Bu hafta aynı zamanda Hayvan Hakları Haftası olarak da her sene hatırlanır. Hayvanlar da tıpkı bizler gibi yaşam haklarıyla doğarlar. Ancak, insan egemenliğinin baskın olduğu dünyamızda onların haklarını belirlemek, oluşturmak ve gözetmek bizlere düşmektedir.
* * *
Gelişmiş toplumlarda hayvan hakları, kanunlar çerçevesinde düzenlenerek sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. Doğal çevrimin devamlılığı ve tabiatın dengesini oluşturmada tüm hayvanların olumlu etkileri vardır ve onlarsız bir dünyanın var olması düşünülemez. Ülkemizde 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanunu adı altında bir düzenleme bulunmaktadır. 5199 sayılı yasa, hayvan hakları ve onların refahını düzenlemek ve sağlamak adına oluşturulmuş bir yasa olsa da, çok daha geliştirilmiş ve gerçekten hayvanların haklarını koruyan bir yasaya ihtiyacımız olduğu aşikardır. Ülkemizde de Hayvan Hakları Yasası’na tıpkı diğer yasa maddelerine gösterilen önem gibi itinayla yaklaşılması, onların hak ettikleri şekilde ve refah içerisinde yaşamlarını idame ettirmeleri için bu yasanın genişletilerek ve tekrar düzenlenmesi gerekmektedir.
* * *
Bir dost edinmede dişi ya da erkek tercihi önemli gibi görünmese de köpeklerde cinsiyet farklılığının bazı davranış ve uyum değişikliklerini de beraberinde getirdiği bir gerçektir. Buna bağlı olarak herhangi bir ırka ait olsun ya da olmasın, yavru veya yetişkin olarak edinilen köpeğin cinsiyet seçimi önemlidir. Cinsiyet konusunda bir seçim yapabilmek için dişi veya erkek köpeklerin anatomik, fizyolojik ve davranışsal ve alışkanlık farklılıklarını iyi algılamak gerekir. Dişi köpekler aynı ırk içerisinde erkek köpeklere nazaran daha ufak yapılı ve daha narindirler.
Erkek köpekler ise daha iri kemikli, kaslı yapıda ve daha cüsseli olurlar. Köpeğin besleneceği ortamın şartları açısından büyüklük bir kıstas olacaksa, seçim buna göre yapılmalıdır. Dişi köpekler senede ortalama iki defa kanamayla karakterize olan çiftleşme dönemine girerler. Bu dönemde özellikle köpek evde beslenecekse, iki hafta kadar süren kanamadan dolayı yerlerde, mobilyalarda ve halılarda oluşabilecek lekelenmelerin farkında olmak iyi olacaktır. Buna katlanamayacak derecede titiz olan kişilerin dişi köpek seçimi konusunda bir daha düşünmeleri ya da edindikleri dişi köpeği ancak kısırlaştırarak bu olgunun ortadan kaldırılabileceğini bilmeleri iyi olacaktır. Senede iki defa çiftleşme isteği gösteren dişi köpeklerin yanı sıra sürekli çiftleşmeye hazır olan erkek köpeğin dürtülerine göğüs germek de erkek köpek edinmek isteyen kişilerin göz önünde bulundurması gereken bir husustur. Dişi köpekler daha itaatkâr, evine, kendi sınırlarına ve ailesine daha düşkün olurlar. Sahip odaklanmaları daha yüksektir.
İnsanlar televizyondaki resimleri hareket eden görüntüler olarak algılayabilmek için bir saniyede 16 ile 20 kare görüntüye ihtiyaç duyarlar. Köpekler ise bir saniyede yaklaşık 70 kareye...
* * *
Birkaç sene öncesine kadar köpekler, sahiplerinin bir kutuda kırpışarak geçen resimlere baktığını görürken, son dönemlerde yüksek çözünürlüğü (HD) ve hızlanmış saniye/kare oranları olan televizyonlar sayesinde artık onlar da resimleri hareketli görüntüler olarak görebiliyorlar ve hatta potansiyel izleyici haline gelmeye başlıyorlar.
Türkiye’de ve dünyada yaygın olarak görülen bazı hastalıklara karşı yavru ve yetişkin köpeklerin düzenli olarak aşılanarak korunması gerekmektedir. Bu hastalıkların bazıları köpekler arasında bulaşıcı ve hatta öldürücü karakterde, bazılarıysa insan sağlığını da tehdit edebilecek niteliktedir. Köpeklerimizle beraber yaşadığımız göz önünde bulundurulduğunda bu hastalıklar ile mücadele ve korunma kaçınılmaz olmaktadır.
* * *
Aşılama ile korunma ve bağışıklık sağlama öncesinde köpeklerin bağırsak parazitleri ve dış parazitlerden arınmış olması önceliklidir. Ayrıca aşı uygulamalarından önce köpeğin vücudunun başka bir hastalık ya da enfeksiyonla mücadele ediyor olmaması gerekir. Aksi taktirde yapılan aşılar yeterli bağışıklığı oluşturamayacaktır.
* * *
Köpeklerde aşı ile korunma sağlanabilen, bulaşıcı ve ölümcül olan başlıca hastalıkları şöyle sıralayabiliriz.
Çoğunlukla saf ırklarda kalıtsal hastalıkların ortaya çıkışı, ırk içi saflaştırma çalışmaları sonucunda olmaktadır. Gen havuzunun daralması kalıtsal nitelikli hastalıkları tetiklemekte ve saf ırkların görsel güzelliklerini kaybetmemeleri adına ciddi hastalıklar edinmelerine sebep olmaktadır.
Özellikle Türkiye’de popüler olan bazı ırklara mensup köpeklerin kontrolsüz üretilmesine bağlı olarak artmış olan genetik hastalıkları şöyle sıralayabiliriz...
GOLDEN RETRİEVER
Türkiye’de popülaritesi en yüksek saf ırk olan bu köpekte:
- Kalça displazisi (çıkığı): İnsanlarda da görülen bu ortopedik rahatsızlık, bu köpek ırkında da saflaştırma çalışmaları, kontrolsüz üretim ve yakın akraba eşleştirmeleri sonucunda ortaya çıkmaktadır. Kalça ve üst bacak kemiği uyumsuzluğuyla karakterize olan bu hastalık, erken dönemde müdahale edilmediği takdirde yürüyüş bozukluğu, topallık ve hatta arka bacakların tamamen kullanılamaması gibi ciddi ortopedik kusurlara sebep olabilir. Erken tanının önemini göz önüne aldığımızda köpeğin altı aylık civarında veteriner hekim tarafından kalça filminin çekilmesi zorunludur.
- Deri hastalıklarına yatkınlık: Bu ırk, besin alerjilerine, ayak taban hastalıklarına ve deri alerjilerine genetik olarak yatkınlık gösterir. Buna bağlı olarak bu ırkın beslenmesi esnasında gıda kaynaklarının seçimine özen gösterilmesi gerekir.
Evin hanımının hamile kalmasına bağlı ya da bebeğin dünyaya gelmesiyle beraber köpeğin evden uzaklaştırılması…
* * *
Hâlbuki, o da evin çocuğudur ve aslında ilk çocuğudur.
Şöyle düşünmek gerekir:
Aileler ilk çocuğun üstüne ikinci çocuk düşündükleri zaman ilk çocuğu evden uzaklaştırıyorlar mı? Ya da ona yeni bir aile mi arıyorlar mı?
Tabii ki hayır!
* * *
Bu hastalığın yaz aylarına karakterize olması; kene, pire gibi parazitlerin bu aylarda yaygın olarak görülmesi ve uyuz hastalığına ortam oluşturması, ayrıca sıcak havanın yarattığı stresin deri defansını düşürmesi sebebiyledir. Bu hastalığın bulaşma riski oldukça yüksektir. Kontakt yolla direkt bulaşabildiği gibi ortak kullanılan ekipmanlar vasıtasıyla indirekt yolla da bulaşabilmektedir.
* * *
Uyuz hastalığının birçok türü olmasına karşın sıklıkla görülenleri şunlardır:
* Sarcoptes
* Notoedres
İşte bu yüzden ilk yardım eğitimi; eğitim kurumlarında, kamu kuruluşlarında, ehliyet kurslarında vazgeçilmezdir. Aslında ilk yardıma ihtiyacı olan sadece insanlar değildir. Özellikle şehir yaşantısı içerisinde kaza geçirmiş, travma yaşamış, ilk yardım ve acil müdahale edildiği takdirde yaşama dönmesi mümkün olan nice evcil ve yabanıl hayvan vardır. Bana kalırsa, insanların insan için ilk yardım konusunda eğitildikleri gibi okullarda çocuklarımızı bilinçlendirmek adına, beraber yaşadığımız hayvan dostlarımıza da ilk yardımın nasıl yapılacağı konusunda eğitici programlar oluşturulmalıdır.
* * *
Bu haftaki yazımda, çok geniş kapsamlı olmamakla birlikte köpekler için uygulanabilecek temel ilk yardım uygulamalarından bahsetmek istiyorum.
* TRAFİK KAZALARI: Trafik kazası geçirmiş bir köpeğin, çok korkmuş, travma geçiriyor ve ağrı şokunda olabileceği ihtimalini asla unutmayın. Köpek, sahipli-sahipsiz hatta kendi köpeğiniz olsa bile ağrı ve korku şokuyla sizi ısırabilir. Bu sebeple, kaza geçirmiş köpeklere varsa arabanızdaki bir battaniyeyi örterek ya da paltonuzu üzerine atarak stabilizasyonunu sağlamalısınız. Tabii bu uygulamadan önce hayvan trafik akışının içerisinde kaldıysa trafiği durdurmak, ikaz işaretleriyle diğer araçları uyarmak hayvanın zapturaptı sonrasında da güvenli bir alana taşınması gerekmektedir. Vücutta herhangi bir kanama odağı varsa kanama durdurulmalı ve basit turnike uygulamaları yapılmalı, omurga ve kemik kırıkları ihtimaline karşı da bir veteriner kliniğine ulaştırana kadar hayvanın dikkatlice taşınması ve hareketsiz kalmasına dikkat edilmesi önemlidir.
* BOĞULMALAR: Köpekler, doğuştan yüzme bilirler. Ancak yoruldukları zaman ve sudan çıkamadıklarında tıpkı insanlar gibi boğulabilirler. Özellikle havuzlu evlerdeki köpekler bu tehlikeyle sürekli karşı karşıyadırlar. Boğulmaktan kurtarılmış bir köpek de tıpkı insandaki gibi yan yatırılarak akciğerlere kaçmış olan suyun dışarı akışı sağlanmalıdır. İnsanlardaki ilk yardımda olduğu gibi gerekirse ağızını kapatıp burun deliklerine hava üflenerek suni solunum yapmak boğulma vakalarındaki ilk yardımda önemlidir. Ayrıca köpeğin özellikle katı ve büyük cisimleri yutmasına bağlı soluk borusunun tıkanması ya da hızlı yemek yiyen köpeklerde yiyeceklerin aspirasyonuna bağlı boğulma vakalarında köpeğin ağzının açılarak görünen bölgelerdeki yabancı cisim ya da yiyecek maddelerinin uzaklaştırılması, insan ilk yardımındaki heimlich manevralarına benzer uygulamalarla yabancı cismin dışarı çıkartılmasına çalışmak doğru olacaktır.
* SICAK ÇARPMASI: Özellikle sıcak yaz aylarında uzun süre güneş altında kalmış ya da arabada unutulmuş köpeklerde, hayvanın yükselmiş vücut ısısının düşürülmesi maksadıyla ıslatılması, vücut boşluklarını kapsayan bölümlerin buzla serinletilmesi ve hayvanın kaybettiği sıvının su izotonik çözeltiler yardımıyla yerine konulmaya çalışılması gerekmektedir.
* DONMA: