Yalçın Bayer

CHP kongreleri kavgalı mı yürüyecek

19 Eylül 2023
Genel Merkez’in kongreleri dizayn etme baskısı sürüyor

İzmir ve Konya’daki CHP kongrelerinde bazı ‘öz’ unsurlara değinmek istiyoruz. CHP artık böyle...

Olaylı geçen İzmir ve Konya kongreleri, kurultay sürecinde ve kurultayda olacakların, kavgaların habercisi diyebilir miyiz?

Divan Başkanı Zeynel Emre, Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, milletvekilleri Ednan Arslan, Yüksel Taşkın, Deniz Yücel, Tuncay Özkan, Gökçe Gökçen, Murat Bakan, Sevda Erden Kılıç’ın blok listeye oy vermemeleri dikkat çekti.

Delegelerin salt çoğunluğu için kongrede 617 delegenin yarısından bir fazla kabul oyu şarttır!

Bu salt çoğunlukla karar alınır; oylamalar kabul oylarının ret oylarından fazla olması yeterli değildir. (Örnek; 1 Mart ABD askerlerine Irak için Türkiye’de konuşlanma izni veren hükümet tezkeresi oylamasında kabul oyları ret oylarından fazla idi.)

ÇAM’IN VE ERGÜL’ÜN İTİRAZLARI

Ama salt çoğunluk karar sayısı kadar değildi; bu oylamalarda çekimser oylar ile oy kullanmayanlar da, kabul oyu vermediler sayıldığı ve kabul oyları salt çoğunluğa ulaşmadığı için tezkere ve İçtüzük gereğince ret edilmişti.

Divan Başkanı

Yazının Devamını Oku

Delegeler ve başkanlar ‘Araf’ta

15 Eylül 2023
Özel sahneye çıkıyor, yarın İzmir kongresine katılıyor ama...

CHP’de iki günlük bir ‘hareketlilik’ yaşanacak. Özgür Özel ilk olarak bugün adaylık çıkışında bulunacak, yarın da İzmir İl Kongresi’ne katılacak. Durumu özetlersek, belediye başkanları ve delegeler ‘Araf’ta dememiz gerekiyor. Araf kelimesinin dilimizdeki anlamı arada kalmaktır. Böyle durumlarda sıkça kullandığımız bu kelimenin dini yönden anlamı ise kötüler ve iyilerin sınıfına sokulmayan, inançlı günahkârların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri olarak bilinmektedir.

Yani delegeler ile belediye başkanları ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabilecekler!

Bir özet daha yaparsak Kılıçdaroğlu mu Özel mi?

Zamanın ruhunu kim temsil edecek bakalım. (Kurultay inşallah zamanında yapılır)

Araf’ı iyilikle kötülük arasında bir tercih yapamamak olarak nitelendirdiğimize göre, şimdiki delegeler ve belediye başkanları Özgür Özel ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir tercih yapamıyor ve gelişmeleri bekliyor diye görüyoruz.

Ama toplumun taleplerini kim iyi değerlendirirse başarı onun olacaktır.

2009 seçimlerini hatırlarsak... Baykal kamuoyunda olumsuz bir figürdü. Hatırlarız, birçok il ve ilçede belediye başkanları Baykal’ın kentlerine gelmemesini istiyordu.

Geçmişte yaşanan bu somut örneği dikkate almak gerekmez mi?

Yazının Devamını Oku

Çiftçiye ağır darbe

14 Eylül 2023
Kuraklıktan, ayçiçeğinde yaşanan verimsizlikten başka taban fiyatı dahi verilmedi

Trakya’da ayçiçeği üretiminde istenen verim alınamadı. Görüştüğümüz köylü ve çiftçiler, böyle bir verim düşüklüğünü şimdiye kadar hiç yaşamadıklarını anlatıyorlar. Ürünün yaklaşık 200-250 kilo verim beklenirken, ortalama 100 kilo ve altında kalması çiftçiler arasında ‘şok’ etkisi yarattı. Biz bile böyle bir üretim düşüklüğünü ömrümüz boyunca görmedik. Bu tablo, zaten borç içinde olan üreticileri iyice çıkmaza soktu.

İlginç bir durum da şu; tek alıcı olan Trakyabirlik’in ayçiçeği hasadı bitmesine karşın şu günlerde daha alım fiyatlarını açıklamaması üretici için tam bir darbe olarak nitelendiriliyor. Bunu fırsat bilen Tarım Kredi Kooperatifleri’nin ilan etmiş oldukları 14.5 TL’lik alım fiyatını 13’e düşürmesi ayrıca kriz yaratmış. Bu tablo görülmeyen bir durumdur. Hem üretimden hem de verilmeyen bedeller nedeniyle görülmemiş ve yaşanmamış bir darbeyi üzülerek yaşıyoruz.

İktidardan bir müdahale olmazsa, daha büyük zarar karşısında kalacağız.

Bir kooperatif yetkilisi bize “İktidarın referans fiyatı açıklamasını bekliyoruz” dedi.

Acı tabloyu (kuraklığı) Trakya’yı gezerken görebilirsiniz. Mezarlıklara giderseniz, bir mezar yerinin en az üç kişi tarafından zorlukla kazılabilmesi, ibretlik bir manzara sayılmalıdır.

İCARDİ’Yİ TÜRK VATANDAŞI YAPALIM!

Spor yazarı Şansal Büyüka yazdı; A Milli Takımı kimin kurtaracağını açıkladı. Büyüka, şöyle diyor:

Yazının Devamını Oku

12 Eylül’ün bedelini hâlâ ödüyoruz I Çare, yeniden Atatürk Cumhuriyeti

13 Eylül 2023
ABD Başkanı Jimmy Carter’a “Bizim çocuklar yaptı” diye duyurulan 12 Eylül 1980 faşist darbesinin üzerinden 43 yıl geçti.

43 yıl önce bugün (dün) gerçekleştirilen, ülkemizi solsuz ve soluksuz, laik Cumhuriyetimizi sahipsiz bırakan batı emperyalizmi güdümlü bu askeri darbe, bedelini ulusça hâlâ ödediğimiz Cumhuriyet tarihimizin en karanlık, en kanlı, en acılı dönemlerinden biridir.

Faşist cunta yönetiminde 650 bin kişi gözaltına alınmış, 230 bin kişi askeri mahkemelerde yargılanmış, 7 binden fazla idam cezası istenmiştir. Cezaevlerinde 171’i işkencede 300’e yakın insanımızın yaşamını yitirdiği, 48 kişinin idam edildiği bu karanlık dönemde, cunta istihbaratının fişlediği 1 milyon 683 bin yurttaşımızın yaşamları karartılmıştır. Bölge merkezli, mütekabiliyet esaslı onurlu Kemalist dış politika geleneğinin ve devlet yönetim ciddiyetinin de, siyasetin halka hizmet olduğu anlayışının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliğinin de köküne kibrit suyu dökülerek Atatürk Cumhuriyeti boğazlanırken “Asmayalım da besleyelim mi?” sapkınlığı ile yaşı büyütülerek idam edilen 17 yaşındaki Erdal Eren’in katline alkış tutan, Kenan Evren’in önünde iki büklüm yalakalık eden siyaset esnafına yol verilmiş, 1982 Anayasası’na destek karşılığı olarak da Fetullah Gülen Cemaati başta olmak üzere birçok tarikat ve cemaatin sırtı sıvazlanmış, devlet kadrolarına sızmalarına göz yumulmuştur.

Faşizm, faşizmdir. Askeri ya da sivil her türü, kin ve nefret ekip kan ve acı biçerek ulusları felakete, ülkeleri yıkıma sürükleyen emperyalizmin kanlı diktatörlüğüdür. Bu gerçeği hiç aklımızdan çıkarmadan ve Atatürk’ün akıl ve bilim yolundan milim sapmadan ulusumuzun tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye mücadelesinde, Atatürkçü Düşünce Derneği olarak en önde yer alma azim ve kararındayız. Çare yeniden Atatürk Cumhuriyeti’dir.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GENEL MERKEZİ

KAPANAN GAZETE VE GAZETECİLERİ ENKAZDAN ÇIKARALIM

İsmail Küçükkaya’nın önceki günkü  yayınında Zonguldak’ta yerel 5 gazetenin kapatıldığını acı bir dille  anlatılıyordu. Trakya’da  da bakıyoruz, kapanmaya aday  gazetelerin olduğu  söyleniyor. Bir yanlış yapıldığı konuşuluyor. Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan gelirlerinin, gazetelerden ayrı yeni kurulan internet sitelerine aktarılmasının gazeteleri sıkıntıya soktuğu konuşuluyor.

Şimdiden 100’e yakın gazetecinin işsiz kaldığı, matbaaların kapandığını belirtiliyor.  Bu konu daha da büyüyecek gibi görünüyor.

Biz şimdilik Hatay’da neler olmuş,  bir milletvekilinden öğrenelim.

Yazının Devamını Oku

Bu sempozyumu yapmak cesaret işi

12 Eylül 2023
Milas’ta bu yıl 1-2 Eylül’de yapılan 14. Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumu’na, 7 ülkeden en üst düzeyde arkeoloji, tarih ve sanat tarihi alanında uzmanlar katıldı.

Türkiye’den 14, yurtdışından 6 üniversiteden arkeoloji bilgelerinin birbirinden ilginç bildiriler sundukları sempozyumda, 12 kazı başkanı ve 5 eski kazı başkanı da sunumlar yaptı. Her yıl yurtiçinden ve yurtdışından birer çok üst düzey bir arkeoloğun onuruna düzenlenen sempozyum, bu kez ABD’nin Kalifornia Üniversitesi’nden ‘Distinguished Proffessor’ (Ordinaryüs) Fikret Yegül ile İngiltere’nin Oxford Üniversitesi Lincoln Klasik Arkeoloji ve Sanat Bölümü Profesörü Roland Ralph Redfern Simith adına düzenlendi. Dünyanın en önde gelen heykel uzmanı olan Prof. Dr. R.R.R. Smith, aynı zamanda Aydın’ın Karacasu ilçesi, Geyre mahallesindeki Afrodisyas antik kentinde 1985’ten beri çalışmalarını sürdürüyor ve 1991 yılından bu yana da kazı başkanlığı yapıyor. Sempozyumun açılışında konuşan Milas Kaymakamı Mustafa Ünver Böke sempozyumun  ilçede düzenlenmiş çok önemli bir uluslararası toplantı olduğunu vurgulayarak, mutlaka desteklenmesi gerektiğini söyledi. Sempozyumun ana destekçisi olan Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer de Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumları’na 6’ncısının yapıldığı 2013 yılından bu yana destek olduklarını belirterek, desteğin gelecek yıllarda da süreceğini kaydetti. Birbirinden ilginç 28 bildirinin sunulduğu sempozyumu çoğunluğu Karia bölgesinde arkeolojik kazılar yapmakta olan kazı ekiplerinden arkeologlar, arkeoloji ve sanat tarihi öğrencileri, pek çok üniversitenin arkeoloji, tarih ve sanat tarihi bölümünden akademisyenler ile turizm rehberleri olmak üzere 200 dolayında kişi izledi. En çok merak edilen konu ise Milas gibi bir ilçede, böylesine uluslararası bir katılımla çok üst düzey akademisyenlerin nasıl bir araya getirilebildiği ve büyük bir maddi destek olmadan sempozyumun nasıl olup da 14 yıldır sürdürülebildiği oldu. Sempozyumları gönüllü olarak düzenlemekte olan gazeteci Olcay Akdeniz’i, dopdolu bir program, bomboş bir bütçe ve cesaretle yola çıktığı için Milaslılar adına kutluyoruz. Sempozyumu tanıtmaya devam edeceğiz.

GÜNÜN SÖZÜ

Bir yakınımızın üç torunu var,  biri için evimize 3 km uzaklıktaki okula yıllık 70 bin TL servis ücreti, diğer iki çocuğu için ise -başka okul- 80’den 140 bin lira verecek, yani toplam 220 bin TL ulaşım parası. Ortalama kişi başına 50-60 bin TL yemek parasını düşünün. Okula yine ortalamadan 300 binden 900 bin TL koyun. Kırtasiye ve sağlık sigortasını saymıyorum bile. Ben ortalama 1.2 milyon dersem inanır mısınız? Bu bedeller İstanbul veya Ankara farketmiyor.  E.K.

ÜSTÜNDAĞ: VOLEYBOL LİSESİ KURDUK VOLEYBOLCULARIMIZIN BAŞARISI KOLAY OLMAMIŞALİ Sirmen, Cumhuriyet’teki yazısından Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’ın bu işi nasıl başardığını şöyle anlatıyor: “Üstündağ, önce gerekli yerlerle temas ederek Voleybol Lisesi’ni kurmuş, kısa sürede her yıl 90 öğrenci alınmış, yetenekli öğrencilerin yatılı okumaları sağlanmış. Türkiye’yi tarayarak oyuncular almış. Gittiği yerlerde öğrencilere yetenek testleri yaptırmış. Bunların içinden yeteneklileri kulüplere transfer ettirmiş. Altyapı yatırımları yapmış. Voleybolda sponsorlar bulmuş. Türkiye’nin dört bir yanına antrenörler göndererek oyuncu devşirmiş. Galatasaray, Eczacıbaşı, Fenerbahçe gibi kulüpler de kadın voleyboluna önem verince ortaya bu alanda tek olan, başka ülkelerde örneği görülmeyen bir proje çıkmış.”

Sirmen, çok değişik alanlarda böyle altyapıdan başlayıp topluca bir milli proje ortaya çıkarılabildiğini hatırlatıyor. Demek ki böyle projeler her yere lazım!

2 MAÇA 24 MİLYON EURO

Yazının Devamını Oku

AB darmadağın

8 Eylül 2023
Tekleyen Avrupa ülkeleri, Varhelyi’yi Türkiye’ye gönderip yeni bir politika arayışında

Çarşamba Ankara’da bir misafir vardı. Avrupa Komisyonu’nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi. 51 yaşında Macar avukat ve diplomat. 2019’dan beri bu görevde. Bu ziyaret, seçimlerin ardından bir AB temsilcisi tarafından yapılan ilk resmi ziyaretti. Dışişleri, Ticaret, Aile ve Sosyal Hizmetler, Enerji ve Tabii Kaynaklar ve Sanayi ve Teknoloji Bakanları ile görüştü. TOBB Başkanı ve TOBB üyeleri ile yemekli toplantıda bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a nezaket ziyaretinde bulundu. Yoğun bir ziyaret programı yaşandı.

Almanya’da yaşayan gazeteci dostum Halit Çelikbudak ile dün telefonda sohbet ediyorduk. Konu dönüp dolaşıp AB-Türkiye ilişkilerine geldi. Ona Oliver Varhelyi’nin Türkiye ziyaretini hatırlattım. “Biliyorum, takip ediyorum” dedi.

“AB’nin yeni bir Türkiye politikasına ihtiyacı var. Kaçınılmaz. Ukrayna’daki savaş AB’yi darmadağın etti. AB’nin motoru iki ülke zorda. Alman ekonomisi bu yıl küçülüyor. Hatta Alman Şansölye ‘Durgunluktan halk da bıktı, ben de’ dedi. Fransa’yı Afrika’da istemiyorlar. Petrol fiyatı aldı başını gidiyor. Çin Devlet Başkanı G20’ye gitmiyor. BRICS genişliyor. Küresel güney ülkeleri kuzeye kafa tutuyor” diye ekledi.

Gazeteci dostum “AB’nin Türkiye politikasında er geç bir değişikliğe gitmek zorunda olduğunu” işaret ediyor. “Yılın daha ilk yarısında AB’ye yarım milyon ilticacı geldi. Yıl sonunda 1 milyonu geçmesi bekleniyor. Türkiye’de yaklaşık dört milyon Suriyeli mülteci yaşıyor. Afganların sayısı bilinmiyor. Ankara onları tuttuğu için Avrupa’ya gelmiyorlar. Asıl yükü Türkiye çekiyor. Bu önemli bir konu. Ayrıca Türkiye, Ukrayna savaşında önemli bir rol oynuyor. Gelecekte savaşan taraflar arasında olası bir müzakereci olabilir” diyor.

TÜRKİYE’YE DİKKAT

Dostum ekliyor: “Türkiye sadece AB için sadece önemli bir ticaret ortağı değil, şu an Tayvan sorunu nedeniyle Çin ve Uzak Doğu’ya alternatif bir üretim ülkesi olabilir. Avrupalı şirketler için cazip bir üretim lokasyonu olabilir. Asya ile Avrupa arasındaki köprü. Geleceğin yattığı yer. Türkiye’yi stratejik açıdan orta büyüklükte bir güç olarak görmek gerek. İster ekonomik ister siyasal olarak görülsün yüzünü tamamen Batı’ya dönmüş bir ülke. Rönesans yapabilecek genç bir topluma da sahip.”

Çelikbudak’la konuşmamı bitirdikten sonra düşündüm. Belki de, bu dönem Türkiye-AB arasında tarihi bir fırsat olabilir mi, yani ilişkileri başka bir yolla güçlendirmek yolunda yeni kapılar açılır mı?

Cumhurbaşkanı

Yazının Devamını Oku

Kartlar yeniden karılıyor

7 Eylül 2023
Yerel seçim öncesi kulisler kaynıyor

Yerel seçimler öncesi bir laf vardır, kartlar yeniden karılıyor diye...

Kimler kimlerle beraber olacak, işbirliği yapacak!

Herkes birbirine kazık atıyor! Alevi kesim Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’den kopmasını istemiyor. Yani genel başkanlığını bırakmamasını savunuyorlar. “Biz bunu asırlardan beri bekliyoruz, bir önderimiz olsun diye” demeye getiriyorlar baskılarını...

Cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilgisi CHP’nin ‘kardeş partileri’ tarafından abiye yüklenip duruyor. Peki siyasi etiği unuttuk mu diye soran var mı?

Parti içinden başlayarak koalisyon ortaklarına yüklenen yüklenene...

Avrupa şampiyonu olan kızlarımız, siyasi partilerin kulislerinden ve din tacirlerden uzak duruyor. Akıllı davranıyorlar.

Siyasetteki ‘tahminler’, ‘karaciğere zarar veren gıdalar’ın testi kadar önem kazanmaya başladı. Ama karaciğeri temizleyen gıdaların neler olduğu akla gelmiyor. Halbuki doğru siyaset yapılsa bu soruların cevabı gayet kolay. Yoksa tedavisi yok mu diyelim, yani CHP toparlanamaz mı denmek isteniyor. Karaciğer yağlanmasını bitirmenin etkili yolu yok mu?

Özet mi, hepimizin dengesi bozulmuş vaziyette.

Yazının Devamını Oku

Emekliye ‘Cumhuriyet ikramiyesi’

6 Eylül 2023
Düşük aylığı ile hayat pahalılığı karşısında ayakta kalmaya çalışan emekli, dul ve yetim, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümünden ötürü 5 bin lira ikramiye verileceği haberleri karşısında hayli umutlandı.

Hükümetin emekliye ‘Cumhuriyet İkramiyesi’ verilmesi yönünde çalışma yürüttüğü dillendiriliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ortak sürdürdüğü çalışmada ödenecek tutarın saptanacağı belirtiliyor.

Dini bayramlarda 2 bin lira bayram ikramiyesi alan 17 milyona yakın emekli, dul ve yetim, Cumhuriyet ikramiyesinin bu tutarın çok üzerinde olmasını talep ediyor. Zira 2 bin lira ile günümüz koşullarında temel gereksinimler karşılanamadığı gibi, torunlara harçlık bile verilemiyor. Komik düzeyde olan bayram ikramiyesinin telafisi adına ödeneceği savlanan Cumhuriyet ikramiyesi 5 bin liradan az olmamalı.

NEDEN 10 BİN TL OLMASIN

Cumhuriyet’in 100. yıla ulaşmasına emeği ile büyük katkı sağlayan gariban emeklinin 7.500 lira aylığa mahkûm edilmesi anlaşılır değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yetersiz bulduğu yüzde 25 zamdan ötürü büyük düş kırıklığı yaşayan dar ve sabit gelirli, ekimde yeni yasama dönemine başlayacak Meclis’ten ara zam kararı çıkmasını da umuyor.

Her yeri yakan hayat pahalılığı altında komik paralarla yılbaşına dek dayanamazlar. Sabır sabır da bir yere kadar. Neden varsıllardan fedakârlık istenmiyor da hep emekliden bekleniyor?

17 milyona ulaşan emekli ordusunun yerel seçimlerde oy potansiyeli olarak sonuçları etkileyeceği göz ardı edilmemeli. Şükrü KARAMAN

3 İSİMDEN 3 SÖZ

Yazının Devamını Oku