Yalçın Bayer

Çırağan çınarlarının çilesi büyük

23 Mart 2022
'Çırağan’daki çınarlar’ konu olunca, söz hakkı verilmesi gereken ilk kişi ben olmalıyım...

Çırağan’da bir çınarı kesenlere karşı büyük bir savaş vermiş, kazanmıştım. Tek bir çınarın yaşamı için savaş vermiş bir belediyecilik anlayışından, ‘Hasta ağaçların tümünü keselim’ anlayışına geçilmiş olması kaygı vericidir. “Bana çınarlar kesiliyor, neden suskunsunuz?” diye soruyorlar. Ben de tarihe bir not düşmek ereğiyle bilgi sunayım istedim. Çırağan çınarları olarak bilinen bu ağaçların yaşamları çok çilelidir.

Ana yoldaki konumları nedeniyle, yeterince su-hava ve ışıkla beslenemiyor bu ağaçlar. Dilediklerince, gerektiği oranda gövde gelişimi gösteremiyorlar. Ana yolun doğu-batı yönünde az ışık alıyor oluşu, bu ağaçların ışığa ulaşmak için yukarı doğru şekilsiz boy atmalarına da neden oluyor. Toprağa güçlü bir kök sistemiyle bağlanmalarına bile izin verilmiyor onların. Altyapı-üstyapı çalışmaları denen kazılar nedeniyle hep örseleniyorlar. Günün birinde yıkılıvermek, yazgıdır onlara...  

İstanbul’un bu görkemli ağaçlarından birini ‘bir otelin önüne kapı açmak’ gibi bir gülünç gerekçeyle kesmek isteyenlere, 1990 yılında ben, mühendis arkadaşlarım ile Park Bahçeler Müdürlüğü’nün tüm çalışanları direndik. Kesilmesinin önlenmesi için ben savcılığa da başvurdum, yardım istedim. Kesilmesini engelleyemedik ama bu ‘doğa suçu’nu işleyenleri cezasız bırakmadık.

Türk belediyecilik tarihine ‘Çırağan Çınarı’ olarak geçen, “Kent içinde bir ağacı kesenlere tarihte yazılmış, yargı tarafından uygun, yerinde görülmüş, suçludan zoralım yoluyla alınmış en ağır ceza” olan bu 50 milyon TL’lik ceza, tüm mühendis arkadaşlarımdaki ortak ‘doğa sevgisi’ duygularıyla yazılmıştı.

50 MİLYON CEZA

O tarihte 50 milyon Türk Lirası, 250 Cumhuriyet altınına eşdeğerdi. Yargı, bizi haklı buldu, Cumhuriyet altınının enflasyona karşı alınmış yerinde bir önlem olduğunu da onaylayarak, 250 Cumhuriyet altını karşılığı olan paranın anılan ağacı kesenlerden alınmasına, İBB’ye gelir kayıt edilmesine karar verdi. Bu uğraşımızın her aşamasında Belediye Başkanı Prof. Nurettin Sözen bütün çabamıza destek oldu, yeşili koruma adına hepimiz için soylu bir davranış gösterdi. 30 yıl öncesinin İBB’sinden, ağaçlarını kesen bir İBB görüntüsüne gelinmiş oluşu üzüntü vericidir.

İBB yöneticileri önce böyle bir uygulamayı kamuoyunu sıkça bilgilendirerek yapmalıydı, diye düşündüm.

Benim görev yaptığım yıllarda (1977-2004) bu çınarlar, özellikle öz odunu yıkımcısı ganoderma apolanatum adlı bir mantar türünün saldırısı altındaydı. Bu mantar türü, her tür kök-gövde yaralanmalarında, yara yerinden ağaca girer, çürüme başlatır, 10-15 yıl içinde ağacın içini tümüyle kaplar; ağaç dıştan sağlıklı görünse de gövde ile tepe tacını taşıyamaz olur, iç çürüme sonucu günün birinde yıkılıverirdi.

Yazının Devamını Oku

Düşündürücü ‘ittifak’ yaklaşımı

22 Mart 2022
İttifak Protokolü’ndeki sorunları inceleyen yazısında Galatasaray Üniversitesi’den Prof. Dr. Rıdvan Akın, “Demokrasimizin temel sorunu vesayet odakları değil, siyasi iktidarların hukuku dikkate almayan keyfi idareyi, milli irade saymalarıdır” diyor.

Prof. Akın, bir özet yaparsak altını çizdiği  eksikleri özetle  şöyle sıralıyor:

Yurtdışında yaşayan seçmenlerin temsiliyle ilgili hata yapılmıştır. Yurtdışında yaşayan yurttaşların oy verme hakları tartışılamaz. Ancak yurtdışı seçim bölgesi diye bir bölge tanımlamak, anayasa ve temsil teorisine aykırıdır. Yurttaşlarımız vilayetler temelinde temsil edilirler. Türkiye Cumhuriyeti’nde olmayan bir yer, seçim bölgesi olamaz.

Önerilen modelde Cumhurbaşkanlığı makamı 1961 Anayasasının gerisine çekilmiştir. Gerçekçi değildir. Makamın önemi açısından da yanlıştır.

1921 Anayasası, Anadolu İhtilali’nin anayasasıdır. Bunu anlamak için ilk dokuz maddeye bakmak yeterlidir. 1921’den sonraki anayasalarla, Cumhuriyetin dar kalıplar içine girdiği ifadesi yanlıştır. Bununla, Cumhuriyetimizi ‘yanlış cumhuriyet’ sayan görüşle, aynı çizgiye düşülmüştür. 1924 Anayasası, dar kalıpların değil, Atatürk Devrimlerinin Anayasasıdır. Kurucusu,  Atatürk olan partinin  bunu onaylaması  düşündürücüdür.

Demokratik hukuk devletinde din ve vicdan özgürlüğü vardır ama bu laiklik değildir. 

1921’den sonraki anayasalarla, Cumhuriyetin dar kalıplar içine girdiği ifadesi yanlıştır.

Bununla, Cumhuriyetimizi ‘yanlış cumhuriyet’ sayan görüşle, aynı çizgiye düşülmüştür.1924 Anayasası dar kalıpların değil, Atatürk Devrimlerinin anayasasıdır. Kurucusu, Atatürk olan partinin bunu onaylaması düşündürücüdür.

Protokolde, laikliğe gerçek anamda yer verilmemiştir. İttifak, din ve vicdan özgürlüğünü laiklik sanmaktadır. Buna göre, laikiğin  yok olduğunu CHP de kabul etmiştir.

Yazının Devamını Oku

Muhalefette ‘satamazsın’ İktidar olunca ‘satalım’

18 Mart 2022
SWISSOTEL’in satılmak istenmesi, CHP İBB Grubu’nu karıştırdı. Siyasi kulislerde tartışmaları süren otelin satışının uzun bir geçmişi var.2009-2014 döneminde satışı yapılan otel ile ilgili CHP Grup üyeleri Hakkı Sağlam ve Serdar Bayraktar’ın geçen dönem açtıkları dava neticesinde mahkeme, satış kararını ‘ihalede açıklık ve rekabet şartlarının sağlanmasının mümkün olmadığı’ gerekçesiyle iptal etti.

Satış teklifi, Ekrem İmamoğlu’nun Meclis’e havale etmesi ile gündeme alındı, ancak son anda 16 Mart günü geri çekildi.

Meclis üyelerinin itiraz nedeni şu: İlk satış ile şimdiki satış arasında mahkemenin iptal gerekçeleri komisyon raporunda aynı şekilde duruyor.

CHP İBB Meclis üyeleri ağırlıklı olarak satışa karşı. Daha önce karşı çıktıkları satışa ‘evet’ diyemeyeceklerini bizzat bizi arayarak anlattılar. Ancak İmamoğlu’nu destekleyen Meclis üyeleri ise satıştan yana gözüküyorlar. Yeni grup yönetimi de satıştan yana. Ancak eski Grup Başkan Vekili Fahrettin Kayhan’ın satışa karşı görüşü sürüyor. Kulağımıza gelen kulislere göre Canan Kaftancıoğlu’nun satışa karşı olduğu konuşuluyor. Bakalım kim geri adım atacak; İmamoğlu mu Kaftancıoğlu mu? Konunun genel merkeze kadar gideceği konuşuluyor.

HATAY EXPO 2021 1 NİSAN’DA BAŞLIYOR

ÇİN ve Avustralya’yla yarışarak alınan, İzmir ve Antalya’nın ardından üçüncü olacak botanik özellikli Hatay EXPO 2021, kapılarını 1 Nisan günü ziyaretçilere açacak. Önemli bitki, tarım, gastronomi şehirlerinden, çok kültürlü Hatay EXPO ana temasını ‘Medeniyetler Bahçesi’ olarak belirledi.

Mehmet Diktaş’ın kart koleksiyonu bugün İşkodra’da açılıyor

Yazının Devamını Oku

Rus turizmi nasıl kurtarılır

17 Mart 2022
Türkiye ve Almanya’da turizmin en önemli isimlerinden biri olan Hüseyin Baraner önemli bir uyarıda bulunuyor:

Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaş dünyanın son yıllarda bitap düşmüş toplumlarını iyice gerdi ve umutsuzluğa itti.

Savaşta evinden yurdundan edilen hatta canını kaybeden insanların yarattığı travmatik üzüntünün yanında hızlıca artan ekonomik kaygılar, pandemi sonrası büyük bir özlem ile beklenen mutlu ve özgür yaşamın sevincini yüreğimizde başlamadan bitirdi.

Yastayız!

En stratejik sektörlerin başında turizm geliyor. Gelecek 7-8 yıl içinde en az 100 milyon turist ve 100 milyar dolar döviz girdisi hesabı yapan sektörümüz milli ekonomimizin bir nevi garantörlüğünü üstlenmiş durumda. Burada Türk kökenli tur operatörlerinin gücü ve performansı bütün ülkeler tarafından takdir ediliyor, hatta bazıları tarafından kıskanılıyor. Rusya’da 30 yıldır faaliyet gösteren Anex, Coral ve Pegas ülkemizin en büyük uluslararası distribütörleri olarak daha düne kadar göz kamaştırıyordu. Onlarca milyon turist getiren şirketlerin değeri 300 milyon doların üzerinde bugün. Bu markalar aslında Türk turizmine mal olmuş şirketler. Bu tur operatörleri sayesinde Türkiye uluslararası pazarlarda hâkimiyetini kurmuş durumda.

Şimdi de savaş... Bu belirsizlik içinde stratejik sektörümüz turizmin en güçlü dağıtım kanalları özel bir karar ile koruma altına alınmalıdır. Operasyon ve işletme masraflarını karşılayacak maddi destek hemen verilmelidir. Ulusal markalarımızı korumalıyız.

Unutmayın!

Almanya pandemi sürecinde ülkenin en büyük turizm markası olan TUI için 3 milyar Euro kredi vererek markayı ayakta tutmayı başardı.

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

İkili sistem mi

16 Mart 2022
AKP ve MHP’nin Meclis’e sundukları seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu muhalefet için sürpriz oldu. ‘İyi hesap edilmiş’ bir yasa olarak nitelendirilebilir.

Göründüğü kadarıyla artık büyük ittifaklarda birinci partilerin önemi ve belirleyiciliği daha öne çıkıyor.

Grupların adaylarını ve seçmenlerini ‘sosyolojik’ bakımdan daha dikkatle belirlemesi durumu önemli hale geliyor.

Yani ittifak önderinin gücü daha artıyor; diğer partiler onların altında kalıyor.

AKP, CHP ve HDP hem vitrinde olacaklar hem de listelerin oluşmasında belirleyici olacaklar.

Her seçim çevresinde, aday belirleme noktasında isimlerin sosyolojik, etnik, mezhepsel ve kültürel yapısını ‘nakış’ gibi işlemesi gerekiyor.

- Muhalefetin şimdiden bazı eleştirileri dikkat çekiyor. Ama şu da var; yasanın bazı maddeleri görüşülürken, iktidarın genel kurulda önergeler vereceği ihtimal dışı değil. Örneğin, il ve ilçe seçim kurullarının oluşumunda ve propaganda serbestisinde AKP ve MHP’nin lehine düzenlemeler yapılabileceği Meclis kulislerinde konuşuluyor. Bir muhalefet milletvekili, “AKP ve MHP kamuoyunda eleştiri konusu olmasın diye bazı beklentilerini genel kurul görüşmelerine bırakabilir. Onlar şimdiden açıklanırsa, tartışma konusu olabileceğini düşünmek gerekiyor” diyor.

- Esas altılı blokun yapısı, ittifak içinde tartışma konusu olabilir mi? Millet İttifakı, değerler, inançlar, geçmiş siyasi aidiyetler bakımından daha farklı bir aidiyet arz ediyor. Bu nedenle birlikteliğin oluşturulması güçlendirilmesi ve sorunsuz sonuç alınabilmesi için liderlere büyük sorumluluk düşüyor.

- Şu vurgulama önemli sayılıyor. Sonuç almak için demokrasi, hukuk, adalet ve refah temelinde birlikteliklerini öncelemeliler ki başarılı olabilsinler. Çünkü iktidar bloku, AKP ve MHP’nin milliyetçi ve muhafazakâr görüş ve anlayışı ile sorun yaşamayacak partiler olarak görülüyor.

Yazının Devamını Oku

Çernezyom toprağı

15 Mart 2022
Ukrayna ve Rusya neden daha fazla üretmektedir? Ukrayna’yı dünyanın gözünde büyüten, sahip olduğu verimli çernezyom topraklarıdır. Evet, Ukrayna ve Rusya toprakları dünyanın en verimli topraklarına sahiptirler.

Toprakbilim literatüründe yeryüzünün organik madde içeriği yüksek olduğu için “Black Earth Region” (Kara Toprak Bölgesi) toprakları “çernezyom” toprakları olarak sınıflandırılır. İngilizce: Chernozem toprakları coğrafi olarak yarı nemli step bölgelerinde, yağışın bol sağlandığı yüksek platolarda görülmektedir. Ülkemizde Erzurum, Kars platosu alanlarında, Sarıkamış, Kars ve Göle dolaylarında bazalt üzerinde gelişen çernezyom toprakları bulunmaktadır. Genelde kışların sert ve uzun olduğu yarı nemli iklim kuşağı bölgeleri altında yazın gelişen uzun boylu otlar, dağ çayırları ve çim bitkilerinin sonbaharda yeterince ayrışmaya zaman bulamadan toprağa karışması sonrası oluşan topraklar, çernezyom topraklar olarak tanımlanır. Kısmen ayrışan/okside olan organik maddeden dolayı kara topraklar (yoğun humus oluşumunu sağlayan toprak) olarak da bilinirler.

ZENGİN TOPRAKLARIN VERİMİ DAHA YÜKSEK

Yüz binlerce yıl içinde kestane ve/veya koyu kahverengi topraklar kuşağının nemli bölge ikliminin etkisinde gür yetişen çayırlar ve otsu bitki örtüsü, düşük sıcaklığa bağlı olarak ayrışamaması nedeniyle humusça varsıl olan koyu renkli topraklardır. Tarım için çok elverişli olan bu topraklar, çok yüksek oranda (yüzde 3’ten yüzde 15’e kadar) humus yanında yüksek oranlarda asit, fosforik asit ve amonyak içerirler. Çernezyomler humusça varsıl olduğundan, bitki besin maddeleri bakımından da zengindirler. Toprakların siyah renkli olması, güneş ışınlarından en üst düzeyde emilim sağlamakta ve toprak kök bölgesi bitki gelişimi için uygun ortam sağlamaktadır.

Örneğin Ukrayna ve Rusya’daki çernezyom toprakları, tahıl tarımı için uygun besin ortamı sunmasından dolayı buğday veriminde Türkiye topraklarından dekarda 100 kilogram daha fazla ürün alınabilmektedir. Buğdayları organik maddece zengin topraklarda yetiştirildiği için buğday da besin kalitesi bakımından daha zengindir. Çoğunlukla dışarıya sattığımız katma değeri yüksek buğday tabanlı gıda ürünleri, ithal etiğimiz buğdaylardan sağlanmaktadır. Bölgenin orman yapısından dolayı Türkiye kereste de alıyor. Bölgede ot verimi ve buğday verimi yüksek olduğu için buralarda yoğun olarak büyükbaş hayvancılık da yapılıyor.

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞÇukurova Ü. Ziraat F. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

AKARCA SAHİLİ KURTULDU

“SAKİN şehir Seferihisar, İzmir’imizin doğal ve temiz yaşam için tercih edilen ilçesi. Akarca sahili de Seferihisar’ın temiz deniziyle ünlü sahil şeridi. Akarcalılar, Akarca Koyu’na yapılması planlanan Balıkçı Barınağı ismi verilen Endüstriyel Liman’a karşı yaklaşık iki yıldır hukuk mücadelesi veriyor, toplantılar düzenliyor ve gerek basın, gerekse dernek sayfalarında bu konuyu ve mücadeleyi canlı tutuyorlardı. Geçen gün aradılar ve gündeme dair konuyu takip ettiğim için teşekkür ettiler. 04.02.2022 tarihinde İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı ile son noktanın konduğunu ama Akarca ve çevre komşu bölgelerde dikkatle gelişmeleri takip edeceklerini ilettiler. Gerçekten seven ve inanan bir grup Akarcalı ve Akarcalılar Derneği Avukatı Şehrazat Mercan ile kol kola bir doğa kurtarım operasyonuna imza attılar. Yolunuz açık olsun Akarca ve Akarcalılar Derneği.” 

Nur AYDIN

Yazının Devamını Oku

Çiller, parti arıyor

11 Mart 2022
Tansu Çiller’in kamuoyuna yansıyan siyasete gireceği haberleri güçlenerek yayılıyor. Aydınlık gazetesinde İsmet Özçelik, Çiller’in partisinin ‘Büyük Türkiye Partisi’ olacağını iddia etti.

Köşe yazısından alıntılar yapıyoruz:

“Türkiye seçim sathında. Erken veya zamanında seçime fazla bir süre kalmadı. Herkes hesap kitap yapıyor. ‘Millet ittifakı’ birlik için çalışıyor. İç krizleri aşma çabasında. Gelen bilgilere bakılırsa belli mesafe almışlar. ABD’nin katkısı büyük olmuş. ‘İkna gücünü’ kullanmış. Liderler Zirvesi bildirisi de kimseyi tatmin etmemiş. ‘Dağ fare doğurdu’ görüşü hâkim. Bu ay sonuna doğru (27 Mart) yine buluşacaklar. Bakalım ne çıkacak?”

Özçelik, Çiller’in partisi için de “Milletimi özledim” ifadesi üzerinden kendisine gelen kulis bilgilerini şöyle aktarıyor:

“Parti kurma hazırlıkları üzerinde çalışılıyor. Demirel’e yakın bazı isimler, DYP’nin eski yöneticileri, Çiller döneminin bürokratları... Toplantı üstüne toplantı yapıyorlar. Partinin tüzük taslağı bile yazılmış. Partinin adı da düşünülmüş. DP ile anlaşma yanlış bulunmuş. ‘İçinde 12 Eylül ürünü ANAP’ var denmiş. Başka isimler de tartışılmış. En sonunda Demirel’in 12 Eylül sonrası kurdurduğu, darbecilerce yasaklanan ‘Büyük Türkiye Partisi’ ismi üzerinde karar kılınmış.

Şu anda kurulu bir parti ile anlaşılmış. Düğmeye basılırsa hemen kongresi yapılacakmış. Adı, tüzüğü ve yöneticileri değişecekmiş. Eski bir siyasetçi ‘Kurulu bir parti ile anlaşmamız tamam’ diyor.

Gelen bilgilere göre Çiller, ‘Siz partiyi kurun beni davet edin’ demiş.”

Haberde, parti kurucuları arasında sorunlar çıkınca bir grup kopmuş. Seçime girme hakkı olmayan parti ile ilgili sorunlar nasıl aşılacak henüz belirsizmiş. Bu parti hangi ittifaka destek verecek? Çiller, 6 partili koalisyona soğukmuş. ‘Cumhur İttifakı’ ismi öne çıkıyor. Zaten Erdoğan’la yakın temas içinde Çiller’in yakınları...”

DP VE AP’DEN RET

Yazının Devamını Oku

‘Antalya Demre’de tokalaşın’

10 Mart 2022
Nobel Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut dün şu açıklamayı yaptı:

“Antalya’da 32 yıldır dünyada barış adına faaliyet gösteren bir sivil toplum hareketi olarak, 11-13 Mart’taki Antalya Diplomasi Forumu (ADF) çerçevesinde yapılacak toplantıyla 10 Mart Perşembe günü Antalya’da bir araya gelecek olan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba’nın buluşacağı tek yerin Antalya Demre olduğunu söylemek ve davet etmek istiyoruz!

Çünkü her ülkenin Ortodoks Hıristiyan olmasında önceliği olan, en büyük manevi destekçileri Aziz Nikolaus Antalya’da yaşamıştır ve mezarı da Demre’dedir. Ve dünya adına barış etkinliği yapılan, milyonlarca Rus ve Ukrayna vatandaşının ziyaret ettiği yer de Aziz Nikolaus Kilisesi’dir. Her iki halkın da evlerinde, araçlarında ve denize açılan bütün gemilerinde Aziz Nikolaus’un ikonu vardır.

Eğer bu iki lider biraz olsun acı yaşayan vatandaşlarını düşünüyorlarsa Demre’de Aziz Nikolaus’un mezarının başında tokalaşırlar. Bu tokalaşma önce barışa ihtiyacı olan kendi halkları, sonra da dünya halkları ve dünya barışı için büyük umut olacaktır!” (Hatırlatmamız gerekirse Aziz Nikolaus aynı zamanda Moskova hatta Bütün Rusya’nın koruyucu azizi olarak da biliniyor.)

İki ulus için bu fırsatı kaçırmayın!

YETMİŞİNDE BİLE

EMEKLİ tarih profesörü Salih Özbaran diyor ki:

Homeros’un ‘altın sıvı’, Cevat Şakir’in ‘eritilmiş güneş’, Eren Akçiçek’in ‘sağlık dostu ve fonksiyonel gıda’ olarak tanımladığı, Asaf Koçman’ın bitkiler içinde en mütevazı koşullarlda yetiştiğini söylediği zeytin için Nâzım’in şiirinden iki satır:

“Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamı, / Yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin.”

Yazının Devamını Oku