Yasemin Boran

Kokuların insan üzerindeki etkileri çok eski çağlardan beri biliniyor. Karşı cinsi etkilemek için, aşk için, nazardan korunmak için, mistik ayinler ve daha bir çok nedenlerle kullanılan kokular bütün zamanların en gözde etkileme aracı. Mistik ayinlerden içinde yaşadığınız mekanın atmosferini değiştirmeye kadar çeşitli nedenlerle kullanılan kokular bugün de değerini ve önemini koruyor.

Peki nasıl oluyor da insanlar kokulara bu kadar önem veriyor ve ciddi paralar harcıyorlar, hiç düşündünüz mü?

Tabii ki, düşünmemişsinizdir. Çünkü koku insanın aklına değil bilincinin derinliklerine hitap ediyor. Yani düşünmeden gidip kokluyorsunuz, sevdiğiniz kokuyu tespit ediyorsunuz ve alıyorsunuz.

Süründüğünüz koku size kendinizi iyi hissettiriyor. Kendinize olan güveniniz artıyor ve çevrenizdeki kişileri etkilediğinizi fark ediyorsunuz. Ayrıca kendinizi kötü hissettiğiniz zaman, bilinciniz zayıfladığı veya çok heyecanlandığınız zaman uyarıcı veya teskin edici bir koku ihtiyacı duyuyorsunuz.

Peki kokuların nasıl olup da insanları etkilediğini biliyor musunuz? Düşünmeden 'benim kokum işte bu' diyorsunuz. Veya karşınızdaki kişinin sürdüğü kokudan rahatsız oluyorsunuz. Bütün bunları düşünmediğinizden eminim. Çünkü biliyorsunuz. Ama açıklaması şuurunuzda canlanmıyor olabilir. Pratik hayatımızın içinde karşılaştığımız ve yaşadığımız pek çok şey gibi.

(Pazartesi sürecek)

Bugünden itibaren Venüs, Yengeç Burcu'nda dolaşmaya başlıyor. Böylece Yengeçler'in yükselmeye başlayan iyimser duyguları daha da yoğunlaşacak. Moralinizin yükselmesiyle birlikte hem ilişkileriniz, hem de parasal konulara yönelik girişimleriniz artacak.

Yengeçler bu devre içinde çok hoş fırsatlarla karşılaşabilirler. Sevdiğinizle aranızdaki ilişkileri daha sıcak hale getirebilir, başarılı olabileceğiniz atılımlarda bulunabilirsiniz.

Venüs'ün bu konumundan Akrep, Balık, Boğa ve Başaklar da uyumlu etkiler alıyorlar. Sizin için keyifli bir dönem başlıyor. İlişkileriniz güçlü ve uyumlu bir şekilde gelişirken parasal konulara yönelik fırsatlar da karşınıza çıkmaya başlıyor. İçinizdeki sevgi duygusunun yükselmeye başladığı bu devre içinde yüksek bir anlayışla davranabilir, daha önce karşınıza çıkan sorunları çözümlemeye başlayabilirsiniz.

Koç ve Teraziler Venüs'ün bu konumundan sert etkilenecekler. Hanım arkadaş ve yakınlarınızla aranızda ufak tefek anlaşmazlıklar çıkabilir. Karamsar duygular içine girebilirsiniz. Bu devre içinde moralinizi yükseltmeniz gerekiyor. Biraz daha iyimser ve anlayışlı davranmanız gereken bir dönem. bu arada harcamalarınıza da özen göstermelisiniz. Gereksiz harcamalardan kaçının.

Yengeç burcu'ndaki Venüs Oğlaklar'a zıt açı yapıyor. Bunun sonucunda duygularınız harekete geçiyor ve yoğunlaşıyor. Hem aşk, hem de parasal konulara yönelik hareketli bir döneme giriyorsunuz. Ancak olayların hangi yönde gelişeceği tamamen sizin tutumuna bağlı. Şayet karamsarlığa kapılırsanız olaylar olumsuz gelebilir. Fakat, iyimser ve istekli davranacak olursanız, Venüs'ün bu etkisini isteklerinizin harekete geçmesi için kullanabilirsiniz.

'En iyi savunma hücumdur' diyenler şimdi gelip ilişkilerin ne hale geldiğini görsünler. Zaten ilişkiden ne anladığımızı da sorgulamamız gereken bir dönemdeyiz. <br> Tek kişilik ilişki olur mu? Tabii ki, olmaz. Birden fazla kişiye ihtiyaç var ilişki için. Fakat bizler hem birarada yaşıyoruz, hem de tek kişiymişiz gibi davranıyoruz. Yani kendimizden başka kimse yokmuşcasına yaşıyoruz.

Benim istediğim, benim sevdiğim, benim doğrularım, ben haklıyım, ben, ben, ben... Sen, biz, onlar yok. Etraftaki herkes figüran. Herkes rolünü iyi ezberlesin. Sadece benim istediğim gibi olacak. Ben ne yaparsam, en iyisini yaparım!

Şayet istediği gibi olmazsa, yapamazsa ya küsüp kendi kabuğuna çekiliyor, ya da saldırıyor. Hele bir de zor durumda kalmışsa, önemli bir hata yapmışsa ve insanlar ondan hesap soruyorlarsa, derhal savunmaya geçiyor. Tabii en iyi savunma, hücumdur. Saldırıyor.

Daha dün hemen önümde tuhaf bir kaza meydana geldi. Adam şehrin göbeğinde olduğunu unutup sanki otomobil yarışlarındaymışcasına virajı döndü. Daha doğrusu dönemedi ve ortalığı birbirine katan fren sesiyle yolun kenarında durmakta olan dolmuşa çarptı.

Dolmuşun içindeki birkaç yolcu beyin sarsıntısı geçirdiler. Dolmuş şoförü arabasından indi. Bu sırada kazaya sebebiyet veren adam da indi. Hemen cep telefonları, yardımlar. Önce polis ardından adamın babası geldi. Kazaya şahit olan esnaf ve civarda bulunanlar (Ben dahil) izlerken ortalık karıştı. Yüzde yüz suçlu olan adam ve babası öyle bir saldırıya geçtiler ki! Şaşkınlık içinde bu tuhaf ilişki yöntemini anlamaya çalıştım. Halbuki biraz kabulleniş ve biraz anlayışla kolay çözümlenecek bir durumdu. Neyse ki, ölen yoktu. Ama bunu düşünen de yoktu diyorum, Yasemin’ce...

Zihinsel ve fiziksel iletişimi sembolize eden Merkür Aslan Burcu’nda dolaşmaya başladı. Hızlı hareket ettiği bir dönemde olduğu için Ağustos’un 14’ünde Aslan Burcu’ndan çıkacak. Merkür’ün hızlı hareket ettiği bu tip dönemlerde günlük hatta birkaç saatlik etkileyici durumlar olsa bile bunların olayları değiştirici etkileri bulunmaz.

Aslan Burcundaki Merkür, gösteri dünyası ve eğlence sektörünün hareketleneceğini işaret ediyor. Başarılı organizasyonlar yapılabilir, davet ve toplantılarda yapılacak gösteriler dikkat çekici ve ses getirici olabilir. Çünkü Neptün, Satürn, Pluton, Mars ve Uranüs ile sırasıyla uyumlu etkileşimler meydana gelecek. Gökyüzünün bu konumundan başta Aslanlar olmak üzere Koç, Yay, İkizler ve Teraziler uyumlu etkiler alıyorlar. Sizin için sosyal ve kültürel faaliyetlerin bu devre içinde hareketleneceğini söyleyebilirim. Davet ve toplantılara katılabilir, yeni dostlar edinebilir, eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Boğa ve Akrepler ise sert etkiler alıyorlar. Bu durum sözlerin yanlış anlaşılmasına neden olabileceği gibi sivri dilli ve tartışmacı bir tavır içine girebileceğinizi işaret ediyor. Düşünceleriniz hızlı hareket edecek. Fakat, bu sırada önemli ayrıntıları gözden kaçırabilirsiniz. Aceleci kararlar almaktan kaçınmalısınız.

Aslan’daki Merkür’den zıt etkiler alan Kovalar ise, son derece hızlı hareket etmeleri gereken birk döneme giriyorlar. Birden fazla konuyla ilgilenecek ve dağılacaksınız. Dikkat gerektiren çalışmalar yaparken tedbirli olun ve gereksiz tartışmalara girmeyin. Kardeş ve çocuklarla ilgili sorunlarla uğraşmak durumunda kalabilirsiniz.

Bugün yavaş hareket eden Pluton ile Satürn birbirlerine zıt açı yapıyorlar. Her iki gezegen de değiştirici güçlü etkileri sembolize ediyor. Zamanı sembolize eden Satürn, artık sıkıldığınız ve değiştirmek istediğiniz alışkanlıklarınızdan kurtulmanıza yardım ediyor. Pluton ise, köklü değişikliklere neden oluyor. Sadece alışkanlıklar değil, hayatınızın hemen her alanında büyük değişiklikler meydana geliyor.

Değişimlerin pek kolay olmadığını hemen belirtmeliyim. Genellikle zor ve sancılı olayların sonucunda düşünceleriniz, hayata bakışınız ve yaşam biçiminiz değişiyor.

Satürn’ün zorlayıcı etkisi son derece maddi ve görünür olduğu için Satürn ile başa çıkmak daha mümkün. Buna karşılık Pluton içten içe değişiklikleri meydana getirmeye başlıyor ve genel olarak Satürn gibi dışardan gözükmüyor. Pluton’un etkileri gözükmeye başladığı zaman ise, yapacak fazla bir şey yok. Yanardağın püskürmesi gibi bir şey. Mevcut olanlar yıkılıyor ve ortaya bambaşka bir görünüm çıkıyor.

Şimdi bu iki güçlü etki birbirine zıt etkileşim içinde bulunuyorlar. Bu durum zorlayıcı bir değişim dönemine girildiğini işaret ediyor. Aynı zamanda büyük bir enerjinin açığa çıktığını da belirtmeliyim. Değişken burçlar olan İkizler ve Yay arasında meydana gelen bu etki Ateş ve Hava burçlarında oluştuğu için iklim ve hava koşullarını etkileyecek. Aynı zamanda patlamalar ve yanardağların uyanmasına da neden olabilirler. Tabii ulaşım araçları ve özellikle hava ulaşımında problemler ve kaza potansiyelini de açığa çıkarıyor. Felsefe, öğrenim, okullar ve din açısından da gerilimli durumların ortaya çıkması ve değişime neden olması beklenebilir diyorum, Yasemin’ce...

Gökyüzünde gerilimli etkiler meydana geliyor. Şimdiden başlayan Satürn-Pluton arasındaki gerilimli etkileşim Satürn'ün hızlı hareketine rağmen 2002'in ortalarına kadar etkili olacak. Bu durum hem Dünya'yı, hem de Türkiye'yi gerilimli biçimde etkileyecek.

Yeraltı Tanrısı Pluton, patlamaları ve köklü değişimleri sembolize ediyor. Zaman Tanrısı Satürn'ün Pluton ile ilişkiye girmesi, astrolojik açıdan yeni bir zamanın başlangıcından önceki zorlayıcı hazırlık dönemini işaret ediyor.

Değişimin karşısında oluşturulan direnç ve baskıların özellikle otoriteyi sembolize eden kişiler tarafından oluşturulacağını söyleyebilirim. Tabii buna karşılık açığa çıkacak değişimin zorlayıcı etkisi çok daha şiddetli patlamalara neden olabilir.

Üstelik Pluton bir Ateş olan Yay Burcu'nda. Önceki günlerde Mars'ın tetiklediği Pluton yanardağların uyanması şeklinde kendini göstermişti.

Satürn'ün gerilimli etkisi Pluton'un içten içe kaynamalara ve hareketinin büyümesine neden olacak. Ve madde üzerinde değiştirici gücünü gösterecek.

Mesela Etna Yanardağı'nın faaliyetlerinin daha da artacağını ve benzeri içten içe kaynayan oluşumların maddeye dönüşeceğini söyleyebilirim. Tabii bu durum sosyal patlamaların işaretini de veriyor.

Türkiye'nin yıldız haritasında gökyüzü tepe noktasının hemen yanında bulunan Uranüs, Pluton ve Satürn'den sert etkiler alırken aynı zamanda gökyüzü tepe noktası da etkileniyor.

Zaten bir süredir Pluton Türkiye'nin gökyüzü tepe noktasını tetikliyordu. Sonra Mars da harekete geçirdi. Şimdi ise, Satürn 12. evden güçlü etkilerini göndermeye başladı. Tabii bu durum aynı zamanda 12.evin sembolize ettiği özellikleri de harekete geçiriyor. Fakat, daha önemlisi Satürn yönettiği 10.eve yani gökyüzü tepe noktasına güçlü etkiler gönderiyor.

Bu durum otoriteyi sembolize eden kurum ve kişilerin zorlayıcı etkiler altında bulunacaklarını işaret ediyor. Tabii bu arada Pluton'un köklü değişimler için zorladığını da unutmamak gerek. Öncelikle iddiacı ve otoriter bir tutum içinde kaynakların kısıtlanmasına yönelik bir tutum içine girilecek olursa, ardından ortaya çıkabilecek patlamaları göğüslemeye hazır olmak gerekiyor.

12.ev, hastaneler, hapishaneler, gizlilik gerektiren tüm organizasyonlar, sendikalar ve benzeri örgütler ve bunlarla bağlantılı kişileri sembolize ediyor. Özgürlük, keşifler ve sürprizleri sembolize eden Uranüs ve Gökyüzü tepe noktası Satürn tarafından tetiklendiği için tüm bunları harekete geçirici ve gizli işleri ortaya çıkarıcı olabilir.

Gökyüzünün konumu Ağustos'un zor geçeceğine işaret etmekle birlikte yeni bir yapılanmanın oluşmasına da zemin hazırlayacak. Ayrıca keşiflerin hızlanacağını da belirtmek gerekiyor. Tabii ki, değişim sürecinin bir parçası olarak zorlayıcı etkilerle birlikte değişimin yönünü belirleyen keşif, sistem ve düzenlemelerin de açığa çıkması beklenebilir.

Ağustos ortalarında Jüpiter'in Türkiye'nin Yükselen'ini harekete geçirdiğini de belirtmeliyim. Bolluk ve şans gezegeni Jüpiter, halkı sembolize eden Yükselen noktasını tetikleyecek. Bu durum, iyimser bir bakış açısı kazandıracağı gibi aynı zamanda halkın sorgulama içine girmesine de neden olabilir. Tabii bu arada Türkiye'nin 5.evindeki Güneş'ini de harekete geçireceği için yöneticilerin iyimser bir tutum içine girmeleri mümkün. Bu arada eğlence yerlerinin hareketleneceği, turizm ve benzeri sektörler için verimli bir dönem olacağı söylenebilir.

Satürn'ün sert etkisine karşılık Jüpiter'in uyumlu etkisi, zorlayıcı koşulları dengeleyebilir ve verimli çalışmalar için uygun bir zemin ve anlayış uyandırabilir, diyorum, Yasemin'ce...

Bu sene ikincisini tekrarlayacağım. Galiba 'Astroloji öğreniyoruz Bafa semineri' bu gidişle gelenekselleşecek. Hem de benim pek fazla bir gayretim olmadan. Kendiliğinden gelişen her şey çok hoş bence. Üstelik geçen yıldan hafızamda çok keyifli anılar var. Sanırım dolu dolu geçen dört gün boyunca hem bilgi alışverişinde bulunmak, hem de yeni dostluklar kurmaktan çok keyif aldım.

Bafa'yı, zeytin ağaçları arasına gizlenmiş odaların balkonundan izlediğim güneşin batışıyla hatırlıyorum. Öylesine muhteşemdi ki, güneş kaybolana kadar çayımı içmeyi unutmuştum.

İşte şimdi yine astroloji semineri vermeye gidiyorum. Bu kez civardaki antik kent kalıntılarını da incelemeyi düşünüyorum. Geçen sefer fırsat olmamıştı. Sadece küçük adacığın üzerindeki mabedi dolaşabilmiştim. Bu kez daha iyi bir inceleme yapmak istiyorum. Kimbilir belki orada meditasyon bile yapabilirim. Çünkü Bafa'nın titreşimleri ilginç!

Ağustos'un 17-21 günlerini kapsayan astroloji semineriyle ilgileniyorsanız, Bafa gölü kıyısındaki Clup Natura Oliva'dan bilgi alabilirsiniz. tel: 0252 519 10 72 -73-74

Astrolojinin kadim bilgi olduğunu her fırsatta tekrarlıyorum. Üstelik konusu insan olan bu bilginin değeri hala tam olarak anlaşılabilmiş değil. Günümüz bilminin bilimsellik anlayışıyla anlayabilmek ise mümkün değil.

ASTROLOJİNİN DEĞERİ

Çünkü gökyüzü devamlı değişiyor. Tesbit ettiğiniz gökyüzü konumu bir daha tekrarlamıyor. Yani test etme şansınız yok. Sürekli değişen gök cisimlerinin oluşturduğu her açı farklı potansiyellerin açığa çıkmasına neden oluyor. Ve bütün bunların değerlendirmesini yapabilmek için çeşitlilik gösteren zengin bir birikime sahip olmak gerekiyor. Sonra da tüm bu bilgileri bir sanatçının marifetiyle birleştirmeniz gerekiyor.

Anlayacağınız astroloji,günümüz bilminin kabul göstermediği bir bilim olmakla birlikte aynı zamanda bir sanat.

Sanatın enstürmanlarını ise, yıldızlar ve bunları hesaplama formülleri oluşturuyor. Ve bütün bunları, insanı tanımlayabilmek, çözebilmek, yetenek ve potansiyellerini tesbit edebilmek için kullanıyorsunuz. Yıldızların gösterdiği yoldan giderek insanın hayatının yolunu buluyorsunuz.

Hayatınızın yolunda ilerlerken yıldızlar tıpkı trafik işaretleri gibi size yol gösteriyor.

Doğum anında sahip olduğunuz potansiyeli hangi dönemlerde açığa çıkarabileceğinizi işaret ediyor. Yeteneklerinizi keşfetmenize ve hangi dönemlerde açığa çıkarabileceğinize ilişkin bilgiler veriyor.

Gökyüzündeki cisimlerin bir karşılığı bizim iç uzayımızda gizli. Fakat, kendi iç uzayımızı keşfe çıkacak bilgiye sahip olmadığımız için kendi dışımızdaki bilgiden yola çıkarak kendi içsel dünyamızı keşfedebiliriz. İşte, astrolojinin değerli olmasının nedeni bu. Kendimize ne kadar değer veriyorsak, kendimizi anlamamıza yardım eden bilgi de o derece değerlidir diyorum, Yasemin'ce...

Güneş’in çocukları Aslanlar’ın duyguları da kendileri kadar ihtişamlıdır. Bazen parlak ve gösterişli beklentileri yüzünden mutsuz olurlar. Tabii çevrelerinde bulunanları da mutsuz ederler. Fakat, Ateş’in sıcak kanlı çocukları uzun süre karamsar duygular içinde dolaşmazlar. Mutlaka çevrelerinde dikkatlerini çekecek ve içine girdikleri karamsar halden kendilerini çıkartacak pırıltılar görürler.

Evet Aslanlar çevreleriyle son derece ilgili ve bulundukları yerde dikkat çekmekten hoşlanan tiplerdir. Tabii aşık oldukları kişinin de çevrenin ilgisini toplayacak kadar gösterişli ve etkileyici olmasını isterler. Ve yanında dolaşan partnerinin çevredeki kişiler tarafından beğenildiğini görmekten zevk alırlar. Ancak, sevdikleri kişinin gözünün kendisinden başka birini görmesine dayanamaz.

Özellikle Aslan Erkekleri son derece kıskançtır. Sevdiğini etraftaki her şeyden kıskanır. Buna karşılık Aslan Kadınları’nın erkekler kadar kıskanç oldukları söylenemez. Çünkü o kendisine öylesine güvenir ki! Zaten etrafta da kendisinden daha etkileyici başka bir kadın olmadığından emindir.

Aslanlar aşık oldukları zaman sevdikleri kişiye en pahalı hediyeleri alır, kucak dolusu çiçeklerle karşılar. Sürprizler yapar ve son derece yoğun duygularını öylesine güçlü bir şekilde ifade eder ki, kendinizden geçerseniz.

Şayet bir Aslan’a aşıksanız, onu hiçbir zaman arkadaşlarının önünde küçük düşürmeye kalkışmayın. Hatta çevrenizde insanların olduğu bir ortamda haklı bile olsanız, onun gururunu kırmaktan kaçının. Tabii size olan aşkının devam etmesini istiyorsanız diyorum, Yasemin’ce...