Yalçın Bayer

‘Kar bereket getirsin’

12 Ocak 2022
Sosyal medyada ‘Havadan Doğadan’ programı (kar, yağmur ve hava sıcaklıkları) ile Çorlu’dan dikkat çekici hava programları yapan çevre mühendisi Ozan Deniz, salı akşamından itibaren çarşambaya (bugün) kadar Trakya ve İstanbul’da kar yağışlarının olacağını müjdelerken “Az kar yağan ya da yağmayan yerler şansına küssün, bu da Allah’ın takdiri olacak. Herkesin kapısının önüne aynı derecede kar düşmez. Her sistemin kendine göre etkili olacağı ya da zayıf kalacağı yerler mutlaka olacaktır. Bundan sonrasını birlikte yaşayacağız” diyor.

Ozan Deniz’in aldığı mesajlardan birkaç örnek: “Dört gözle bekliyoruz, hayırlısı olur inşallah”, “Çocuklar için çok yağsın, her gün ne zaman kar yağacak diye soruyorlar.”, “Ozan Bey iyi ki varsınız, sizi takip ediyorum, güzel bilgilendirme yapıyorsunuz.”, “Hayırlısı ile yağar!”, “Rabbim, her kar tanesini her birimize bereket olarak nasip etsin inşallah...”, Çorlu’ya çok yağsın, tarlalar yağmur bekliyor”, “Ozan oğlum, ne dersen aynısı oluyor, çok teşekkürler.”

GÜNÜN SÖZÜ

“Para az değil, hırsızlar çok kalabalık.” Eduardo Galeano

KAZAKİSTAN’I ANLAMAK

KAZAKİSTAN, Türkiye için sıradan bir ülke değildir. Bağımsızlığın ilk döneminden beri ona yeraltı zenginliğinden değil, tarihi ve kültür yakınlığı ile odaklanmıştır. İpekyolu güzergahında iki ülke köprü vazifesi görmektedir. Yani Kazakistan Türkiye için hem bir kardeş ülke hem de jeo-stratejik kavşak noktasıdır. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Kazakistan’dan vazgeçmeyecektir, Kazakistan devletinin yanında olacaktır.

Türk Dünyası ve Kazakistan’la ilgili çalışmalarıyla bilinen Prof.Dr. Kürşad Zorlu 2019’da yayımlanan ‘Büyük Bozkırın Yükselişi’ adlı kitabında “Tokayev ile başlayan bu dönemde siyasal, sosyal ve ekonomik açıdan güçler dengesinin sağlanması hayati bir önem taşımaktadır” diye yazmıştı.

Türk Dünyası ile ilişkilerini nereye ve nasıl konumlandıracağını sorguluyordu.

Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele edeceğini seçim öncesinde taahhüt etmişti. Göreve geldikten sonra “

Yazının Devamını Oku

3600 ayrımcılık olmaz!

11 Ocak 2022
Gündelik dile “3600” siyasi bir tartışma konusu olarak yerleşti. 3600, Devlet Memurları Kanunu uyarınca memurlara ödenen ücretlerin belirlenmesi ve hesaplanmasını düzenleyen mali sistemin, ‘ek gösterge’ denilen ölçütün bir kademesidir.

Birinciden onuncuya kadar derecelendirilmiş memur ücret kademeleri (barem dereceleri), mesleksel yetki ve sorumluluk, görevin özellikleri, öğrenim durumu, görevlinin kıdemi gibi kriterler değerlendirilerek, çeşitli derecelerdeki memur ve memur emeklilerine verilecek ek göstergeler kanunla tespit edilmiş ve uygulanmıştır. Yani her derece/kademenin ek göstergesi sebep ve gerekçelere dayanır. Bütünlüğü olan bir görevlendirme/ücretlendirme sisteminin maddi ölçüsüdür. Bir meslek grubu kamu görevlisinin ek göstergesinin 3600’e yükseltilmesi gerekebilir. Ancak bu sistemin yalnızca bir derece kademesindeki memurlar (görevliler) için ek göstergenin değiştirilip yükseltilmesi ayrımcılık sonucu doğurmuş olur. Dolayısıyla eşitlik ilkesine, liyakate aykırılık ve diğer kademedekiler için mağduriyet yaratır.

Bundan dolayı, 3600 ek gösterge verilmesi düşünülen görevliler için yapılacak iyileştirmenin, aynı şekilde diğer bütün ek gösterge kademelerinde çalışanlar ve emekliler için de ölçülü biçimde uygulanması, eşitlik ilkesi ve liyakat bakımından zorunludur. Aksi takdirde idari ve hukuki sorunların doğması kaçınılmazdır.

Bu nedenle yasada ayrımcılık yapılamaz.  Murat KATOĞLU

GÜNÜN SÖZÜ

CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, vatandaşın borç sarmalını şöyle özetledi:

“Yoksul halkımız enflasyon altında daha çok eziliyor. Kredi kartı borçları 6.1 milyar lira arttı. Vatandaşın borcu 1 trilyon 83 milyar liraya çıktı. Vatandaş borç sarmalında. İcra dosya sayısı 22.5 milyon adet oldu.”

ALEVİLER: “BİZ ÜVEY EVLAT MIYIZ? ‘MELELER’ KADAR DEĞERİMİZ YOK”

EKREM İmamoğlu seçimi kazandıktan sonra İstanbul’da yeni cemevleri yapılması ve mevcutların onarılması ile ilgili olarak İBB’ye bir çok başvuru olduğu biliniyor. İmamoğlu’nun bu taleplerden haberi var tabii. Ancak 2.5 yıldır İBB tarafından tek bir cemevi yapılmadığını, yapılan ziyaretlerde de verilen sözlerin unutulduğunu belirten bir ‘Dede’,“Eksikleri tamamlayacağım”, dedi ancak gereğini yapmadı. İmamoğlu’nun bir huyu vardır; gelir gaz alıp gider” diye konuştu.

Yazının Devamını Oku

TÜİK neyi araştırıyor?

7 Ocak 2022
Bir okurumuz kendisine böyle bir mesaj geldiğini söylüyor:

“TÜİK 0000 Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen hane halkı yurtiçi ve yurtdışı turizm anketi için haneniz 0000 Ocak 2022 tarihleri arasında bölge müdürlüğümüz personeli tarafından ziyaret edilecek ya da hafta içi ve hafta sonu ALO 124 veya diğer kurumsal hatlarımızdan telefon aramaları yapılarak araştırma gerçekleştirilecektir. Bilgi için 00000 Dahili 151 veya 127 BOO1.”

Aralarda ‘0’lı şifreler var, ilk başta turizm araştırması deniliyor ama neyin araştırmak istendiği açıkça anlaşılmıyor.

Bu bir, seçim öncesi bir kamuoyu yoklaması olabilir mi?

TÜİK siyasi gelişmelere ilişkin böyle bir çalışma yapabilir mi?

Bir istatistik uzmanına sorduk: “Olabilir” dedi. Burada ilk sıfırlar araştırmanın yapıldığı ili; ikinci sıfırlar hangi tarihte ziyaretin yapılacağını, üçüncü sıfırlar da o bölgede ulaşılacak kişinin telefonunu içerdiğini söyledi.

Başka bir araştırma olasılığı nedeniyle niye şifre kullanıldığı sorusu akla geldiği için, araştırmanın turizm dışında bazı gelişmeleri tespit için yapılabileceği belirtiliyor haklı olarak. Gelişmeleri dikkatle izlemek gerekiyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

‘Kemalistler’ artıyor

6 Ocak 2022
2010 yılından bu yana Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonunda akademik bir ekip tarafından yürütülen ve 11 yıldır Türkiye’nin nabzını tutan ‘Türkiye Eğilimleri’ araştırmasının 2021 yılı sonuçları açıklandı. Türkiye temsiliyetine sahip 26 ilde yaşayan 18 yaş üzeri 1.000 kişiyle yapılan çalışmaya göre Türkiye’de halkın ana gündem maddesi ‘ekonomik sorunlar’. Geçtiğimiz yıla göre oranını üçe katlayan ‘mülteci sorunu’ 2. sıraya yerleşirken, “COVID-19 salgını” 3. sırada yer aldı.

Üniversitenin Türkiye Araştırmaları Grubu ile Global Akademi ortaklığında geliştirilen araştırmanın koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, “Bu çalışma ile Türkiye’nin sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel değişimleri ve halkın yaşam alışkanlıkları objektif bir şekilde ölçülüyor. Böyle bir araştırmayı gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

EKONOMİ İLK SIRADA

İki yılın sonuçları karşılaştırıldığında, “Kendimi/ailemi geçindiremiyorum” diyenlerin oranı yüzde 51.1’den yüzde 57.2’ye ve “Ekonomik olarak daha kötü durumdayım” diyenlerin oranı yüzde 51.8’den yüzde 55.4’e yükselmiş gözüküyor.

Tasarrufta, ‘Altın alırım” (yüzde 54.6) ve ‘Döviz alırım’ (yüzde 38) ilk iki sırayı paylaşıyor.

Siyasi görüş açısından ‘muhafazakâr’ yanıtı önde görünüyor (yüzde 27.5). Bu tanımı ‘milliyetçi’ (yüzde 19.9), ‘Kemalist’ (yüzde 19.2) ‘siyasal İslamcı’ (yüzde 9), ‘sosyal demokrat’ (yüzde 13.9’dan yüzde 8.3’e düşmüş) izliyor. Buna karşılık kendisini ‘Kemalist’ olarak tanımlayanlar yüzde 10.3’ten yüzde 19.9’a yükselmiş gözüküyor. Muhafazakâr-siyasal İslamcılar yüzde 41-55 yaş arasında; milliyetçi veya Kemalist olarak tanımlayanlar ise 18-20 yaş arasında öne çıkıyor.

Katılımcıların yüzde 55.7’si Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tercih ederken, yüzde 44.3’ü Parlamenter Sistem’i benimsediğini belirtiyor. Bu oranların geçen yıla göre önemli bir değişiklik geçirmediği görülüyor.

Katılımcılar ‘Haziran 2023’te yapılması öngörülen seçimlerin öne alınmasına gerek var mı?’ sorusuna yüzde 64.5 oranında ‘Hayır’ yanıtını veriyor.

“İdeal bir cumhurbaşkanının sahip olması gerektiği düşünülen özellikler”

Yazının Devamını Oku

İnsanlığı çok zor günler bekliyor

5 Ocak 2022
Dünyada kaynaklar azalıyor. Dünya toplumunun yarısından fazlası için sürdürülebilir bir geleceğin altyapısı oluşturulamıyor.

Eski sömürü ve tekelcilik alışkanlıkları, bugün yeni bir kıyafetle küreselleşme adı altında daha sert bir şekilde yeni bir geleneğe dönüşüyor.

Türkiye çok dikkatli olmalı ve bu yeni kuşatmacı zinciri kendi geleceği için liyakat ve vizyon ile kırmalı.

Katma değer üreten, sinerji yaratan yeni bir sosyokültürel toplumsal mücadeleye başlamalıyız.

Bunun için en önemli olan varlığımız halen mevcut:

Dünyada ülkemizin sahip olduğu en önemli değer ve varlık olarak yüksek sayıda gençlerimiz gösteriliyor.

Onlar için kalıcı/katılımcı/paylaşımcı, çok boyutlu ve çeşitli vizyoner projelerin altyapısını oluşturmakta bu ‘siyaseti meslek edinmiş eski ve verimsiz kafalı siyasetçiler’ yüzünden çok geç kalıyoruz. Günlük çirkin ve kavgacı siyaset geleneği, yeni fikir ve çözümleri devamlı geri itiyor.

Bu verimsiz yerel ve ulusal, çıkarcı, menfaatçi, rantçı, çapsız siyasiler ne kadar günah ve suç işlediklerinin farkında bile değiller. Onlar hayatlarından mutlu!

Ben ise çok üzülüyorum, şimdi bu değerli gençlerimize tatmin edici gelecek projeleri sunamadığımız ve onları çaresiz bıraktığımız için bazıları kripto adında yeni bir tarz kumara alıştırılıyorlar, yattığı yerden aplikasyon ile zengin olabilecekleri düşüncesine itiliyorlar. Merdiven altı kripto ve mitingciler çoğalıyor.

Yazının Devamını Oku

TÜİK, çarşı-pazara yaklaştı

4 Ocak 2022
Önceki verileriyle hedef tahtası haline gelen TÜİK, bu kez piyasa beklentilerinin üzerinde, alev alev yanan çarşı pazar fiyatlarına yakın enflasyon oranını açıkladı.

Aralık ayı enflasyonu yüzde 13.58, 2021 yılı enflasyonu yüzde 36.08 olarak gerçekleşti. Bu oranlar son 19 yılın en yükseği. Temmuz-Aralık dönemini kapsayan son 6 aylık süreçte enflasyon yüzde 25.48 oldu.

Buna göre, temmuzda maaşlarına yüzde 3 oranında zam yapılan memur, memur emeklisi ve sözleşmeli personele 1 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 22.48 oranında enflasyon farkı ödenecek. Ağustos ayında bağıtlanan toplu sözleşme uyarınca memur, memur emeklisi ve sözleşmeli personel maaşına yine 1 Ocak’tan itibaren yüzde 5 zam yapılacak. Enflasyon farkı ile birlikte 6 milyonu aşkın kitlenin maaşında yüzde 27.48 artış olacak. Buna göre en düşük memur maaşı 5 bin 665 lira, en düşük memur emeklisi maaşı 4 bin 37 lira oldu.

Emekliler arasında en gariban kitleyi oluşturan ve en düşük aylığa talim eden işçi, esnaf, çiftçi emeklisi, dul ve yetim aylığına 1 Ocak’tan geçerli yüzde 25.48 oranında zam yansıtılacak. Bu artışlar doğrultusunda en düşük işçi emekli aylığı 2 bin 41, en düşük esnaf emekli aylığı 2 bin 214 ve en düşük çiftçi emekli aylığı da 2 bin 87 liraya yükseldi.

Lakin bu aylıklar net 4.253 liralık asgari ücretin oldukça gerisinde kaldı. Gariban kitlenin son zamlar karşısında rahat nefes alabilmesi için en düşük emekli aylıklarının asgari ücret düzeyine çıkarılması şart. Bu maaşlarla salt elektrik ve doğalgaza gelen yüzde 25 ile 130 arasındaki zamlarla baş etmek olası değil.

Kabine toplantısından sonra Erdoğan, memur maaşlarında 1 Ocak’tan itibaren %7.5 (2.5’u ek zam) oranında, yani toplamda 30,5 artış olacağını bildirdi. En düşük emekli aylığı da 2.500 lira oldu.          Şükrü KARAMAN

GÜNÜN SÖZÜ“KATILIM bankaları da, Bankacılık Kanunu’nun dini kurallara dayalı olmayan hükümleri çerçevesinde çalışırlar. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin bankaları, şeriat bankacılığı yapmaz. Kutsal metinler, ticari bir iş olan banka işlemlerinde kullanılamaz. 92 yıl geriye giderek Türk harfleri yerine yeniden Arap harflerinin kullanılması söz konusu olamaz. Böyle bir geriye dönüş düşünülemez. İlgili bankanın yapılan yanlışı düzeltmesi gerekir.” Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK

DÜNYADA BİR ÖRNEK

TURİZM

Yazının Devamını Oku

‘Andımız’ temyize taşındı

31 Aralık 2021
Adana Milletvekili İsmail Koncuk, ‘Öğrenci Andı’nın kaldırılması ile ilgili açtığı temyiz davasına dair yaptığı açıklamada, “Öğrenci Andı’nın kaldırılması talebiyle açılan bir davada Andımız’ın içeriğini ve okutulmasını savunan idarenin, aradan birkaç sene geçtikten sonra bu kez Andımız’ın kaldırılması gerektiği yönünde görüş bildirmesi objektif/nesnel gerekçelerle açıklanamaz. Bu görüş değişikliğinin subjektif/siyasi olduğu ve bu bağlamda denetime tabi olması gerektiği açıktır” dedi.

“(Bu durum) Andımız’ın kaldırılmasının nesnel/bilimsel gerekçelere dayanmadığını, siyasi nedenlerle alınmış bir karar olduğunu gösteriyor. Ayrıca devlet dairelerinden ‘T.C.’ ibarelerinin çıkarıldığı, ‘Ne mutlu Türk’üm Diyene’ ifadelerinin kaldırıldığı, ‘Çözüm Süreci’ adı altında bölücü terör örgütünün siyasi temsilcileriyle doğrudan/dolaylı müzakere yapıldığı kamuoyunun malumudur” diyen Koncuk, Öğrenci Andı’nın kaldırılması ile ilgili idari işlemin ‘demokratikleşme süreci’nin (konjonktürel) bir parçası olduğunu ve andın sözde demokratikleşmenin kurbanı olduğunu söyledi.

Koncuk açıklamasının sonunda şöyle konuştu:

“Ant, ilkokulda gururla okutulan bir metindir. Andın kaldırılması değil, gururla okutulmaya devam ettirilmesinden yana olunması hem hukuki hem vicdani bir sorumluluktur, gerekliliktir. Bunun için davanın sonuna kadar takipçisi olacağım.”

GÜNÜN SÖZÜ

“İNSANLARIN hemen hemen her konuda kamplaştığı tuhaf bir dünyada yaşıyoruz. Kamplaşmış insan dinlemez, dinlese de anlamaz. Her düşünceyi kendi düşüncesine hizmet eden bir tamamlayıcı ya da potansiyel bir düşman olarak görür.” Vedat MİLOR

‘BEYİN GÖÇÜ DEĞİL VÜCUT GÖÇÜ’

MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat, “Dile benden ne dilersen” konulu bir ankete, toplumun yarısının “Beni Türkiye’den başka bir ülkeye götür” cevabı verdiğini açıkladı. TV5’te yayınlanan ‘Ters Açı’ programında konuşan Kulat, “Artık sadece beyin göçü değil, vücut göçü de beden göçü de, her şeyin göçü var” dedi.

Kulat

Yazının Devamını Oku

TOGG’un daha 1 yılı var

30 Aralık 2021
Geçen haftanın en önemli olaylarından biri de Bursa Gemlik’te inşaatı süren Türkiye Otomobil Girişimi Grubu’nun fabrikasına düzenlenen basın gezisiydi. 70’ten fazla yayın ve 100’den fazla gazetecinin katılımıyla gerçekleşti.

Türkiye’deki TOGG oluşumunun başına Almanya’dan Gürcan Karakaş’ın geleceğini ilk defa köşemde duyurmuştum. Şimdi ise, dersini çok iyi çalışmış ve TOGG felsefesini çok güzel benimsemiş olarak bu sunumu gerçekleştirdi. Gazeteci arkadaşım Babür Gürel de ziyaretçiler arasındaymış. YouTube videosu beni çok etkiledi, kendisiyle konuştum, bilgilerini ve yorumlarını aldım.

Babür Gürel bana yolladığı notun başında şöyle diyor: “Neden bir otomobil fabrikası inşaatında üretilecek otomobilin prototipi ile fotoğrafım yok? Çünkü konu otomobil değil, otomobil orada üretilecek mobilitenin sadece dörtte biri.”

ETKİLENİLMEYECEK GİBİ DEĞİL

Bu sabah TOGG’un Gemlik’deki fabrikasına giderken, düşündüklerimle gördüklerim arasında çok fark vardı. Daha önce dedikodulara dayanan, yalan yanlış ya da kulaktan duyma bilgilerle yapılan yorumlardan çok farklı olduğuna tanıklık ettim. Dünyada gördüğüm birçok otomobil fabrikası kadar etkileyici ve büyük bir alana kurgulanan fabrika, yan tesisleri ile cidden çok büyük ve modern olacak. Bu fabrikaya otomobil fabrikası denemez. Konularına çok hâkim bir ekibin, Gürcan Karakaş yönetiminde çok inandıkları bir projede, her detayı düşünerek ve ayakları yere basarak ilerlemesi; kesinlikle Türk Otomotiv Endüstrisi için çok önemli bir mihenk taşı olacak. Dedim ya, şimdilik 694 kişiden oluşan bu ekip, üretim aşamalarının her detayına hâkim ve bilgili. Fabrikada kimle konuştuysam herkes üretilecek olan araca güveniyor ve en önemlisi de, kullanılacak donanımların ne kadar gerekli olacağını biliyor. Bu ekip bozulmaz ve güven devam ederse, evet, ortaya iyi bir otomobil çıkabilir.

LİYAKATİN ÖNEMİNİ ORTAYA KOYUYOR

Şu anda Gebze’de küçük bir yerde prototip modelleri üretilen ve bu üretilen otomobillerin testlerde ve deneme sürüşlerinde kullanılmasıyla gelişimini sürdüren TOGG, önümüzdeki sene üretime hazırlanıyor (önümüzdeki yıl bugünlerde bu aracı tartışıyor olacağız). 0-100 kilometre saat arası hızlanması 4.8 saniyede olan otomobildeki yerlilik oranı şimdilik yüzde 51. Üretimi takip eden 3 yıl içinde ise, yüzde 68 yerlilik oranına ulaşacak. Tüm gelişim enstrümanlarının zaman içinde kullanılacağını anlatan ve kendi konusuna çok hâkim olan TOGG CEO’su Gürcan Karakaş “Şu anda ortalama deneyimi 12 sene olan 694 kişilik bir beyin takımı ile hareket eden TOGG’un yüzde 25’i de kadın çalışanlardan oluşuyor. Konusunda deneyimli 469 mühendis aracın gelişimi için çalışıyor. Gemlik’in deprem bölgesi olması sebebiyle, kapalı alanları zemine 20 metre giren 44 bin kazık üzerine kurulacak olan fabrikanın tamamı olan 1.200 milyon metrekarelik deniz kıyısındaki alanda kurulum çalışmaları devam ederken, ihtiyaçların yüzde 75’i Türkiye’den tedarik ediliyor. Ve işin en önemli kısmı ise, tüm kararlar Türkiye’deki merkezden alınıyor” dedi.

AYRINTILAR

GEMLİK’

Yazının Devamını Oku