YAVRU VE YAŞLILAR SOĞUĞA DAYANIKSIZDIR
- Chihuahua, Dogo Argentino gibi ana vatanı sıcak ülkeler olan köpekler, soğuk havanın etkilerinden daha çabuk ve daha çok etkilenirler.
- Alt tüy yapısı kalın ve sağlam olan ırklara göre kısa ve tek katman tüy yapısına sahip olan köpekler daha kolay üşürler.
- Yavru ve yaşlı olan köpekler, genç ve olgun olanlara göre soğuğa daha dayanıksızdır.
AZ BESLENENLER DAHA ÇOK ÜŞÜR
Genelgede yer alan, “Belediyelerimizin sahipsiz hayvan toplama ekibinin çalışması veya herhangi bir ihbar sonucu sahipsiz hayvanların tespiti halinde bu hayvanların barınaklara götürülmesi” maddesi üzerine belediyeler sokak hayvanlarını toplamaya başladı. Gerçek anlamda refah ve modern geçici rehabilitasyon merkezleri kurulmadıkça daha önce de kaleme aldığım bu yazı maalesef geçerli kalacaktır. İşte barınak gerçeği...
Şehir merkezlerinde, ‘aslında bizler gibi yaşadığımız mahallenin sakinleri sayılması gereken köpeklerin sayısı biraz arttığında’ hemen homurdanmalar başlar:
Belediyeyi arayalım...
* Toplatalım...
* Barınağa gönderelim...
Çünkü uygulama için “bu yılın sonuna kadar tamamlanacağı” belirtilmişti. Oldukça kısa bir sürede yapılması zorunlu kılınan bu uygulama, hayvan sahiplerinde doğal olarak telaşa sebebiyet verdi. Bu uygulamaya vaktinde katılmayan hayvan sahiplerinin de cezai işleme tabi tutulacağı bilgisi, durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Aynı zamanda veteriner kliniklerinin, bağlı bulundukları veteriner hekimler odalarından temin edecekleri pasaport ve mikroçiplerin tükenmesi ve teminde yaşanılan aksaklıklar, halihazırda geçmişte mikroçip takılmış olan hayvanların kayıt sistemine nasıl katılacağı sorusu ise kafaları daha da karıştırdı.
Geçen günlerde, “yeni uygulamanın uyum süresinin 2022 yılının sonuna kadar uzatılması” kararının açıklanmasıyla hem veteriner hekimler hem de hayvan sahipleri zaman kazanmış oldu. Böylece yeni uygulamanın daha nitelikli ve fonksiyonel bir şekilde uygulanabilmesi söz konusu olacak. Önceden çiplenmiş olan kedi ve köpeklerin de bu yılın sonuna kadar bağlı bulundukları veteriner kliniklerine başvurarak sisteme kayıtlarının yaptırması gerekmekte.
Göçebe hayattan yerleşik düzene geçiş ve şehirleşme ile hayvan besleme kültürü şekil değiştirmiş, günümüzdeki duruma evrilmiştir. Peki Türkiye’de hayvan besleme kültürü hangi noktaya geldi?
Madde madde bir göz atalım:
- Hayvan hakları, olması gereken refah seviyesine ulaşamamıştır. Yıllarca hukuk nezdinde “mal kapsamında” ele alınan dostlarımız, yeni yasalarla bu kapsamdan çıkmış gibi görünse de cezayı gerektiren durumlarda hâlâ adaletli bir dağılıma sahip değil.
- Sokak hayvanları ve muhtaç hayvanlar için kurulması elzem olan rehabilitasyon merkezleri yetersiz sayıda, birçok konuda donanımsız ve konforsuz.
- Evcil hayvan besleyen ya da edinmeyi düşünen birçok insan bu hayvanların sorumluluğunu alabilecek bilgi ve donanıma sahip değil, bu konuda kanunen herhangi bir sınırlama yok.
Son dönemlerde artan dolar ve euro kuruna bağlı olarak, başta ithal kedi- köpek mamaları olmak üzere ham maddelerinin birçoğu yurt dışından satın alınan yerli mamalarda da fiyat artışına gidilmesi tüm kedi-köpek besleyenleri zor duruma düşürdü. Ayrıca lüks tüketim sınıflandırılmasına bağlı olarak kedi-köpek mamalarına uygulanan yüzde 18 KDV oranı da hayvanseverler olarak belimizi daha çok büküyor.
Pırlanta taş ya da bir tekne satın almak istediğinizde yüzde 1 oranında KDV öderken, can yoldaşınızı doyurmak için yüzde 18 KDV ödemek çok da adil olmasa gerek...
Ayrıca balık ve kuş yemlerinde KDV oranının çok daha düşük olup, kedi-köpek mamalarındaki KDV oranının yüksekliği anlaşılabilir değil.
Artan mama fiyatları birçok hayvan sahibini, dostunun sağlığını ve gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek ucuz ve kalitesiz ürünlere ya da evde hazırlanmaya çalışılan yetersiz rasyonlara yönelmeye itiyor. Ayrıca sokaktaki dostlarımızın doyurulması için zar zor bütçe ayırmaya çalışan hayvanseverler de çıkmaza girmiş durumda...
Sosyal medyada başlatılan “kedi-köpek mamalarındaki KDV oranının düşürülmesi” hedefli kampanyaların ilgili kurumlarca dikkate alınarak yeni düzenlemelerin getirileceğini tüm hayvanseverler olarak umut ediyoruz.
Özellikle sokaklarda yaşamak zorunda olan ve kış aylarında soğukla mücadelede doyurulmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyan dostlarımızı açlıkla sınamayalım.
Onlarda da erken tanı birçok hastalığın olumsuz seyrini engellemekte ve erken müdahale imkânı tanımaktadır. Özellikle kanser gibi sinsi ve yavaş yavaş ilerleyebilen ve bazen son ana kadar hiç bulgu vermeyen hastalıklardan tutun da, kronik yada semptom göstermeyen gizli hastalıkların da dostumuzun sağlığını tehdit etmesi söz konusu olabilir. Köpeklerimizin sağlıklı olduğundan emin olabilmek için sadece gözlem yapmak ve basit fiziksel muayeneler yeterli olmayabilir. Özellikle gizli seyirli bazı hastalıklar birtakım laboratuvar tetkikleri, biyokimyasal analizler ve ileri görüntüleme yöntemlerini gerektirmektedir.
GENÇLİK DÖNEMİNDE SENEDE 1 DEFA
Küçük ırklar şehir hayatına olan entegrasyonlarının kolaylığı, ev ve apartman hayatına çabuk adapte olmaları, seyahatlerde kolay taşınabilir olmaları, egzersiz ihtiyaçlarının büyük ve orta ırklara göre daha az olması gibi kavramlardan dolayı günümüzde metropollerde daha fazla tercih edilir ırklar haline gelmiştir. Küçük ırkların popülasyonu arttıkça bir moda akımına dönüşüyor olmaları insanların anlık hevesleri ile ani kararlar vermesi ve hüsranla sonuçlanarak yaşanılan ayrılıklar, bu köpeklerin bir nevi suistimale uğramasına neden olmaktadır. Ayrıca bu pazarı fırsat bilen merdiven altı üreticilerin talebe bağlı olarak yaptıkları kontrolsüz üretimler suistimalin boyutlarını olumsuz yönde arttırmakta ve küçük ırklara ciddi zararlar vermektedir.
Küçük ırk köpek sahiplenmeye karar verenler aşağıda sıralayacağım uyarı ve tavsiyeleri göz ardı etmemeliler.
CİDDİ SORUMLULUĞU VARDIR
Soğuk havanın olumsuz etkilerinden korunmak hedefli olarak deri ve tüylerinin daha güçlü, dirençli olmasını sağlamak gerekir. Dostumuzun daha sağlıklı bir deri yapısına ve daha kuvvetli bir kürke sahip olması için yapmamız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
TÜYLER DÜZENLİ TARANMALI
-Özellikle derideki kan akımını hızlandırmak ve dolaylı olarak da tüylerin beslenmesini sağlamak hedefli olarak oldukça önemlidir. Köpeğimizi düzenli tımarlayarak ölü tüyleri uzaklaştırmak, çok daha kuvvetli bir kürkün oluşmasına sebep olacaktır.