Şükrü Küçükşahin

İmzalar atılmadan inanmayın

12 Ağustos 2015

TERSTEN işleyen koalisyon görüşmelerinde, önceki akşam iki liderin yemekli buluşmasıyla nihayet başa dönüldü gibi.
Şimdiye dek koalisyon görüşmeleri ‘biz ortak olacağız iradesi’ ile başladı, liderler genel çerçeveleri çizdi, kadroları da detaylarda uzlaşmayı sağladı.
Bugün ise tam tersi süreç işletildiği, ‘irade’ 32 gün sonra görünür gibi olduğu için ‘başa dönüşten’ söz ettim.
Oysa, terör ateşi ülkeyi yeniden kavurur hale gelmişse bu yöntemle bir hükümet arayışını anlamak mümkün değil.
Umalım ki bu işin olup olmayacağı bu hafta sonu kesinlik kazansın, Türkiye önünü görebilsin ve şunu da herkes kulağına küpe yapabilsin:
Yeni bir seçimde kazanan hangi parti olursa olsun (AKP de rüya görmesin) kaybeden Türkiye olacaktır.

RESTLEŞMEYE RAĞMEN MASADA KALINDI

Yazının Devamını Oku

Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun konuşacakları

10 Ağustos 2015
TATİL öncesi yazımda, AKP-CHP koalisyon görüşmelerinde dananın kuyruğunun ağustosun ilk haftası kopacağından söz etmiştim.

Başlangıçtan beri yazdığım gibi, önceki koalisyon görüşmeleri ile bu seferki her açıdan farklılık taşıdığından ‘yavaşlık’ da tüm öngörüler altüst ediliyor.

‘Yavaşlıkta’ tam bir rekor kırıldı; Davutoğlu, görevi aldıktan tam 30 gün sonra nihayet Kılıçdaroğlu ile ilk ciddi koalisyon görüşmesini yapacak gibi.

Yani seçim olasılığına 15 gün kalmış, 45 günlük anayasal sürenin neredeyse tamamı bir görevlendirme ile bitirilip teamüller yok edilmek üzereyken.

Neyse, deyip bu akşamki yemekte neler olacağına bakalım.

Yazının Devamını Oku

CHP’yi savaş hükümetine sokmak

29 Temmuz 2015

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, “62 kez gittim, sokak sokak bilirim” diye övündüğü Suriye’de izlenen ve mimarı olduğu politikayı, ‘destanlık’ buluyor.
Artık ‘destan’ sözcüğünün anlamını değiştirmek gerekir, çünkü AKP’nin Suriye politikasının tam anlamı ile çöktüğü ortadadır.
Davutoğlu şimdi, ‘Sınırda DEAŞ istemiyoruz’ diyor ya, çoook geç bir öngörü.
Oysa böyle olacağını 3 yıldır öngören o kadar çok kurum ve kişi çıktı ki, sadece ‘Siz Esadcısınız’ karalamasına tabi tutuldular. Hükümet ise yüz bin mülteciyi kırmızı çizgi öngörmüştü, yüzlerce katı oldu.
“Kimse sabrımızı taşıramaz” öngörüsü yapmıştı, IŞİD bombalarının katlettiği vatandaş sayısı yüzleri geçti; savaş uçakları düşürüldü, pilotlar şehit edildi; vatan toprağı konsolosluk işgal edildi, diplomatlar esir alındı.

SAVUNULAMAYAN POLİTİKALAR

Yazının Devamını Oku

Güven olmazsa koalisyon da olmaz

27 Temmuz 2015

KOALİSYON görüşmelerine rağmen ortada şöyle bir görüntü/kuşku var:
“AKP, 7 Haziran kararını beğenmediği milli iradeyi terörle uslandırıyor ki, seçime gittiğinde kendisinden af dileyip yeniden tek başına iktidar versin.”
Allah’tan Bülent Arınç, ‘hemen seçimin ülkeyi sevmemek olduğunu’ söyleyerek bu kuşku bulutlarını dağıtmaya çalıştı.
Arınç’ın bu sözleri AKP’nin görüşü gibi de okunuyor, ancak Saray’ın söylem ve tutumları hâlâ tersi işaretleri vermeye devam ediyor.
Cuma günü, AKP ve CHP heyetleri buluşmuşken Saray’ın, “Koalisyon olursa olur, olmazsa seçime gidilir” demesi de böyle izah edilebiliyor.

ÜÇ ÖNEMLİ NOKTA

Yazının Devamını Oku

Çivisi çıkarılmış devlet

22 Temmuz 2015

TÜRKİYE yine gencecik evlatlarını kalleş bir teröre kurban verdi.
Aylardır böyle karanlık terör eylemlerinin olabileceği söylenip duruldu; maalesef ki ülkeyi yönetenler dahil bazıları, bu sesleri duymazdan geldi.
Oysa, Reyhanlı’da başlatılan kanlı süreç Cilvegözü’nde, Antep’te, Niğde’de, Sultanahmet’te sürdürüldü; seçim öncesi HDP’nin Mersin ve Adana il binaları ile Diyarbakır mitinglerinde patlatılan bombalar da son kıvılcımlar oldu.
Ama yazık ki, 13 yılda istihbarattan emniyete, ordudan mülki idareye çivisi çıkarılmış bir devletle karşı karşıya olunduğundan katiller cezasız kalıyor; sorumluluğu paylaşıp özeleştiri yapan tek bir devlet/siyaset temsilcisi de çıkmıyor.

İSTİSMAR DEĞİL UYARI

Çünkü onlar, her uyarıyı ‘AKP/hükümet düşmanlığı’ diye bastırmakla meşgul.

Yazının Devamını Oku

Ülkenin kaybedilen 842 bin saniyesi

20 Temmuz 2015
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’na görevi verdiği günün daha akşamı partilere, ‘Milletin sabrını taşırmayın’ diye seslenmişti.

Cuma günü de Davutoğlu partilere, “Heybenizde ne varsa ortaya koyun. Bu ülkenin kaybedecek bir saniye dahi vakti yok” uyarısı yaptı.
Ama görevi daha erken verebilecekken son saniyeyi bekleyen Erdoğan’dı.
Yayılan havaya inanırsak Davutoğlu ise ‘heybesinde her şeyi hazır’, ekipler kurdurmuş, her parti için en detaylı hazırlıklar yaptırmış, tüzüklerinden girip programlarından çıkılmasını sağlamış bir liderdi.
Yani AKP’nin pozisyon almaya, detay çalışmaya hiç ihtiyacı yoktu; görüşmeleri süratle başlatıp, ‘hazırlıksız diğerlerini’ enselerinden yakalayabilirdi!
Ama, bırakın bir saniyeyi, Davutoğlu görevi alalı tam 864 bin saniye geçti, bunun sadece 18 bin saniyesi üç parti ile görüşme için harcandı.
‘Kaybedilen’ ise tam 842 bin saniye; 259 bin saniyesi Bosna ziyareti, 259 bin saniyesi bayram tatili, 324 bin saniye ise laylaylomla...
Hani, “AKP, her şeyi kendisi yapıp suçu başkasına yüklemede dünyada tek” iddiasını bir kenara koyalım da bu saniye hovardalığının nedeni ne ola ki?

SANKİ 45 GÜN DAVUTOĞLU’NUN

Yazının Devamını Oku

Erdoğan’la zor ki zor

15 Temmuz 2015

HERKES kabul ediyor ki koalisyon görüşmelerinin olumlu havada başlamasına CHP önemli katkı yaptı ve anlaşılan o ki bu tutumunu sürdürecek de.
‘Neden’ sorusuna 1999’a giderek yanıt verelim.
Deniz Baykal, bir gün ANAYOL hükümetini yıkan gensoruyu piyasaya sürdü.
Rahmetli Demirel dahi sandı ki Baykal’ın bir de çözümü vardı.
Baykal, “TBMM’de herhangi bir milletvekili de başbakan olabilir” deyince Demirel, görevi hemen Yalım Erez’e verdi, O da umutla sahaya indi.
Koalisyonu kuracak havadaydı, ama 54 milletvekilli CHP, bakanlıkların yarısını isteyerek işi yokuşa sürünce Tansu Çiller oyunu gördü.
Hemen Bülent Ecevit’in azınlık hükümetini kurdurdu.

Yazının Devamını Oku

Kılıçdaroğlu yanılmayı umuyor

13 Temmuz 2015

KOALİSYON görüşmeleri gecikmeli olarak nihayet bugün başlıyor, AKP ve CHP liderleri masaya, ‘genel eğilim yoklaması yapma’ niyetiyle oturuyor.
Ancak daha işin başında bu görüşme, kuşku bulutları altında yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümet kurma görevini vermedeki yavaşlığı; Başbakan Davutoğlu’nun bu önemli görevi almış olmasına rağmen, Bosna ziyaretini törenlerle sınırlı tutmak yerine, 3 günde tamamlaması; bayram gerekçesiyle görüşmelere ara verilecek olması Saray ve AKP’nin erken seçimi zorlama taktikleri diye yorumlanıyor.
Çünkü, böylece koalisyon görüşmeleri için mümkün olduğunca sınırlı zaman bırakmanın amaçlandığı izlenimi ediniliyor; oysa görüşmeler en az 15 gün önce de başlayabilir, 45 günlük seçim süresi başlamadan mesafe alınabilirdi.


SARAY VESAYETİ KUŞKU NEDENİ

Bu kuşkulara değindikten sonra, yapacağı ilk temas öncesi Davutoğlu’na, CHP’deki havayı ve bir diğer kuşkuyu aktarmakta yarar var.

Yazının Devamını Oku