- Ülkemizde üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25-30’u üretim ve dağıtım zinciri aşamasında kayba uğruyor. Buna satış ve tüketim aşamasındaki kayıplar da ekleniyor.
Metro Group Türkiye Temsilcisi Kaan Ünver, Metro Toptancı Market Meyve ve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan ve Kalite Güvence Grup Müdürü Tülay Özel’le değerlendirme yapıp, karar aldı:
- Sebze ve meyvede yaşanan kayıplar konusunda TÜBİTAK’la bir araştırma yapalım.
Domates, marul ve şeftali üzerinden yapılan araştırma, şu sonucu ortaya koydu:
- En iyimser tahminle kayba uğrayan ürün miktarı 11.6 milyon ton.
Özerkan ve ekibi, bu kaybın parasal boyutunu bir kez daha ortaya koydu:
- Türkiye’de sebze ve meyve ticareti 100 milyar lirayı buluyor. Çöpe giden sebze ve meyvenin değeri 25 milyar liraya ulaşıyor.
Özerkan,
- Ülkemizde yılda 28 milyon adet beyaz eşya üretiliyor. Bunun 20 milyonu ihraç ediliyor. Büyük çoğunluğunun teknolojisi yurt içinde geliştiriliyor.
Ardından sektörün istihdama katkısına işaret etti:
- Beyaz eşya sektörü 60 bin kişiye doğrudan istihdam yaratıyor. Eko sistemde 600 bin kişilik istihdam oluşuyor.
Arçelik’in istihdam gücüne dikkat çekti:
- Arçelik, ülkemizde 17 bin kişiye doğrudan iş sağlıyor. Dünyadaki toplam istihdamımız 30 bin kişiye ulaşıyor. Bayilerle birlikte istihdam 41 bin 500 kişiyi buluyor. Yan sanayi ve lojistik eklenince istihdam 170 bin kişiye ulaşıyor.
ÖTV indirimlerinin sektöre çok önemli canlılık sağladığını belirtip, sözü Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer’e bıraktı:
- Geçen yıl ciro bazında yüzde 18, adet bazında yüzde 5.4 büyüme yaşandı. Perakende sektörü sıkıntılı dönemden geçerken ÖTV indirimi önemli canlılık yarattı.
Canlılığa Arçelik’ten örnek verdi:
- Somon balığı omega-3 zengini olarak tanıtılıyor. Yerli balıklarımızın omega-3 konusunda somondan geride kaldığı algısı oluşuyor.
Ardından şu iddiayı ortaya koydu:
- Somon ülkemizde avlanan ve üretilen balıklara oranla daha düşük omega-3 içeriyor.
Sagun’a yanıt, Norveç Deniz Ürünleri Konseyi (NORGE) Türkiye ve BAE Ülke Direktörü Maria Kivijarvi Heggen’den geldi:
- Türk tatlarıyla Norveç somonunu birleştirmenizden memnunuz.
Kişi başına balık tüketimine dikkat çekti:
- Üç tarafı denizlerle çevrili ülkenizde deniz ürünü tüketiminin yıllık ortalama 8.2 kiloda kalmasına üzülüyoruz. Oysa balık tüketimi insan sağlığı için çok önemli..
Bu noktada
- Doha’da bir Türk okulu yapılmasını istiyoruz. Bizim için önemli bir ihtiyaç.
Erdoğan, salonda bulunan TAV Havalimanları Holding CEO’su Sani Şener’e döndü:
- Doha’ya bu okulu siz yapıp, Milli Eğitim’e bağışlarsınız.
Ardından ekledi:
- Ben yurtdışındaki Türk okullarının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olmasını istiyorum.
Erdoğan’ın bu sözü o gün Şener’in dikkatinden kaçmadı ve şöyle düşündü:
- Malum cemaat yurtdışındaki okullarla dünyaya yayılırken Tayyip Bey’in bizden Milli Eğitim’e bağışlamak üzere Doha’da okul yapmamızı istemesi neyin işareti acaba?
Cumhurbaşkanı
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar’ı kapsayan resmi seyahati sırasında uçaktaki sohbette Türkiye Varlık Fonu’yla ilgili şu mesajı verdi:
- Varlık Fonu, Türkiye ekonomisine ciddi bir güç kattı. Nitekim ilanı yapılır yapılmaz dolarda düşüş başladı...
Erdoğan, bu konuya şu soru üzerine girdi:
- Hükümet ekonomiyi canlandırmak için teşvikler, paketler hazırladı. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin başka önerileriniz var mı? Son günlerde döviz kurlarında gerileme oldu. Para, faiz politikasıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?
- Atılan adımlar arasında özellikle Varlık Fonu çok büyük önem arz ediyor. Ama bu adımı attığımızda, bazı o malum kafaların bunu da hazmedemediklerini gördük. Bu işlerden anlamadıkları için hazmedemiyorlar. Biz BOT’yi (yap-işlet-devret) başlattığımız zaman da, PPP’yi (şehir hastanelerinin yapımında uygulanan formül) başlattığımız zaman da bunlar hep aynıydılar.
Dünya ile yarışan projelerin gerçekleştiğini vurguladı:
- Aynı kafa, bunlara da karşı çıkıyor. Mesela, Marmaray’dan neredeyse 200 milyon insan geçti şu ana kadar. Bu sıradan bir olay değil. Aynı şekilde Avrasya Tüneli ciddi bir cazibe merkezi haline geldi. Körfez Köprüsü, bölgeye ciddi bir rahatlama getirdi. Otoyollar da bittiğinde, İstanbul’dan İzmir’e inşallah 2.5 saatte gidilecek. Bunları anlamakta zorlanmış olanlar Varlık Fonu’nu da anlayamıyorlar.
Söz konusu kesimin Varlık Fonu’nu özelleştirme gibi algıladığına değindi:
- İlk programımızda Medine’ye birkaç saatliğine uğramak, 15 Şubat Çarşamba gecesi Ankara’ya dönmek söz konusuydu. Seyahatimiz bir gece uzadı. İnşallah Umre yapacağız. Kısmetse Kâbe’nin kapısı da Cumhurbaşkanımız için açılacak.
Seyahatin Manama, Riyad ve Doha’yı kapsayan resmî bölümü 15 Şubat öğlende Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Al Thani’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan onuruna verdiği yemeğin ardından noktalandı. Akşam saatlerinde Doha’dan Medine’ye geçtik. Mescid-i Nebevi’de Hz. Muhammed’i selamlayıp, yatsı, mescit ve kaza namazları kıldık. 2015 Aralık ayının son günlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında Medine’de vefat eden Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya için dua okuduk.
Ardından havalimanına dönüp Cidde’ye hareket ettik. Cidde’de Suudi Arabistan Kralı’nın misafirhanesinde ihrama girdik. Saat 02.00’de “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk” diyerek Mekke’ye doğru yola çıktık. Saat 03.30’da Cumhurbaşkanı’nı izleyerek Kâbe’ye gittik. Tavaf öncesi Kâbe’nin kapısı açıldı. Cumhurbaşkanı’na eşlik eden heyetle birlikte sırayla Kâbe’nin içine girip, iki rekat namaz kılma şansına eriştik. Ardından Kâbe’yi tavaf, tavaf namazı, Safa-Merve’de “say” yapıp saat 05.30’da Umre’yi tamamladık.
12 Şubat öğlen saatlerinde TC-TUR uçağına binerken
Umre
ihtimali sıfıra yakındı.
Kısmette Kâbe’nin içinde ikinci kez namaz kılmak da varmış.
Allah kutsal topraklar özlemiyle yanıp tutuşan
- Doha’da çok büyük bir kavşak ihalesine girmiştik. Finaldeyiz ve en düşük fiyatı verdiğimiz netleşti. Sonuç bir hafta içinde açıklanacak. İhale konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızı bilgilendirdik.
İhalenin bedelini merak ettim, aktardı:
- 800 milyon doların çok az altında...
Bir kavşağın bedelinin 800 milyon dolara yakın olmasına şaşırdım, gülümsedi:
- 4 katlı bir kavşak olacak. Bedelin yüksekliği ondan.
O anda STFA İnşaat Grubu Başkanı Mustafa Karakuş yanımıza geldi, kavşağın proje görüntüsünü istedim. Karakuş, proje fotoğrafını verirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Japonya seyahatini anımsattı:
- Sayın Cumhurbaşkanımızın Ekim 2015’teki Tokyo seyahatinde karşılaşmıştık. O günlerden beri Doha’daki bu büyük kavşak projesini almak için çalışıyoruz.
Daha sonra Türk müteahhitlerinin Katar’da üstlendikleri projelere baktım, STFA-Yapı Merkezi konsorsiyumunun Mayıs 2014’te kazandığı Doha Metrosu Gold Line ihalesiyle ilgili notlarımı buldum:
16 NİSAN’daki referandumda oylanacak Anayasa değişikliğini hazırlayan Komisyon’un Başkanı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Şükrü Karatepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bahreyn ziyareti sırasında “Sorularla Yeni Anayasa” çalışmasını gösterdi:
- Komisyon olarak akla gelebilecek soruları ve cevaplarını kapsayan bir metin hazırlayıp Sayın Cumhurbaşkanımıza sunduk. Soru ve cevaplar arasında, diktatörlük konusu da var.
Prof. Karatepe’den hazırladıkları metni istedim. Prof. Haluk Alkan, Prof. Yavuz Atar, Prof. Yılmaz Bingöl, Prof. Gonca Bayraktar Durgun ve Mehmet Uçum’dan oluşan ekiple birlikte hazırladıkları metinde öncelikle “diktatörlük” bölümüne baktım.
Bu bölümün başlığındaki soru şöyle:
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sivil demokratik bir sistem midir?
Yanıtın girişinde şu cümle dikkatimi çekti:
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, tıpkı parlamenter ya da yarı-başkanlık sistemi gibi sivil ve demokratik bir sistemdir. Demokratik hiçbir hükümet sistemi değişikliği diktatörlüğe dönüşmez.
Ardından demokrasinin tartışmasız kabul edilen öncelikli şartının serbest seçimler olduğu vurgulandı: