Pazarlığın iki ucu var: Biri ‘cumhur ittifakı’, diğeri de ‘millet ittifakı’. Bir araştırmacı “Bu yarışta Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan’ın önüne geçebilir” yorumunu gündeme getiriyor.
Belki bu hareketlenmelerden sonra üçüncü bir ‘yol’ da açılabilir.
ÖRGÜTLENME VE KONGRELER
Şimdi DEVA Partisi ve Gelecek Partisi, örgütlenmelerini büyük ölçüde tamamlamış görünüyor. Gelecek Partisi ilçe ve il kongrelerini yapıyor. Yakında kurultay hazırlığı var. DEVA Partisi’nin ise şimdiden örgütlenme için zorunlu il sayısının çoktan aştığı öğrenildi. Onlar da yakında kongre süreçlerini başlatacaklar.
Kurultaylarından altı ay sonra yapılacak seçimlere katılma hakkı kazanmış olacaklar.
Böylece tek başlarına da seçimlere girebilecekler. Bu durum DEVA ve Gelecek Partisi’ne büyük avantaj sağlamış görünüyor.
Bütün gözler Cumhurbaşkanlığı adaylıklarında. Bütün pazarlıklar da bunun üzerinden yürüyor.
Çünkü sistemin başı ve sonu artık Cumhurbaşkanlığı’nı kimin kazandığına bağlı.
Hemşireler için 657 sayılı ‘Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifini TBMM’ye sunan CHP’li Dr. Şevkin, koronavirüs sürecinde tüm sağlık çalışanları gibi vatandaşın sağlığı için kendi canını hiçe sayan hemşirelerin de hak ve hukukunun gözetilmesi gerektiğini vurguladı.
Hemşirelerin, sağlık hizmetlerinde hekimlerin en yakın çalışma arkadaşları, sağlık hizmetlerinin sunumunda büyük görevler ve sorumluluklar üstlenen sağlık emekçileri olduğunu kaydeden Dr. Şevkin, mesleki eğitim alan, hekimlerin hazırladığı planlamayla tedavi sürecinde görev alan hemşirelerin, hasta bakımını üstlenmelerinin yanı sıra, hastaları yapılacak tetkiklere hazırlama, ilaç ve serumlarını uygulama, hastaların tıbbi öykülerini rapor etme ve durumlarındaki değişiklikleri izleme, acil tıbbi durumlarda hastaya anında bakım sağlama gibi görevleri de yaptığına dikkat çekti.
Zafer Bayramı’na 12 gün kaldı!
HATIRLATMAK istedim! Malum; hazırlıklar anca tamamlanır. Millet olarak, hükümetin ve tüm basının 15 Temmuz’da ve Ayasofya açılışında göstermiş olduğu gayret ve hassasiyeti 30 Ağustos günü de bekliyoruz. Tabii ki maskeler takılmak ve sosyal mesafe kuralına uyulmak suretiyle!
Bu bir ‘alarm’ sayılmalı, çünkü bu konuda çok geri kaldık; Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli ‘atakları’ yapamadı.
Diğer ülkelerin neler yaptıklarını öğrendiğimizde utanıyoruz.
Bize hem tohumunu satıyorlar, hem de tıbbı kenevir yağını... Bir doktor bu konudaki dış gelişmeleri dikkate alarak küçük çocuklarına her sabah kenevir yağı verdiklerini söyleyince, bu bilgilere ne kadar hâkim olduklarını anladık. Bizdeki bilim adamları, bu gerçekleri bildikleri halde siyasi iradeye söz geçiremiyorlar. İşin önemini anlatamadılar herhalde.
SOYER MANDA DAĞITTI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le, program sarkmaları nedeniyle karşılıklı konuşamadık. O sabahtan Bergama’nın dağ köylerine gitmiş, orada 20 manda dağıtmış. Manda köylüler için çok önemli bir gelir kaynağı sayılıyor; kaymak ve yoğurt üretiminde kadının payı büyük. Son yıllardaki çilek dikimindeki gelir kadının ‘harçlığı’ olması gibi...
KÖY-KOOP ve NEPTÜN SOYER
Büyükşehir Belediyesi’nin Konak’ın arka kesiminde Köy-Koop’un İzmir merkezinin büroları bulunuyor. Bu birliğin başkanı Neptün Soyer; çok saygın ve çalışkan bir isim. Kooperatifçiliğin sevdalısı, güçlü kişiliği ile çiftçi ve köylüleri etkilemiş... Türkiye’de tanımadığı tarım kooperatifçisi yok. Her konuda bilgisi ve ilgisi dikkat çekiyor.
Keneviri köylülere tanıtmak istiyor, ancak bir sıkıntı var “Bizim köylümüz bir ürünün nasıl ekilip ürün verdiğini, ne para kazanıldığını” görmek istiyor. Bu çekingenliğe karşı devletin ‘tohum temini’nde gerçekten köylüyü ikna etmesi, fiyatın ucunu göstermesi gerekiyor. Buğday ve ayçiçeğinden ‘bıkan’ üreticiyi yeni bir ürünle ‘sevgili’ yapmak bakımdan pek kolay değil.
Ve tüm hammaddeler Türkiye’nin kendi ürünleri... Buradaki üretim sıfır atık ilkesine göre yapılıyor ve bu fabrikalardan çöp çıkmıyor. Ürünlerin yağı elde ediliyor, yağı alınmış tohumlardan gıda amaçlı olarak yararlanılıyor. Kalan posaların bir kısmı da hayvan yemi olarak kullanılıyor.
Fabrikada üretilen ürünler içinde en fazla dikkati çeken de, Tabia’nın patentli ürünü fındık zarı yağı oldu.
Dünyanın antioksidan kapasitesi en yüksek yağları arasında; hem gıda, hem de kozmetik amaçlı kullanılıyor.
E vitamini bu kadar yüksek bir yağ dünyada bulunmuyor.
BUĞDAYLA BESLENMEK
Bu fabrikada buğday rüşeymi yağını görene kadar rüşeymi ayırarak un yapmanın ne kadar anlamsız olduğunu anlayamamıştık. Buğdayla beslenen halkımızın çoğalması için, doğurganlığının artması için rüşeymin ne kadar değerli bir şey olduğunu orada anlatılanlardan anladık.
Bebeğinizin pişiklerinden başlayıp annenin sütünü arttırmaya kadar meğerse hayatımızın temelini oluşturuyormuş.
Özellikle de rüşeymin E vitamininin en fazla
YALÇIN KOÇAK ÖNDERLİĞİNDE
Bizler Kenevir Enstitüsü Başkanı Dr. Yalçın Koçak önderliğinde 10 kişilik bir kenevir grubu ile Florya Şenlikköy’den hareket ettik. Türkiye’nin ‘ünlü’ emniyet müdürlerinden Şükrü Balcı’nın adının verildiği Polis Okulu’nun yeri TOKİ’nin olmuş, şimdi de ‘villalar’ yapılıyor. Yeşilköy Havalimanı’na bitişik arazide bulunan ne kadar güzel ‘yeşil’ bir okuldu, nasıl kıyılmış buraya, şaşırmadık... Etiler’deki polis okulu da aynı akıbete uğradı, onun şansına da otel ve AVM düşmüştü. Hazırlop hale getirilen projeler için Etiler’e nasıl kıyıldığını biliyoruz. İnsan Beşiktaş Belediyesi marifetiyle halka hiç sormaz mı yapılsın mı, yapılmasın mı diye... Şükrü Balcı arazisine de aynı şey oluyor. Araplara mı gidiyor yoksa? ‘İzafi satışlar’ın bir kuralı vardır, bizde bellidir de Mercedes’in örneğin Katarlılara satıldığını kimse söyleyemez. Alman adamın parasını alır, sonra da “Arap marap burada at oynatamaz” deyip onu kolundan tutar, “Hadi yürü” der.
ŞEHİR Mİ, ŞEHİRLERARASI MI?
Bursa Şehir Hastanesi bu kadar uzakta yapılır mı? Merkeze 30-40 km uzaklıkta... Ailelerin çektiği eziyet karşısında neler söylediklerini tabii ki merak ediyoruz.
Vatandaş bir ad vermiş, “Burası şehir hastanesi değil, şehirlerarası hastane!” diyor.
Bir ‘manzara’ da Gebze’deki taş ocaklarında çıkan dehşetli toz bulutu idi. Bölgede yaşayanların akciğerlerinden rahatsız oldukları biliniyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na buralar ile ilgili bir rapor gelmiş midir? Gelmiştir de ilgilenen kim/kimler olmuştur?
İstanbulluların çoğunluğu ne yazık ki toz bulutu içinde yaşıyorlar, hiçbir önlem yok. Umursamaz bir yönetime her türlü eleştiriyi yapmalısınız.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmanın değil uygulamanın yollarını arayın. Kim bu aydın grupları... 2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, 78’liler Girişimi, Alevi Düşünce Ocağı Derneği, Ankara 78’liler Girişimi, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Daktilo 1984, Demokrasi İçin Birlik (DİB), Demokratik Alevi Dernekleri, Din Alimleri Derneği (DİAYDER), Diyalog Grubu, Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu Kadın Meclisi, Düşünce Suçuna Karşı Girişim, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Güvence Hareketi, Hak ve Adalet Platformu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Oyuncular Sendikası, Özgürlük Araştırmaları Derneği, PEN Yazarlar Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği Kültür Derneği, SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı), Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER), Yurttaş Girişimi, Yurttaşlık Derneği.
GÜNÜN SÖZÜ
“İŞSİZ sayısı TÜİK rakamlarıyla düşüyor, gerçekte ise rekor. TÜİK’in açıkladığı Mayıs 2020 dönemine ait rakamlara göre ülkemizdeki işsiz sayısı 331 bin kişi azalarak 3.8 milyon kişiye düştü. Yani ülkemizdeki işsizlerin sayısı 109 ülkenin nüfusundan fazla. Gerçek beka meselesi genç işsizliğidir. Ekonomi değil, işsizlik uçtu.”
Faik ÖZTRAK
CHP’DE RENKLİ KULİSLER
TARIM ve tarım politikalarından sorumlu genel başkan yardımcılığı makamı neden kaldırıldı? Bursa milletvekili Orhan Sarıbal çok mu başarısız? Dünyanın en önemli sorunu gıda üzerinde yoğun tartışmalar ve çalışmalar yapılırken iktidara oynayan bir parti nasıl vizyonsuz olur?
MYK’nın dün açıklanmasından sonra hayal kırıklığını ifade eden bir cümle şuydu: “Bu kadro ilçe belediyesini bile yönetemez.”
Geçen dönem
“Sevgili İnce,
CHP’de 16 yıl milletvekilliği görevinde bulunmuş, CHP’liliğini, Cumhurbaşkanı adaylığını layıkıyla yaparak, milyonları meydanlarda coşturarak ve halkta Erdoğan’ı demokratik yoldan sandıkta yenecek adam umudunu yaratarak taçlandırmış, Cumhuriyetçilerin, demokratların moralini ve direncini yükseltmişsin;
CHP’nin senin liderliğinde daha başarılı olacağına inanan Partililer, seçilmiş kurultay delegelerinin çoğunluğu, milletvekilleri, belediye, il, ilçe başkanları ‘değişim’ için, senin için imza vermişler, seninle birlikte olmuşlar...
Ama sakın unutma, bütün bunlar, sana bu destekler, sen CHP’nin adayı olduğun, CHP’nin ilkelerini, Atatürk Cumhuriyeti’ni, demokrasiyi, barışı, özgürlükleri inançla savunduğun ve bunları CHP ile gerçekleştirebileceğin için verildi!
Sen, Ecevit, Baykal, Kılıçdaroğlu, İmamoğlu CHP’den büyük değilsiniz ve hepiniz CHP ile önemli ve değerlisiniz!
Hepimiz kurultay kararlarına saygılı olmalıyız. Lütfen bak; CHP’deki kimi rakiplerin seni incitmek, etkisiz ve itibarsız kılmak için tasvip edilemez yöntemlere başvurmuşlarsa da kurultay onları kısmen de olsa etkisiz kılmıştır.
Partinin mevcut yönetiminin Cumhurbaşkanı adaylığını layıkıyla yapan İnce’ye hak ettiği değeri vermemiş ve kendisini destekleyenleri milletvekili ve belediye başkan adayı yapmamış olmasının hesabı, ancak partili olarak, partide yapılacak demokratik mücadele ile sorulabilir.
CHP’den ayrılmak, parti kurmak normal aklın işi olamaz! Tek bir oyun bile önemli olduğu bu ucube başkanlık sisteminde ‘bir bölen’ olmanın haklı hiçbir mazereti yoktur! Üç gündür medyada yazılanlara, söylenenlere; karşı tarafta ellerini ovuşturanlara bir bak, gerçeği gör; sana övgüler, güzellemeler, esasında sana, Atatürk Cumhuriyeti’ne hakarettir; başarılı millet ittifakını bozma oyunudur. CHP’den kopacak tek kişi, kaybedilecek tek oy bile Erdoğan’ın kurumakta olan değirmenine su taşımaktır!”
Yaklaşık 350 bin çiftçi aile, yıllara göre 350-400 bin hektar arasında değişiklik gösteren ekim alanında şeker pancarı yetiştiriyor. Türkiye’de halihazırda 3 milyon 151 bin tonu pancar şekeri, 990 bin tonu nişasta bazlı şeker olmak üzere toplam 4 milyon 141 bin ton şeker üretim kapasitesi mevcuttur. 2020-2021 pazarlama yılında 2 milyon 700 bin ton şeker kotası var.
Geçen yıl “Pancar alım fiyatını da bu yıl için ton başına 235’ten 300 liraya yükseltiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri çiftçinin yüzünü güldürürken, aynı oranda zam görmeyen şeker fiyatları nedeniyle, özel şeker fabrikaları adeta çıkmaza sürüklendi. Yüksek girdiler, yüksek maliyetler ve pancar taban fiyatındaki zam nedeniyle zaten açmazda olan özel şeker fabrikaları, bir de kamuya ait şeker fabrikalarının iskontolu ve taksitli şeker satışıyla kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak gibi görünüyor. Taban fiyatının yükselmesi şeker fiyatlarında da yükselişi zaruri kılarken, şeker fiyatlarına 14 aydır hiçbir zam yapılmaması döngüyü bozmak üzere.
15 şeker fabrikası ile ülkedeki şeker üretiminde yüzde 35.5’lik paya sahip olan Türkşeker, şeker satışında 14 ay boyunca zam yapmayıp üstüne iskontolu ve vadeli şeker sattıkça, fabrikalar her yıl artan pancar taban fiyatlarının altında ezilmeye başladı. Maliyetlerin karşılanabilmesi için en az yüzde 30 zam yapılması gerekirken, yüzde 20’lik bir zam bile şeker üretimindeki maliyetleri karşılamaya yetmiyor. Özetle, şeker fabrikalarının geleceği belki de beklenen ‘zam’a bağlı. Türkşeker’e ait 15 fabrikada istihdam edilen çalışan sayısı bugün 4 bin 705 kişi, buna oranla örnek vermek gerekirse sadece Kayseri Şeker’in 3 fabrikasında istihdam ettiği kişi sayısı 4 bin 500. Bu çalışanların ailelerini, 80 bin çiftçi ortağını, 15 bin aktif çiftçisini ve tedarikçilerini de hesaplamaya kalkarsak rakamlar milyona ulaşıyor. Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay sesini yükseltiyor. Devlete ait şeker fabrikalarının zararının hazine tarafından karşılandığını belirtirken, özel şeker fabrikalarının zararının kimin tarafından karşılanacağını soruyor.
GÜNÜN SÖZÜ
“BÜTÜN gençliğimiz kurban derilerini THK’dan kaçırmakla geçti. Çünkü başka yere vermek yasaktı. (Derileri) THK’ya bağışlamak zorunluydu. İstediğinize veremezdiniz. AK Parti devrinde bir belediye hoparlöründen anons geçiliyordu, ‘Derilerinizi THK’ya verin’ diye. Acı acı gülümsedim!” Akif BEKİ
‘O BİR KÖY ÇOCUĞUYDU’
İşinsanı Murtaza Çelikel’in cenazesi dün Levent’te kılınan öğle namazından sonra Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ona seven çoktu; arkasından da ağlayanlar... Çünkü o iyi bir siyasetçiydi, iyi insanlardan oluşan bir dost çevresi vardı, yardımseverdi de. Zaten bütün bunları kitabında anlatıyor. Cenaze törenine Kemal Kılıçdaroğlu beklendiği gibi geldi; Altan Öymen, Murat Karayalçın, Hüsamettin Özkan, Mustafa Sarıgül, Aylin Nazlıaka, Canan Kaftancıoğlu, Şükrü Genç, Battal İlgezdi, Rıza Akpolat, Sezgin Tanrıkulu, Prof. Dr. Burhan Kuzu da Çelikel’in dostuydular. DSP’liler cenazede ağırlıklıydı. Eski ÇYDD Başkanı ve Adalet Bakanı Prof. Aysel Çelikel, çocukları ve kayınbiraderi ile başsağlığı dileklerini kabul etti, eşi için “O bir köy çocuğuydu” diye konuştu.
ÇELENK VE REKOR BAĞIŞ