gizemlerin sırrı
Bugün, Güneş burç değiştiriyor ve Balık burcunda dolaşmaya başlıyor. Böylece Balıklar’ın dönemi de başlamış oluyor. Hastaneler, vakıflar ve büyük yardım kurumlarıyla ilgili konuların gündeme geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu aynı zamanda özellikle gizlenmiş olayların ve üstü örtülmüş konuların ortaya çıkacağını gösteriyor. Ayrıca gizlilik gerektiren konulara yönelik çalışmaların ve araştırmaların da yapılabileceği bir döneme giriliyor.
Yazının Devamını Oku 16 Şubat 2007
Sağlıklı olmanın temel prensibi yaşam enerjisiyle bağlantınızın kuvvetli olması ve kendinizi daima güçlü ve yaşam sevinciyle dolu olarak tutabilmek. Fakat bu, her zaman mümkün olamıyor. Mutsuz, karamsar, isteksiz olduğunuz dönemler ve kafanızın karışık olduğu zamanlar savunma mekanizmanız zayıflar ve kolay hastalanırsınız. Şayet yaşantınızdaki sorunların kaynağını tam olarak çözmeyi başarırsanız, hastalıklarınızla başa çıkabilirsiniz ve kendinizi iyileştirebilirsiniz. Yoksa, ilaçlar ve tedavi bile bir işe yaramaz. Kafanızın karışıklığı devam ettiği sürece iyileşmek mümkün olmaz. Şimdi iyileşme zamanı. Merkür Balık burcunda geri gidiyor. Daha önce kafanızı meşgul eden ve bir türlü çözemediğiniz sorunları şimdi çözebilirsiniz. Çünkü düşüncelerin derinleşeceğini işaret eden Merkür’ün bu konumu şimdiye kadar anlamadığınız veya göremediğiniz çözüm yollarını bulmanızı sağlayacak. Böylece sağlığınızı olumsuz etkileyen karmaşadan uzaklaşmayı başaracaksınız.
Sonuçlanmayan durumların yarattığı karmaşık düşünceler, sonuç aldıktan sonra biter ve geleceğe yönelik yeni hedefleri düşünebilecek hale gelirsiniz. Geleceğe yönelik hedeflerinizin olması, yaşam enerjinizin yükselmesine ve sağlığınızın güçlenmesine yardımcı olur. Tabii belirlediğiniz bu hedefleri güçlü bir arzuyla istemeniz gerekiyor. Hedefinizin olması hayatınıza anlam kazandırır ve yaşamaktan keyif almaya başlarsınız. Yaşam sevincinin içinizde uyanmasıyla birlikte bedeniniz de canlanır ve uyanır.
Geri giden Merkür döneminde sağlık sorunlarınızı çözebileceğiniz gibi kendinizi hasta etmeniz de mümkün. Çünkü daha önce dikkat etmediğiniz bazı konular dikkatinizi çekecek. Halbuki farkına vardığınız durumu, keşfetmenin heyecanı içinde sorunların çözümü olarak kullanırsanız, aşama yaparsınız.
Gökyüzünün bu konumundan en fazla etkilenenler, 20 Şubat-6 Mart arasında doğan Balıklar, 24 Ağustos-9 Eylül arasında doğan Başaklar, 22 Mayıs-7 Haziran arası doğumlu İkizler ile 23 Kasım-8 Aralık arası doğan Yay burçları. Ayrıca yükselen burcu, doğum haritasındaki Ay, Merkür, Venüs ve Mars’ın konumu bu burçların ilk 10 derecesinde bulunanlar da geri giden Merkür’den şubat ayı sonuna kadar olan dönemde etki alıyorlar.
Araştırmalara derinleşecek
Evrensel sevginin uyanacağı bir gün. Başkalarının ihtiyaçlarını anlamak ve yabancılarla kurulan ilişkilerin kolay olmasını sağlayacak. Uluslararası ilişkilerin yoğun olacağını işaret eden gökyüzünün konumu geleceğe yönelik gerçekçi bir yaklaşım içinde bulunulacağını gösteriyor. Yeni yasa tasarılarının ortaya çıkması ve eski kanunların gözden geçirilmesi mümkün. Alınacak kararlarla ilgili bazı karışıklıklar olabilir. Fakat bu durum araştırmaların derinleşmesine ve isteklerin belirgin hale gelmesine neden olacak.
Yazının Devamını Oku 15 Şubat 2007
Gelen mektuplardan "Kurşun dökmek" rumuzlu mektubun sahibi kurşun dökmenin nasıl yapıldığını soruyor. Halk arasında yaygın olan kurşun dökmeyle ilgili uygulamalar küçük farklarla birbirine benziyor. Yaptığım araştırmalar şöyle uygulandığını gösteriyor;
Kurşun dökme işlemi, bu işte denenmiş ocaklı ve izinli yaşlı kadınlar tarafından dökülür. Ocaklı demek, kurşun döken kişinin ailesinin öteden beri bu işle uğraşmış olması...
İzinli demek; bu ailede kendisinden önce kurşun döken kişiden, bu işlemi yapmak için izin (Destur veya el) almış olmasıdır. Ocaklı ve izinli olmayanlar kurşun dökemeyecekleri gibi döktükleri farz edilse dahi bu gibilerin kurşun dökmesinden fayda umulmaz.
Kurşun dökmenin kendine özel yolu, geleneği ve malzemesi vardır. Kurşun dökmek için kullanılan aletler, kurşun, madeni eritecek çukur bir kepçe, madeni geniş ve derin bir su kabı, hastanın başına örtülecek bir peştamal, 250-300 gram ağırlığında kurşun külçesinden veya parçalarından oluşur.
Bu malzeme özel bir torba içinde saklanır. Kurşun dökme işlemi şöyledir; Külçe veya parçalar halindeki kurşun madeni çukur kepçeye konur. Kepçe de ateşin üzerine oturtulur. Kurşun eridikten sonra hastanın başı ve vücudu büyükçe bir örtüyle örtülür. Madeni derin tasa su konur, kurşuncu kadın erimiş kurşunlu kepçeyi sağ eline, su tasını sol eline alır.
Erimiş kurşun önce hastanın başı üzerinde su dolu tasın içine birden bire dökülür. Kurşun dökülürken döken kişinin besmele çekip "Benim elim değil, Fatma anamızın eli" dedikten sonra kurşunu su dolu kabın içine döker. Sonra katılaşmış kurşun parçaları suyun içinden alınıp kepçenin içine konulur ve tekrar eritilir.
Bu kez erimiş kurşun, hastanın göbeği üzerinde su dolu tasın içine dökülür. Daha sonra aynı işlem bu kez ayakların üzerinde uygulanır. Her seferinde tas içinde katılaşan kurşunun aldığı biçime bakılarak yorum yapılır. Fazla kirli (parçalanmış) ve iğnelerle kaplı ise, nazar ya da büyünün şiddetine hükmedilir.
Külçe üzerindeki dikenlerin arasında temiz ve yuvarlak bir parçaya rastlanırsa, hastanın yüreğinin temiz olduğuna ve hastalığının çabuk geçeceğine inanılır. Kurşun dökülen sudan bir miktar hastaya içirilir. Aynı suyla hastanın yüzü, bilekleri ve ayakları silinir.
Aşk potansiyeli yükseliyor
Sabahın erken saatlerinde duyguların yoğun olacağını işaret eden gökyüzünün konumu güçlü arzuların uyanacağını gösteriyor. Aşk potansiyelinin yükseldiği bir dönem. Duyguların açığa çıkması ve isteklerin uyanmasıyla birlikte yeni atılımlarda bulunmak için harekete geçmek mümkün. Önceden alınmış bazı kararların değişmesi ve yeni kararlar üzerinde çalışılması mümkün. Fakat bugün akıl faaliyetleri yerine duyguların itici gücünü kullanmak başarılı olmayı sağlayacak.
Yazının Devamını Oku 14 Şubat 2007
Bu sene tam da "Sevgililer Günü"nde Merkür’ün geri gidiyor olması çok önemli bir işaret. Özellikle sevginin ne olduğunu öğreneceğimizi işaret ediyor. Öğrenmek aklın işi ve Merkür aklı yönetiyor. Halbuki konumuz sevgi. "Sevgililer Günü" sevgililerin birbirlerine sevgilerini sunacakları veya sevgisini göstermesini öneren bir gün. Sevgi, duygularımızın arasında en ince, en yüksek olanı. Ve duyguyu Venüs yönetiyor. Venüs bugün Balık burcunda ilerlemeye devam ediyor. Astrolojik açıdan Venüs en parlak olduğu bir konumdayken, Merkür Balık burcunda geri gidiyor. Bu çok anlamlı bir işaret. Sevginin ne olduğunu anlama zamanı geldiğini işaret eden gökyüzünün bu konumu sadece akıl ve mantıkla yönetilen dünyanın aslında sevginin eseri olduğunu öğretecek olayların meydana geleceğini işaret ediyor. Elbette ki, akıl çok önemli. Akıl sayesinde ne yapacağımızı biliyoruz lakin duygu olmadığı zaman bir şey yapabilmek mümkün değil. İşte sizi harekete geçirecek olan aşk, heyecan, yaratıcılığı ortaya koymanızı sağlayan duygu. Şimdi aklın önerdiği bir sevgi ile gerçek sevginin ayırt edileceği zaman geldi. Dikkatinizi kendinize yöneltin ve içinizdeki sevgiyi, derinlerde gömülü olan sevgiyi açığa çıkarmaya çalışın. Gerçekten sevgiyle davranmaya başladığınız zaman kafanıza takılı kalmış, sizi rahatsız eden ve canınızı acıtan ne varsa, hepsi geçecek.
Düşüncelerin sevginizi örtmesine izin vermeyin. Bugün örtüleri kaldırma zamanı. Bir an için düşüncelerinizi dağıtmayı başarabilirseniz içinizdeki sevgi uyanacak ve sevginin ışığı ile parlamaya başlayacaksınız. Sevginin ışığı öylesine parlak ve öylesine kuvvetlidir ki, etrafınıza ışık saçarsınız. En kör gözler bile görür ve hatta gözleri kamaşır. Korkunun yarattığı karanlık bulutlar ise, sevginin ışığını tıpkı kara bulutların güneşin ışığını azaltması gibi azaltır.
Sönük ve hatta görünmez hale gelirsiniz. Sevginiz azaldıkça yaşam enerjiniz de azalır. İsteksiz, halsiz, bedbin, karamsar ve huysuz biri haline gelirsiniz. Sizi sevenlerin böylesi bir durumla başa çıkmaları çok zordur. Nasıl ki, yağmur bulutları güneşi örttüğü zaman yapacak bir şey yoksa, sizin ışığınızı örten bulutları da dağıtacak bir şey olamaz. Ya yağmur yağacak veya kuvvetli bir rüzgar çıkacak ve sonra güneş tekrar doğacak.
Eski sevgililer hatırlanacak
Merkür bugün geri gitmeye başlıyor ve Oğlak burcunda ilerleyen Ay öğlene doğru Merkür’ü harekete geçirecek. Eski sevgilileri hatırlatacak olaylar olabileceği gibi geçmişte kalmış, unutulmuş sevdalar da ortaya çıkabilir. Eski aşklar ve geçmiş zamanlarda yaşanmış olaylar duyguların ve düşüncelerin derinleşmesine neden olacak. Çok hoş sürprizler olabileceği gibi şimdiye kadar bilinmeyen veya anlaşılmamış olan konular aydınlığa kavuşabilir ve olaylar çok başka açılardan değerlendirilebilir.
Yazının Devamını Oku 13 Şubat 2007
Akıl faaliyetini yöneten Merkür’ün hareketi yavaşlayınca dikkat zayıflıyor. Dikkatin zayıflaması ile birlikte bilinçaltını uyandıran olaylarla karşılaşmak düşünceleri etkileyebilir ve olayların tamamen değişmesine neden olabilir. Aslında karar vermek gereken konularda kararsız kalmak zihinsel gerilime neden olur.
Astrolojik açıdan içine girilen dönem düşüncelerin zihnin derinlerine indiği bir dönemi işaret ediyor. Böyle zamanlarda dikkat belirli bir noktada her zaman olduğundan daha uzun kalır ve ayrıntılar önem kazanır. Daha önce görülmeyen veya önemsenmeyen konular aniden önem kazanır ve o sırada dikkatiniz hangi konuya odaklı ise, o konuyla ilgili her türlü hatayı görecek hale gelirsiniz ve hata yapmamak için her zaman olduğundan daha fazla gayret gösterirsiniz. Karşılıklı kişilerin birbirini anlamasını zorlaştıran bu tip dönemlerde iletişim esnasında meydana gelebilecek tartışmaları büyütmemek için gayret gösterilmesi gerekiyor. Tam da böyle bir zamanda Bakırköy Town Center Alışveriş Merkezi’nde organizasyon yaptığımı duyanlar merakla bana soruyorlar ve geri giden Merkür döneminde nasıl oluyor da "Astroloji günleri" gerçekleştirebiliyorsun, hiç sorun olmuyor mu?" diyorlar. Elbette yerinde bir soru. Ancak geri giden Merkür döneminde hiçbir şey yapılmaz demiyorum. Her dönemin kendine uygun yapılacak işleri vardır. Mesela bu dönem Balık burcunun sembolize ettiği konularda yapılacak projeler ve organizasyonlar için bundan daha iyi bir zaman bulamazsınız. Özellikle bilinçaltının derinliklerini sorgulayan türde konularla ilgili çalışmalar yapıyorsanız, bu dönem çalışmalarınız açısından çok uygun bir dönem. Ve ben de kişinin kendisiyle ilgili bilgilerinin derinleşmesine yardımcı olan bir hizmet gerçekleştiriyorum ve bunu öğrencilerimle birlikte yapıyorum.
Elbette organizasyon sırasında ilginç ve düşündürücü iletişim sorunları yaşadım. Öyle ki, organizasyonun başlangıcında sistemin oluşturulması pek kolay olmasa bile bilgiye sahip biri olarak fazla zorlanmadan sorunları aşıp ihtiyacı olan kişilere bilgi aktarmayı başarıyorum. Üstelik yarın da devam edecek olan organizasyon Merkür’ün geri gitmeye başladığı gün son bulacak. Yani çok doğru bir zaman.
Karar vermek zorlaşıyor
Hissedilir derecede yavaşlamış olan Merkür, yarından itibaren geri gitmeye başlayacak. Ancak hareketinin son derece yavaşlamış olması hafta boyunca zihinsel faaliyetin yavaş olacağına işaret ediyor. Karar vermek, girişimde bulunmak ve dikkat gerektiren konularda yavaş davranılacak ve isteklerin ortaya konulması pek kolay olmayacak. Buna karşılık önceden alınmış bir türlü uygulanmamış olan kararlar doğrultusunda harekete geçmek ve eski işleri tamamlamak için uygun bir dönem.
Yazının Devamını Oku 12 Şubat 2007
Bir türlü çözemediğiniz problemlerinizin üstesinden gelebilirsiniz. Yeter ki, sakin olun, isteyin ve çözebileceğinize inanın. En karmaşık sorunları ve içinden çıkılmaz gibi görünen problemleri çözmenin yöntemi aslında çok basit. Fakat basit derken sakın hafife almayın ve küçümsemeyin.
Çünkü, basit gibi görünen ve gerçekten de basit olan yöntemler insanın anlama kapasitesini aştığı için hiç de basit ve kolay gelmeyecektir. Çünkü karmaşayı yaratan düşünce biçimimiz, sade ve yalın olanla karşılaştığı zaman düşünceler durabilir. Aslında düşüncelerin durduğu an son derece değerli bir zaman dilimi ve bunu iyi kullanmayı başardığınız zaman düşüncelerinizi yerli yerine oturtabilir, gereken çözümü oluşturacak şekilde yeni bir sistem geliştirebilir. Günlük yaşantımızda zaman zaman çözümleyemediğimiz, sonuçlandıramadığımız ya da anlamadığımız, durumlarla karşılaşırız. Kimi zaman bunları kafamızda büyütüp ciddi sorunlar haline getiririz. Kimi zaman da hayatımızın akışı bu problemin çözümüne bağlı gibi hissederiz ve olduğumuz yerde öylece kalırız. Bu tıkanmış olmanın işareti aynı zamanda bunalımın da işaretidir. İşte böyle bir durum karşısında bir bilene danışma ihtiyacı duyarız ve ne yazık ki, bildiğini söyleyen kimse bilmiyordur. İşler sarpa sarar. Sorduğunuz herkes kafanızı daha da karıştıracak duruma getirir insanı. Ve nihayetinde düşünemeyecek hale gelinir. Düşüncenin bittiği noktada sakin kalmak ve dikkatin derinlere inip içimizdeki çözümü bulabilmesi için düşüncesiz olabilmek çok önemlidir. Sorunlar ve karmaşık durum her ne olursa olsun tıkanma noktası aynı zamanda çözümü bulma noktasıdır. Telaşlanmak yerine kendinize izin verin. Olayların ve sorunların bulunduğu yerden uzaklaşın. Zihinsel olarak sorundan uzaklaşamadığınız zaman fiziksel olarak uzaklaşmak çoğu zaman işe yarar ve dikkatinizi farklı konulara yöneltmenize yardımcı olur. Böylece sakinleşebilirsiniz. Sonra düşüncelerinizi serbest bırakıp zihninizde yükselen çözümleri yazmaya başlayın. Bu yöntem en zor çözümleri bile keşfetmenizi sağlayacak.
İlginç fırsatlar
İlginç gelişmelerin meydana geldiği bir gün. Yabancılar, farklı kültürler ve yardımlaşma kurumlarıyla ilgili ani gelişmeler meydana geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu kanunların gözden geçireceğini ve uygulamaların değişeceğini gösteriyor. İlaçlar, kimyasal maddeler ve ideallerle ilgili değişikliğe zorlayan durumlar ortaya çıkabilir. Beklenmedik durumların ortaya çıkması şaşırtıcı olacak fakat aynı zamanda ortaya çıkan ilginç fırsatların şans olarak değerlendirilmesi de mümkün olacak.
Yazının Devamını Oku