<I>(31.8.2003'te çıkan 'Atatürk'ün o resmini indir!' yazısı üzerine...)</I>
BEN de senin gibi 72 yaşındayım;
Ordu'dan emekliyim. Senin duygularını paylaşıyorum ve senin duygularınla büyüyüp bugünlere geldim ve bugünlerdeki yobazlıkları gördüğün için de üzülüyorum.
Keşke
Atatürk resmini oradan indirmeseydin, diyorum. Onlar şimdi bundan cesaret alarak daha çok yerde
Atatürk posterleri indirtmeye başlayacaklardır.
Bugün geldiğimiz nokta,
Atatürk sayesinde kavuştuğumuz hürriyet ve demokrasi dolu noktadır. Bunlar eğer biraz insaflı düşünmüş olsalar,
Atatürk'ün ne kadar ilerici, hür ve demokrat, hatta Müslüman olduğuna çok daha iyi inanırlar. Ama işlerine gelmez. Kafaları yıkanmıştır bir kere, Atatürk, cumhuriyeti
Hacıbayram Camii'nde kıldığı cuma namazı sonrası ilan etmiştir. Hem de o günkü Meclis'te 93 tane sarıklı imam bulunmasına rağmen... Çünkü
Atatürk tek bir şeye inanmıştır; 500 senelik
Osmanlı İmparatorluğu zamanında din ve devlet işleri bir arada yürüdüğü müddetçe, devlet ve millet olarak hep gerilemişizdir. İşte bu cümleden yola çıkarak ilk
Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmış ve bugün 80. yılına gelinmiştir. Ama yobaz dediğimiz o insani düşüncelerden uzak bazı insan görünümlü adamlar, işte böylesine
Atatürk düşmanlığını fırsat buldukları zeminde yaymak için çaba sarf etmektedirler.
ÇANAKKALE'Yİ GÖRSELER
Bu zavallıları
Çanakkale ve
Gelibolu tabyalarına götürüp, başlarını o mezar topraklarına sokmak gerekir. Çünkü orada tarih konuşur ve tarih yazılır. Nereden nereye geldiğimizin en büyük ifadesi orada dile getirilir.
Kim bu yobazlar ki, kimden cesaret alarak dükkánına astığın
Atatürk posterinin indirilmesi için sana tehdit telefonları yağdırıyorlar? Bunlar insan olamaz, eğer insan olsalardı, aramızdan yıllarca evvel ayrılmış bir fani için bu derece büyük suç işleme cüretini gösteremezlerdi.
Siz moralinizi bozmayın, sizin de arkanızda milyonlarca
Atatürkçü nesil var. Bu nesli asla ve asla sindiremezler.
Ey güzel
Türkiyem, nereden nereye geldi, görülen odur ki, bu insanlar bir yerlerden güç ve kuvvet alıyorlar. Ama biz sinmeyeceğiz ve onlara varlığımızı ve
Atatürkçülüğümüzü her vesileyle göstereceğiz. Eğer böyle üç beş yolunu şaşırmışa taviz verirsek çok şey kaybederiz.
ATATÜRK'E BORÇLULAR
Evet, sevgili dost, keşke o
Atatürk resmini köşenden indirmeyip daha büyükçe bir posterini bu sefer dükkán grişine assaydın bakalım ve görelim ne yapacaklardı? Hiçbir şey yapacakları yoktur. Onlar bugünkü bu hürriyetlerini ve sizin buyurduğunuz gibi telefon konuşmalarını bile
Atatürk'ün sunduğu demokrasiye ve sınırsız hürriyete borçludurlar.
Müsterih ol, hiçbir zaman güçlenemezler ve güçlü olamazlar. Çünkü her geçen gün
Atatürkçü nesil çoğalmaktadır. O halde endişemiz yersiz, biz her yeri
Atatürk posterleriyle dolduracak
Türk bayrağının o güzel saltanatı altında hür ve müstakil cumhuriyetimizle hep iftihar edeceğiz. Yerini bilsem, elimdeki kocaman
Atatürk fotoğraflarıyla dükkánına gelecek, sabahtan akşama kadar dükkán kapısında bu tehditkár insanları bekleyeceğim. Zira böylesine bir oluşumu
Türkiye'de doğmuş ve
Türk ulusunun geldiği noktalardan faydalanmış, nüfus cüzdanında
TC yazılı bir vatandaştan asla ve asla beklemiyorum.
Nejat TAŞKIN-İSTANBUL Baydur’dan açıklama
TİSK Yönetim Kurulu Başkanı
Refik Baydur, 16.8.2003 günü köşemizde yer alan ve 29 Ekim'de
Mexico City'de açılışı yapılacak olan
Atatürk heykeli ile ilgili olarak Dr.
Yüksel Cavlak (Almanya) adlı okurumuzun görüşlerini paylaşmadığını, hatta fevkalade tehlikeli bulduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:
‘‘Kısaca ifade etmek isterim ki,
'bırakın Atatürk heykelini, uygulamaya bakalım' türünden yorumları öncelikle
'laubali' yaklaşımlar olarak değerlendirmekteyim. İlk bakışta haklılık payı varmış gibi görülen bu tür tuzakların altında çok defa gizli bir
Atatürk düşmanlığının yattığını görmüşüzdür.
Kısaca bir kere daha vurgulamak isterim ki, bütün dünya lider ve önde gelen kişilerin yer aldığı bir uluslararası açık hava müzesinde büyük
Atatürk'ümüzün çoktan hak ettiği yeri almasını arzuladık ve ne mutluyuz ki onu gerçekleştirmek üzereyiz, gerisi vatandaşlarımızın takdiridir.’’
Mavi Masa
SAMATYA'dan bir okurumuz uyarıyor:
SSK Hastanesi karşısında sahilde
Bizans'ın restore edilen tek deniz surları vardır. Ama orada daha sonra baraka gibi bir şey ortaya çıktı; oturanlar çamaşır asıyor, hatta tavuk besliyorlar. Çatısı da yeşil. Onun karşısında
Yedikule'ye doğru da müzikli bir gazino var; bu da gürültüsüyle bir felaket.
Fatih Belediyesi'ni bıraktık,
Büyükşehir'e,
Mavi Masa'ya telefon ettik. Sanki onları hiç ilgilendirmiyor. Anıtlar Kurulu'na mı söylememiz lazım?
İstanbul'un protokol yolunda bir yer vesselam.
Manzarayı beğeniyor musunuz?
Zehirleniyoruz
GOP Sultançiftliği'nde bölgesindeki
Taşocakları ve
2.Cebeci Mahallesi civarında yer alan dökümcüler ve işyerleri tam manasıyla insanları zehirliyor. İnsanlar sağlık sorunları yaşıyor. Peki Belediye ve muhtarlık bunlara neden göz yumuyor?
Mehmet ÇELİK-GAZİOSMANPAŞA Sezer’e dokunma
AKP'nin, Cumhurbaşkanı'na yönelik tavrına hem üzülüyor, hem de kınıyorum.
Yoksul çocukların özel okullarda eğitilmesi iyi niyetli olabilir mi? Ben ve çevrem bunu asla inandırıcı bulmuyoruz. Peki okullarımız yetersizse, diğer çocukların eğitimleri nasıl olacak acaba? Madem bu kadar iyi niyetlisiniz, niçin tüm okullar yeniden düzenlenip, kaliteli, sistemli, çağdaş bir eğitime geçilmiyor?
Ayrıca B2 konusuna değinmek istiyorum. Ormanlar bir ülkenin yaşam kaynağıdır. İnsanların hem geleceğinin hem de ruh ve beden sağlığının en büyük sigortasıdır. Ormanlar yurdun gücüdür. Bir TC vatandaşı olarak Cumhurbaşkanımın vetosunu anlıyorum ve ona inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımı eleştirmeye kimsenin hakkı yoktur.
Burcu ÖZEN MESAJ
‘BİLİYOR MUSUNUZ’’ (23.8.2003) başlıklı yazıya
açıklama gönderen TDİ Genel Müdürü
Burhan Külünk, Akdeniz seferinden dönerken
Karadeniz gemisinin
Çanakkale'ye uğramadığını öne sürerek,
‘‘TDİ'den bedelsiz olarak hiçbir hizmet alınamaz. Eşim, çocuklarım ve sekreterim, şirketimizin prosedürleri çerçevesinde gezinin bedelini ödeyerek biletlerini almışlardır. Kısaca bedelsiz ya da bedava seyahat etmeleri söz konusu değildir. Ayrıca;
TDİ Karadeniz yolcu gemisinde hiçbir yolcumuz bedava veya bedelsiz seyahat etmemiştir’’ dedi.
BEYOĞLU'nda tarihi
Galatasaray Hamamı'nın bulunduğu
Turnacıbaşı Sokağı'nda zemin bozuk olup ve tretuvarlar da biçimsiz bir şekilde çift bordür taşları ile kaplanmış bulunmaktadır. Bir de esnaf tretuvarlara yayıldığından yayalar sokak ortasından yürümek zorunda kalıyor;
Beyoğlu Belediyesi, sorunla ilgilenir mi?
Özcan KALELİ-BEYOĞLU SAYIN Ankara Valisi,
TESK'in
Kızılay'da yaptığı eylem nedeniyle
, Ankara halkının ulaşım özgürlüğünü kısıtlama hakkını nereden alıyor? Yetkileri arasında böyle bir uygulama var mı? Varsa neden önce ulaşıma kapattığı güzergáhlarda önlem almayıp
‘‘Herkes başının çaresine baksın’’ mantığıyla davranıyor? Sayın Vali, makam aracından inip de halkın arasına karışsaydı, yaşanan rezaleti bizzat görmüş olurdu.
Cevdet ERARSLAN ANKARA
APARTMAN önlerinde düğün, nişan, kına gecesi gibi organizasyonlar, şehir kültürüne aykırı olduğu gibi toplu yaşanan apartman vb. yerlerde oturanlara da büyük saygısızlıktır.
Keçiören'de oturuyorum, haftada 5 gece bu bangırtıları dinlemekten bıktım. Yetkililerden rica ediyorum, bu gürültü kirliliğine bir son verilsin. Kent kültürü bu mu?
Canan DEMİROK-ANKARA