×
- Helenic Bottling ile Coca-Cola bu tesisi kurma kararı aldığında buradaydım. Bu fabrikayı kurtarmalıyım.İspanyol Artenius ve Helenic Bottling’i satışa ikna etti, tesisi vitrine çıkardı. Polisan Kimya Genel Müdürü Haluk Erşen, Artenius Hellas’ın satışa çıktığını öğrenince Selanik’e 207 kilometre uzaklıktaki tesisle ilgili bilgileri alıp, Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis ve CEO Erol Mizrahi’ye durumu anlattı:
- 55 milyon Euro’ya kurulmuş tesisi 7.5 milyon Euro’ya satıyorlar. Bu tesis bize yeni fırsat kapısı açabilir.Hemen Volos’un yolunu tuttup, İlias Vatopoulos’tan bilgi aldılar. Necmettin Bitlis, tesisi görünce heyecan ve üzüntü karışımı duygu yaşadı:
- Pırıl pırıl tesisin durma noktasına gelmesi üzücü. Bugün 70 milyon Euro’dan aşağı kurulamayacak bu tesisi 7.5 milyon Euro’ya alabilmek büyük avantaj.Vatopoulos’a niyetini bildirdi:
- Tesisi büyük olasılıkla alacağız.İstanbul’a döner dönmez Coca-Cola İçecek’in büyük hissedarı Anadolu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’ı ziyarete gitti:
- Yunanistan’da bir PET granül fabrikası almayı planlıyoruz. Çorlu’daki Coca-Cola şişeleme tesisine oradan ürün alır mısınız?Özilhan, PET preform ürettiklerini belirtti:
- Bizim kendi üretimiz var.Bitlis üsteledi:
- Ben sana preformun hammaddesi PET granülü satmak istiyorum. Granülü nereden alıyorsunuz?- Genellikle Uzakdoğu’dan.
- New York Metrosu’nun toplam uzunluğu 800 kilometre. Daha fazla genişleme şansı da kalmadı. Metronun yolcu kapasitesini nasıl artırabiliriz?
Belgeselde konuşturulan uzmanlardan biri önerisini ortaya koydu:
- New York Metrosu’nda vagon aralığı şu anda 2.5 dakika. Optik okuyucularla bu aralığı güvenli şekilde minimuma indirip, sefer sayısını artırabiliriz.
Topbaş, o anda telefona sarıldı, İBB Genel Sekreteri’ni aradı:
- Şimdi bir belgesel izledim. O belgeselin kopyasını bulun. Metroyla ilgili ekiple birlikte izleyin. Sonra bu konu üzerinde konuşalım.
Ekip ertesi sabah ilk iş olarak söz konusu belgeseli izleyip, Başkanlık makamına yöneldi. Topbaş, ekibin izlenimini alıp talimatı verdi:
- Hemen New York’a gidiyorsunuz. Optik okuyucularla sefer sayısını artırma işini nasıl çözmüşler, öğreniyorsunuz.
- Size birer kasa limon vereceğim. Cumartesi pazarına gideceksiniz. Sabah 10.00’a kadar bir kasa limonu satan, müdürse müdür olarak. 11.00’e kadar bitirebilen şefliği kurtarır. 12.00’ye kadar satabilen memurluğu sürdürebilir. 12.00’den sonraya kalan hiç dönmesin.Personelin şaşkın bakışları arasında sürdürdü:
- Ben verimli ve sonuç odaklı çalışmayı severim. Sizden de bunu beklerim. Bir kasa limon örneğini de bunun için verdim.Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneği (KEYİAD) Başkanı Ahmet Eler’in daveti, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun ev sahipliğinde ilçeye “Değişen Ekonomide Markalaşma” paneli için gittiğimde Dınkırcı, telefon görüşmesinden tanıştığımızı anımsattı:
- Çok iyi bir Bafralı olan Hasan Kılıç (Hürriyet Gazetesi Tüzel Kişi Temsilcisi) aramış, telefonla görüşmemizi sağlamıştı. O zaman Bafra Kaymakamı idim.Ardından panelin konuşmacıları Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, Esse Yönetim Kurulu Başkanı Semih Şeftali, TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Türk-Ukrayna İş Konseyi Başkanı Ruşen Çetin, CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Yüksel Alioğlu, Başkan Yardımcısı Sevtap Engin, Hayrabolu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ömer Şükrü Coşar ve Mishka CEO’su Berna Tanyolaç’ın aralarında yer aldığı grupla sohbete başladık.
Dınkırcı, Keşan’ın ekilebilir alanlarına dikkat çekti:
- 564 bin dönüm arazimiz var. Yüzde 70’i birinci sınıf tarım arazisi. Ancak, işletme ölçekleri çok küçük. O nedenle sahiplerinin geçimine yetmiyor.İlçenin nüfusuna değindi:
- Nüfusumuz 80 bin. 60 bini ilçe merkezinde yaşıyor. 45 köyümüz var, sadece 17’sinin nüfusu 400’ün üzerinde. İlçemizde buğday, ayçiçeği ve çeltik ön planda.
Cep telefonundan bir fotoğraf gösterdi:
O günlerdeki yarışı Portekizli Cimpor kazandı ve Lafarge’ın Türkiye’deki klinker, çimento fabrikaları ile beton tesislerine 535 milyon Euro ödedi.
Cimpor, 120 milyon Euro da Ankara Hasanoğlan tesislerine yatırım yaptı. Böylece, Türkiye yatırımı 655 milyon Euro’ya yükseldi. Ancak, 2008 krizi Cimpor’u da sarstı.
Brezilyalı Votorantim Grubu, Avrupa’ya girmek için 2010’da Cimpor’un yüzde 21.2’lik hissesini aldı. 2012’de gündeme gelen varlık satışıyla birlikte Cimpor’un İspanya, Hindistan, Çin, Fas, Tunus ve Türkiye’deki tesisleri Votorantim’e geçti.
2013’te sessiz kalmayı yeğleyen Votorantim Grubu, geçen gün Türkiye’deki CEO’su Mustafa Şefik Tüzün ve Yönetim Kurulu Üyesi Çağan Alpas’la karşımıza çıktı. Buluşma öncesi soruşturdum, Votorantim’in Türkiye’ye girişi pek kamuoyuna yansımamıştı.
Söz konusu tesisleri Lafarge ve Cimpor döneminde de yöneten Mustafa Şefik Tüzün’e öncelikle bir yıllık suskunluğu sorduk:
- Alımı duyurmak ya da duyurmamak konusunda özel bir çaba harcamadık. 2013’te önceliği stratejimizi belirlemeye verdik.Votorantim’in çimento grubunun yönetim kurulunun kurucu aileden bir temsilci de dahil kasım ayında Türkiye’ye geldiğini belirtti:
- 2013 yılı boyunca her ay Votorantim Çimento Grubu’nun bulunduğu ülkeler arasında hep öne çıktık. Onlara Türkiye ekonomisini, pazarın gücünü, çevre ülkeleri anlattık. Hedeflediğimiz doğrultuda yeni yatırım için ön onayları da aldık.- Ziyaretleri
- Devletler, dünyanın “daha iyi yaşanabilir bir yer” olmasında yetersiz kalıyor. Şirketlerin, sivil toplum örgütlerinin de sorumluluk üstlenmesi gerekiyor.Toplantının katılımcılarından ARGE Danışmanlık’ın Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Argüden, bu sözleri özellikle not aldı. BM, 2010 yılında “Global Compact” ofisini oluşturunca, “Daha yaşanabilir dünya” çağrısı bir anlamda ete kemiğe büründü.
Argüden de, Türkiye’deki sivil toplum örgütleri ve şirketlere öncülük yaptı, “Global Compact Türkiye”yi oluşturdu. Buradaki başkanlık görevi de 2012’de resmiyet kazandı. Global Compact (Küresel İlkeler Sözleşmesi), kısa sürede 10 bini aşkın imzacısıyla dünyanın en yaygın sürdürülebilirlik platformuna dönüşürken BM bir adım daha atıp, 110 ülkenin temsil edildiği “Ulusal Ağlar Danışma Kurulu” oluşturdu.
Danışma Kurulu, dünyayı 7 bölgeye ayırdı. Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Ermenistan, Makedonya, Polonya, Rusya, Türkiye ve Ukrayna’nın yer aldığı Doğu Avrupa bölgesinin başkanlığını, Türkiye Başkanı Argüden üstlendi. Derken kısa süre önce BM Global Compact Ulusal Yerel Ağlar Danışma Kurulu internet ortamında sandık kurdu, seçim yaptı:
- Yılmaz Argüden, BM Global Compact Ulusal Ağlar Danışma Kurulu Başkanı oldu.Argüden, bununla birlikte BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un başkanlığını yürüttüğü BM Global Compact Yönetim Kurulu’na da girdi. Böylece Unilever, BASF, Citibank, Sabancı Holding, Sinopec, Dünya Ekonomik Forumu, ICC, Transparency International, UNI Global Union gibi kurumların yer aldığı Yönetim Kurulu’nda Güler Sabancı’yla birlikte ikinci Türk oldu. Başkanlığını şöyle yorumladı:
- Danışma Kurulu’nun ilk toplantısına Türkiye’de ev sahipliği yapmıştık. Başkan seçilmemde organizasyon başarımızın büyük payı var.Ardından Global Compact’ı anlattı:
- UN Global Compact (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi), sürekli rekabet içindeki iş dünyasında ortak kalkınma kültürü oluşturmak üzere evrensel ilkeler öneren yenilikçi kurumsal sorumluluk yaklaşımı. Vizyonu “sürdürülebilir ve kapsamlı küresel ekonomi” olan Sözleşme’ye imza atmak gönüllülük esasına dayanıyor.Sözleşme’nin 4 temel kriterinin altını çizdi:
- İnsan hakları, çalışma koşulları, çevre koruma ve yolsuzlukla mücadele. Bu başlıklar altında 10 temel prensip var.Sözleşme’ye Türkiye’den ilk ARGE Danışmanlık’ın imza koyduğunu vurguladı:
- 70 milyon ton klinker, 100 milyon tonu aşkın çimento öğütme kapasitesine, 80 milyon tona yaklaşan satış hacmine sahibiz. Avrupa’da 1, dünyada 5’inci sıradayız.Kişi başına çimento tüketimine değindi:
- Dünyada kişi başına yıllık çimento tüketimi 550 kilo iken, ülkemizde 800 kiloyu aşıyor. Bu konuda Çin 1700 kilo ile öne çıkıyor. 2013 büyümesini ortaya koydu:
- 2013’de iç piyasaya 63.5 milyon ton satış yaptık. İhracatımız 12.5 milyon tonda kaldı. İhracatımız yüzde 9 azalsa da sektör 2013’te yüzde 12 büyüdü. Bu yıl yüzde 6 büyüme öngörüyoruz.Skor değil kalite peşinde olduklarını vurguladı:
- Ürün kalitesinde çıtayı daha da yükseltmenin yanısıra, üretim aşamalarındaki kaliteyi de artırıyoruz. 1 ton çimento üretirken kullandığımız elektriği 100 kilovatsaatten 90’a çekmeye çalışıyoruz. Atık ısıdan elektrik üretimi yatırımları hızlanıyor. 10 yılda elektrik tüketiminin yüzde 20-25’ini atık ısıdan karşılar hale geliriz.Bunun önemini şu veriyle paylaştı:
- Ülkemizde elektriğin yüzde 3’ünü sektörümüz tüketiyor. Bunun yüzde 20-25’ini atık ısıdan sağlamak, önemli tasarruf anlamına geliyor.Konuyla ilgili taleplerini dile getirdi:
- Atık ısıyla üretiğimiz elektrik “Yenilenebilir enerji” sayılmalı, farklı tarife uygulanmalı.Şirketlerin fırın başına 6-7 milyon dolar yatırımla bacada “sıfır emisyon”a ulaştığını kaydetti:
- “Kirleten çimento” imajı geride kaldı. “Dumansız hava sahası”na büyük katkımız var.Sektörün atık bertarafında teknik olanaklara sahip olduğunu belirtti:
Randevu almamış, “Nasıl olsa Şişli için beni dinleyecek yetkili bulurum” diye düşünmüştü. Doğrudan dönemin Bayındırlık Müsteşarı Sabri Erbakan’ın makamına yöneldi:
- Ben Mustafa Sarıgül.
- Sizi tanıyorum.
Erbakan, konuğuna yakın ilgi gösterip, işi çözecek talimatları verdi. Sarıgül, ayrılırken dileğini belirtti:
- İnşallah yollarımız bir yerlerde kesişir.Türkiye Değişim Hareketi’ni kurarken teklifi götürdü:
- Sabri Bey, Türkiye Değişim Hareketi’nde kurucu olarak yanımda yer alır mısın?- Elbette.
30 Mart 2014 yerel seçiminde CHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığı netleşirken Sabri Erbakan’ı görüşmelerin odağına koydu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi, talebi olumlu karşıladı:
TAC mezunu Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Ruhi Koçak, sunumunun kapak bölümünü perdeye yansıttı:
- Türkiye’nin ilk ticaret odası (1879).
- Gerçekten ilk mi?
- Şimdiye kadar öyle biliyorduk. İtiraz edenler oldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kayıtlarından yeniden araştırıp, tescil ettireceğiz.
Sunumuna başlarken o sabah ziyaret ettiğimiz Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’a atıfta bulundu:
- Sayın Başkan da size bahsetti. Tarsus Sahil Bandı Projesi 2004 yılı sonunda Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla gündeme geldi. Kulak-Beyazkum bölgesinde 3 milyon metrekarelik 12 parselde Özaltın, Limak, İÇ Holding, Aram ve Peta firmalarının yatırımı olacak.
Söz konusu yatırımların maliyetinin 2009 fiyatlarıyla 600 milyon lira hesaplandığını kaydetti: