Taha Akyol

‘Şefkat tokadı’

5 Eylül 2016
MEDYADA bir süredir haberler çıkıyor, FETÖ’deki “şefkat tokadı” denilen bir mekanizma anlatılıyor.

Ayrılmaya kalkan veya emirlere itaat etmeyenlere Allah’ın ceza vereceği, kendilerinin veya yakınlarının başına bir bela geleceği söyleniyormuş.

 

Uşak savcısı iddianamesinde şahit ifadeleriyle ayrıntılı olarak anlatmış.

 

Totaliter materyalist siyasi hareketlerde, komünizmde ve faşizmde de böyledir. Allah’ın cezalandıracağını söylemezler tabii... Emredilmiş klişe dışında düşünen ve davranan militanlar “ihanet”le suçlanır. Totaliter partiden “ihraç” edilmek korkunç bir itibar ve çevre kaybıdır. “Hain” damgasıyla ortada yapayalnız kalmaktır...

 

İster metafizik bir “tokat”tan, ister damgalanıp yapayalnız kalmaktan olsun, kişiyi örgütün robotu yapan müthiş bir korkudur bu!

 

Yazının Devamını Oku

Kuru ve yaş

4 Eylül 2016
KURUNUN yanı sıra yaşın da yakıldığına dair yakınmalar, haberler gittikçe artıyor. Sorun toplumsal bir mağduriyet boyutuna doğru büyüyor.

Öğrenciler, memurlar, gazeteciler, işadamları, akademisyenler, hâkim ve savcılar...

 

Öyle ki, Başbakan da bu konuda sık sık uyarı yapma ihtiyacını duyuyor.

 

Tabii öncelikle meslektaşlarım... Bir Nazlı Ilıcak, bir Şahin Alpay, bir Ali Bulaç ve benzer birçok gazeteci tutuklu...

 

Sırf profesyonel olarak Cemaat medyasında yazdıkları için ve muhalefet ettikleri için “örgüt üyesi, yardım ve yataklık, darbeye teşebbüs” gibi suçlardan tutuklanmış bulunuyor.

 

Yazının Devamını Oku

Zihinleri açmak

2 Eylül 2016
ÜZERİNDE düşünülmesi gereken bir haber; Fetullah Gülen “Haberleri okumayın, internet kullanmayın” diye talimat vermiş.

Mensup ve sempatizanlarının bile çoğunu şaşırtan kirli gerçekler ortaya çıkıyor, bunların öğrenilmesini hiç olmazsa sınırlamaya çalışıyor.

 

Burada en önemli sorun zihinlerin “farklı” alanlara, farklı fikirlere ve ‘istenmeyen’ gerçeklere kapatılarak şartlandırılmasıdır. Tarikat ve cemaatlerin birçoğunda bu beyin yıkama “mistik” unsurlar kullanılarak yapılıyor... Siyasi ve ideolojik hareketlerde ise “tek doğru biziz” şartlandırılmasıyla zihinler bağımlı hale getiriliyor.

 

Maalesef bu yaygın bir zihniyet sorunumuzdur.

 

DEVLETTE ÖRGÜTLENME

 

Yazının Devamını Oku

Bağımsız yargı

2 Eylül 2016
ADLİ yıl bu sene, daha önce hiç görmediğimiz şekilde açıldı.

“Devlet geleneklerimize” çok değer veren Yargıtay Başkanı Sayın İsmail Rüştü Cirit niye “Külliye”yi tercih etti?

Elbette Cumhurbaşkanı Külliyesi “devletin ve milletin”dir, “milletin mekânı” bile denilebilir. Fakat Meclis daha çok “milletin mekânı” değil midir? Orada hiç adli tören yapılmadı; yapılamaz.

Zaten bu konuda belirleyici norm “bina”nın kime ait olduğu değil, “kuvvetler ayrılığı” ilkesidir.

Meclis “yasama” erkinin en yüksek makamı olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı da “yürütme” erkinin en yüksek makamıdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, adli yıl töreninin “yasama” ve “yürütme” makamlarının dışında yapılmasını gerektirirdi.

Yazının Devamını Oku

Fırat Kalkanı

1 Eylül 2016
TÜRKİYE Fırat Kalkanı operasyonunu askeri bakımdan başarıyla yürüttüğü gibi, diplomatik bakımdan da çok iyi planladı.

20 Ağustos’ta IŞİD’in Gaziantep’te yaptığı kına gecesi katliamı önemli bir dönüm noktası olsa gerek.

24 Ağustos’ta sabaha karşı Türk Silahlı Kuvvetleri IŞİD ve PYD’ye karşı Cerablus’a girerek Fırat Kalkanı operasyonunu başlattı, aynı gün öğleden sonra ABD Başkan Yardımcısı Biden Ankara’ya geldi. 15 Temmuz darbesinde Meclis’in nasıl bombalandığını gören Biden, bunu “11 Eylül”e benzetti; yani El Kaide’nin Amerika’da İkiz Kuleler’i vurmasına...

Biden Türkiye’nin Cerablus operasyonuna da “tam destek” verdiklerini söyledi. Gülen’in iadesi konusunda da daha müsait bir dil kullandı.

Demek ki, Suriye’de ilk defa kara harekâtı yapan Türkiye, ABD ile ilişkiler açısından operasyonun zamanlamasını isabetle ayarlamıştır.

Yazının Devamını Oku

Lozan’ın gizli maddeleri

30 Ağustos 2016
BÜYÜK Zafer üzerine yazdım ya, yine aynı sorular sökün etti; Lozan’ın gizli maddeleri var mı? 2023 yılında Lozan sona mı eriyor?

Bazıları bundan emin!

 

Amacım polemik olmadığı için isim vermeyeceğim, geçenlerde bir yayında şu satırları okudum: “Lozan Antlaşması’nın gizli maddeleri olup olmadığını bilmiyoruz. Fakat bu tür antlaşmalarda gizli maddeler olmaması mümkün değildir!”

 

Elde bir delil, bir bulgu olmayınca “Bu tip antlaşmalarda mutlaka gizli maddeler olur” diyerek içi boş bir genellemeye başvuruluyor. “Bu tip” nedir? Olsa olsa Birinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan antlaşmalar...

 

Halbuki Birinci Dünya Savaşı gizli “anlaşmalardan” (antlaşma değil) çıktığı için, gizli diplomasinin değilse bile “gizli anlaşmalar”ın da sonu oldu. Artık ülkelerin parlamentolarında onaydan geçmeyen antlaşmalar geçerli değildir!

 

Yazının Devamını Oku

Ordular ilk hedefiniz...

29 Ağustos 2016
.


Mustafa Kemal’in el yazısıyla:
‘Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!’
İmza: Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan M. Kemal

 

Büyük Zafer’i iyi anlamak için öncesine ve sonrasına bakmak şarttır. 

 

Öncesinde Sakarya Zaferi vardır, sonrasında bağımsız Türkiye’yi kuran Lozan Antlaşması...

Yazının Devamını Oku

Suudi Prens

21 Ağustos 2016
SUUDİ prenslerden bu defa söz konusu olan “İslam dünyasının en liberal figürlerinden biri” olarak tanınan Prens Velid bin Talal’dir. Aynı zamanda ülkesinde kadın hakları öncüsüdür.


Daha önce bu sütunda, 85 metrelik yatında “çılgın partiler” düzenleyen Suudi Prens Nevaf el-Suud’u eleştirmiştim. (14 Temmuz)
Prens Velid ise gerçekten çok farklı. Hürriyet Pazar’da arkadaşımız Savaş Özbey’in kendisiyle yaptığı mükemmel röportajı kaçırdıysanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim.

 

İSLAM VE MODERNİTE

 

Prens Velid, İslam düşüncesinde tarih içinde yerleşmiş önemli siyasi ve hukuki kavramları tartışmaya açıyor, onlara modern içerikler kazandırmaya çalışıyor.

 

Yazının Devamını Oku