Çiller, parti arıyor

Köşe yazısından alıntılar yapıyoruz:

“Türkiye seçim sathında. Erken veya zamanında seçime fazla bir süre kalmadı. Herkes hesap kitap yapıyor. ‘Millet ittifakı’ birlik için çalışıyor. İç krizleri aşma çabasında. Gelen bilgilere bakılırsa belli mesafe almışlar. ABD’nin katkısı büyük olmuş. ‘İkna gücünü’ kullanmış. Liderler Zirvesi bildirisi de kimseyi tatmin etmemiş. ‘Dağ fare doğurdu’ görüşü hâkim. Bu ay sonuna doğru (27 Mart) yine buluşacaklar. Bakalım ne çıkacak?”

Özçelik, Çiller’in partisi için de “Milletimi özledim” ifadesi üzerinden kendisine gelen kulis bilgilerini şöyle aktarıyor:

“Parti kurma hazırlıkları üzerinde çalışılıyor. Demirel’e yakın bazı isimler, DYP’nin eski yöneticileri, Çiller döneminin bürokratları... Toplantı üstüne toplantı yapıyorlar. Partinin tüzük taslağı bile yazılmış. Partinin adı da düşünülmüş. DP ile anlaşma yanlış bulunmuş. ‘İçinde 12 Eylül ürünü ANAP’ var denmiş. Başka isimler de tartışılmış. En sonunda Demirel’in 12 Eylül sonrası kurdurduğu, darbecilerce yasaklanan ‘Büyük Türkiye Partisi’ ismi üzerinde karar kılınmış.

Şu anda kurulu bir parti ile anlaşılmış. Düğmeye basılırsa hemen kongresi yapılacakmış. Adı, tüzüğü ve yöneticileri değişecekmiş. Eski bir siyasetçi ‘Kurulu bir parti ile anlaşmamız tamam’ diyor.

Gelen bilgilere göre Çiller, ‘Siz partiyi kurun beni davet edin’ demiş.”

Haberde, parti kurucuları arasında sorunlar çıkınca bir grup kopmuş. Seçime girme hakkı olmayan parti ile ilgili sorunlar nasıl aşılacak henüz belirsizmiş. Bu parti hangi ittifaka destek verecek? Çiller, 6 partili koalisyona soğukmuş. ‘Cumhur İttifakı’ ismi öne çıkıyor. Zaten Erdoğan’la yakın temas içinde Çiller’in yakınları...”

DP VE AP’DEN RET

Evet, “Ortada bir pazarlık konusu var” diye yazıyor İsmet Özçelik.

Dün öğleden sonra düşen haberlere göre DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Adalet Partisi Genel Bakanı Dr. Vecdet Öz, Çiller’in kendileri ile ayrı ayrı görüşerek partilerinin başına geçmek istediklerini ancak reddettiklerini açıkladılar.

GÜNÜN SÖZÜ

“ÇOCUKLUĞUMDA elime geçen iki kuruştan birini kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

CHP’YE KARŞI ÇOK AYIP!

İBB’ye bağlı şirketlere yapılan atamalarda liyakata dikkat edilmediği, hatta YK üyelerinin toplantılarına katılmadığı hep şikâyet konusuydu. Bunları da zaman zaman gündeme getirmiştik. CHP Sultanbeyli eski İlçe Başkanı Muharrem Konuk, başından geçen bir durumu sosyal medyada anlatıyor:

“İBB Şehir Hatları şirketinde YK üyesi olmam nedeniyle tarafıma ödenen aylık geliri İlçe Başkanı’na vermediğim gerekçesiyle görevime son verildi. Ben İTÜ mezunu makine mühendisiyim. Yerime atanan arkadaşımız Aytekin Akpınar’ın yanlış bilmiyorsam ilkokul diploması yok. Tarafıma verilen bilgiye göre, daha önce CHP kontenjanından şirketlere YK üyesi olanlar, aldıkları paraları ilçeye verecekler, bunlarla harcamalar karşılanacak. Önce inanmamıştım, ne yazık ki doğru çıktı. Önerimiz bu yöntemden vazgeçilmeli, liyakat ön plana çıkarılmalı. Ben de ilçe başkanlığı yaptım, bu tür harcamaları kendimiz cebimizden karşılardık. Partimize çok ayıp bir durum.”

T.C. KURULUŞU VE RUSYA’DAKİ TÜRKLER

ANKARA Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen, TV5’te yayınlanan ve gazeteci Mustafa Yılmaz’ın sunduğu “Kulis Ankara” programında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline dair soruları, tarih perspektifi içinde cevapladı. Bu arada Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve Rusya’daki Türkçüler konusunda bilgiler aktardı. İlk Türkçülük Kongresi’nin, Rusya’daki Oka Nehri’nin üzerindeki bir gemide düzenlendiğini belirten Çeçen, “Türkiye’de tabii bir çöküş var, bir yeni yapılanma var Kuvayımilliye adı altında ama ulus devlete geçişte ulusun adı yok. Ulusun adı, işte kuzeyden geliyor bize. Bunu görmemiz lazım. Anadolu’da Türkçülük akımları çok etkin değil ama Rusya’da başlayan çok ciddi bir yapılanma var” dedi. Rus Çarı’nın Türkçülük Kongresi yapan Türkçüleri kovmasıyla beraber Türkçülerin öncülerinin bir kısmının İsviçre’ye gittiğini, bir kısmının ise İstanbul’a gelip 1908-1909 yıllarında örgütlenmeye başladıklarını anlattı. Çeçen, “Önce Türk Derneği kuruyorlar, daha sonra Türk Yurdu Cemiyeti’ni kuruyorlar ve daha sonra Türk Ocakları’nı kurarak Anadolu’da örgütleniyorlar. (...) Atatürk, belirli bir aşamadan sonra Kuvayımilliye hareketinin temsilcisi olarak onlarla bağlantıya giriyor ve Atatürk’ün yanına, bu çalışmaları örgütleyen kişi de Kazan’da yetişmiş olan, Tataristan’dan gelen Yusuf Akçora, bazen Rusya’da çalışıyor, bazen Türkiye’de çalışıyor, bazen İsviçre’ye gidiyor, bazen Almanya’ya gidiyor. Almanya’da, Sovyet devriminin yapılması gibi bir proje çerçevesinde Türkler de devreye giriyorlar” diye konuştu. Çeçen, “Şimdi, bugün de aynı durum ortaya çıktı çünkü Türk dünyasında var olan Türk Dünyası Teşkilatı kuruldu” dedi.

BİLİYOR MUSUNUZ?

CHP eski Milletvekili Şerafettin Turpçu’nun, “6’ların bildirisi için ‘T.C.’nin kurucu anayasası olan 1924 Anayasası’na nasıl söz edilebilir! AK Parti’den siz kurtaracağız diyenler işe 1923’ten mi başlayacaklar?” diyerek mutabakat metnini eleştirdiğini...

ANKARA Milletvekili Nihat Yeşil’in, TÜİK’e göre, zorunlu trafik sigortası bedellerine yapılan yüzde 37.5’lik artış nedeniyle, trafikte seyreden sigortasız araç sayısının motosiklette yüzde 66, traktörlerde ise yüzde 41 olduğunu...

MESAJ PANOSU
Tam 94 akraba

VATAN Bilgisayar ve Vatan Otomotiv AŞ firmalarının ortağı ve yönetim kurulu üyesi Mustafa Asım Vatan’ın 4 Mart’ta vefatı (Zincirlikuyu’da toprağa verildi) üzerine ailesi tarafından verilen vefat ilanında, 10 yeğen, 7 kardeş, 8 kayınbirader, 11 amca, 10 dayı, 14 büyük amca, 17 büyük dayı ve 17 kuzen olmak üzere 94 akraba ismi yer alıyor.

TÜRKSOY ve Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği arasında ‘Türk dünyasına hayırlı hizmetler yapmak’ üzere işbirliği protokolü imzalandığı açıklandı.  İrfan TATLIOĞLU

OKUYUNUZ

ARTUN Ünsal ‘Nadide Bir Goncadır Enginar’ (İletişim), Zeynep Bilgehan ‘Hey Gidi Yıllar’ (Hürriyet Kitap), Nur Batur ‘Ortadoğu’nun Şahları Vezirleri Piyonları’ (Kırmızı Kedi), Cem Kozlu ‘Bir Tıp Şehidi-Salahattin Mehmet Erk-Cumhuriyet’in İlk Röntgen Profesörü’ (Remzi Kitapevi), Bedri Baykam ‘Genel ve Çok Özel İlişkilerin Sakıncalı El Kitabı’ (Kırmızı Kedi), Umut Özkan ‘Gün Yüzüne Dökülenler’ (Kara Karga).