Yalçın Bayer

1 koltuk benim olsun Türkiye senin olsun

15 Eylül 2002
<B>CHP'</B>nin adayları ile ilgili yoğun eleştiriler geliyor. Lider sultasından yakınılıyor. Baykal'ın ‘‘partiyi mezhepçi ve etnik gruplardan temizledim‘‘ sözü tartışılıyor. Listelerde bazı tarikat yanlıların yeraldığı öne sürülüyor.

Almanya'dan arayan bir okurumuz ‘‘Atatürk yanlısı mezhepçiler atılıyor, Atatürk düşmanı mezhepçiler partiye kazandırılıyor’’ diyor.

Bu arada bize ‘‘CHP'de sapma’’ başlıklı bir yazı gönderen 16. dönem CHP Kayseri milletvekili; ilahiyatçı, müftü ve Bilim Kurulu üyesi A. Gani Aşık, bu tartışmalara açıklık getiriyor: ‘‘CHP'den milletvekili adayı olmak isteyen İstanbul'un büyük bir ilçesinin müftüsü genel merkezde dağıttığı bildirinin girişinde ‘Türkiye'de dinin siyasetin dışında tutulmasını savunan 3. din adamıyım' diyor ve ‘kendisinden önceki iki kişiden birisinin Gani Aşık' olduğunu söylüyor. Gerçekten de 1950'li yıllarda moda olan 'CHP'liler dinsizdir' iftirasına, ortanın solu açılımı ile de hezeyanın nitelik değiştirip 'CHP'liler komünisttir' propagandasına fiilen karşı çıkan bu ülkenin ilk din adamıyım. Bu uzun yolculuk boyunca yurtiçinde ve dışında çektiğim çilelerin ve verdiğim kavgaların belgeleri devletin arşivindedir.

12 Eylül sonrasında CHP'nin desteğini yitirmiş büyük bir inanç grubunu yeniden kazanabilmesi için belki bir yöntem olarak düşünülen 'Edebali-Anadolu Solu' söylemini, partinin büyüyebileceği umudu ile benimseyip destekleyen demeç ve makalelerim var. Ne varki Edebali'nin sanki Atatürk'ün yerine oturtuluyormuş izlenim ve kuşkusunun uyandırılmasını hiç düşünmemiştim. CHP'nin milletvekili aday listeleri bu bağlamda ciddi ipuçları vermektedir ve Sayın Genel Başkan'ın bir TV kanalında liste ve sıralamalarla ilgili olarak söyledikleri maalesef inandırıcı değildir. Bu listelerle CHP ahlaken de, ideolojik olarak da ciddi ve tehlikeli bir sapma göstermiştir.’’

KAPI KULU ANLAYIŞI

Aşık'
a göre CHP'de misyon ve kültürünün önemi kalmadı; ideoloji, siyasi eğilim, ticari ahlak önemli değil; yeter ki aday zengin olsun; TBMM'ye gelinsin ama siyaseti bilmesin ki, başarılı bir kapı kulu olsun anlayışı egemen oluyor.

PM ve MYK'nın 'bir koltuk benim olsun, Türkiye olsun' anlayışı ile düzenlenen milletvekili aday listeleri, CHP'yi besleyen ulusal damarların kurutulması, bu tarihsel partinin köklerinden koparılması, yörüngesinden ve ideolojisinden saptırılması gibi ağır hatalar yanında emeğe saygısızlığın, hukuksuzluğun, vicdansızlığın ve tutarsızlığın da şahaser bir belgesidir.’’

Son söz: ‘‘Bir koltuk benim olsun, Türkiye senin olsun.’’

Baykal, Ecevit modeline döndü


İZMİR'den bir partili anlatıyor: Baykal, Ecevit'i sevmez; Ecevit de kendisini... Ecevitler, yeni parti modeliyle iktidara geldi. Tek ses tek nefes oldular; 'tayin' usulü ile adaylarını gösterdiler. Örgüt kavgası, hizbi de yaşamadılar, konuşanın 'kafasını kopardılar'.

Sayın Baykal şimdi buna özendi, Ecevit'in izinde gidiyor. Uyumlu, sessiz, ensesine vur lokmasını al bir anlayışı ortaya çıkarıyor. Yani Baykal, Ecevit'ten çok şey öğrenmiş...

Listeye sadece Hikmet Çetin, Ertuğrul Günay, Hurşit Güneş alınmadı; Baykal'ın eski arkadaşı Alev Coşkun, Sabri Ergül de dışlandı. Özellikle Coşkun için Ödemiş, Bayındır, Kiraz ve Beydağ ilçe başkanları ile ilk kez bir araya gelen STÖ'lerin talepleri dikkate alınmadı. 1. sıraya konulan Ankaralı Dr. Hulki Akalın'ı bölgede tanıyan çıkmadı.

Sandığa gömeceğiz


SEÇİM yaklaşırken siyasileri anlamak mümkün değil. Önseçim diye tutturur dururlar. Sonra ertelemeye kalkarlar. Hey siz yukarıdakiler; bu ülke sizin oyuncağınız değil. Bu insanlar sizin köleniz değil. Kendi çıkarlarınızı düşüneceksiniz diye bu ülkeyi batırmaya hiç mi hiç hakkınız yok.

Zannetmeyin ki bu halk yapılanları unutur. Düşün artık yakamızdan, rahat bırakın insanları. Kendi çıkarlarınız için kullanmayın bu ülkeyi.

Biz şaibelileri, iş takipçilerini, avantacıları ve miadı dolmuşları istemiyoruz. Biz ülkesini, insanlarını seven, kendi çıkarını düşünmeyen, bu ülkeyi kalkındıracak kişileri istiyoruz.

Bir de bu ülkeyi kurtarmak Cem Uzan'a mı kalmış. Ne için Türkiye'yi yönetmeye talibim, diyor.

O çok laf edenleri sandıktan çıkınca göreceğiz.

3 Kasım ülkeye hayırlı olsun.

Tekin SULKUTAYİSTANBUL

AKP=Karanlık


AKP gene tarikatçılara ve hocalara teslim... Değişen hiçbir şey yok. Erzurum aday listesi, hocalar ve tarikatlar tarafından hazırlanmış... Aydınlık tek bir isim bile yok. Doğu bu adamlardan oluşan listeden ibaret değil.

Gelişmemiş olmamızın tek sebebi böyle adamlar... Bizim aramızda okumuş, aydın kimlikli insanlar da var. Ama onlara fırsat verilmedi. AKP'nin ya da Tayyip Erdoğan'ın değiştiği sadece hikáye.

ERZURUM'dan bir grup imza

TAKKE DÜŞTÜ


AKP kesinlikle değişmemiş; çünkü listelerine bakıldığında adayların tamamına yakını eski RP ve FP'li; yani Milli Görüş'e mensup kişiler... 11 Eylül akşamına kadar seçmen mozaiği çok farklı bir yer olan Mersin'de seçilecek 12 milletvekilinden 5-6'sını AKP çıkartır deniliyordu; şimdi ise 2 milletvekili ancak çıkarır deniliyor. Takke düştü, kel göründü, gerçek yüzleri ortaya çıktı. Mersin'de milletvekilliği için başvuran 78 kişi arasında aday olacak hiç kimse yok muydu ki, şu andaki liste çıkarıldı? Seçmeni kandıran, kendisini kandırır.

M. YILMAZ-MERSİN

Bunlar mı kurtaracak bizi


BU seçim tantanasında milleti düşünen yok; halkın sorunlarına çözüm bulmak gibi düşünceye ne yazık ki kimse sahip değil.

Halk aç, parasız, işsiz, eğitim hakları ellerinden alınmış, kira borçları yüzünden sokaklarda yatıp kalkmakta... Ne yazık ki halkı bu duruma getirenler, bağımsız (bağımlı/ABD) Türkiye Cumhuriyeti başbakanı, adayı hatta aday adayı bile olamazlar bizim gözümüzde.

Neşe YAKICI-ANKARA

Örnek davranış


‘20 Eylül 2002'de bir yaş daha gençleşiyorum. Sakın zahmet edip de bana hediye falan almayı düşünmeyin.

Ama TESYEV'e yapacağınız en ufak bir bağışla, bana dünyaları vermiş olursunuz.’

Bu davetten 50 dostuna gönderen; işadamı A. Yavuz Kocaömer... Kafasını, zamanını ve parasını engelliler için adamıştır.

Kocaömer'in yaş gününü kutluyoruz; örnek davranışını da... Siz de bir katkı yapmak istiyorsanız... 0212-255 44 33, 253 00 85.

Okuyan rahatladı


CHP'nin Yalova'dan 1. sıradaki milletvekili adayı Selçuk Ergin'i tanıyan var mıdır? AKKÖK Şirketler Topluluğu Murahhas üyesi, Yalova'daki AKSA'nın eski Genel Müdürü olan Ergin dünyada kimya sanayiinde ünlü bir isim olarak biliniyor. Kendi isteğiyle aday olup Deniz Baykal'ın ender görüştüğü adaylardan biri olan Ergin'in adaylıktan çekildiğini bildirmesi hem şaşkınlık hem de üzüntüyle karşılandı.

Önceki akşam Taksim Toplantıları'nda Kemal Derviş'i izleyen Ergin'in istifası ile ilgili olarak bir CHP PM üyesi, ‘‘Yalovalıların çok sevdiği bir isimdi. Liste başına konulmasından onur duyduğunu söylemişti. MHP'den aday gösterilen Yaşar Okuyan'ın şansını kıracağı ve ANAP'lı Belediyeyi ezebileceği için kendisine çeşitli baskılar yapılmış olabileceği düşünülebilir. Ergin'in adaylığı Okuyan'ı çok rahatsız etmişti. Gerçeği Ergin açıklayacaktır.’’

GÜNÜN SÖZÜ


‘‘Bilen bilmeyen konuşuyor. Bu işi Anayasa ve ceza hukukçuları bilir. Bana göre Recep Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan aday olamazlar.’’

(Prof. Süheyl Batum)
Yazının Devamını Oku

Tarafsız bakan taraf oluyor

14 Eylül 2002
<B>Adana Belediye Başkanı Durak, İçişleri Bakanı'nı suçluyor</B> FAKSI geçtiğinde inanamadık. Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, İçişleri Bakanı'nı tarafsız olmamakla suçluyordu.

Seçim döneminde tarafsız bakan kuralı nedeniyle İçişleri Bakanlığı'na getirilen Muzaffer Ecemiş iddiaya göre 'hemşerilik' sevdasıyla bir kentin belediye başkanını isyan noktasına getiriyor.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın ‘‘Tarafsız bakan taraf oluyor...’’ başlıklı yazısını okuyalım:

‘‘Seçimlerin tarafsızlık şartı gereği İçişleri Bakanlığı'na getirilen Muzaffer Ecemiş partili bakanları aratıyor.

Sayın Bakan yazışmaları engelliyor. 9.5.2002 tarihli 4 aylık Bakanlık talimatını uygulatmıyor. 22.8.2002 günlü kendi bakanlığından çıkan 81-103/3099 sayılı yazının postaya verilmesini bizzat engelliyor.

Bürokratlara baskı yapıyor. Adana'da toplu taşımada dolmuşçular arasında taraf tutuyor.

Çünkü kendisi Niğdeli. Daha doğrusu Niğde'nin Çamardı İlçesi'nden..

Adana'da 46 Çamardılı (Niğde) midibüs toplu taşımayı ruhsat almadan yapıyor. Adana Trafik Müdürü Arif Yılmaz da Niğdeli...

Böylece Niğdeli tarafsız (!) bakan, Niğdeli midibüsçü hemşerilerinin kanunsuz çalışmalarına, tayin ettirdiği Niğdeli Trafik Müdürü ile kanunları çiğnetiyor.

Vali Oğuz Kaan Köksal ve ben, bu kanunsuzluğa dur diyemiyoruz.’’

Aytaç Durak, telefonda çok tepkiliydi. ‘‘Sayın İçişleri Bakanı bu tasarrufu ile kargaşaya sebep oluyor. Kendisiyle de görüştüm; bakın bu işin peşini bırakmam dedim, dinlemedi.’’ dedi.

Bir belediye başkanının, bir içişleri bakanına diklenmesi ilginç değil mi?

Nerede halkın iradesi


ADIYLA uyuşmayan ve adaletsiz bir aday listesi çıkaran AKP yöneticileri... Bir MHP, bir DYP, bir ANAP kadar olamadılar. İstenilmeyen ve seçim bölgeleri ile hiç irtibatlı olmayan milletvekillerini yine ilk sıralara koydu. Nerede halkın iradesi? Biz ikinci sıraya konulan Mahmut Göksu'yu sevmiyoruz. Düne kadar beş parasız diye biliyorduk; ama İstanbul'da kardeşleri ile kurduğu Göksu İnşaat, Dekorasyon ve Otomotiv Şirketi varmış; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden ihale aldırıyormuş.

Ayak oyunları ile elenen adaylar sizden hesap soracaktır.

AKP örgütünden bir grup imza ADIYAMAN

Ben 24 ayar Baykalcıyım yine de yendim


1962'de Gençlik Kolları'ndan başladığımız ve 40 yıl süren CHP üyeliğimizde en ufak bir çizgi kırıklığımız yoktur. Yaşamınız boyunca başınızı dik tutmuşsunuz; hile ve yalanla ilişkiniz olmamış, haksızlığa karşı hep mücadele etmişsiniz... Kimseye yalakalık yapmamışsınız... Ve bir hizip tarafından dışlanmışsınız... Elbette 200 aday adayı arasında şansınız olmayabilir ama 24 ayar Baykalcı olduğum bilinmesine rağmen sizi hatırlamamışlar... Biri bana söylesin ben ne yapmalıyım? Bugün bana yarın bir başkasına... Artık bu tür haksızlıklar yapılmasın. Biz CHP'li doğduk, öyle ölürüz. Her şeye rağmen bu seçimden zaferle çıkacağız.

ORDU'dan S.G. şunları anlatıyor: ‘‘Ordu'da CHP listesine nasıl oy verelim? Bunu genel merkez bize açıklamalıdır. Eski Belediye Başkanı Kazım Türkmen 1999'da önseçimi Seyit Torun'a karşı kaybetti. ANAP adayı Fikret Türkyılmaz'a destek vererek onun kazanmasına yol açtı ve parti disiplinine aykırı davrandı. Altan Öymen'in geldiği sıralarda ise ihraç edildi. Baykal yeniden genel başkan olunca Türkmen'in ilçe örgütlerinin ne kadar rahatsız oldukları bir süre sonra anlaşılacaktır. Zaten bunun belirtisi dünden itibaren ortaya çıktı; CHP sıralamasına sevinen AKP il binası önünde davul-zurna çalınmaya başladı.’’

KASTAMONU'dan K.Y. yazıyor: CHP 1. sıra adayı olan müteahhit Mehmet Yıldırım, 20 yıldır il başkanlığı yapmaktadır. 1999 seçimleri hariç bütün dönemlerde 1. sıradan aday olmuştur. 37 bin oyu 8 bine düşürmekten başka bir başarısı yoktur. Listeler açıklandığında 'ikiz kuleler' gibi yıkıldık ve benim gibi yüzlerce kişi 'yine mi o aday!' diyerek hüsrana uğradık. Yerine il başkanlığına kim mi getirildi; bir cemaatle yakın ilişkisi bulunan biri... Genel Merkez, 17 Eylül itiraz süresine kadar aday listesini değiştirmediği sürece AKP'nin ekmeğine yağ sürecektir. CHP Genel Merkezi adaylar için dikensiz gül bahçesi istiyoruz, diyordu oysa şimdi dikenlerle dolu bir kaktüs...

Orhan CEVAHİROĞLU / İSTANBUL

Çiller-Günday pazarlığı


BEN AP'den sonra DYP'nin bayrağını sallamış bir kişiyim. Sayın Çiller partimizin küçülmesi için elinden geleni ardına koymuyor. Örgütün desteğini almış olan Emniyet Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanı İrfan Bayar'ı, aday olarak önerdik ve otobüslerle Bolu'dan Genel Merkeze giderek tam destek verdiğimizi gösterdik. Ancak Çiller, TESK-TŞOF Başkanı Derviş Günday'la yaptığı gizli anlaşmalar doğrultusunda Bolu'yu harcadı. İlkokul mezunu bir adayı 1. sıraya getirdi.

Bir grup partili-BOLU

TBMM
Anayasa Komisyonu Başkanlığı yapan Turan Tayan, 1999 seçimlerinde yaptığı gibi yine partisini değiştirerek ANAP'tan DYP'ye geçti. İzmir'in saygın milletvekili Süha Tanık da, 18 yıldır hakarete varan eleştiriler yaptığı Çiller'in kanatlarının altına dünürü Ali Şen tarafından yerleştirildi. Soruyorum; sadece bu insanlar mı etik davranmıyor: Bunlara kucak acan genel başkanların hiç mi suçu yok?

Ahmet AVCI-İZMİR

Arkadaş grubu listesi


CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, İstanbul'da örgütün hiçbir isteminin yerine getirilmediğini iddia ederek şunları söyledi: ‘‘İl ve ilçe örgütlerimiz, önseçim kararı almasına rağmen Genel Merkezimiz hiçbir talebimizi yerine getirmemiştir. 3 bölgede atanan listeler çoğunlukla İstanbul örgütünün istemi dışındadır. Açıkçası bu Genel Merkez'in arkadaş grubu listesidir. Ancak İl örgütü olarak partimizin iktidar olması için sonuna kadar çalışıp mücadele edeceğiz.’’ Canpolat, CHP'nin derhal kendi kimliğine, pogramına ve tüzüğüne dönmesini, Atatürk’ün söylediği gibi Kuvayi Milliye ruhuna dönmesi gerektiğini belirterek,‘‘CHP yönetiminde olup CHP'li olmayanlara karşı partiiçi muhalefeti başlatacağız’’ dedi.

Savarona devredilemez


ASYA Finans Kurumu AŞ Genel Müdür Yardımcısı H. Furkan Erdeğer ile Hukuk Başmüşaviri Osman Nuri Ersen, Savarona yatıyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptılar:

‘‘Asya Finans Kurumu (AFK) tarafından Kahraman Sadıkoğlu'nun ortaklığı bulunduğu şirketlere tahsis edilen krediler ve ilgili mevzuat hükümleri ile fon kullandırım esas ve usüllerimize uygun bir şekilde kullandırılmış olup geri ödemeleri vadelerine uygun olarak yapılan bu kredilerin tahsisinde M.İhsan Kalkavan'ın veya herhangi bir başka kişinin telkini, tavsiyesi ya da aracılığı olmamıştır. AFK, hiçbir zaman Savarona yatının maliki, donatanı olmadığı gibi yatın intifa hakkını haiz şirketin hissedarları arasında da yer almamıştır. Diğer taraftan Kahraman Sadıkoğlu'nun ortağı bulunduğu şirketlere kullandırılan krediler karşılığında alınan teminatlar arasında Savarona yatı da bulunmamaktadır.

Savarona yatı Hazine adına kayıtlı olduğundan, mer'i mevzuat çerçevesinde mülkiyet devri, rehin, intifa hakkı devri vs. şeklindeki tasarrufi muameleler, intifa hakkını haiz şirket tarafından da yapılamaz. Bu bakımdan, Savarona yatının mülkiyetinin veya intifa hakkının AFK'ya devri yahut rehnedilmesi mümkün bulunmadığı gibi yatın geleceğiyle ilgili sorunun muhatabanın da AFK veya M.İhsan Kalkavan olamayacağı açıktır.’’


GÜNÜN SÖZÜ


‘‘Türkiye'de doğruları söylemek ve ilkeli olmak kolay değil.’’

(Işın Çelebi)

MESAJ


A.Ü. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı iken 1998'de kendi isteğimle emekli oldum. Daire Başkanı ve daha üst düzeydeki memurlara ve emeklilere ocak ayından geçerli olmak üzere nisan ayında verilen farktan YÖK'ün üniversitedeki daire başkanlarını kapsam dışı tutmasından ötürü yararlanamadım (YÖK'te çalışan daire başkanlarının bu zamdan yararlanmasına rağmen). Şimdi de memurlara yapılacak zam daire başkanları ve daha üst düzeydekilere 65; alttakilere 100 milyon olarak ifade ediliyor. Ben ve benimle aynı pozisyonda olan bir grup daire başkanı hangi grupta tutulacak merak ediyorum.

Dr. Savaş TÜREL-ANTALYA

ÇİLLER'in kendisini Muğla'ya nakletmesinden sonra İzmir'den İstanbul 3. bölgeden aday gösterilen Ufuk Söylemez, ‘‘Ben hiçbir zaman inanç kökeni üzerinden siyaset yapmadım; yapanları da tasvip etmedim’’ dedi.

ADALET Bakanı H.Sami Türk ile dün telefonla konuşurken Cumhurbaşkanı'nın doğruyu yaptığını belirterek, 3 Kasım'da seçimlerin kesin yapılacağı kanaatinde olduğunu söyledi.Tarafsız bakan taraf oluyor
Adana Belediye Başkanı Durak, İçişleri Bakanı'nı suçluyor


FAKSI geçtiğinde inanamadık. Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, İçişleri Bakanı'nı tarafsız olmamakla suçluyordu.

Seçim döneminde tarafsız bakan kuralı nedeniyle İçişleri Bakanlığı'na getirilen Muzaffer Ecemiş iddiaya göre 'hemşerilik' sevdasıyla bir kentin belediye başkanını isyan noktasına getiriyor.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın ‘‘Tarafsız bakan taraf oluyor...’’ başlıklı yazısını okuyalım:

‘‘Seçimlerin tarafsızlık şartı gereği İçişleri Bakanlığı'na getirilen Muzaffer Ecemiş partili bakanları aratıyor.

Sayın Bakan yazışmaları engelliyor. 9.5.2002 tarihli 4 aylık Bakanlık talimatını uygulatmıyor. 22.8.2002 günlü kendi bakanlığından çıkan 81-103/3099 sayılı yazının postaya verilmesini bizzat engelliyor.

Bürokratlara baskı yapıyor. Adana'da toplu taşımada dolmuşçular arasında taraf tutuyor.

Çünkü kendisi Niğdeli. Daha doğrusu Niğde'nin Çamardı İlçesi'nden..

Adana'da 46 Çamardılı (Niğde) midibüs toplu taşımayı ruhsat almadan yapıyor. Adana Trafik Müdürü Arif Yılmaz da Niğdeli...

Böylece Niğdeli tarafsız (!) bakan, Niğdeli midibüsçü hemşerilerinin kanunsuz çalışmalarına, tayin ettirdiği Niğdeli Trafik Müdürü ile kanunları çiğnetiyor.

Vali Oğuz Kaan Köksal ve ben, bu kanunsuzluğa dur diyemiyoruz.’’

Aytaç Durak, telefonda çok tepkiliydi. ‘‘Sayın İçişleri Bakanı bu tasarrufu ile kargaşaya sebep oluyor. Kendisiyle de görüştüm; bakın bu işin peşini bırakmam dedim, dinlemedi.’’ dedi.

Bir belediye başkanının, bir içişleri bakanına diklenmesi ilginç değil mi?

Nerede halkın iradesi


ADIYLA uyuşmayan ve adaletsiz bir aday listesi çıkaran AKP yöneticileri... Bir MHP, bir DYP, bir ANAP kadar olamadılar. İstenilmeyen ve seçim bölgeleri ile hiç irtibatlı olmayan milletvekillerini yine ilk sıralara koydu. Nerede halkın iradesi? Biz ikinci sıraya konulan Mahmut Göksu'yu sevmiyoruz. Düne kadar beş parasız diye biliyorduk; ama İstanbul'da kardeşleri ile kurduğu Göksu İnşaat, Dekorasyon ve Otomotiv Şirketi varmış; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden ihale aldırıyormuş.

Ayak oyunları ile elenen adaylar sizden hesap soracaktır.

AKP örgütünden bir grup imza ADIYAMAN

Ben 24 ayar Baykalcıyım yine de yendim


1962'de Gençlik Kolları'ndan başladığımız ve 40 yıl süren CHP üyeliğimizde en ufak bir çizgi kırıklığımız yoktur. Yaşamınız boyunca başınızı dik tutmuşsunuz; hile ve yalanla ilişkiniz olmamış, haksızlığa karşı hep mücadele etmişsiniz... Kimseye yalakalık yapmamışsınız... Ve bir hizip tarafından dışlanmışsınız... Elbette 200 aday adayı arasında şansınız olmayabilir ama 24 ayar Baykalcı olduğum bilinmesine rağmen sizi hatırlamamışlar... Biri bana söylesin ben ne yapmalıyım? Bugün bana yarın bir başkasına... Artık bu tür haksızlıklar yapılmasın. Biz CHP'li doğduk, öyle ölürüz. Her şeye rağmen bu seçimden zaferle çıkacağız.

ORDU'dan S.G. şunları anlatıyor: ‘‘Ordu'da CHP listesine nasıl oy verelim? Bunu genel merkez bize açıklamalıdır. Eski Belediye Başkanı Kazım Türkmen 1999'da önseçimi Seyit Torun'a karşı kaybetti. ANAP adayı Fikret Türkyılmaz'a destek vererek onun kazanmasına yol açtı ve parti disiplinine aykırı davrandı. Altan Öymen'in geldiği sıralarda ise ihraç edildi. Baykal yeniden genel başkan olunca Türkmen'in ilçe örgütlerinin ne kadar rahatsız oldukları bir süre sonra anlaşılacaktır. Zaten bunun belirtisi dünden itibaren ortaya çıktı; CHP sıralamasına sevinen AKP il binası önünde davul-zurna çalınmaya başladı.’’

KASTAMONU'dan K.Y. yazıyor: CHP 1. sıra adayı olan müteahhit Mehmet Yıldırım, 20 yıldır il başkanlığı yapmaktadır. 1999 seçimleri hariç bütün dönemlerde 1. sıradan aday olmuştur. 37 bin oyu 8 bine düşürmekten başka bir başarısı yoktur. Listeler açıklandığında 'ikiz kuleler' gibi yıkıldık ve benim gibi yüzlerce kişi 'yine mi o aday!' diyerek hüsrana uğradık. Yerine il başkanlığına kim mi getirildi; bir cemaatle yakın ilişkisi bulunan biri... Genel Merkez, 17 Eylül itiraz süresine kadar aday listesini değiştirmediği sürece AKP'nin ekmeğine yağ sürecektir. CHP Genel Merkezi adaylar için dikensiz gül bahçesi istiyoruz, diyordu oysa şimdi dikenlerle dolu bir kaktüs...

Orhan CEVAHİROĞLU / İSTANBUL

Çiller-Günday pazarlığı


BEN AP'den sonra DYP'nin bayrağını sallamış bir kişiyim. Sayın Çiller partimizin küçülmesi için elinden geleni ardına koymuyor. Örgütün desteğini almış olan Emniyet Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanı İrfan Bayar'ı, aday olarak önerdik ve otobüslerle Bolu'dan Genel Merkeze giderek tam destek verdiğimizi gösterdik. Ancak Çiller, TESK-TŞOF Başkanı Derviş Günday'la yaptığı gizli anlaşmalar doğrultusunda Bolu'yu harcadı. İlkokul mezunu bir adayı 1. sıraya getirdi.

Bir grup partili-BOLU

TBMM
Anayasa Komisyonu Başkanlığı yapan Turan Tayan, 1999 seçimlerinde yaptığı gibi yine partisini değiştirerek ANAP'tan DYP'ye geçti. İzmir'in saygın milletvekili Süha Tanık da, 18 yıldır hakarete varan eleştiriler yaptığı Çiller'in kanatlarının altına dünürü Ali Şen tarafından yerleştirildi. Soruyorum; sadece bu insanlar mı etik davranmıyor: Bunlara kucak acan genel başkanların hiç mi suçu yok?

Ahmet AVCI-İZMİR

Arkadaş grubu listesi


CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, İstanbul'da örgütün hiçbir isteminin yerine getirilmediğini iddia ederek şunları söyledi: ‘‘İl ve ilçe örgütlerimiz, önseçim kararı almasına rağmen Genel Merkezimiz hiçbir talebimizi yerine getirmemiştir. 3 bölgede atanan listeler çoğunlukla İstanbul örgütünün istemi dışındadır. Açıkçası bu Genel Merkez'in arkadaş grubu listesidir. Ancak İl örgütü olarak partimizin iktidar olması için sonuna kadar çalışıp mücadele edeceğiz.’’ Canpolat, CHP'nin derhal kendi kimliğine, pogramına ve tüzüğüne dönmesini, Atatürk’ün söylediği gibi Kuvayi Milliye ruhuna dönmesi gerektiğini belirterek,‘‘CHP yönetiminde olup CHP'li olmayanlara karşı partiiçi muhalefeti başlatacağız’’ dedi.

Savarona devredilemez


ASYA Finans Kurumu AŞ Genel Müdür Yardımcısı H. Furkan Erdeğer ile Hukuk Başmüşaviri Osman Nuri Ersen, Savarona yatıyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptılar:

‘‘Asya Finans Kurumu (AFK) tarafından Kahraman Sadıkoğlu'nun ortaklığı bulunduğu şirketlere tahsis edilen krediler ve ilgili mevzuat hükümleri ile fon kullandırım esas ve usüllerimize uygun bir şekilde kullandırılmış olup geri ödemeleri vadelerine uygun olarak yapılan bu kredilerin tahsisinde M.İhsan Kalkavan'ın veya herhangi bir başka kişinin telkini, tavsiyesi ya da aracılığı olmamıştır. AFK, hiçbir zaman Savarona yatının maliki, donatanı olmadığı gibi yatın intifa hakkını haiz şirketin hissedarları arasında da yer almamıştır. Diğer taraftan Kahraman Sadıkoğlu'nun ortağı bulunduğu şirketlere kullandırılan krediler karşılığında alınan teminatlar arasında Savarona yatı da bulunmamaktadır.

Savarona yatı Hazine adına kayıtlı olduğundan, mer'i mevzuat çerçevesinde mülkiyet devri, rehin, intifa hakkı devri vs. şeklindeki tasarrufi muameleler, intifa hakkını haiz şirket tarafından da yapılamaz. Bu bakımdan, Savarona yatının mülkiyetinin veya intifa hakkının AFK'ya devri yahut rehnedilmesi mümkün bulunmadığı gibi yatın geleceğiyle ilgili sorunun muhatabanın da AFK veya M.İhsan Kalkavan olamayacağı açıktır.’’


GÜNÜN SÖZÜ


‘‘Türkiye'de doğruları söylemek ve ilkeli olmak kolay değil.’’

(Işın Çelebi)

MESAJ


A.Ü. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı iken 1998'de kendi isteğimle emekli oldum. Daire Başkanı ve daha üst düzeydeki memurlara ve emeklilere ocak ayından geçerli olmak üzere nisan ayında verilen farktan YÖK'ün üniversitedeki daire başkanlarını kapsam dışı tutmasından ötürü yararlanamadım (YÖK'te çalışan daire başkanlarının bu zamdan yararlanmasına rağmen). Şimdi de memurlara yapılacak zam daire başkanları ve daha üst düzeydekilere 65; alttakilere 100 milyon olarak ifade ediliyor. Ben ve benimle aynı pozisyonda olan bir grup daire başkanı hangi grupta tutulacak merak ediyorum.

Dr. Savaş TÜREL-ANTALYA

ÇİLLER'in kendisini Muğla'ya nakletmesinden sonra İzmir'den İstanbul 3. bölgeden aday gösterilen Ufuk Söylemez, ‘‘Ben hiçbir zaman inanç kökeni üzerinden siyaset yapmadım; yapanları da tasvip etmedim’’ dedi.

ADALET Bakanı H.Sami Türk ile dün telefonla konuşurken Cumhurbaşkanı'nın doğruyu yaptığını belirterek, 3 Kasım'da seçimlerin kesin yapılacağı kanaatinde olduğunu söyledi.
Yazının Devamını Oku

İyi bir partili nasıl olunur?

13 Eylül 2002
<B>CHP'</B>li bir üyeyle konuşuyoruz. CHP'nin bazı örgütlerinin tepkilerini aktarıyor. <B>Baykal'</B>ın dünkü <B>Hürriyet'</B>te <B>Şaban Sevinç'</B>in haberinde yer aldığı gibi <B>‘‘Son yıllarda iyi bir partili profili çizemedikleri’’ </B>görüşüne tepki gösteriyor. Bu profil içinde kimler yer alıyor?

Altan Öymen, Hikmet Çetin, Ertuğrul Günay, Hurşit Güneş, Erol Tuncer mi?

‘‘Bunlar, kargadan başka kuş; CHP'den parti bilmez isimler... Siyaseten hangi hataları işlediler?’’ diyen muhatabımıza soruyoruz:

‘‘Altan Öymen niye aday olmadı?’’

- Baykal başvurmayan adayı değerlendirmeye almadı. Ama Öymen'den de böyle bir başvuru dilekçesi beklenmemeli... Genel Başkanlık yapmış bir kişi, ne adaylık için dilekçe verir, ne de kendisini halefinin sınavına tabi tutar. Çünkü objektif olmayacağını düşünür.

- Seçimlerde CHP için çalışırlar mı?

- Muhakkak... Hiç olmazsa ben bu kanaati taşıyorum. Zaten en iyi isimler CHP'de diyen Öymen değil miydi?

BAYKAL'I CHP'YE KİM SOKTU

- Hurşit Güneş...

- Göreceksiniz onun CHP'liliği de devam edecektir. Daha önce genel başkan adayı oldu diye 'cezalandırdı' ise hiç yakışmaz genel başkana... Derviş'e yakınlığı yanında Baykal'la da sık sık görüşürdü Hurşit Bey... Hatta İnönü'nün, Karayalçın'ın CHP'den ayrılmaması için onları iknaya çalışan ve gelişmelerden genel başkanına bilgi veren de kendisidir. Adaylıktan niye 'kesildiği'ni ben bulamıyorum. Bunu kendisinden önce CHP'den birileri açıklamalıdır.

- Güneş ne kadar CHP'li?..

- Ben en az 25 yıldan beri CHP'ye üye olduğunu biliyorum. Belki de bugün yönetimde bulunanların birçoğu bu kadar yıl bile parti üyesi değildir. Bu partinin önemli isimlerinden -Dışişleri Bakanı Prof. Turan Güneş- birinin oğlu olduğunu söylemeye gerek yok. Dahası Baykal'ı CHP'ye sokan kişidir Hurşit Bey'in babası... İktisat hocası Hurşit Güneş'in Milliyet'te yazdığı hangi yazı CHP'yi incitti? Sayın Baykal'ın bir bildiği varsa kamuoyunun da öğrenme hakkı vardır. Ama bir şey vardır; Güneş'in CHP'liliği sorgulanamaz.

ANAP'LILAR KADAR SAYGI GÖRMEDİLER

- Ertuğrul Günay...

-
Hangi tavrı partiyi sıkıntıya soktu, ben bulamadım. Acaba Baykal, kendisinin 1995'lerde Ecevit'le dirsek temasına mı yoksa karşısına aday olarak çıkmasına mı kızıyor, bilemiyoruz. Bırakın Günay'ı, Cevdet Selvi'nin DSP'den seçilmesini; Bayram Meral'in de 1999'da DYP'den aday olmaya kalkmasını unutmayın. ANAP'tan gelerek el üstünde tutulup Bursa ve Adana'dan 5. sıralara yerleştirilen Uğur Aksöz ve Feridun Pehlevan kadar itibarı yokmuş Günay, Öymen, Güneş ve Çetin'in... Bir şey daha hatırlatayım: 1999 seçimlerinde Kadıköy 2. sıradaki Zülfü Livaneli'nin arkasında 4. sıraya konulan Ali Topuz, sırasını beğenmeyerek istifa edip Baykal'a sinirlenmişti... Baykal şimdi ne yaptı; Topuz'u yine 2. sıradaki Livaneli'nin bu kez üç arkasına -5. sırada- koydu; Topuz'un sesi çıkmadı... Listelerde böyle çok isim var.

Altan Öymen: İlginç


ESKİ CHP Genel Başkanı Altan Öymen'e çok şey sorduk; hiçbirine yanıt vermek istemedi.

‘‘Peki, listeler nasıl’’ dedik.

Ağzından tek sözcük çıktı Öymen'in:

‘‘İlginç...’’

Peki Hurşit Güneş'in söyleyeceği bir şey var mı?

‘‘Teşekkür ederim... Ancak bir sorunum yok, hiçbir yere de gidecek değilim.’’

Ertuğrul Günay
da, CNN'deki sözlerimiz üzerine ‘‘Sayın Baykal beni listeye yazsaydı da yanlış yapmış olurdu. Bu milletvekili atama yöntemi yanlıştır ve haksızdır. Parlamento seçilmiyor, atanıyor’’ açıklamasını yaptı.

HADEP dik duramadı


ESENYURT Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan dün Best FM'de aday listeleri üzerine ilginç şeyler söylüyordu:

‘‘Parti kapıları, Nimet Abla'nın piyango gişesine dönmüştü... Herkes AKP ve CHP'nin önüne koşmuş... 1 milyar lira verip bilet almışlar. Belki bana da çıkar diye... Böyle siyaset olmaz.

- İktidara yakın partiler maalesef böyle oluyor... Siz CHP dışındaki sol grupları bir araya getirmeye çalışanlardandınız... HADEP'liler niye ittifaka yanaşmadı, neden bozuldu?

- Evet Türkiye böyle çok önemli bir fırsatı kaçırdı. Bu yakıcı bir ihtiyaçtı. Bunun sebebi, baltalarını, bıçaklarını gömen eski solcular birlik yapacaklardı. Esas ilke şuydu; üniter devlet içerisinde çok kültürlülüğün, çok rengin olabileceğini gösterecektik. Herkes birey olarak yurttaşlık kimliğiyle devlete bağlılığını ama kendi kültürel zenginliğini de koruyabilecekti. Bu Türkiye'nin ihtiyacıdır. Bu öneriyi götürdüğümüz HADEP'in buna niyetli olmadığı ortaya çıktı. Çünkü arkadaşlar bizi 'solda ittifaka değil' de, HADEP'e yazılmaya çağırdılar. Bu bir fantezidir. Oysa ki Türk aydınlarının önderliğinde HADEP parlamentoya taşınabilirdi. Önerim, büyükşehirlerdeki liste başları Türk aydınlarından olmalıydı; buna Diyarbakır da dahildi... Ne yazık ki bunu kabul ettiremedik. Benimsenmiş olsaydı Kürtler de kendi sorunlarını kürsüden kullanma hakkı elde edebilirlerdi. Bunun yerine arkadaşlar 'kaç Kürt'ü parlamentoya sokarız' hesabına düştüler. Halbuki 20 kadar milletvekili onların sorununu dile getirebilirdi. Ama onlar daha çok Kürt'ü parlamentoya taşımayı amaçladılar. Biz de onu yapamazdık. Ortaya şu manzara çıkıyor: Gelecek parlamento yine Kürtsüz, solsuz ve sorunsuz olacaktır! Bu da Türkiye'nin hayrına bir şey olmayacağını gösterir.

Taliban ülkesi miyiz


EMNİYET Genel Müdürü Kemal Önal'a... Çorum Çevik Kuvvet Şubesi'nde görevli polis Erdinç Tümer, işsiz güçsüz arkadaşı Ömer Özgü ile İnayetullah Camii imamı Ekrem Tiryaki'ye kadın külodu ile sutyen giydirmeye çalışmışlar. Mahalle halkı da müdahale etmiş, imam şikáyetçi olmuş..

Ortada böyle bir gerçek var... Çorum'dan bizi arayanlar, polisin Çevik Karakolu'ndaki polisler tarafından korunduğunu, sutyen ve külodun ortadan kaybolduğunu söylüyorlar.

Sayın Önal, kendini bilmezlerin bu rezaleti Türkiye'de moda olmaya başladı; polisler de buna hevesleniyorlar. Ortaçağda mı yaşıyoruz? Eğer güvenlik güçleri bunlara karşı önlem almaz, yargı da gereken cezayı vermezse daha çok don giydirilecek haberler okuyacağız.

BİLİYOR MUSUNUZ?


ALEVİLERİN CHP listelerinde yer almadığını, bunun dışında DSP'de 16 ismin bulunduğunu, DYP'nin de Alevi olan Ufuk Söylemez'i İstanbul 3. bölgeye getirdiğini, Samsun CHP listesindeki Gemiciler Odası Başkanı İhsan Kalkavan'ın, Asya Finans Yönetim Kurulu Başkanı ve BJK eski yöneticisi İhsan Kalkavan'la ilgisi olmadığını, Baykal'ın daveti üzerine istifa ettirilip aday yapılan Giresun Valisi Ali Haydar Öner'in listeye giremediğini... biliyor musunuz?
Yazının Devamını Oku

Satılan listeler

12 Eylül 2002
<B>PARTİLERİN </B>milletvekili aday listeleri açıklandı... Üzülenler, küfredenler, küsenler, parti binalarını basanlar, istifalarını verenler, başka partilere sığınanlar... ‘‘Verdiğim paranın karşılığında istediğim sıraya konulmadım’’ diye haykıranlar...

Eğer seçimler ertelenmezse bugünden itibaren ilginç haberler okuyacağız.

Bekleyelim görelim.

Ama size önce Konya'dan gelen bir notu aktaralım:

‘‘Sayın Bayer, DYP Konya 1. sıra adayı müteahhit Mümtaz Yavuz sadece size yarı tehditvari konuşmuyor. 1999 seçimlerinde de bunu yaptı.

18 Nisan seçimleri öncesinde DYP'de milletvekili ve belediye meclis adaylıklarının ön sıralarının parayla satıldığı iddiası gündemden inmemişti.

Açın 16.6.1999 tarihli Hürriyet'i... Arkadaşınız Hakan Akpınar'ın haberini okuyun... ‘‘Eski DYP Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin kendi sırasının 350 milyar liraya bir işadamına satıldığını’’, buna karşılık Mümtaz Yavuz'un satılık liste iddialarını reddederek ‘‘Benim şerefime, namusuma dil uzatanın kafasını koparırım’’ diye tehdit ettiğini okuyun.’’

Arşivlere girerek okuduk...

Ve sonrada dün YSK'ya verilen listeleri incelemeye başladık.

Oy kaça?


GÜNEYDOĞU bölgesindeki bir ilde 1999 seçimlerinde, bir partinin adayı şöyle derdi:

‘‘Ben akıllı Kürt'ün oyunu 10, akılsız Kürt'ün oyunu da 5 milyona alırım.’’

Nitekim bu aday dediğini yaptı ve binlerce dolar harcayıp partisinin ilk sırasından milletvekili seçilerek parlamentoya girdi.

Meclis'te ne mi yaptı? İline hiçbir hayrı dokunmadı, sonra da terk edip gitti.

Böyle adaylar her zaman seçilir.

Uyan ey seçmenim.

Kim kimle çarpışacak


EĞER yapılırsa 3 Kasım'da İstanbul'da karşı karşıya gelecek milletvekili adayları şunlar:


1. BÖLGE (24) (Adalar, Beykoz, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye ve Üsküdar)

AKP: R. Tayyip Erdoğan

SP: Yasin Hatipoğlu

CHP: Kemal Derviş

DSP: Bülent Ecevit

ANAP: Ediz Hun

DYP: M. Okan Oğuz

YTP: Ercan Karakaş

MHP: Prof. Mithat Melen

İP: Ünal Erdoğan

BBP: Mehmet Ceylan

YP: Bülent Gültekin


2. BÖLGE (21) (Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Eminönü, Eyüp, Fatih, GOP, Kağıthane, Sarıyer ve Şişli)

AKP: M.Ali Şahin

SP: Numan Kurtulmuş

CHP: Mehmet Sevigen

DSP: Prof. Ziya Aktaş

ANAP: Ahmet Özal

DYP: Yıldırım Akbulut

YTP: Hüsamettin Özkan

MHP: Murat Sökmenoğlu

İP: Doğu Perinçek

BBP: M. Serdar Çelebi

YP: Saadettin Tantan


3.BÖLGE (25) (Avcılar, Bağcılar, B.Evler, Bakırköy, B.Çekmece, Çatalca, Esenler, Güngören, K.Çekmece, Silivri ve Zeytinburnu)

AKP: A. Aksu

SP: Mukadder Başeğmez

CHP: Yaşar Nuri Öztürk

DSP: Erdoğan Toprak

ANAP: Ali Talip Özdemir

DYP: Ufuk Söylemez

YTP: İsmail Cem

MHP: Esat Öz

İP: Ferit İlsever

BBP: Servet Avcı

YP: Arif Sezer

CHP'de liste dışı kalanlar


CHP İstanbul'dan aday olmak için başvuran ancak üç bölgede 7 aday arasında yer almayan bazı isimler de şunlar:

Prof. Ahmet Ercan, Prof. Şener Üşümezsoy, M.Emin Atasagun, Orhan Cevahiroğlu, Erdal Kalkan, Erol Özkoray, İbrahim Yener, Mahmut Övür, Mehmet Aydın, Mehmet Domaç, Nazım Güvenç, Oğuz Soydan, Seydali Güneş, Ufuk Batum, Eran Tapan, Cemal Özdemir (İl Başkanı), Çetin Soysal, Erhan Alptekin, Hasan Şer, Hüsnü Okçuoğlu, M. Emin Sungur, Muharrem Keçeli, Şinasi Yalçın, Yusuf Günaydın.

Büyükşehir'le ilgili 'Faziletin İstanbul Asalakları BİT'ler', 'El Tayyip-Rüzgardan Kasırgaya' ve son olarak da 'El Tayyip Nasıl Umut Oldu?' kitabını yazan CHP İstanbul eski İl Başkanı Mehmet Bölük'ün 1. bölgede 12. sıradan aday gösterilmesi dikkat çekti.

YTP'de; Çankaya eski Belediye Başkanı Doğan Taşdelen İstanbul 3. bölge 4. sırada; gazeteci Ruşen Çakır da 3. bölge 5. sırada aday gösterildiler. A. Güven Gürkan YTP listelerine giremedi. 'Doğu'nun Başbuğu' Yılma Durak, MHP Erzurum 4. sırada yer aldı.

Recep Tayyip Erdoğan'ın Büyükşehir'deki ekibinden Mustafa Açıkalın (3/13), Binali Yıldırım (1/6), İdris Naim Şahin (3/5), Nusret Bayraktar (1/7), Hüseyin Besli (1/10), avukatı Hayati Yazıcı (2/5), danışmanı Prof. Burhan Kuzu (2/6), Recep Koral (2/12) ve armatör Cengiz Kaptanoğlu da (3/9) sıralarda yer aldılar.

Mürit değiliz


HASAN (Özyer) Bey şeyh değil, biz de mürit değiliz. ANAP'ın bu dönem oyu düşebilir. Ama bir sonraki seçimlerde patlama yapar. Biz partimizdeyiz. Değiştirmeyi de düşünmüyoruz. Daha önceki seçimlerde CHP barajı aşamadı da ne oldu? Şimdi 1 veya 2. parti durumunda. ANAP da bir sonraki seçimde 1. parti olur?’

Bunları söyleyen Muğla'nın Seki Belediye Başkanı Hüseyin Ünal... Tepkisini ancak böyle dile getirebiliyor.

Kapattığı 'Kelebekler Vadisi' tartışmalarıyla gündeme gelen Muğla Milletvekili Hasan Özyer'i ANAP'a taşıyan Çanakkale Milletvekili Cumhur Ersümer'in ‘‘Kayınbiraderime bu kadar yakınken partimizi neden terk ettin?’’ diye sorması gerekmiyor mu?

Sadıkoğlu’ndan açıklama


SADIKOĞLU Grup Yönetim Kurulu Başkanı Kahraman Sadıkoğlu, ‘‘Savarona, Asya Finans'ın oldu’’ başlıklı yazıya şu açıklamayı gönderdi:

‘‘Sahibi olduğum grup firmaların Asya Finans Kurumu ile kredi ilişkisi içinde olduğu doğrudur. Ancak bu kredilerin geri ödenmesinde herhangi bir sorun bulunmamakta ve her bir kredi ödemesi vadesinde yapılmaktadır.

Bundan başka sözü edilen kredilerin Asya Finans Kurumu'nun ortaklarından Sayın İhsan Kalkavan'ın aracılığıyla alındığına dair hem Sayın İhsan Kalkavan'ı, hem şahsımı ve hem de Asya Finans Kurumu'nun kurumsal kimliğini küçük düşüren iddia da gerçek dışıdır. Bahse konu kredi, grup şirketlerimiz ile Asya Finans Kurumu arasında yasal prosedüre uygun görüşmeler neticesinde alınmıştır.

Kredilerin geri ödenmediği gerekçesiyle Savarona yatının Asya Finans Kurumu'nun eline geçtiği iddiasının ise gerçeklerle hiçbir bağlantısı yoktur. Ulu önder Atatürk'ten yadigár bu yat, halen grup şirketlerimiz kapsamında yer almaktadır.

Savarona hiçbir zaman gerçek anlamda ticari getirisi olan bir yat olmamıştır. Bu yatın bugünkü haline gelebilmesi için yaklaşık 34 milyon dolar harcanmıştır. Ve halen bu yatırım geri alınmamıştır. Böyle bir beklentimiz de yoktur. Zira Savarona'nın bugünkü hale getirilmesi ve halen muhafaza edilmesindeki temel amacımız, ulu önderin aziz hatırasına olan saygımız ve Savarona'nın ülkemizin tanıtımına olan katkısıdır.’’

Gökçek bu evleri kime dağıtacak?


ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ‘‘fiili’’ başkanlığına kalkıştığı Demokrat Parti'nin (DP) seçimlere katılmayacağını son gün açıkladı. Hani yaptığı anketlerde % 7 oranında oy alıyor, Tayyip Erdoğan'ı zorluyordu. Pabuç pahalı geldi, sandalyesini bırakamadı.

Ankara'dan gelen bir mektubu özetleyerek iletelim:

Mamak'ın Araplar mevkiinde yoksul vatandaşları konut sahibi edindirmek için 1200 konut yaptırılıyor. Evlerin iç donanımının tamamlanmasından sonra ihtiyaç sahiplerine verileceği Büyükşehir Belediyesi tarafından belirtilmektedir. Peki bu ihtiyaç sahibi vatandaşların tespiti nasıl yapılmaktadır? Niye kura yolu benimsenmiyor?

Konutları hangi inşaat firması, hangi ihaleyle gerçekleştirmektedir. Ve konutların maliyeti nedir?

Baykal değişmemiş


SAYIN Baykal hiç değişmemiş... Gerçekten iktidara gelmek istemiyor diye düşünüyoruz. CHP'nin güçlü olduğu iki ilçe var; Ereğli ve Karapınar... Bakın Baykal'ın halkın sesine kulak vermediğine bir örnek: Konya'da yapılan yerel bir kamuoyu araştırmasında CHP'li aday adayları; Eski Ereğli İlçe Başkanı Av. Tunay Özboz % 42, eski milletvekili Nezir Büyükcengiz % 6, Av. Sevgi Kökbudak % 8, CHP İl Başkanı Süleyman Albayrak % 15'le sıralanmışlardı. CHP'nin Konya adayları açıklandı. 1999'da CHP'nin baraja takılacağını anlayan ve aday olmayan Nezir Büyükcengiz 1. sırada; Tunay Özboz eski SHP'li olduğu için yok; Atilla Kart ve Süha Özay da... Sayın Baykal, Derviş'le kırsal kesimden oy alacağını düşünüyor mu? Sonuç olarak Baykal, AKP'ye iki milletvekili armağan ederek 10 milletvekili çıkarmasına neden olacak? Her iki ilçe örgütlerinde çözülme olurken, AKP'ye hayırlı olsun. % 6'yı seven Baykal'a da başarılar dileriz.

Ekrem HORTU KONYA

AÇIKLAMALAR


ALİ Talip Özdemir'den: Biz ANAP'ın kurucusuyuz. Birçok yerden teklif almama rağmen partisini satan bir adam olmadım. Her zaman ilkeli ve dürüst oldum. Türkiye yeni bir dönemden geçiyor; hizmet için varım. Bakanlıktan ayrılan Edip Safter Gaydalı kadar aklım yok mu benim? Biz zor dönemin adamıyız.

İBRAHİM Özdemir'den: ANAP'a dönmem üzerine 1000 tebrik telefonu aldım. Ben şerefli ve onurlu bir adamım. Sayın Genel Başkan zor günde davet etti, elimle kurduğum partime dönüp hizmette hazır olduğumu gösterdim.
Yazının Devamını Oku

Savarona, Asya Finans’ın oldu

11 Eylül 2002
<B>ATATÜRK'</B>ün <B>Savarona </B>yatını, <B>Turgut Özal </B>döneminde armatör <B>Kahraman Sadıkoğlu</B> satın almıştı. Savarona 1931'de Hamburg'da inşa edildi; 1938'de Atatürk için 1 milyon dolara satın alındı... Atatürk yatta ancak 6 hafta kalabildi. 1950'de Deniz Kuvvetleri'ne teslim edilen Savarona, yandığı 1979'a kadar okul gemisi olarak kullanıldı. 1989'da Turgut Özal tarafından yap-işlet-devret yöntemiyle Kahraman Sadıkoğlu'na 49 yıllığına kiralandı. (Kahraman Sadıkoğlu'nun annesi Vuslat Sadıkoğlu'nun, bu dönemde Özallar için yazdığı 'Eller Eller' şiiri unutulmaz.) Yat, Japon ortakla 28 milyon dolar harcamayla bugünkü durumuna getirildi. Sadıkoğlu, 1955'te hissesini Japon Kajima Co'ya devretti. 1999'a kadar %100 hissesi Japon şirketine ait olan Savarona'nın 1999 Haziran ayında Sadıkoğlu tarafından 49 yıllık işletme hakkının tekrar satın alındığı belirtildi.

Kiralık iken Monaca'da yatın yüz kızartıcı, utanç verici olaylara sahne olduğu gazetelerde yer aldı.

Ancak ekonomik kriz Kahraman Sadıkoğlu'nu vurdu; ilk önce Hyatt Otel'deki hisselerini devretti. Daha sonra Göcek'te turizmciliğe soyundu. Tuzla'daki tersanesi sıkıntılar yaşamaya başladı.

Fethullah Gülen cemaatine yakın olarak bilinen İhsan Kalkavan'ın aracılığıyla Asya Finans'tan kredi aldı; ödeyemeyince de Atatürk'ün mirası olan yat bu kuruluşun eline geçti.

Manevi değeri büyük olan bu yatın bundan sonra ne olacağına İhsan Kalkavan açıklık getirecektir.

Yahnici 3 yıldır neredeydi


ANKARA'dan ‘Şehit babası ve eşi’ imzasıyla gelen faksta yazılanlar Şevket Bülent Yahnici'ye, daha doğrusu MHP'ye sitem dolu:

‘‘Sayın Yahnici üç yıldır neredeydi. O malum şahıs, İmralı'da genel başkan sıfatıyla makaleler yayınlıyor, demeçler veriyordu. Yahnici'yi defalarca uyaran biziz, kendisi bunu yeni mi öğreniyor? Şimdi mi aklına geliyor? Binlerce şehit ailesi gibi bu sözlere inana inana nihayet aldatıldığımızı, çocuklarımızın kanı üzerinde birilerinin siyaset yaptığını, makam, şöhret ve rant için bizi kullandıklarını geç de olsa anlamış bulunuyoruz.’’

Vah ANAP’a; seni kimler kurtaracak


SİYASET adamı rezil de eder, vezir de derler.

RASİM Zaimoğlu (Giresun), 1999'da Mesut Yılmaz'a kızdı; partisinden ayrılarak DYP adayı olmayı başardı. Şimdi önseçimde 3. sıraya düşünce DYP'yi suçlayarak istifa etti.

BURHAN Kara'yı (Giresun), 1999'den önce Mesut Yılmaz bakan yaptı, 1999'de yeniden seçtirtti. Ancak son ANAP kongresinden sonra kızarak DYP'ye geçti.

İBRAHİM Özdemir (Giresun), Özal tarafından bakan yapıldı; Yılmaz'la ters düştü, 1994'te DYP'ye geçti. ANAP'ın 1997 genel kongresinde yönetime aday oldu, ancak 3 oy alabildi. Yeniden DYP'ye döndü; 1999'da Sarıyer'den belediye başkan adayı oldu ancak 3 bine yakın oy çıkarabildi. Daha sonra ANAP saflarına yeniden yanaştı. 17 Nisan'da Özal'ı anma töreninde, görüşmek istediği Mesut Yılmaz kendisine yüz vermedi. Bir ara dünürü Bülent Tanla aracılığıyla CHP'ye gireceği yolundaki söylentiler ise doğru çıkmadı.

TURHAN Tayan (Bursa) da müzmin 'transfercilerden'... DYP'den 1999'da önseçime girdi, sırasını beğenmediğinden aday tespitine bir gün kala ANAP'a gitti. Şimdi de ANAP'ın barajı aşamayacağını anlayınca listelerin ilanına bir gün kala DYP'ye girdi.

'İlkeli demokrat'lar yeniden yuvaya dönerken Yılmaz kendilerini kucakladı.

ANAP'ta; Yılmaz içinden neler söylemiştir acaba? DYP ve AKP'de zemin yoklayan, CHP'den de 'teğet' geçtikten sonra ANAP'a dönen Ali Talip Özdemir gibi...

Bir grup Giresunlu aradı ‘‘Bunlar bitik adamlardır; siyaset yapacak öteki Giresunluların itibarını ayaklar altına almaktadırlar; hiçbirinin tabanı yoktur. Ama denize düşmüş olan Mesut Yılmaz ne yapsın; kim gelirse sarılıyor; hayır olsun’’ dediler.

Timsah’ın gözyaşları


İSTANBUL Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Mustafa Yeşil'in (43), kaçak büfesi belediyece yıkılan Nevzat Bayrak tarafından silahlı saldırı sonucu öldürülmesi öyle gözardı edilecek bir olay değildir.Tayyip Erdoğan'ın 'adamı', GOP'nin 'ünlü' Belediye Başkanı Recep Koral dokunulmazlık zırhına kavuşmak için AKP'den aday oldu. Yerine de AKP Meclis üyesi Yeşil'i seçtirtti. Yeşil belediyenin çok sevilen adamıydı.

Koral'ın başkanlığı döneminde çok sayıda yolsuzluğu ve usulsüzlüğü ortaya çıkarıldı; bazı yeşil alanları tarikatçı vakıflara ve Albayraklar'a tahsis etti; bazılarını da yandaşlarına kiraladı. Milli Eğitim'in arsalarına İmam Hatip Okulu yapmaya kalkıştı. Koral bu dosyaların bazılarından 'Rahşan affı' veya zamanaşımı nedeniyle kurtuldu.

‘‘Artık ben milletvekili oluyorum’’ diyerek belediyeden istifa ederken Yeşil'e gereğini yerine getirilmek üzere bir sürü imzalanmış dosya bıraktı. Yani, Nevzat Bayrak gibi birçok kişiye usulsüz büfe tahsis etmişti Koral... Yasadışı duruma düşmemek için bunların yıkılması gerekiyordu.

Vakfıbekir doğumlu olan Yeşil böyle bir yıkım sonucu can verdi. Koral önce bu tür yasadışı izinler vermiş, ayrıldıktan sonra da yık demişti. Yeşil de yapılan yanlışların bedelini ödemişti.

Peki bunun sorumlusu kim?

Urfa’da neler oldu


ŞANLIURFA'nın 11 milletvekiliği için AKP'den 56; CHP'den de 13 adayın başvurduğunu; AKP'den liste başına Tayyip Erdoğan'ın yanında yer alan ilk milletvekili olan Zülfikar İzo'nun seçildiğini, AKP'den aday olanlar arasında Şanlıurfalılar Dayanışma Derneği Başkanı, Alfa ve Everest Yayınları sahibi Faruk Bayrak'ın (kardeşleri MHP'li...) bulunduğunu... MHP Milletvekili Muzaffer Çakmaklı'nın desteklediği listenin kazançlı çıktığını, (Harran Belediye Başkanı ANAP'lı İbrahim Özyavuz'un kardeşi Mahmut Özyavuz da ikinci sırada yer aldı) temayül yoklaması sırasında tarafların kavga ettiğini ve 7 aday adayının çekildiğini, durumun genel merkeze intikal ettirildiğini... biliyor musunuz?

Aslen Konyalıyım


DÜNKÜ ‘‘Kritik 24 saat’’ yazısında geçen ‘‘Muş Milletvekili gelip Konya'dan aday olup listenin başına geçiyor. Nasıl mı; müteahhit demek yeter’’ sözüne alınan Mümtaz Yavuz aradı... ‘‘Ben gökten inmedim. Çeçen kökenliyim. Ailem Konya'ya gelmiş buradan yayılmış, bir kolumuz da Muş'a gitmiş... Ben orada doğmuşum... İTÜ'yü bitirip müteahhit olmuşum; şimdi bütün aile yakınlarımız Konya'da... Konya'dan aday olmak yasak mı? Size mi soracağım. Çıktım kendimi izah ettim, 10 bin delegenin güvenini aldım 1. çıktım. 'Vurgun Operasyonu'nda da beni karaladınız. Bakın ben bir can taşıyorum...’’ dediği anda izin alarak telefonu kapattık.
Yazının Devamını Oku

Kritik 24 saat

10 Eylül 2002
<B>3 KASIM </B>seçimlerinde 22 parti 81 ilde 12.100 aday gösterecek... Bağımsız adaylar bunun dışında. Partiler ve adaylar açısından zorlu bir haftaya girildi. Son iki gün inanılmaz bir heyecan içinde geçecek; yürekleri hoplatacak.

Yanar dönerler bulabildikleri köşelere sığınıyor. Yaşar Okuyan ‘‘SSK soyuluyor’’ diye bağırarak, kurumu daha da batağa sürükleyip partisinden gitti. Bir ara 'komünist' olan kardeşini bile yanında sürükledi. Erkan Mumcu biat etti, özüne döndü.

Gelirler Genel Müdürlüğü, Gümrük Müsteşarlığı, Lefkoşa Büyükelçiliği, BM Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği Maliye-Ekonomi Müşavirliği, TÜMOSAN, TPAO, Petkim'den başka özel Finansbank ve Toprakbank Yönetim Kurulu üyelikleri ile Demirören Şirketler Grubu Genel Koordinatörlüğü'nde bulunan Ertuğrul Kumcuoğlu hiçbir zaman 'solcu' olmadı... Ancak Ecevit onu birçok göreve getirdi; hatta son olarak milletvekili seçtirdi. Sonra Ecevit'i beğenmedi; 9'larla hareket etti; iki gün öncesine kadar gideceği bir yer bulamadı. Ve kendisini sonunda MHP'ye attı.

İnanılmaz heyecanlı bir 48 saate giriyoruz.

Ankara'dan partisinin adını vermek istemediğimiz bir parlamenter ile konuşuyoruz.

Aday gösterilecek misiniz?

- Emin olun bilmiyorum. Ancak benim parti olarak umudum yok; bizim parti barajı aşamayacak mutlaka... Yolsuzluklar ve hırsızlıklar halkı perişan etmiş durumda. Taksici ile konuşuyorum ‘İnadına AKP’ye vereceğim' diyor. Bazı liderlerin ve yakınlarının önlenemez yükselişleri karşısında seçmenlerin çoğunluğu, bu partilere gereken dersi sandıkta verecek.

Meclis'e kimler giremeyecek...

- Eğer iki gün içinde temasları olmazsa Hüsnü Doğan, Sadettin Tantan, İlhan Kesici, Besim Tibuk, Sema Pişkinsüt, Doğu Perinçek, Uluç Gürkan, Rıdvan Budak gibi isimler için umutsuzluk gözüküyor. ANAP'ı görüyorsun, 1999 seçimlerinden sonra dışladığı Ali Talip Özdemir'e sarılmak zorunda kalıyor. Halbuki Mesut Yılmaz, kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına istemeyerek getirmişti.

Liderlerin işi inanılmaz zor...

- Hem de nasıl, çarşamba 17.00'den sonra bak; kimler istifa ediyor, kimler neler söylüyor... Seçim kararının iptali için kimler ortaya çıkacak; göreceğiz. Bir de olayın öteki yanı var; liderler ne kadar hakkaniyetli olacaklar; örgüte saygılı olacaklar mı?

Tecrübeli bir siyasetçi olarak ne dikkatinizi çekiyor aday adaylıklarında...

- Ülkesine hizmetten öte iş takipçiliği ve kişisel menfatini öne çıkartıp aday olmak isteyenlerin daha fazla olduğu dikkat çekiyor. Bazıları da milletvekilliğini bir 'hak'mış gibi görüyor. Bugün bir tarama yapılırsa, adayların yarısının 'defolu' olduğu ortaya çıkabilir. Egemen güçlerin hangi partiden kimleri sokacakları da çarşamba akşamı görülecektir. Bir de gensoru önergesine dikkat edin.

'BESLEME ADAYLAR'

Bağışlar...

-
Genellikle 'dokunulmazlık' zırhına bürünmek isteyenlerin partilere büyük bağışlar yaptıkları bir gerçek... Bir-iki partide bazı liste başlarının bin-milyon-dolarlara satıldığı konuşuluyor. Bunu ispat edip ortaya koymak çok zor... Alan razı-veren razı... Çünkü 'dokunulmazlık' zırhına bürünmenin en önemli çözümü bu... 1999 seçimlerinde DYP'de bir adaydan büyük paralar alındığı gazetelerde yer almıştı. Bir de 'besleme milletvekilleri'ni, hangi şaibeli kişi ve kurumların desteklediğine bakmak lazım. Bir de neye kızıyorum biliyor musunuz; adam Muş Milletvekili gelip Konya'dan aday olup listenin başına geçiyor. Nasıl mı; müteahhit demek yeter.

Gerçekten aday tespiti bu kadar zorsa, liderler kura çeksinler!

Sayın Cem lütfen birleşiniz


BODRUM'dan otel sahibi Ayla Emiroğlu, tiyatro sanatçısı Tiraje Başaran, ressam Güler Emiroğlu, ev hanımı Feride Ölmez, aşçıbaşı Aret Sahakyan, fotografçı Lara Sayılgan, veteriner Fujer Turan, emlakçı Sarp Güneş, tesisatçı Çetin Ün, garson Emin Kemer, emekli işkadını Zeliha Ersoy, muhasebeci Gül Göçmen ve turizmci Adem Aka gibi isimlerin bulunduğu 60 Bodrumlu İsmail Cem'in CHP'ye katılması için bir çağrı yaptı: ‘‘Ülke olarak kaderimizi, daha önemlisi yavrularımızın istikbalini tayin edecek ve bundan sonraki siyasi sistemizin temelini oluşturacak dönüm noktalarından birini sayın Ecevit'in tutumu yüzünden kaçırdık.

Siz de bunu saptayıp partiden ayrıldınız.

Türkiye için en çok efor sarfeden siyasilerden birisiniz.

Son virajı alabilmeniz için lütfen duygularınızı kontrol altına alarak konuyu gurur meselesi yapmadan sizden beklenen birleşime evet deyiniz.

Önemli olan ülkemizin menfaati ve istikbalidir. Bu memleket bizim ve biz burada yaşıyoruz. Sizin bize vazifeniz bu olayı toparlamak ve bir partinin tek başına bu memleketin başına gelmesini sağlamaktır. Siz de lütfen yardımcı olun.’’

YSK yasa dışı genelge yayınladı


CUNDA Kutay ‘‘Vatandaş olarak YSK'ya yasadışı bazı uygulamaları bildiriyorum cevap bile vermiyorlar’’ diyor. Neler olduğunu şöyle anlatıyor:

‘‘YSK bir genelge ile 3 Kasım seçimlerinde sandık seçmen sayısı 150 olması gerekirken 280'e çıkartı. Yasada 150 diyorsa 280 olamaz; yasanın üzerinde genelge olmaz.’’

Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmem Kütükleri Hakkında Kanunun 14. maddesine göre YSK'nın görev ve yetkileri açıkça tarif ediliyor. Bu görev ve yetkilerin içinde sandık bölgesinde, kanunda açıkça sayıları belirtilen (köylerde 2000, kasaba ve şehirlerde 150) seçmen sayısını azaltma veya çoğaltma yetkisi bulunmuyor.

Bu nedenle YSK'nın 6.8.2002 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 412 sayılı kararıyla, bu değişikliği yapamayacağını öne süren Cunda Kutay, 3 Kasım'da oy kullanılacak sandıklarda seçmenlerin yasanın emrettiği sayıya indirilmesi gerektiğini belirtiyor.

İlçe seçim kurullarının çoğu da bu genelgeye şaşırmışlar. ‘‘Bu konuda Prof. Süheyl Batum'la konuştum; hayret ederek bu yasaya göre cinayet olduğunu söyledi. YSK'ya itiraz ettim, cevap vermedi.’’

İSİMSİZ İLAN Bu arada, Meclis'in aldığı seçim kararında da yasadışılık gördüğünü belirten Kutay, ‘‘Meclis seçim kararı aldı ama Seçim Yasası'nın 8. maddesinde, TBMM ve Cumhurbaşkanı'nca karar verilmesi halinde seçim kararının Bakanlar Kurulu tarafından 48 saat içinde ilan edilmesi gerektiği hükmü bulunuyor. Ancak Bakanlar Kurulu'nun böyle bir ilanı olmadığı gibi Resmi Gazete'de yayınlanan Meclis 'kararı'nın altında nedense bir imza yer almadı.

Kutay eğer birileri yargıya gidip seçimi erteletirse bunun sorumlusu kim olacak? Liste küskünü olacak milletvekillerinin çoğunluğunun beklediği bir şey de bu değil midir?

Papa’ya 41. davet İris Şentürk’ten


BAYKAL ve Derviş'li Hatay gezisinden bir gün önce Belediye Başkanı İris Şentürk, Johannesburg'daki Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'ne Roma'da Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 2. Jean Paul'ü Türkiye'ye davet etti. Şentürk, Papa'ya Hatay'daki Sen Piyer Kilisesi'nin toprağını, suyunu kristal bir kavanozda gümüş bir tepsi üzerinde sunmuş; kendisinden Antakya'dan dünyaya dostluk, sevgi, barış mesajları vermesini istemiş. Daveti yaparken çok heyecanlanmış Şentürk... Antakya, İsa'ya inananlara göre Hıristiyanlığın adının verildiği yer olarak geçiyor. Yani bir hac merkezi. Görüşmesini heyecanla anlatırken, ‘‘Hangi partiye geçeceksiniz; CHP mi?’’ diyoruz. CHP'den istifa eden Şentürk görevini bağımsız olarak sürdürüyor. ‘‘Hayır’’ demiyor; ancak sosyal demokratlar arasındaki dağınıklıktan söz edip başka bir şey söylemek istemiyor. Papa 40 kez Türkiye'ye davet edilmiş; gelmemiş. Belki İris Hanım'ın daveti uğurlu gelir, Antakya'ya turizm pazarı açar
Yazının Devamını Oku

Zafer gecesi

8 Eylül 2002
<B>FAİK Kaptan, ‘‘Dün gece zafer gecesiydi ama gazetelerde topluca pek değerlendirildiğini görmediğini’’</B> söylüyor. Spor sayfalarına dikkatlice göz geçirmemizi istiyor. Okuyoruz:

‘‘Yalancı Ronaldo’’, ‘‘Evinin kapılarını açan Ogün, ‘Her Fenerliyim diyen Fenerli değil' diyor’’, ‘‘Yusuf frene bastı’’, ‘‘Galatasaray Ortega dolu’’, ‘‘Demirören'e tokat’’, ‘‘Amaral: Bana sihirbaz derler’’, ‘‘Nouma 'aziz' oldu.’’

Bunlar dünkü bazı gazetelerin spor manşetleri... Abartılı, incir çekirdeğini doldurmayan magazin haberleri. Bir de şu haberleri okuyalım:

- Balkan 16 yaş altı Gençler Futbol Şampiyonası’nda Yunanistan'ı 3-1 yenen Türkiye A Takımı Şampiyon oldu.

- Süreyya Ayhan, 24. doğum gününde II. Berlin'de Golden League yarışmalarında 3.58.43'le yine birinciliği kazandı.

- Ümit Milli Takımı, Slovakya'yı 1-0 yendi.

- Basketbol Milli Takımımız, Çin'i 94-86 yenerek, Rusya ile 9'unculuk için oynamaya hak kazandı.

- Tahran'daki Dünya Serbest Güreş Şampiyonası'nda Harun Doğan ve Ahmet Gülhan grup birincisi oldu.

- Yunanistan'da devam eden Genç Erkekler Balkan Voleybol Şampiyonası'nda Milli Takımız, Bulgaristan'ı 3-1 yenerek yarı finalist oldu.

Süreyya Ayhan dışında hiçbiri manşet olmamış... Tek ve çift sütun yer bulabilmiş sayfalarda. Bazı gazetelerde ise hiç yok gençlerin başarısı..

Sporda başarı ille de futbol mudur?

Soyulup soğana çevrilen bir ülkenin sporcularından başka ne bekleyelim? Bu başarılar bize yeter de kim anlıyor ve değerlendiriyor acaba?

Çelikel’e ihbarımdır


ERDOĞAN'ın sabıka kaydının kaldırılması konusunda, hükmü de veren DGM'nin kararı aleyhine CMUK'un 343. maddesi uyarınca Adalet Bakanı Aysel Çelikel şahsen ya da Diyarbakır DGM Başsavcılığı'na emir vererek yazılı emir yoluyla itirazını Yargıtay 8. Dairesi Başkanlığı'na ulaştırmalıdır.

8. Daire bilindiği gibi, bölücülük suçundan mahkûmiyeti onayan dairedir.

Yazılı emir yoluyla itiraz hakkının ve sorumluluğunun kullanılması için rejimin sahibi vatandaş kimliğiyle Adalet Bakanı Aysel Çelik'e ihbarda bulunuyorum.

Nurettin KAPTAN ANKARA

İstanbul’da kim kimle kapışacak


MİLLETVEKİLİ aday listeleri 11 Eylül Çarşamba günü 17.00'ye kadar YSK'ya verilecek. Bazı liderler ve ilginç isimler karşı karşıya gelecek.

Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Ecevit, Tansu Çiller ve İsmail Cem İstanbul'dan aday oluyorlar.

İstanbul'da mücadele edecek isimler arasında Erkan Mumcu, Zülfi Livaneli, Ufuk Söylemez, Hüsamettin Özkan, Saadettin Tantan da bulunuyor.

70 milletvekilinin seçileceği İstanbul'da bölgelerden aday adaylıkları duyurulanlardan tespit edilebilen isimler şöyle:

1. BÖLGE (24) AKP Erkan Mumcu, Adem Baştürk, Mustafa Açıkalın, Emin Şirin, Hüseyin Besli, Binali Yıldırım, Arif Dağlar, Kahraman Emmioğlu, Nevzat Yalçıntaş, Ayhan Bölükbaşı... CHP: Kemal Derviş, Algan Hacaloğlu, Zeynep Göğüş, Mehmet Bölük, Güldal Okutucu, Kemal Kılıçdaroğlu, Zülfi Livaneli, Gökhan Çırnaz... YTP: İsmail Cem, Cahit Savaş Yazıcı... MHP: Prof. Ahmet Vefik Alp, Ahmet Çakar... DYP: Ufuk Söylemez, Hayri Kozakçıoğlu, Yıldırım Aktuna... ANAP: Sühan Özkan, Cavit Kavak, Ediz Hun... DSP: Bülent Ecevit, Nami Çağan...

2. BÖLGE (21) AKP: Recep Tayyip Erdoğan, M. Ali Şahin, Recep Koral... CHP: Memduh Hacıoğlu, Nurettin Sözen, Onur Öymen, Bülent Tanla, Mehmet Sevigen, Hasan Fehmi Güneş, Kemal Özden, Erman Kunter... YTP: Hüsamettin Özkan... MHP: Murat Sökmenoğlu, Hasan Hüseyin Ceylan, Nazif Okumuş... DYP: Hasan Basri Aktan, Celal Adan, Süleyman Soylu... ANAP: Yılmaz Karakoyunlu, Nesrin Nas... DSP: Erdoğan Toprak, Ahmet Güzel... YP: Sadettin Tantan.

3. BÖLGE (25) AKP: Murat Başesgioğlu, Abdülkadir Aksu, Ali Coşkun... CHP: Şükrü Elekdağ, Cevdet Selvi, Onur Öymen, Şener Üşümezsoy, Ahmet Güryüz Ketenci, M.Ali Özpolat, Oğuz Soydan, Selami Özdemir, Halil Akyüz, İbrahim Yener, Ayda Çevik... YTP: Bahri Sipahi... MHP: Mehmet Gül, Esat Öz... DYP: Tansu Çiller, Ümran Akkan, Kemal Sözen, Metin Şentürk... ANAP: Ahat Andican, İbrahim Taşkın, Aydın Ayaydın... DSP: Masum Türker, Necdet Saruhan...

ANAP’ın bulduğu adaya bakın


TEKİRDAĞ'dan 'bir grup eski ANAP'lı imzasıyla gelen uyarının ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz tarafından dikkate alınmasını istiyorlar:

‘‘Milletvekili Enis Sülün'ün ANAP'tan DYP'ye geçmesinden sonra karşısına çıkarmak üzere ANAP Tekirdağ Belediye Başkanı Osman Tabak'ı mı buldunuz?

Yazıklar olsun...

ANAP Teşkilat Başkanı ve aslen Şarköylü olan Sühan Özkan'a sorsaydınız; Tabak'ın ANAP Merkez İlçe Başkanı Kadir Çebi ve dört belediye meclis üyesi ile birlikte (Toplam 10 sanık) minibüs hatlarının satışında nelerin döndüğünü, Tekirdağspor'a toplanan paraların ne olduğunu size anlatır; Cumhuriyet Savcısı Mahir Kalebek'in açtığı 'zimmet, irtikap ve dolandırıcılık' davasının bir fotokopisini verebilirdi. Yeni DYP'li Enis Sülün bu iddianameden tam 100 bin adet bastırıp dağıttırıyor, ANAP'ı rezil etmek için... ANAP böyle yanlışlarla çökertildi.

Bu yanlışlar yapılmasaydı Cem Uzan dört helikopterle Tekirdağ'a gelmez; Ecevit'ten beş gün sonra bir misli kalabalık toplamaz; 1500-2000 kişiye döner ikram etmez, Nalan, Nadide Sultan ve Ebru Yaşar'lı konserler sunmaz; 'Çorlu'yu il yapacağım, il sayısını 250'ye çıkartacağım, KDV'yi kaldıracağım, okul kitaplarını bedava vereceğim' demezdi.

ANAP'ın içinde beşinci kol mu vardır?’’

ANAP ve DYP kör kuyuya atlıyor


MANZARA ortada, merkez sağ güçlü bir liderle güçlendirilmelidir. Önünüzde çok az vakit kaldı. Bunun için lütfen bir araya gelin... Hepiniz kör kuyuya uçuyorsunuz.

M. KAPTANOĞLU-HATAY

MESUT
Bey bu gidişle daha çok Okuyan, Mumcu ve Akarcalı adlı arıları kovandan uçurmaya devam edecek. Nerede bu ANAP, nasıl kurtulur? Sadece Kesici de yeterli değil ama en azından yol açılmış olur.

Selim KARAMAN
Yazının Devamını Oku

Çelikel, Erdoğan’a itiraz eder mi?

7 Eylül 2002
<B>RECEP Tayyip Erdoğan'</B>ın önü açıldı mı? <B>TCK'</B>nın 312/2'den (bölücülük) sabıka kaydının silinmesi için <B>Diyarbakır </B>2 nolu <B>DGM'</B>ye kararı veren mahkeme olduğu için başvurdu. Önceki ay talebi reddedildi.

Reddedilen sabıka kaydının kaldırılması isteminin kabulü için 4 nolu DGM'ye itiraz etti.

Dün itiraz kabul edildi.

Ancak Diyarakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Adalet Bakanlığı'na yazılı emir yoluyla itiraz hakkı vardır.

Ayrıca Adalet Bakanı Prof. Aysel Çelik'in de itirazı kabul eden mahkemenin kararına karşılık yazılı emir yoluyla bozulması için bizzat Yargıtay'a başvurma hakkı ve sorumluluğu vardır. Ve Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz etmesini de emredebilir.

Yani ikili bir yol vardır.

Dün Diyarbakır 3 nolu DGM'nin kararı üzerine TV ekranlarına çıkan bazı hukukçuların ileri sürdükleri gibi 4 nolu DGM'nin kararı kesin değildir. Çünkü mahkumiyet kararını veren ve sabıka kaydının kaldırılması talebini reddeden 3 nolu DGM'ye bağlı Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararını kaldıran 4 nolu DGM'nin kararı aleyhine itiraz hakkı vardır.

Yazılı emir yoluyla bozma, temyiz edilmeksizin kesinleşen kararlarla sınırlı değildir.

CMUK'un 343. maddesinin son fıkrasına göre, 'eğer bozma davanın esasına halletmeyen Erdoğan'ın itirazını kabul eden Diyarbakır 4 nolu DGM kararı gibi mahkeme kararları hakkında ise yeniden yapılacak inceleme ve araştırma neticesine göre gereken karar verilir.

DGM Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanı itirazın kabulü kararının kaldırılması için Yargıtay'a başvururken sabıka kaldırma kararının,tehirini istemeyi de unutmamalıdır.

Nurettin KAPTAN- Avukat-ANKARA

Denizci adayları


ARMATÖR okurumuz ‘‘Size denizcilerle ilgili çok şeyler anlatmak gerekiyor; Bülent Ulusu, Demirel, Mesut Yılmaz, Denizbank, Emlakbank, Yüksel Yalova, Didaş, Özelleştirme, Yılmaz Karakoyunlu... krediler, fonlar konusunda çok şeyler anlatmamız lazım’’ diyor.

İlk kısa notu: ‘‘Tayyip Bey'e Büyük Kulüp'te verilen içkisiz yemek doğrudur. Sadece Cengiz Kaptanoğlu AKP'den aday değildir; daha başkalarının da yüreğine siyaset koru düşmüştür. Tersane sahibi Murat Torlak, armatör Faruk Ürkmez ve Liman Dok Gemi İşleri Sendikası Başkanı Nazım Tur...’’

Yargıya ayrılan binde 7'lik payla hukuk düzeltilmez


YENİ adli yıl başlarken İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan, yargıdaki sorunları ve çözüm önerilerini sıralayan bir açıklama yaptı.

Açıklamada bizim ilginç bulduğumuz konular özetle şu noktalarda toplanıyor:

- Yargıya bütçeden ayrılan binde 7'lik pay komiktir. Bu parayla mahkemelerin araç gereç ve personel gereksinimi karşılanamaz. Adliyelerde yıl ortası geldiğinde ödenekler bitmekte, karar yazacak ve gönderecek káğıt ve posta pulu bile bulunmamaktadır.

- Adalet Bakanlığı'na bütçeden ayrılan pay en az % 5 olmalıdır. Örneğin 10 yıl önce temeli atılan ve bugüne kadar 13 bakan eskiten İzmir Adliye binasının henüz yarısı bitirilebilmiştir.

- Hukuk Fakültesi enflasyonuna son verilmelidir. DPT verilerine göre üç hukuk fakültesi Türkiye'nin gereksinimleri için yeterliyken, kötü politikalarla hukuk fakültesi sayısı 32'ye çıkarılmıştır. Artık bir tane bile hukuk fakültesi açılmamalıdır.

- Anayasa değişiklikleri yetersizdir. 1995 ve 2001'de Anayasa'da olumlu değişiklikler yapılmakla birlikte 12 Eylül darbesinin 'önce devlet, sonra yurttaş' felsefesi devam etmektedir. Anayasa'nın geçici 15. maddesinin tamamı kaldırılmalı, 12 Eylül yöneticileri aynen Yunanistan, Arjantin ve Şili'de olduğu gibi yargı önünde hesap vermelidir. Ayrıca DGM'ler mutlaka kaldırılmalıdır.

- Karakollarda, gözetim yerlerinde işkence ve pek fena muamele devam etmektedir. Adalet ve İçişleri Bakanlığı, işkence olaylarına etkili ve ciddi biçimde yaklaşmıyor.

- AİHM gündemindeki 20 bin başvurudan yaklaşık 4000'i Türkiye'den yapılmıştır. Özellikle hazırlık soruşturmalarında adil yargı ilkesini ihlal eden savcı, vali, kaymakam ve güvenlik güçlerinin ağır kusurlu davranışları nedeniyle devlet hazinesinden başvuruculara ciddi miktarlarda tazminat ödenmektedir. Türkiye hükümeti ödediği tazminatları, bunlara neden olan kamu görevlilerine dava açmak suretiyle rücu etmelidir. İnsan haklarını ihlal eden kamu görevlisi bunun sonucuna katlanmalıdır.

- Hakim ve Savcılar Kurulu'nda, Adalet Bakanı ve müsteşarı yer almamalıdır. Adalet Bakanlığı'ndan bağımsız bir sekreterya ve teftiş kurulu oluşturulmadığı sürece ülkemizde 'hákim ve savcıların bağımsızlığı' sağlanamaz.

Ya Zaimoğlu'nun kendi yaptıkları?


GİRESUN Milletvekili Rasim Zaimoğlu'nun feryatlarını okuyoruz. ‘‘12 milyon Giresunlunun, 20 milyon Karadenizlinin gönlündeyim’’ diyor. Acaba kimlerin gönlünde? Bir yıldır Giresun'u ANAP-DYP ekseninde gerdiler. Giresun'a hiçbir yatırım yapmadıkları gibi partizanlıkla kilit noktalara atadıkları insanları birbirlerine düşürdüler. Bu seçimde ‘‘Ölülere oy kullandırdılar’’ diyor. Fakat geçmiş yıllarda kendisi de paralı adamlarına yaptırıyordu. Giresun onu artık defterden sildi. Kendisi ancak spor sahalarında şov yapabilir.

Meliha TİRYAKİ

Uğur Aksöz, CHP'ye hayırlı olsun!


ADANA'dan fakslar ve mektuplar alıyoruz... Anlatılan özetle şöyle: ‘TÜRKBANK olayında Meclis kürsüsüne çıkıp CHP'yi yerden yere vuran; siyasi çalışmalarını yürüttüğü bürosunda görüştüğü kişileri gizli kamerayla kaydeden Adanalı siyasetçinin kim olduğunu biliyor musunuz?

Bu siyasetçi Uğur Aksöz'dür.

Kendisi hakkında Adana'daki yerel Metro TV ve Tempo TV'de yapılan söyleşilerde vatandaşların ne söylediklerini CHP Genel Sekreteri Önder Sav ve Eşref Erdem biliyor mu? Sayın Baykal dilerse, Mesut Yılmaz'a, ANAP'ın grup başkanvekili olmasına karşın Aksöz'ü 1999 seçimlerinde neden milletvekili adayı göstermediğini sorabilir.Yılmaz'ın, bir dönem ‘‘kara kutusu’’ sayılan bu siyasetçi yandaşını listesine almadığına göre CHP nasıl aday gösterir? Baykal'ın Aksöz'e diyet borcu olamaz.’’

Alınlarını karışlarım


PARTİM hakkında ben ağzımı açmadım; sadece milletvekili adayı olmayacağım dedim. Siyasete milletvekili olmadan da hizmet edileceğini göstereceğim. Beş kez parlamentoya girdim, samimi şekilde de ayrılıyorum. Bana yönelik konuşacaklar önce, ‘‘Ben Akarcalı'dan fazla hizmet ettim’’ deyip karşıma çıksınlar. Alınlarını karışlarım bunların.

O bahsettikleri İstanbul sıralaması da şaibeliydi. Mesut Bey de bunu biliyordu. Bu seçimle ilgili başka bir şey söylemek istemiyorum, konuşursam zararlı çıkacaklar olur.

Bülent AKARCALI-ANAP

İstanbul Milletvekili


Veziroğlu haklı


ALİ Haydar Veziroğlu'nun görüşlerini aktaran bölümde yer alan mesaj, gerçekten içimi rahatlattı. Uzun süredir birilerinin çıkıp da bu düşünceyi seslendirmesini bekliyordum. Evet... Aynen katılıyorum. Bir etnik grubun, grup adına pazarlık etmesi veya bunu alenen yapması hiçbir mantıkla bağdaşmıyor. Ve hiçbir siyasi lider bu gruba ‘‘oy talebi için kendileriyle masaya oturamayacağını’’ söylemiyor.

O kullanmak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının bir gereğidir.

Oy kullanmaya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gidilir. Alt kimliklerin ayrı bir kimlikmiş gibi siyasi parti liderleriyle masaya oturması yanlıştır.

Yavuz BACACI

Cevahir: ANAP'a yazık oldu


ANAP'tan İstanbul milletvekili adaylarından işadamı İbrahim Cevahir, ‘‘ANAP nasıl kurtulur?'' yazısını üzüntüyle okuduğunu söylüyor.

‘‘Bunun yanında hálá ANAP'lıyım. Geçmişte ANAP çok iyi bir partiydi; ama yazık oldu.

ANAP'ın geleceğini bekliyorum.

Geleceği ne olur, kurtuluş reçetesi ne diye sorulursa... Mesut Yılmaz'ın başından gidişidir.

ANAP'ın geleceği de odur.’’

- Mesut Yılmaz'a kırgın mısınız?

- Liderler demokrasiye yaptıkları yanlışların ve haksızlıkların zulmünü çekerler. Ama bugün vitrine koyduğun zaman en başarılı ve güzel lider o... Dış dünyaya bakınca da öyle... Ama çok haksızlık yapıp demokrasinin ırzına geçersen, hem kendini hem partini bitirirsin.
Yazının Devamını Oku