Yalçın Bayer

Yargıtay’da seçim kulisi hızlandı

25 Kasım 2004
<b>‘‘YALÇIN</B> Bey, ilk önce bir yargı mensubu olduğumu belirtmeliyim. İsmimi tabii vermeyeyim. Size hatırlatmak isterim... Disiplin cezalarına çarptırılan Ergül Güryel ve Hüseyin Demirörs’ün itirazlarını, mevcut Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya yeni başkana bıraktı.

Biliyorsunuz Özkaya; Alaattin Çakıcı’nın kararının geciktirilmesi konusunda adı geçmiş ancak hakkında Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu’nda işlem yapılmamasına karar verilmişti.

Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, 1 Aralık’ta emekliye ayrılıyor. Dolayısıyla Güryel ve Demirörs’ün disiplin cezaları ile ilgili dosyalarını yeni Yargıtay Başkanı önünde bulacak.

Özkaya, kendisi de bir soruşturma geçirdiği için bu dosyaları incelediği kurula girmek istemiyor. Yargıtay’ın bir bölümü de kendisini haklı buluyor.

Şimdi gözler yeni başkanın kim olacağını belirleyecek seçime çevrildi.

Dilerim seçim geciktirilmez; 8. Ceza Dairesi Başkanlığı seçimine dönmez. 200 turu aşmıştı biliyorsunuz.

Şimdi gelelim seçim kulislerine...

Orhan Uzgören, Hasan Gerçeker, Mustafa Aydın, Coşkun Koçak, Bilal Kartal, Nihat Yavuz ile Osman Arslan adaylıkları için uzunca bir süreden beri kulis yapıyorlar. Adaylardan birisi muhafazakár kimliği ve hacca gitmiş olması ile biliniyor. Bunun ötesini de kalan altı aday düşünsün. Fazla söze gerek yok.’

Formula 1’de ağaç katliamı

HERKES Formula 1’
in ülkeye getireceği dövizden söz ediyoruz ama kimse milyarlarca dolarla ölçülemeyecek doğanın ve ağaçların katledilmesinden bahsetmiyoruz.

İstanbul’da o kadar boş arazi varken niye bu tür bir tesis ormanların ortasına kurulur ki bilemiyoruz.

Hesaplamalarımıza göre şu ana kadar 1.5 milyon yarı büyümüş ağaç kesildi, asıl korkuncu yakında başlayacak. Ara yollar için tam büyümüş çam ormanlarının kesimine başlanacak ve buna kimse dur demeyi bırakın, sesini bile çıkarmıyor.

Nerede TEMA, nerede Çekül, nerede Orman Bakanlığı; sanki sihirli bir değnek susturmuş kendilerini... Orman Bakanlığı’na bir daha sesleniyorum; yineliyorum İstanbul Formula 1 arazisinde ağaç katliamı yapılıyor ve halen yapılmakta... Niye durdurmuyorsunuz, en azından basın açıklaması yaparak durduramadığınızı ve sorumluları kamuoyuna neden açıklamıyorsunuz?

Sayın Orman Bakanı Osman Pepe... Sessiz kalıyorsunuz, bu ağaçların hesabı öbür dünyada size sorulmayacak mı zannediyorsunuz?

Ne olur o dili olmayan ağaçlar adına yalvarıyorum, bari yol için yapılacak katliamı durdurun.

Naci BABACAN Tepeören köyü-İSTANBUL

Rezil edildik

Öğretmenler
Günü’nde Kocaeli’den arayan bir öğretmenin telefondaki dokunaklı sesinden ne kadar kırgın olduğu anlaşılıyor:

‘İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün öğretmenlere yolladığı kutlama mesajında, ‘Hediye alırsan cezalandırırım’ deniyor. Üstüne üstlük bütün sınıflarda yüksek sesle okutuldu ve panolara asıldı bu duyuru.

Öğretmenlerin onuru kırıldı. Keşke 24 Kasım kutlanmasaydı da böyle rezil edilmeseydik.’

 Toroğlu’na ödül verilmeli

ERMAN Toroğlu, hormon değil antibiyotik kullanıldığını söyleyince tavuk piyasalarını sarstı. Fiyatlar toptan 1.8 milyon (artı KDV) liraya kadar düştü. Tavuk üreticileri piyasayı dengelemek amacıyla açıklamalar yapıyorlar. Hatta bunlardan bazıları, Tarım Bakanlığı’nın denetiminin yetersiz olduğunu itiraf ederek, ‘Denetimler artırılmalıdır. Bu hepimizin sağlığı için gereklidir’ diyorlar.

Erman Toroğlu’nun gıda güvenliği konusunu gündeme getirmesinin tüketiciyi bilinçlendirmeye önayak olduğunu doğrulamak zorunda kalan bazı firmaların, ‘açık ürün almayın’ biçimindeki uyarıları biraz gülünç olmuyor mu?

Söylenen doğru; evet piyasada satılan yıllık 900 bin ton piliç etinden 700 bin tonu açık olarak satılıyor. Kesimhanelerde sağlıklı ortamda üretilip ancak plastik kasalara ambalaj yapılmadan konulup pazarlanan açık ürünlerin satışında ne yazık ki yabancı kökenli bir firmanın etkili olduğu bildiriliyor. Plastik kasa ile ambalajsız pilicin birbirine temas etmesi sağlıksız bir ortam yaratmıyor mu? Bu firma Türkiye’yi hálá üçüncü dünya ülkesi gibi görüyor.

Günde 300 ton pilici parçalama yapmadan kasap ve marketlere veriyor.

‘Açık ürün almayın’ diye basında uyarı yapan firma, ikinci markasıyla acaba üretiminin kaçta kaçını açık olarak satıyor.

Kasap ve market reyonlarında, beyaz eti parçalayıp satmalarının halk sağlığı açısından etkili olduğu belirtiliyor. Dünyada piliç ürünlerinin artı 4 derecede satılması gerekiyor. Ancak market ve kasaplar bunları parçalayarak sattıkları için ‘soğuk zinciri’ kırdıklarından etin kalitesi bozulmuş oluyor. Bazı tavuk üreticilerine göre; Tarım Bakanlığı’nın açık ürün satımını, AB’den tarih alacağımız bu günlerde yasaklaması gerekiyor. Bunun için de market ve kasaplarda sıkı bir denetime başlanmalıdır.

Ve bir öneri:

‘Tüketiciler Derneği’nin bu konuda ortaya koyduğu hassasiyet nedeniyle Erman Toroğlu’nu ödüllendirmesi gerekiyor.’

Teşekkür

5 KASIM
Cuma akşam üstü E-5 karayolunda geçirdiğimiz trafik kazasını görerek yanımıza gelen; rahmetli Radikal muhabiri Şehnaz arkadaşım ile beni minübüsünün arkasına alarak en yakın sağlık merkezi olan Yeni Levent Hastanesi’ne getirerek, adres bırakmadan ayrılan yardımsever kişiye o sırada yaralı olduğum ve kazanın şoku altında bulunduğum için teşekkür etme olanağını yerine getiremedim. Bu görevimi aracılığınızla yerine getirmek ve tüm araç sahiplerine o yardımsever kişiyi örnek olarak göstermek istiyorum. Burcu ERSOY

Radikal Gazetesi Reklam Böl. Müş.Tem.


Duble yol’culara mesaj

TOKAT Zileliyim.
Ekim ayında memleketime gittiğimde Zile-Turhal arasındaki 18 km’lik yolda yol yapım çalışmaları vardı. Pek çok kaza olan yolun yapımı bizleri sevindirdi. Bir süre önce yapımı biten yoldan geçtiğimde gözlerime inanamadım. Yol çizgileri dışında buranın yeni yapıldığını gösteren hiçbir şey yoktu. Yol çukur dolu, asfalt 18 km’lik yolun 5-6 km’sinde var ve işaretler tamam değil. Müteahhidin seçimlerde AKP’den aday olup kazanamadığını öğrendim. Bu firmaya ödemeler neyin karşılığı olarak yapılmıştır? Sayın Bayındırlık Bakanı, yolun gerçekten yapılıp yapılmadığını kontrol eden yetkili bir merci yok mudur?

Y.A.

SAMSUN-Bafra
arası bozuk olan yol satıhı bir türlü yapılmıyor. Burada araç kolaylıkla ya kayıyor veya çamura saplanıyor. Daha kötüsü balık taşıyan kamyonların döktüğü sular yüzünden yol tehlikeli hale geldi. Bu yüzden en son Bafra Devlet Hastanesi doktoru kaza yaptı ve hayatını kaybetti. Bu acıların bir daha yaşanmaması için gereken eksikler giderilmelidir. Yöneticileri göreve çağırıyoruz.

İshak SIRDAŞ

GÜNÜN SÖZÜ

‘Muhalefet sizi korkutmasın, çünkü uçurtma bile ters yönden gelen rüzgárla uçar.

(Winston Churchill)

Biliyor musunuz?

YENİ Avukatlık Yasası’nda yapılan değişiklikle iki dönemden başka başkanlık yapılamayacağı hükmü nedeniyle 21 yıldan beri Bolu Baro Başkanlığı’nı yapan Yener Bandakçıoğlu’nun görevinden ayrıldığını ve yeni baro yönetim kurulu tarafından kendisine ‘onursal başkan’ payesinin verildiğini...

Zonguldak Gazeteciler Derneği’nin aralıksız olarak 17 yıl başkanlığını yapan, Trabzon Vakfıkebirli Yusuf Günaydın’ın yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek SSK Zonguldak Hastanesi’nde vefat ettiğini....

MESAJ PANOSU

BEYOĞLU
Saray Muhallebecisi’ne çorba içmek için uğradım. Masaya otururken garsonun temizlik işlemini beğenmedim; elindeki bez neredeyse yer bezinden farksızdı. Bu personele hijyen eğitimi verilmeli. Bir daha geldiğimde partör muayenelerine bakmak isteyebilirim, hatta tırnak kontrolu yapabilirim. Bu müşteri olarak benim en doğal hakkım.

Saadet KAYA-İş sağlığı hemşiresi

BOĞAZ’da, Beykoz girişinde solda balıkçı kayıklarının demirlediği bir barınak var. Barınağın bitişiğindeki kaldırımı ‘girişimci’ yurttaşlarımız çevirmişler balık ekmek satıyorlar. Taburelerde oturup elle balığınızı yiyorsunuz, sonra bir su bidonundan deterjanla ellerinizi ve ağzınızı yıkıyorsunuz. Deterjanlı su nereye gidiyor biliyor musunuz? Boğaz’ın sularına... Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül’ün bu sorumsuzluktan haberi var mı? L.DAĞTAŞ

ÇANKAYA Belediyesi’ne... Dikmen İlker 1. Cadde’de cumartesi günleri pazar kuruluyor. Ancak ertesi pazar günü belediye ekipleri sabahleyin temizliğe başlıyor. Tek tatil gününde bu yapılır mı? Pazar günü şikayet için kimseye ulaşamazsınız. Yüzüncü Yıl, Ayrancı gibi kalburüstü semtlerde bu olabilir mi?

Mehmet ERKAL-ÇANKAYA

KAR yağdı, Bolu Dağı gene sorumsuz sürücülerin ihmali yüzünden saatlerce kapanır oldu. Önceki gece Hidayet Turizm’in (Kilis) aracı zincirsiz yola çıkınca anayolu kapattı. Polis veya jandarma, İstanbul’dan Ankara’ya giden araçlar için kar ve buzlanma durumlarda Kaynaşlı çıkışında neden zincir takılmasını zorunlu hale getirmiyor. Kar yağdığında TIR’lar neden tesislerde bekletilmiyor.

Vecdi EKTEN-KONYA
Yazının Devamını Oku

Erzak ihalesinde ilginç isimler

24 Kasım 2004
<b>ANKARA </B>ve <B>İstanbul </B>Büyükşehir Belediye Başkanları’nın dağıttığı erzak yardımı ve ilçe belediyelerinin çadırlarda verdiği iftar yemeklerinin gıda malzemelerinin nasıl alındığını, kimler için rant yaratılmış olduğunu sormuştuk geçen hafta... Açık ve şeffaf hareket edilmediği için doğal olarak yanıt yok.

Bu iddiaları sorgulayan hiçbir makam da yok.

Mülkiye müfettişleri, Büyükşehir’in belediye müfettişleri, bir yerden talimat almadıkları için yapacakları bir şey de yok.

Trilyonlarca liralık gıda alımları için ihale yapılıyor mu, bunları kimler kazanıyor; ne yazık ki kamuoyu bunları hiç öğrenemiyor.

Ortaya şu soru çıkıyor:

‘Trilyonluk erzak alımlarını yapan İNKUR şirketinin ortakları kimdir?’

İstanbul Büyükşehir’in ramazan ayı sürecinde 600 bin koli erzak dağıttığı biliniyor. Paraların hangi kaynaktan sağladığı ise kamuoyunun meçhulu... İNKUR şirketinin büyükşehir belediyelerine erzak alımları için kurulduğu bildiriliyor. Burada iki isim dikkati çekiyor.

Harun Karaca ve Hüseyin Pehlivan...

Karaca, Tayyip Erdoğan’
ın belediye başkanlığı döneminde kendisine yakın isimlerden biri.

RP’den Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği yaparken, Erdoğan’ın önce personel sonra da ihalelerden sorumlu danışmanlığında bulundu.

Karaca, bakan M.Ali Şahin’in 1994’te Fatih Belediye Başkanlığı’nı kazandığı ancak 40 gün kalabildiği -iptalden sonraki seçimi S.Tantan kazanmıştı- sürede başkan yardımcılığı yapmıştı. 28 Mart seçimlerinde AKP Avcılar belediye seçimlerinde ‘Büyükşehir kontenjan’ üyesi olarak Meclis’in ilk toplantısına giren Karaca’nın, seçimi CHP’nin kazanmasının kesinleşmesi üzerine büyükşehir üyeliği düştü.

Büyükşehir Belediyespor’un masa tenisi şubesini yöneten Karaca, İBB’nin ramazan öncesinde, 300 bin kolilik 15 trilyon lira muammen bedelli ‘gıda alımı’ ihalesini İNKUR olarak kazanırken, Klas Yağ ve Komas Gıda ise saf dışı kalmışlardı. İNKUR, Büyükşehir’in daha sonraki 200 kolilik ek ihalesini de almıştı. Geçen yılki kolilenmiş gıda alım ihalesini ise AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’in kardeşlerine ait Kiler Marketler grubu ‘kazanmış’, ancak belediye çevrelerinde, bu alımın arkasında Harun Karaca ve Hüseyin Pehlivan olduğu ileri sürülmüştü.

İTO’DAKİ ŞİRKETLER

İTO’
nun internet sitesinde Karaca’nın adı; Kartal, Küçükçekmece, GOP, Üsküdar, Feriköy, Göztepe, Gayrettepe ve Alibeyköy’de kurulmuş olan ve faaliyet alanları gıda, inşaat, elektrik, turizm, sağlık, reklam, zücaciye, ev gereçleri olarak gösterilen 10 ayrı Ltd. Şti’nde eski ve yeni ortak veya yönetim kurulu üyesi olarak geçiyor.

Hüseyin Pehlivan ise Kadir Topbaş’ın seçim kampanyasında uzun süre yanında ‘danışman’ olarak bulundu. Pehlivan, ‘Pehlivan’ helvalarının sahibi... AKP çevrelerinde, bir sanayicinin Topbaş’ın yanında seçimde bu kadar koşuşturması dikkati çekmiş, eleştiri konusu olmuştu... Pehlivan, seçimlerden bir ay sonra Topbaş’ın yanından nedense ayrıldı veya ayırtıldı. Kardeşi Zeki Pehlivan ise Erdoğan’ın belediye başkanlığından beri Büyükşehir’in sosyal tesislerinde kamera ve fotograf çekim işini yürütüyor.

İNKUR, Ankara’da da erzak ihalesine girdi mi acaba? Bazı AKP’lilerin merakı bu ya!..

Öğretmen öğretmenler tüccar öğretmenler

YAZIN
öğretmeniydim; 1977’de başladım göreve; 2003’te noktayı koydum.

Defalarca sıkıntıya düştüm; ama bir kez olsun öğrencilere parayla bilgimi aktarmadım. Aktarmayı ayıp karşıladım. Israr etti kuaför anayla-işçi baba; İki oğullarına kurs vermemi istediler. ‘Veririm ama para almam’ dedim. Sözümde durdum. Talip Apaydın da sözünde durmuştu.

Bir kuşak böyleydi. Ülkücüydü. Parayı en yüce değer olarak görmezdi. Mendiliyle öğrencisinin burnunu siler, sabunuyla başını yıkar, tırnağıyla bitlerini ayıklardı. Çok kazanmak için değil, ev kirasını ödeyebilmek için limon, domates satardı.

Politika yozlaşınca eğitim de yozlaştı.

Kimileri, devlet hastanesini hasta avlamak için, kimileri de okulu öğrenci avlamak için kullandılar.

Ülkücü eğitimciler gitti; tüccar eğitimciler geldi.

Ayla, kasabamda İngilizce öğretmeni olarak göreve başladı. Başlar başlamaz kurs peşine düştü. Yüksek ücret istedi. ‘Saati 30 milyon’ dedi. Veliler, yörede kurs ücreti tavanının 15 milyon olduğunu vurguladılar. Taşrayla kentin bir tutulamayacağını söylediler. Fiyatı düşürmek zorunda kaldı Ayla... Yine de iyi kazandı. Bir maaş devletten, iki maaş kurstan geldi.

Bizler gittik.

Öğrencileri ve velileri sömüren tüccar öğretmenler geldi!

Okullar ve öğrenciler yaralı. Yaralayanlar kervanına öğretmenler de katıldı. Eğitimde kaliteyi sürekli düşüren politikacılara uydular.

Süleyman EKİM-AFYON

Afyon’a karşı adaletli olmak

AFYON
Adalet Sarayı 20 Kasım’da Başbakan, eşi ile Adalet ve Milli Eğitim Bakanı ve Afyon Valisi’nin kestiği kurdele ile açıldı. Acaba bu binanın yapımında AKP’nin hizmeti olmuş mudur? Ecevit döneminin Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk’ü ve inşaatın tüm maliyeti olan 3 trilyon lirayı 2002 ocak ayında Afyon Özel İdaresi’ne aktaran dönemin yatırımlarından sorumlu Müsteşar Yardımcısı hemşerimiz Yılmaz Poyraz’ı kim hatırladı acaba? AKP döneminde Adalet Sarayı’na kaç kuruş gönderildi? Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin uluslararası ihalesi sonuçlanmış ve yapımcısına yer teslimi bile yapılmış Araştırma Hastanesi yatırımını iptal eden Başbakanımıza kızmak hakkımız değil midir? AKP’ye 6 milletvekili veren Afyon’a hükümet hangi çiviyi çaktı? İktidar adaletli olmalıdır!

Yılmaz ALİOĞLU Bir grup Afyonlu adına

CHP, 8 yıldan sonra gençlik ve kadın kongrelerini yapıyor

CHP, önümüzdeki iki hafta içinde 8 yıldan beri ‘dondurulan’ gençlik ve kadın kolları kongrelerini yapacak...

Pazar günü Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda yapılacak 11. Gençlik Kolları Kurultayı 551 delege oy kullanacak... CHP’nin gençleri 74 ilde örgütlü.

CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Ayhan Yalçınkaya’nın yeniden aday olacağı belirtilirken, karşısına Ankara örgütünden Volkan Göktaş’ın %20 imza toplayabilirse çıkabileceği söyleniyor. Bir kesim tarafından aday olabileceği konusunda iddialar çıkan Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Serhan Tınastepe ‘Ben Gençlik Kolları Genel Başkanlığı ile değil CHP’nin geleceğiyle ilgiliyim. Dört yıldır kader ortaklığı yaptığım Ayhan Yalçınkaya veya bir başka yol arkadaşımla yarışma içersine girmeyeceğimi, siyasi durumu ve partililik bilincimi bilen insanlar takdir edeceklerdir’ diyor.

Kadın Kolları Kongresi ise 5 Mart’ta yapılacak. İstanbul Milletvekili Güldal Okutucu’nun yeniden aday olacağı biliniyor. Ancak karşısına muhalefet kesiminden bir adayın çıkıp çıkmayacağı henüz bilinmiyor.

Her iki kongrenin de ilginç yanı, 8 yıldan beri ilk kez yapılmaları...
Yazının Devamını Oku

Milli Eğitim’in ihaleleri TBMM’ye taşındı

23 Kasım 2004
<B>EĞİTİMCİ,</B> CHP Denizli Milletvekili<B> Mustafa Gazalcı, Kamu İhale Kurumu’</B>nun (KİK) yaptığı inceleme raporuna dayanarak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yazılı yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi. Gazalcı’nın soruları şöyle:

KİK, bu raporunda Milli Eğitim Bakanlığı ‘14 paket ihale için mevzuata aykırı davrandığından düzeltici işlem yapılması gerektiğine’ karar verdiğine göre, bu ihaleler ne olacaktır? İptal mi edilecek yoksa yenilenecek midir?

Anayasa’nın 112. maddesi ‘Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemler almakla yükümlüdür’ dediğine göre, bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bu ihalelerle ilgili basında Eylül 2004 tarihinden beri çeşitli yazılar yazıldığı, konu milletvekilleri tarafından TBMM’ye taşındığı halde niçin hiçbir işlem yapılmamıştır? Yapılmamışsa niçin yapılmamıştır?

Tam tersine konunun basında yer alması üzerine Başbakanlık Basın Merkezi ve Milli Eğitim Bakanlığı hemen yalanlama yayımlamıştır. Oysa KİK raporu ihalelerin hiç olmazsa bir bölümünde usulsüzlüğün, kayırmanın, mevzuata aykırılığın olduğunu, objektif olunmadığını belirtmiştir. İhbarların inceleneceği yerde hemen yalanlamaya gidilmesi, kamu haklarını kullanan kurumlara ve kişilere olan güveni sarsmaz mı?

Başta Milli Eğitim Bakanı ve öteki sorumlular olmak üzere bu ihalelerde ihmal, kayırma, usulsüzlük iddialarının araştırılması için konuyu yargıya mı götüreceksiniz? Yoksa ne gibi bir işlem yapacaksınız?’

Başbakan’ın yanıtını biz de merak ediyoruz.

Sporda şiddete son

NBA
turnuvasındaki basketbol maçında yaşananları TV’lerden gördük. Amerika’da ne görülen, ne de duyulan bir olaymış... İki takımın hocaları ‘Çok utanıyoruz. Maça gelen gençlere kötü örnek oldu’ dediler. Olaya karışan oyunculara 30 maç ceza verilmesi ilginç değil mi? Aynı akşam İnönü Stadyumu’nda Beşiktaş-Rize maçında olanlara şaşırıp kaldık... Sporda şiddetin cezası Amerika’da böyle, acaba bizde ne olacak? Bu olayların perde arkası çok iyi irdelenmelidir.

Kapkaçcılık, karaborsacılık, alkol ve uyuşturucu yanı hiç ihmal edilmemelidir. Yöneticiden seyirciye, basından federasyonuna kadar herkes ‘sporda şiddete son’ kampanyası başlatmalıdır.

Yunus BEREKOĞLU İSTANBUL

Açıklama

CHP Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek önceki günkü yazımızda ‘...(Sarıgül) Mersin milletvekili Mustafa Özyürek’in adını vermeden ‘Aman dikkat edin, aramızda ajanlar var’ diye konuştu’ cümlesine tepki gösterdi. Miting günü Ankara’da olduğunu belirten Özyürek, ‘Ben MYK üyesiyim, bayram sürecince seçim bölgemde toplantılar yaptım, TV’lerde konuştum. Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildiği için partimizle hukuki ilişkisi kesilmiş bir kimsenin mitinginin CHP’nin dışında olduğunu, afişlerde, pankartlarda 6 oklu partimizin ambleminin kullanılmayacağını açıkladım. Halka açık bir toplantıda olup bitenleri öğrenmek için ajan kullanmaya ihtiyaç olmadığı açıktır. Bu nedenle öncelikle ‘ajan’ suçlaması mantık kurallarına aykırıdır ve hakaret sayarım’ dedi.

İstanbul daha berbat olacak

DÜNYACA ünlü Fransız soprano Emma Shapplin, İstanbul’da bir saat trafikte kalınca ‘Korkunç’ diyor. Atatürk Havalimanı’nın yakınında açılan Auto Show Fuarı’na akın eden araçlar kuyruklarda 4 saat bekliyorlar. (Kitap Fuarı’na bu kadar hücum etmiyoruz.)

İnanın bunlar trafik açısından daha iyi günlerimiz; çok daha kötü günler göreceğiz. Her gün binlerce araç denetimsiz trafiğe giriyor; ancak yol yok, otopark yok; aynı plan disiplinine uyulmadığı gibi... Auto Show Fuarı’na girmek 8 milyon, otoparkın 7 milyon olması vahim tabloyu ortaya koymuyor mu?

İstanbul’u çıkmaza sokanlar, başta siyasetçiler olmak üzere yerel yöneticiler değil mi? Verilen imar izinleri kadar yol yapılamıyor. Esas Nazım Plan uygulanmadığı için sağlıklı bir kent yapısı oluşamıyor. Ekonomiyi zaten inşaatçılık ve otomobil pazarı kurtarıyor. Yaklaşık 600 bin kişinin oturduğu Bakırköy, Bahçelievler ve Zeytinburnu sınırlarından geçen ana anter sayılan E5 yolu ve bağlantılarında mevcut olanlar ve yapılanlarla birlikte 20’ye yakın dev işmerkezi var. Bu kadar yoğunluğu E5’in taşıyamayacağını kimse düşünmüyor. Bu kadar yoğunluğa rağmen bir de 200 bine yakın konut yapılacak Ataköy’de; deprem kuşağında...

İş merkezleri ve hipermarketçilerden ‘yardım’ alan belediyeler, İstanbul çıkmaza girermiş diye düşünmüyor bile... Belediyeye verdikleri bağış veya birkaç araçla yeşil alanlar yok ediliyor.

Dün bazı bölgelere ‘birazcık’ kar yağdı; mahvolduk. Böyle bir kente turist olarak gider misiniz?

Kadir Topbaş, trafiği mahveden, bu kadar yoğunluk getiren imar planlarını iptal etmesi gerekmiyor mu?

7.65’ler çöpe

UZUN
süredir 7.65 çapında Kırıkkale marka ‘bulundurma’ tabancam var. Hibe etmek amacıyla Sivas Emniyet Müdürlüğü’ne başvurdum. Ancak koyacak yer olmadığı için silahımı alamayacaklarını söylediler. Sanırım silahımın markası, ilgili birime pek cazip gelmedi.

Silahımın piyasa değeri 100 milyon TL değil de, 2 milyar TL olsaydı aynı yanıtı alır mıydım?

Türkiye’nin her tarafında bireysel silahlanmanın yasaklanması, tehlikeleri konusunda haberler yapılırken, silahsızlanma desteklenip özendirilirken, silahını emniyete teslim etmek isteyen bir vatandaşa verilen yanıt çok ilginç gelmiyor mu sizce de?

Bekir SITKI KANGAL

Biliyor musunuz

İSTANBUL’da 400 bine yakın ‘sabıkalı’ olduğunu.... SEDAT Peker’le ilgili ‘Kelebek Operasyonu’ çerçevesinde gözaltına alınan ve polisin açıklamasında ‘AKP İstanbul İl Merkezi’nde görevli’ olarak açıklanan Mehmet Z. Oral’ın aslında AKP İl Yönetim Kurulu üyesi olduğunu; yine gözaltına alınanlardan Peker’in şoförü Cengiz Cansız’ın adının AKP Karasu Belediye Başkan aday adayları arasında geçtiğini... MERSİN Valisi A. Atilla Osmançelebioğlu’nun görev yaptığı iki yıldan beri gazetecilere ‘özel röportaj’ vermekten kaçındığını, hatta öğle namazları sırasında hiç kimseyi kabul etmediğini... CHP Tekirdağ İl Kongresi’ni, Sarıgül’ün Çorlu mitinginden sonra görevden alınan Aydın Kurban’ın 188 oyla yeniden kazandığını, rakibi Hamit Karaevli’nin 157 oyda kaldığını...

MESAJ PANOSU

CAPİTOL
Alışveriş Merkezi’nde bulunan sinemalara ait bayanlar tuvaletinde sapığın biri havalandırma bölmesinden tuvaleti dikizlerken bir bayan tarafından farkedildi. Güvenliğe haber verilmesine rağmen sapık yakalanamadı. Böyleleri nasıl içeri alınıyor? Güvenlik görevlileri uyuyor mu? M.S.-BAĞLARBAŞI

TAKSİM, AKM’de geçen cuma günü sergilenen ‘Bir tenor aranıyor’ adlı operaya 20 gün önceden bilet aldım. Salona girdiğimizde oyunun kaldırıldığını başka bir oyun seyredeceğimizi söylediler. Oyunun neden kaldırdığını da söylemiyorlar. Kimse bir açıklama yapmıyor. Devlet Opera ve Balesi yönetimi bu kadar keyfi hareket edebilir mi?

Lale ÖK ok40@ttnet.net.tr

‘Trafik ve Yol Güvenliğinde Araştırma ve Geliştirmenin Önemi’ adlı panel bugün 10.30-16.00 arasında Ortaköy Feriye’de. Önemli konuşmacılar Birleşmiş Milletler Uluslararası Yol Güvenliği Akademisi Başkanı Peter ter Meulen ve Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Dairesi Başkan Yardımcısı Aziz Demirci. (0 212)-352 60 16

CEBECİ mezarlığında babam yatıyor. Artık mezarımızı ziyaret edemez olduk. Mezarlığın karşısındaki mahallede oturan çocuklar ve gençler oraya bir araba yanaşır yanaşmaz adeta üzerine saldırıyorlar. Sahibi içeri girer girmez arabayı soymak için kapılar kırılıyor. Haber veren bekçiler öldüresiye dövülüyor. Böyle bir yerde önlem alınamaz mı? İlla ki bir cinayet mi olmalı.

Hasan ŞAHİN-ANKARA
Yazının Devamını Oku

Sarıgül mevsimi

21 Kasım 2004
THY’nin İstanbul-Adana uçağında, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve eşi Aylin Sarıgül’le birlikte bazı milletvekilleri de dahil olmak üzere 50’ye yakın partili vardı; ancak bunlardan bazıları da ‘ihraç’ edilmiş veya küskünlerdi.Uçakta Aylin Sarıgül’ün göğsünde altı oklu ipek bir CHP bayrağı vardı. ’Bu çok eski, annem verdi, şerefle taşıyorum’ dedi.Sarıgül, birçok siyasi danışmanla çalışıyor, bunlar kendisini Mersin’de izlediler. Yeni bir siyaset stili yaratıyormuş Sarıgül. Bunu felsefe okumuş siyaset bilimcisi Bünyamin Altunelli anlatırken, ‘Nasılsınız Nergis Hanımefendi derseniz Türk; ‘Nasılsın Nergis’ derseniz Fransız ve ‘Nergis Hanım nasılsınız?’ denilirse İngiliz stili olur’ dedi. Sarıgül, uçakta kendisini alkışlayan yolcuların nazik bir şekilde hatırlarını sorması ve konuşmasında Baykal’a dönük olarak ‘ya herrü, ya merrü’ demesi, Türk ve İngiliz stilini karma olarak ortaya koyuyormuş. Aylin Sarıgül de zarifliği ile Fransız stilini tamamlıyormuş üzerinde. Klasik CHP’li dışında bir meydanda kendisini dinleyenlerin söylediği gibi siyasette yeni bir ‘tomurcuk’ Sarıgül.SARIGÜL DE ŞAŞIRDISon yerel seçimlerde Metropol Miting Alanı’nda en büyük kalabalığı DEHAP sağlamış; Baykal’ın mitingini 30 bine yakın partili izlemiş. Sarıgül’ün mitingi de buna yakın, örneğin bu rakam 20-25 bin olarak değerlendirildi. Farklı iki polis kaynağına göre ise bu kalabalık 17 ile 35 bin arasında değişiyor. Mitingde bu kadar kalabalık beklemediklerini Mersin’e gelen CHP milletvekilleri açıkça itiraf ederken mutluydular bir yerde... Genel Merkez’in, Valiliğe gönderdiği uyarı yazısına karşın meydanda inadına Türk bayrakları ile CHP bayrakları sallandı durdu.Alanda, Adana, Mersin ve Hatay başta olmak üzere Güneydoğu ve İç Anadolu’dan çok sayıda partili gelmişti; aralarında belediye başkanı da vardı, il genel meclisi üyesi de, örgütlerde resmen görevli olan üyeler de. Bunlar arasında Urfa ve Mardin’den gelenlerin sayısı daha çoktu denilebilir. İzol aşireti imzalı destek pankartı çarpıcıydı. Ordu ve Giresun’dan (özellikle Fatsa) üç, Niğde’den iki otobüsle gelenlerin arasında hem gençler, hem de yüzleri yanık üreticiler vardı. TABAN GELİYORNiğdeli emekli öğretmen Ayhan Ağar, ‘Taban geliyor’ dedi bize.Sarıgül’ün, yarı okuyarak yarı irticalen yaptığı konuşmasının içeriği biraz Demirel variydi denilebilir. Çünkü emeklisinden üreticisine, sanayicisinden emeğiyle çalışanlara kadar herkese çözüm vaat etti, ‘Emeği en yüce değer sayacağız, adil paylaşacağız ve ülkeyi hep birlikte yücelteceğiz’ dedi. Bunun için de, ‘ekonominin ve siyasetin yeni kurallarını oluşturacağını ve bunun için kadrolarının hazır olduğunu’ söyledi.‘Ulusalcılık’ ağırlıklı olmak üzere yerellikten genel politikalara dönük vurgulamalarında özetle şu çerçeveyi çizdi:‘Sosyal devleti, hukuk devletini etkin kılarak, özgürlüğün, demokrasinin, örgütlü toplumun siyasetini yapacağım; en önemlisi siyasette, partide demokrasi ve adaleti egemen kılacağım.’Türkiye gezilerinde şimdiye kadar en büyük kalabalığı toplamış olan Sarıgül, parti içi engeller karşısında sorumluluğunun daha da arttığının özellikle altını çizdi.Baykal’a karşı tepki sloganlarına izin vermedi, Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek’in adını vermeden ‘Aman dikkat edin, aramızda ajanlar var’ diye konuştu. AKP iktidarını pek eleştirmezken bunun yerine Mersinli bir delegenin elinde taşıdığı, ‘Tayyip ile Baykal elele, Sosyal Demokrat oylar Sarıgül’e’ pankartı bu açığı kapatır gibiydi. Bir ara partililerin coşkusu karşısında şu sözler de ağzından çıkıverdi:TOHUM ATIYOR AMA...‘CHP, sultanların partisi olmayacak. Onun (Baykal) vakti saati var. Kaçtığı yere kadar kovalayacağım.’Bu, Sarıgül’ün Baykal’a kişisel olarak en sert çıkışı sayılabilir.Mitinge, Fikri Sağlar’ın yakın çevresinin destek verdiği ileri sürülürken, son yerel seçimde SHP’den Mersin Yenişehir Belediye Başkan adayı olan Ali Özveren’in desteği, Sarıgül için önemli bir puan olarak vurgulandı. Sarıgül’le YTP’nin oluşumunda yer alan Mersin Belediye Başkanı Macit Özcan’ın mitinge tavrı ‘olumsuz’ du. Belediyenin basın bürosundaki üç görevlinin, mitinge katılanları kamera ve fotograf makinesi ile yakından görüntülediklerini ve bu durumun sonradan tepkiye neden olduğunu öğrendik. CHP’den aday gösterilmediği için bağımsız aday olup seçimi kazanan Mut Belediye Başkanı Selahattin Aslan, tanıtılırken, ‘Parti dışladı, halk benimsedi’ diye anons edildi.Bizim görebildiklerimiz arasında 19 milletvekili ile Onur Kumbaracıbaşı, Rıdvan Budak, Sabri Ergül gibi isimler başta olmak üzere 15’in üzerinde eski milletvekili ve belediye başkanı vardı.Meydan okuyan Sarıgül, tarlaya tohum atmaya devam ediyor. Kendi söylemiyle, ‘kin’ değil ‘sevgi’ tohumu...CHP’nin muhatabı kim?MİTİNG alanında, Ankara’dan gelen milletvekillerinden biri, Prof. Hurşit Güneş’in çıkardığı ‘Açılım’ dergisinde, CHP’li eski bakanlardan Prof. Haluk Ülman’ın yazısında geçen bir konuşmayı nakletti. Karikatürist Nehar Tüblek, Kabataş Lisesi’nden edebiyat öğretmeni Faruk Nafiz Çamlıbel’le Beyoğlu’nda karşılaşmış. Elini öpmüş, hatırını sorduktan sonra ‘Üstad, neden artık şiir yazmıyorsun?’ diye sormuş.Çamlıbel, Tüblek’e acı bir gülümsemeyle şu karşılığı vermiş:‘Biz artık muhatabımızı kaybettik.’Ülman Hoca, CHP’nin muhatabını mı kaybettiğini söylemek istiyor?Ortadirek Sarıgül’e sarılabilir mi?MERSİN’i görünce ‘baskılar’ın bir ‘patlama’ yarattığı söylenebilir. Miting zaten sosyal demokratların kucaklaşması diye formüle edilmiş. Kalabalığa bakınca bu ‘uzlaşmanın’ sadece genel merkez karşıtı olmakla tarifi mümkün. Bu nedenle Sarıgül’ün çıkışını sosyolojik olarak değerlendirmek gerekiyor. Genel merkezin tel örgülü kapısı ile Sarıgül’ün toplumsal tabanla kimyasının örtüşmesi birbiri ile çok bağlantılı. Sarıgül’e parti içinde sınırlı bir hoşgörü ile bakan, Özal’ın deyimi ile orta sınıf diyebileceğimiz kitleler, Sarıgül’ün ‘kalkışması’nın ne kadar arkasında durabilir?Veya daha seçimlere üç yıl varken Sarıgül zorlu ve uzun soluklu süreci nereye kadar taşıyabilir?Muhalefet zeminini kaydırsa da sonuçta, her şey partiden ihracının gerçekleşip gerçekleşemeyeceğine bağlı görülüyor.Hadi partiden atıldı ve yargı kararıyla döndü diyelim. Peki Sarıgül’ün siyasi planı ile etkileyebileceği delegesi var mı? İki önceki Kurultay’da, genel başkan seçilme koşulları için tüzüğe ‘zorlu’ engellerin konulmasında sanki bugünlerin hesabı yapılmış Baykal ve ekibince.CHP Genel Merkezi’nin kapısı kilitli; kilidi çevirmek için de en az 650 delegenin imzası gerekiyor. Yani önce tüzük kurultayı veya bunun da gerçekleşeceği genel başkanlık kurultayı. Eski alışkanlıkların tümden ortadan kaldırılacağı ve partinin yeni ilkesel ve düşünsel tabana oturtulacağı bir yapı oluşabilsin. Bunun için de taban harekátına girişmesi gerekiyor Sarıgül’ün; ‘kıyıma’ uğramış ve ‘küsmüşleri’ de yanına alarak... Dışarıda bunlardan o kadar çok partili var ki. ‘Kalkışma’ya sadece ‘karizma’ yetmez, değişimin içinin ‘düşün’le de doldurulması gerekiyor. O sandalyede bilgili, tecrübeli ve etkin bir genel başkan oturuyorken.
Yazının Devamını Oku

Gördün mü duydun mu

20 Kasım 2004
<B>ANKARA’</B>dan bir müteahhit okurumuz arıyor:<br><br><B>‘ANKARA’lı Turgut’</B>un okuduğu bir türkü vardır: ‘Gördün mü, gördün mü/Duydun mu duydun mu? Kamu İhale Kurumu’nun, Milli Eğitim’in ihaleleri hakkında Bakan Çelik için soruşturma istediğini duydun mu, duydun mu?’ dedi gülerekten.

Biz gülemedik. İki buçuk ay öncesine gittik, arşivimize girdik.

Tarih: 10 Eylül 2004...

‘400 trilyonluk okul ihalesinde ne döndü?’ diye yazdığımız yazıyı hatırladık.

Devlet çocuklarımıza okul yapmakta zorlanıyor. Başbakan’ın talebi üzerine İstanbul Menkul Değerler Borsası’ndan (İMKB) katkı istiyor. İMKB de, 400 trilyon veriyor (Son rakam 450 trilyon olarak açıklanıyor). Bakanlık ile borsa arasında bir protokol imzalanıyor; projeye de EFİKAP2 adı veriliyor.

İhaleye birçok firma katılıyor ancak sonuçlar açıklandığında tepkiler doğuyor.

Okan İnşaat’ın sahibi Abdullah Kalkan bizi arayarak Başbakan’a şöyle sesleniyor:

‘Ne yazık ki ihaleler en düşük teklifi verenlere değil de, Bakan’ın işaret ettiği, en yüksek teklif veren müteahhit firmalara ihale edilmiştir. 100 trilyona yakın para müteahhit firmalara haksız yere hortumlanmıştır... Parti değil cep gözetilmiştir.’

62 paket halinde geçen haziran ayında ihaleye çıkarılan 135 okul ihalesi Bayındırlık birim fiyatlarının üstünde ‘dağıtılmıştı’.

TOKİ BİLE ŞAŞTI

İhaleye katılan çok sayıda müteahhit bizi arayarak tepki gösteriyor; ciddi bir yolsuzluk yapıldığını belirtiyorlardı. Bazıları ise isimlerinin açıklanması halinde silinip yok edileceklerinden korkuyorlardı.

Özetliyoruz... TOKİ’nin benzer inşaatlarının M2’si 275 milyon liraya ihale edilirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) parasıyla yaptıracağı okul ihalelerinin M2’si 400-500 milyon liraya verilmesi örnek olarak gösteriliyordu.

10 Eylül’deki ilk yazıdan sonra ihale skandalı ile ilgili olarak 7 gün süreyle şunları yazıyorduk:

NELER YAZMIŞIZ

‘Hangi ihale doğru’
ve ‘İşte çarpıklık’ (12.9.2004)

‘MEB’nin ihaleleri sorgulanıyor. Kamu yararı terazinin hangi kefesinde’ (14.9.2004)

‘400 trilyonluk okul ihalelerini kimler kazandı?’ (15.9.2004)

‘MEB Yatırım Tesisler Daire Başkanı Prof. Abdülsamet Arslan: (müteahhitlere) Yasayı bilmiyorlar’ ve ‘Hassas sorular’ (16.9.2004)

(Müteahhitler) Biz de hakkımızı yargıda ararız’ (17.9.2004)

‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ ve ‘İhaleleri alanlar’ (18.9.2004)

BAKANLIK ‘YALANCI’

DİYORDU

Daha ilk yazımız için Milli Eğitim Bakanlığı, Başbakanlık Basın Merkezi kanalıyla yaptırtığı bir açıklamada yazdıklarımız için ‘yalan’ ifadesini kullanıyordu.

Aynı gün Kamu İhale Kurumu tarafından telefonla aranıyor ve iddiaların ‘incelemeye’ alındığı bildiriliyordu bize. İhalelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlükler, kendi dönemindeki Karayolları ihaleleri nedeniyle Yüce Divan’a sevk edilen eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’ın da dikkatini çekmişti. Hatta yazılarımızı Meclis kürsüsünden göstererek, ihalelerin AKP çevresinden ve Bakan Hüseyin Çelik’in yakın arkadaşlarının firmalarına verildiğini, hatta yasaklı firmaya bile davetiye gönderildiğini anlatırken şöyle diyordu:

VE KARAR:

OBJEKTİF DEĞİL

‘Hep şişirilmiş rakamlar, müteahhitler çok iyi para kazanacaklar.’

Bir şaşkınlığımızı ve üzüntümüzü aktarmak zorundayız.

Bu kadar büyük bir yolsuzluk olayının hiçbir gazetede ve televizyonda yer almadığını üzüntü ile izledik. İhale verilmeyen müteahhitler bundan sonra isimlerinin damgalanmaması için ortaya çıkıp konuşamıyorlardı.

Ancak ‘Yalçın Bey ne yazık ki 62 paket ihaleden 14’ünü iptal etmek zorunda kaldılar. Diğer ihaleleri imzaladılar. Ancak bunlarda da büyük haksızlık ve kayırmalar var’ diyebiliyorlardı. Ve dün Kamu İhale Kurumu son noktayı koydu:

‘İhale değerlendirmeleri objektif değil.’

Bu çok önemli bir tespit; artık top hükümette... Bunun siyasi sonuçlarını ilerde hep birlikte izleyeceğiz. Hadi bakalım ayıklayın pirincin taşını!

Gümrükte kaçak ilaç

HAYDARPAŞA Gümrüğü’ne Bio-Meckal ve Dializ adlı firma tarafından, İtalya’nın Trieste limanından Ro-Ro ile gelen TIR’da, 113 koli halinde binlerce (kalp) katerer ve (böbrek) diyaliz setleri çıkıyor. Setlerin üzerinde son kullanım tarihi olarak ‘1999-Temmuz ve 2004 Temmuz’ yazılı olması gümrükçülerin dikkatini çekiyor. Yani beş yıllık kullanma süresi geçmiş... Kaçakçılığa dönük bir durum yok; işlemler de doğru.... Peki kullanma süreci geçen malzeme gelebilir mi? Gümrükten geçtiğini kabul etsek bile bunlar hangi hastanelere satılacak? İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne yazı yazılıyor; yanıt bekleniyor. İthal eden firma böyle bir durumun olamayacağını savunuyor.

Son zamanlarda gümrüklerimizden kaçak ilaç girişi artıyor. İstanbul’da bir ay içinde 10 bin kutu ilaç yakalanıyor; kanser ilacından Aspirin ve Optalidon’a kadar geliyor. Aralarında veteriner ilaçları bulunduğunu da unutmayın.

Peki son bir aylık kaçakçılığın değeri ne kadar? 500 milyar TL.

Kaçakçılığın muhatabı sadece şoför; yargıya verildiğinde aynı şey söyleniyor:

‘Bana yükle götür dediler, getirdim.’

İhracatımız artıyor diye seviniyoruz ama bunlar ne oluyor Sayın Kürşad Tüzmen? Gıdalarımızdan sonra sağlığımızla kimler oynuyor, kimler kandırıp kazıklıyor bizi.
Yazının Devamını Oku

İSKİ’nin suyu ilginç bir yere akıtılıyor

19 Kasım 2004
<b>İSTANBUL’</B>da <B>‘Güneş Su’ </B>dağıtım firmasının sahibi <B>Alaattin Güneş </B>anlatıyor:<br><br>‘Efendim<B>, İSKİ </B>Genel Müdürümüz Dursun Ali Çodur, İstanbul’da kaçak sularla mücadele edildiğini söylüyor. Size benzer bir konuda bazı şeyler anlatmak istiyorum; acaba bunları Çodur Bey biliyor mu?

Bizler, tankerlerimizle fabrikalara kuyu suyu satarız. İSKİ’nin Kemerburgaz’dan getirip Gaziosmanpaşa Küçükköy’de depoladığı Keçesuyu içme suyu tesisi vardır. 7-8 yıldır kullanılamayan tesis geçen şubat ayında İSKİ tarafından, Büyükşehir’in bir başka şirketi olan Hamidiye AŞ’ye bir protokolle devredildi. Ama ardından da Hamidiye, burasını davetiye usulüyle 1 Haziran’da Cihan Dış Ticaret Ltd. Şti. adlı firmaya devretti; kaça mı, aylık 11 milyar 800 milyona...

Dış Ticaret’le su satmanın ne alakası var?

- Biz sadece şirketin Dr. Cihan Koç’a ait olduğunu biliyoruz. Koç, Haseki Hastanesi’nde görevliydi. Kendisi (Isparta) 32 FN 032 plakalı resmi bir Mercedes’le Zekeriya Eroğlu adlı kişiyle işyerlerine giderek su pazarlaması yapıyor. Eskiden adı ‘Binbaşı Su’ olan firma adı sonradan Cihan Ldt. Şti’ye çevrildi nedense.

Peki Zekeriya Eroğlu kimdir?

- Şu anda, İSKİ’de çalışırken Isparta’ya gidip AKP’den Belediye Başkanı olan Hasan Balaman’ın yanında, belediye başkan yardımcılığı yapıyor. Daha önce AKP’de Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyesi olduğunu; AKP iktidar olunca İl Sağlık Müdürlüğü’nde özel kalem ve Özel Sultan Hastanesi’nde müdürlük yaptığını kendisi söylüyordu. Eroğlu, Cihan Koç’la kardeş çocuklarıdır; Çaykaralıdırlar. İkisinin de resmi olmamakla birlikte işte ortak oldukları anlaşılıyor.

AKP BİLE ŞAŞIRDI AMA

Bu bağlantıları AKP İstanbul İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na aktardınız mı?

-
Aktarmaz olur muyum? Küçükköy’deki tesisin, cemaat bağlantılı bir şirkete verildiğini GOP Küçükköy’de herkes biliyor. Perpa’nın oradaki AKP il binasına gittim. Beni yönetim kurulu üyesi Osman Köksal’la görüştürdüler. ‘Böyle yolsuzluklar olmasın’ dedim. Orada beni dinlerken ‘Oohhh, ohh... Bu işin içinde ne kadar büyük paralar oynuyormuş; biz bu işleri bilmiyormuşuz...’ dediler. İlgileneceklerini söyleyip, adres ve telefonumu aldılar. (CHP GOP ilçe örgütüne de gitmiş, kendisine ‘minareyi çalan kılıfını hazırlar’ diyerek başlarından savmışlar.)

AKP’den 2 aydır bir cevap alamadım. Bunun üzerine İSKİ ve Hamidiye AŞ’ye yazılar yazdım. Bu bilgileri de zaten bana gelen cevaplardan veriyorum size. Bize bu nedenle su satmıyorlar. Sonunda duyarsız kalındığı için İSKİ ve Hamidiye AŞ hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na ‘kamuyu zarara uğratmak, ihaleye fesat karıştırmaktan’ suç duyurusunda bulunuyorum.

AYDA 50 MİLYARLIK KAZANÇ

Yani su satışında büyük bir rant mı var?

- İSKİ’
nin Küçükköy su tesisinden günde 5 bin ton su satılabileceği ortada... Zaten şu anda her gün yaklaşık 20 tonluk 140-150 tankerle su satışı yapılıyor; yani 2.500-3.000 ton su... Bizim hesabımıza göre ayda 50-60 milyarlık bir kazanç... Belediyenin Hamidiye şirketi bu suyu satarken, niye bir özel firmaya ucuza kiralama gereği duyuyor? İSKİ veya Hamidiye kimlere rant sağlıyor? İSKİ, kaçak suların peşine düştüğünü açıklarken, 5 bin ton suyun ucuza peşkeş çekilmesine neden göz yumuyor?

(Not: Isparta’dan bir okurumuz da, Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’ın daha önce Albayraklar’da çalıştığını belirterek, doğalgaz ihalesinin kime verileceğini merak ediyor.)

CHP tartışılıyor

ANKARA
Yenimahalle örgütü üyesiyim. Ailece CHP’liyiz. Hiçbir seçimden başarılı çıkamayan CHP yönetimi, ‘küçük olsun bizim olsun, iktidar bizim neyimize zihniyeti’ ile davranıyor. Bırakın CHP’nin ve halkın yakasını...

Yunus BÜLBÜL

KOSKOCA CHP, iktidar olmak yerine kendi iktidarını sürdürmeye uğraşıyor. CHP, DBP (Deniz Baykal Partisi) oldu. Yetti artık. Dar kadroculuk, küçük olsun bizim olsun anlayışı CHP’den gitmeli. CHP’de değişim şarttır. Mustafa Sarıgül bir halk hareketi başlatırken, işçiden köylüden, memurdan, yoksuldan yana bir CHP iktidarını istemeyen iç ve dış güçler ne yazık ki, genel merkezin bu tavrına alkış tutuyor.

Av. Adnan TAŞAR-İZMİR

SARIGÜL’e... CHP ve DSP’yi hiçe sayarak aldığınız oyların kendinize ait olduğunu iddia etmektesiniz. Alınan oyların partiye ait olduğuna inanmanızı ve bu partinin CHP gibi ciddi bir parti olduğunun bilincinde olduğunuzu umar, sevgilerimi sunarım.

Mehmet FEYYAT İSTANBUL

Baro ABD’nin peşini bırakmıyor

İSTANBUL Barosu, ABD’nin Irak’ı işgali üzerine ABD ile birlikte hareket eden İngiltere Başbakanı Blair, Bakanlar Kurulu üyeleri ve Genelkurmay Başkanı hakkında merkezi Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.

Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu, ‘O zamandan bugüne savaş, işgal ve katliam bitmemiş, tam tersine şiddetini artırarak devam ediyor. Son olarak Felluce katliamını da içeren yeni ve ek bir suç duyurusunda bulunduk’ dedi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi, İstanbul Barosu’nun sunduğu dosyayı, 2003 Ağustos’undan beri inceliyor.

Adli kolluk

İÇİŞLERİ
eski Bakanı Sadettin Tantan, Türkiye’de uygulanmak istenen adli kolluk sisteminin Anayasa’ya ve insan haklarına aykırı olduğunu söylüyor. AİHM’nin suç araştırması yapan savcının ‘duruşma savcısı ‘ olmasını adil yargılama hakkına aykırı bulduğunu belirterek bu konudaki tasarının yeniden ele alınmasını ve AB standartlarına uygun kurallara göre yeniden gözden geçirilmesini istiyor. ‘Genel kolluğun içerisinde en az 7 yıl teminatlı suç kolluğu olmalıdır’ diyen Tantan, Bahçeşehir Hukuk Fakültesi’nde (Beşiktaş) bugün 18.00’da düzenlenen adli kolluk kuvvetlerinin Türkiye ve AB’deki durumunun tartışılıcağı bilimsel toplantıda bu konuda yapılması gerekenleri ortaya koyacak. Diğer konuşmacılar arasında Prof. Feridun Yenisey, Doç. Mesut Bedri Eryılmaz ve Doç. Veli Özer Özbek de bulunuyor.

MESAJ PANOSU

GAZİANTEP
Büyükşehir Belediye Başkanlığı, hayvanat bahçesine kaplan satmak için ihale açmış... Geçenlerde eğitim bakıcısı, aslan tarafından parçalanmıştı. Kaplan satın almak mı, yoksa eğitimli kaplan bakıcısı mı? İşte ülkenin temel sorunu bu!

N.SERPİL GAZİANTEP
Yazının Devamını Oku

İSKİ’nin suyu ilginç bir yere akıtılıyor

19 Kasım 2004
İSTANBUL’da ‘Güneş Su’ dağıtım firmasının sahibi Alaattin Güneş anlatıyor:‘Efendim, İSKİ Genel Müdürümüz Dursun Ali Çodur, İstanbul’da kaçak sularla mücadele edildiğini söylüyor.Size benzer bir konuda bazı şeyler anlatmak istiyorum; acaba bunları Çodur Bey biliyor mu?Bizler, tankerlerimizle fabrikalara kuyu suyu satarız. İSKİ’nin Kemerburgaz’dan getirip Gaziosmanpaşa Küçükköy’de depoladığı Keçesuyu içme suyu tesisi vardır. 7-8 yıldır kullanılamayan tesis geçen şubat ayında İSKİ tarafından, Büyükşehir’in bir başka şirketi olan Hamidiye AŞ’ye bir protokolle devredildi. Ama ardından da Hamidiye, burasını davetiye usulüyle 1 Haziran’da Cihan Dış Ticaret Ltd. Şti. adlı firmaya devretti; kaça mı, aylık 11 milyar 800 milyona...Dış Ticaret’le su satmanın ne alakası var?- Biz sadece şirketin Dr. Cihan Koç’a ait olduğunu biliyoruz. Koç, Haseki Hastanesi’nde görevliydi. Kendisi (Isparta) 32 FN 032 plakalı resmi bir Mercedes’le Zekeriya Eroğlu adlı kişiyle işyerlerine giderek su pazarlaması yapıyor. Eskiden adı ‘Binbaşı Su’ olan firma adı sonradan Cihan Ldt. Şti’ye çevrildi nedense.Peki Zekeriya Eroğlu kimdir?- Şu anda, İSKİ’de çalışırken Isparta’ya gidip AKP’den Belediye Başkanı olan Hasan Balaman’ın yanında, belediye başkan yardımcılığı yapıyor. Daha önce AKP’de Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyesi olduğunu; AKP iktidar olunca İl Sağlık Müdürlüğü’nde özel kalem ve Özel Sultan Hastanesi’nde müdürlük yaptığını kendisi söylüyordu. Eroğlu, Cihan Koç’la kardeş çocuklarıdır; Çaykaralıdırlar. İkisinin de resmi olmamakla birlikte işte ortak oldukları anlaşılıyor.AKP BİLE ŞAŞIRDI AMABu bağlantıları AKP İstanbul İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na aktardınız mı?- Aktarmaz olur muyum? Küçükköy’deki tesisin, cemaat bağlantılı bir şirkete verildiğini GOP Küçükköy’de herkes biliyor. Perpa’nın oradaki AKP il binasına gittim. Beni yönetim kurulu üyesi Osman Köksal’la görüştürdüler. ‘Böyle yolsuzluklar olmasın’ dedim. Orada beni dinlerken ‘Oohhh, ohh... Bu işin içinde ne kadar büyük paralar oynuyormuş; biz bu işleri bilmiyormuşuz...’ dediler. İlgileneceklerini söyleyip, adres ve telefonumu aldılar. (CHP GOP ilçe örgütüne de gitmiş, kendisine ‘minareyi çalan kılıfını hazırlar’ diyerek başlarından savmışlar.)AKP’den 2 aydır bir cevap alamadım. Bunun üzerine İSKİ ve Hamidiye AŞ’ye yazılar yazdım. Bu bilgileri de zaten bana gelen cevaplardan veriyorum size. Bize bu nedenle su satmıyorlar. Sonunda duyarsız kalındığı için İSKİ ve Hamidiye AŞ hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na ‘kamuyu zarara uğratmak, ihaleye fesat karıştırmaktan’ suç duyurusunda bulunuyorum.AYDA 50 MİLYARLIK KAZANÇYani su satışında büyük bir rant mı var?- İSKİ’nin Küçükköy su tesisinden günde 5 bin ton su satılabileceği ortada... Zaten şu anda her gün yaklaşık 20 tonluk 140-150 tankerle su satışı yapılıyor; yani 2.500-3.000 ton su... Bizim hesabımıza göre ayda 50-60 milyarlık bir kazanç... Belediyenin Hamidiye şirketi bu suyu satarken, niye bir özel firmaya ucuza kiralama gereği duyuyor? İSKİ veya Hamidiye kimlere rant sağlıyor? İSKİ, kaçak suların peşine düştüğünü açıklarken, 5 bin ton suyun ucuza peşkeş çekilmesine neden göz yumuyor?(Not: Isparta’dan bir okurumuz da, Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’ın daha önce Albayraklar’da çalıştığını belirterek, doğalgaz ihalesinin kime verileceğini merak ediyor.)CHP tartışılıyorANKARA Yenimahalle örgütü üyesiyim. Ailece CHP’liyiz. Hiçbir seçimden başarılı çıkamayan CHP yönetimi, ‘küçük olsun bizim olsun, iktidar bizim neyimize zihniyeti’ ile davranıyor. Bırakın CHP’nin ve halkın yakasını...Yunus BÜLBÜLKOSKOCA CHP, iktidar olmak yerine kendi iktidarını sürdürmeye uğraşıyor. CHP, DBP (Deniz Baykal Partisi) oldu. Yetti artık. Dar kadroculuk, küçük olsun bizim olsun anlayışı CHP’den gitmeli. CHP’de değişim şarttır. Mustafa Sarıgül bir halk hareketi başlatırken, işçiden köylüden, memurdan, yoksuldan yana bir CHP iktidarını istemeyen iç ve dış güçler ne yazık ki, genel merkezin bu tavrına alkış tutuyor.Av. Adnan TAŞAR-İZMİRSARIGÜL’e... CHP ve DSP’yi hiçe sayarak aldığınız oyların kendinize ait olduğunu iddia etmektesiniz. Alınan oyların partiye ait olduğuna inanmanızı ve bu partinin CHP gibi ciddi bir parti olduğunun bilincinde olduğunuzu umar, sevgilerimi sunarım.Mehmet FEYYAT İSTANBULBaro ABD’nin peşini bırakmıyorİSTANBUL Barosu, ABD’nin Irak’ı işgali üzerine ABD ile birlikte hareket eden İngiltere Başbakanı Blair, Bakanlar Kurulu üyeleri ve Genelkurmay Başkanı hakkında merkezi Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu, ‘O zamandan bugüne savaş, işgal ve katliam bitmemiş, tam tersine şiddetini artırarak devam ediyor. Son olarak Felluce katliamını da içeren yeni ve ek bir suç duyurusunda bulunduk’ dedi.Uluslararası Ceza Mahkemesi, İstanbul Barosu’nun sunduğu dosyayı, 2003 Ağustos’undan beri inceliyor.Adli kollukİÇİŞLERİ eski Bakanı Sadettin Tantan, Türkiye’de uygulanmak istenen adli kolluk sisteminin Anayasa’ya ve insan haklarına aykırı olduğunu söylüyor. AİHM’nin suç araştırması yapan savcının ‘duruşma savcısı ‘ olmasını adil yargılama hakkına aykırı bulduğunu belirterek bu konudaki tasarının yeniden ele alınmasını ve AB standartlarına uygun kurallara göre yeniden gözden geçirilmesini istiyor. ‘Genel kolluğun içerisinde en az 7 yıl teminatlı suç kolluğu olmalıdır’ diyen Tantan, Bahçeşehir Hukuk Fakültesi’nde (Beşiktaş) bugün 18.00’da düzenlenen adli kolluk kuvvetlerinin Türkiye ve AB’deki durumunun tartışılıcağı bilimsel toplantıda bu konuda yapılması gerekenleri ortaya koyacak. Diğer konuşmacılar arasında Prof. Feridun Yenisey, Doç. Mesut Bedri Eryılmaz ve Doç. Veli Özer Özbek de bulunuyor.MESAJ PANOSUGAZİANTEP Büyükşehir Belediye Başkanlığı, hayvanat bahçesine kaplan satmak için ihale açmış... Geçenlerde eğitim bakıcısı, aslan tarafından parçalanmıştı. Kaplan satın almak mı, yoksa eğitimli kaplan bakıcısı mı? İşte ülkenin temel sorunu bu!N.SERPİL GAZİANTEP
Yazının Devamını Oku

AKP’den bir ‘çatlak ses’ bekliyorum

18 Kasım 2004
‘<B>BEN Ankara’</B>da gıda işleriyle uğraşan bir kişiyim... Adımın yazılmasını istemiyorum; çünkü beni hemen tanırlar.<br><br>Ramazan ayını bitirdik; ama bazı şeylerin sorgulanması gerekiyor. Örneğin, AKP’lilerin ‘siyaseten’ vatandaşlara dağıttıkları gıda malzemelerinin alımı konusu niye gündeme getirilmiyor?

Tonlarca kuru gıda, yağ, şeker, un ve sebze alındı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, ‘fakir seçmenlerine’ dağıtmak üzere aldığı gıda maddeleri için ihale açtı mı; bu ihaleleri kimler kazandı?

30 bin ton tutarındaki meyve ve sebze alımı kimlere verildi?

Bunlar arasında partide görevli olanlar var mı; hatta hükümetin üst düzeyinde görev yapanların yakınları bulunuyor mu?

‘Erzak’ alımları için açıktan kurulan firma-firmalar (paravan) var mıdır?

AKP iktidarı, yolsuzluklar ve usulsüzlükler üzerine gider gibi gözükürken, bu gibi alımların açık ve şeffaf yapılması gerekmiyor mu?

Ama parti çevrelerinden başka kimsenin haberi olmuyor.

Hiç ‘çatlak ses’ çıkmaz mı din kardeşlerimizin arasından...’

Gıda maddeleri derken, ramazan süresince evlere gönderilen erzak paketleri ile çadırlarda verilen yemeklerin malzemelerinden söz ediliyor.

Bunların alımları, bazı kalemlerde trilyonları aşıyormuş.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin alımlarının da mercek altına alınmasını istiyor okurumuz...

CHP, Mersin Valisi’ne talimat gönderdi: CHP bayrağını toplatın

MERSİN’den Özlem Yurtçu arıyor:

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, 20 Kasım Cumartesi günü Mersin’de bir miting yapacağı duyuruluyor. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, valiliğe bir yazı göndermiş, ‘Sarıgül’ün mitingde CHP’nin amblemini, bayraklarını kullanmasına izin ve muvafakatimiz yoktur’ diyormuş. Bunun kaymakamlıklara ve polise duyurulmasını istiyormuş. Yani CHP bayraklarını toplattırın demek istiyor, Valimiz Atilla Osmançelebioğlu’na... Aksi halde yasalar gereği CHP’nin hukukunun ve hakkının ilgili idare ve yargı mercilerinde aranacağını söylüyormuş.

Böyle bir talep duyulmuş değildir.

Bir vali, parti bayrağını toplatabilir mi?

Sosyalist Enternasyonal’in üyeleri bunu duysalardı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ne derlerdi acaba?

DEMOKRASİLERDE en büyük güç halk gücüdür. Halkla beraber olmayan lider etkisini yitirmiş demektir. Sarıgül için CHP Genel Merkezi’nin tavrına gülüp geçiyoruz. Milli Şefimizin (İnönü) şu sözünü yineliyoruz:

‘Hadi canım siz de...’

İlhami ERTEKİN MALTEPE-İSTANBUL


Bankalar yetmiyor kuyruklar uzuyor

BANKALARIN müşterilerinden aldığı komisyonlara ilişkin şikáyetiniz çok doğru. Akbank Mersin Pozcu şubesindeki personel yetersizliği, müşterileri canından bezdirdi. Banka müşterileri, işlemlerin yavaşlığı nedeniyle oluşan kuyruklardan şikáyetçi olmanın yanı sıra beklemek için banka içinde yeterince bank bulunmamasından yakınıyor. Mersin’den Ankara’ya 100 milyon liralık havale için yaklaşık yüzde 25 komisyon yüksek değil mi; PTT aynı hizmeti yüzde 2 ile yapıyor. Banka müdürlerine sorulduğunda, komisyon oranlarının şubelerin tasarrufunda olmadığı, genel merkez tarafından belirlendiği söyleniyor.

Cengiz KÖSE MERSİN

BANKA işlemlerimi genelde internetten yapıyor ve çok rahat ediyorum. Şubeden yapılan işlemlerde bankanın neredeyse ‘ayakbastı parası’ aldığını biliyorum. Hatta bir banka var ki, o banka siz başka bankadan o bankaya EFT yapsanız da sizden bir bedel alıyor. Bu konuda itirazıma kimse doyurucu bir yanıt veremiyor. Bankalar neden kamuoyuna açık olmuyorlar?

Özlem ÇUKUR

PTT ÜCRETLERİ

PTT’nin online sistemi ile para havalesi gönderenlerden 250 milyona kadar 3 milyon; 250-500 milyon arasındakiler için 5 milyon bedel alındığını yazmıştık.

www.ptt.gov.tr sitesinde, havale ücret tarifesinde böyle yazıyor.

Ancak bazı okurlarımız, havale göndermek için gittiklerinde, 100 milyona kadar havaleler için 4.5 milyon lira alındığını belirterek, ‘PTT de zam yaparak bankalara ayak mı uyduruyor? Yoksa bir işlem hatası mı var?’ diye soruyorlar.

Mezarlara saygı

BAYRAMDA
yakınlarımıza dua etmek için mezarlara gidildi. İşte binlerce kişinin ziyaret ettiği Karacaahmet Mezarlığı’nın durumu... Yaklaşık bir sene önce fırtına sebebiyle yıkılan ağaçlar

(4. ada) hálá kaldırılmamış. Mezarlar oyuk oyuk, taşlar ikiye bölünmüş. Yol kenarlarında eski püskü elbiseler, iç çamaşırları var. Demek ki birileri mezarlıkta yatıyor. Başıboş köpek sürüleri de cabası... Mezar satın almak isteseniz 20 milyardan kapı açıyorlar. Böyle bir ücrete karşılık, verdikleri hizmet bu mudur?

İbrahim ÇAKIR ÜSKÜDAR

GATA ve Meclis

AKP
Balıkesir Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu üyesi Turan Çömez, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devri konusunda şöyle diyor:

‘Askeri hastaneler sivillere açılmalıdır. GATA kanununda yapılacak değişiklikle hem askeri hastanelerdeki atıl hizmet kapasiteleri değerlendirilir, hem de sivil hastanelerdeki kuyruklar azalır.’ PTT, Demiryolu gibi hastaneler de bu tasarıya dahil edilirken, TBMM hastaneleri de bu devir işlemine neden sokulmuyor acaba?

İzzet DERYAOĞLU İSTANBUL

Biliyor musunuz?

ÇEVRESİNE Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin’in ‘hısmı’ olduğunu söyleyen, geçen dönem Fatih Belediyesi Teknik Başkan Yardımcılığı’ndan, Korkut Özal’ın aracılığıyla, kadrosunu sekreteri ile birlikte Eminönü Belediyesi’ne aktaran Mahir Katırcı hakkında, Fatih’teki görevi sırasında bir müteahhitten rüşvet istediği iddiasıyla ‘irtikaba teşebbüs ve mahkeme kararına sövme’ suçlarından dava açıldığını...YEREL seçimler öncesinde ‘Bana oy vermezseniz AKP gelir’ diye propaganda yaparak başkanlığı kazanan ANAP’lı Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden’in bir süre önce AKP’ye geçmesi karşısında, kendisine tepki gösterip sözlü sataşmada bulunan eski AKP İlçe Başkanı Mahmut Çelik’in kayınpederi İrfan Uzun’un Adalar Adliyesi’nde tutuklanarak Kartal Cezaevi’ne konulduğunu... BULGARİSTAN’a açılacak üçüncü sınır kapısı Hamzabey’in 21 Kasım’daki açılış töreninin Bulgar tarafının isteği üzerine bir süre daha ertelendiğini... TRAKYA bölgesinde aşırı kuraklık nedeniyle tarlaları ‘tarla farelerinin’ istila ettiğini, Tarım Bakanlığı’nın ilaçlama konusunda hiçbir çalışmasının olmamasının köylülerin tepkisine yol açtığını...
Yazının Devamını Oku